22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yaşayan bir şiir 0) 0) »••• Ataol Behramoğlu, 1970 yılından beri "şiir" ve "şairler" üzerine yazdıklarını, kimi soruşturmalara verdiği yanıtları ve konuşmalarını "Yaşayan Bir Şiir" başlığı altında yayımladı. Nedense bizde şairlerin "şiir" üzerine yazmalarını kimileri istemezler. Ama "şiir" üzerine en güzel, en özlü yazıları da şairler yazmışlardır. Hatta incelemeleri. örnejin Fazıl Hüsnü Dağlarca için Cemal Süreya'nın incelemesi. Behramoğlu, "Yaşayan Bir Şiir'de şiirin pek çok sorunu üzerinde duruyor. "Toplumcu Şiir Üzerine Birkaç Söz, Halk Edebiyatları ve Günümüz Edebiyatına Etkisi, Devrimci Şiir, Şiir ve Slogan, Şiir ölür mü, Şiir lnsanhğın Ortak Dilidir" bunlardan birkaçı. Yalnızca yazıların başhkları bile Behramoğlu'nun şiir üzerine nasıl kafa yorduğunu gösteriyor. Her şiir yazanın, ama özellikle "Şairler... Şiirler" köşesine "devrimci şiir" yazdığını sananların mutlaka okuması gereken bir kitap "Yaşayan Bir Şiir". Burada sık sık tekrarlandığı gibi, yalnız şiir yazmak değil, şiirin sorunlarını da irdelemek isteyenlerin^yararlanacağı bir kaynak. Hiç olmazsa Behramoğlu'nun deyişiyle "Devrimci bir şii'den söz ediyorsak, hayata getirilecek devrimci bir yorumu, özde bir devrimciliği amaçlıyoruz elbette" diyebilmek için. i J J o Uğmk Ey konduğum sevda, gelip geçerken Kanadım yok artık, rüzgâr kalmadı bende Gidemem istesem de göğıinden ötelere... Yurdundan habersiz bir kırlangıç Yağmura tutulmuş şaşkın ve telaşlıyken Giderdi oysa uğrak sandığı bu vadiden Alıştım ellerine, alışlım sıcağma, giderdim oysa Sonu denizdir nasdsa her ırmağın, her nehrin Ya içimde dinmeyen korkusu yitip gilmenin Saklıyor beni kalbin dağlara benzer bir derinlikle Mavi ve sonsuz bir kuyudayım Fatıma... Kaldım ve yenildim kanattanma. Ülkesizdim. Stğındım sevmek renginde bir bayrağa Adnan Satıcı 3 • • Bir sözcükteki iharfi Atatürk ve Ismet Paşa zamanında birkaç dönem milletvekilliği yapmıştı. Ancak 1946 demokrasisine yöneldiğlmizde listeden çıkarılmış, bir daha milletvekili olamamıştı. Bu yüzden Ismet Paşa'ya da, partisine de kırgındı. Demokrat Parti'ye yönelmlşti ama parti daha muhalefette idi. Karpiç'in yuvartak masasında kuytu bir yere oturur, öğle akşam kadehlerlni yudumlardı. Demokrat Parti iktidara geldiğinde çok bir şey verilmemiş, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyesi olmuştu. Bu üyeliğin belki ünü sanı büyüktü ama, parası dişe dokunur bir şey değildi. Hep boyle sessiz miydi? Kıyılarda, köşelerde mi kalmıştı? Çumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaparken Istanbul balolarında. kızınca tabanca çektiği söylenirdi. Nâzım'ın Kemal Tahlr'e yazdığı mektuplarda okumuştum. Verilmiş olan haksız cezaların kaldınlması için girişimleri olmuştu. Nazım, Kemal Tahir'e, 'Aman mektuplannda Aka'ya yanıt ver,' diye öğutlüyordu. Selanik'ten bu yana bütün dostları siyaset içindeydi. ittihatçılar onu da Paris'e öurenci olarak yollamışlardı. Yonyo, Beyaz Kule'deki birfikte içtiği ahbapları iktidara gelmişlerdi. Onun da iktidarda payı olacaktı. Milletvekilliği belki de bundan ötürü idi. Çipil çipll mavi gözleri, ak pak yüzu, arkaya taranmış kıra çalan kumral saçları ile bu güngörmüş kişi çok konuşmazdı. Daha çok dinlerdi. Oysa konuşacak ne kadar çok sözü, övünecek ne kadar çok serüveni vardı. Şairierden aramızda en çok konuatugu Ahmet Muhlp Dranas'tı. Ikisi de Anadolu Ajansı nda Yönetim Kurulu üyesi oldukları için mi yıkjızları barışıktı, ya da iktidar yanlısı oldukları için mi? ikisinin kökenlnde de eski partillllk vardı. Artık ikisi de eski partllerine kırgın ve dargındılar. Belki parti işini çok iyi biliyorlardı. Bizler ise solcuyduk, parti işine daha başka açıdan bakıyorduk, kim bilirl Bir gün ömer Seyfettln'den söz açıldı, "Q«nç Kalemler'den barl arkadaşımdır," dedi Aka Gündüz. Şaşırmıştım, belli ki bir öykü anlatacaktı. Ağır ağır konuşmaya başladı. Dostları bir Cavtt Paşa varmış, ömer'i korurmuş. Paşa, bir gün ömer'den bir yazı istemiş. Konuyu vermiş, yazıyı bekliyormuş. ömer yazıyı (tezkereyi) yazıp getirmiş. Bunca yılın ünlü hikâyecisi.. Paşa yazıya bir göz gezdirmiş, bakmış bir yanlış var... "ömer Efendl, demlş, dahl sözcüğü noktalı olmayacak mıydı? Gallba unutmufsunuzl.." ömer Seyfettin diretmlş: "Hayır erandlm dahl noktasızdır." "Bllglnlze saygım var, Inanınm ama ömer Efendl, slz bir kez de Lug«tı Naci'ye baksanız!.." Ömer direnir, Paşa diklenir, sonunda sozlüğe bakarlar. Paşa haklı çıkar, ömer Efendi yenik düşer. ömer çok utanır, yazarlığından ötürü bilgisiz gibi olur. Yalandan bir haslalık uydurarak yatağa düşer. Beş on gün ortalarda görünmez olur. "Ömer Efendl nerede?" "Hasta, yatıyor." Paşa kalkar, görmeye gider. "Oğlum ömer Efendl" der, "Insan dahlnln noktası İçin on beş gün hasta yatar mı? Olur boyle şeyler, kalk Işlnln başına gell.." Aka GOnduz arada bir böyle öyküler anlatırdı ve bunlar kimsenin bilmediği öyküler olurdu. D Ses Ses olmayı denedin mi hiç Avaz olup çağırdın mı kimseleri Çığlık olup gecelerin böğrüne saplandm mı hiç? Hasan Oznan Islak şiir Hiç durmadı bu gece, Sabaha dek ağladı durdu gökyüzü Damlar, sokaklar, hatta Kirli sokak kedileri bile Tertemiz oldu... Hıçkırmadan, sarsılmadan Sessizce yanaktan süzülür gibi Herbir damlasında bir hüzün Binlerce aralıktan birinde Yağmur sabaha dek yağdı.. tsyanstz. inatsız Kendi hüznü kendı içinde Durmadan yağdı, Sessiz sedasız... Su bastı gözlerimi. Inci Yurdanur HUküm YüzyıUar geçecek Her şey o gün bitecek. Toprak vurgunu bir ateş eritip tizleştirecek yüreğimdeki ezgileri. Issız ovalarda çatlak dudaklı kadınlara sebil olan bir rüzgâr çocukluğumda yeşeren çimleri biçecek. Derinlere karışan ırmağın akıntısı kanatarak topraklarda sürecek adımı. Sonu çirkin bir ölümle biten yaşlı mezarcı yağmur yağarken yaşımı masallara gömecek. Her şey o gün bitecek. Sınırsız bir ormanda arayacağım seni ağaçlar üzerime devrilecek. Baykuşların yüzümü yaladığı bir gece dağlara çıkarken vuracaklar beni. Haykıracağım çoraklaşan acımla donacak önümde akan şarkısıyla ırmak sularda alevlenecek zaman. Her şey o gün bitecek. Ovalar yanacak göçtüğüm gece sensizliğin kızıl dumanı gözyaşımda karalara dönüşecek. Uzun bir yalnızlığa adandığım söylenecek sel olup akacak çağa gözlerim. Ve sonsuzluğa dağılan doğuş gülünün kokusu sinecek adımlarımm kumdan kazmtısına. YüzyıUar geçecek bir ben kalacağım yeryüzünde ölecek. Cem Kttte Denklem Ben keremeyle dedikçe sen Aslı var mı diyorsun; Bilmez misin Bir güvercin kanat vurur Vurur da orta yerine yüreğimın Acısı cana değer. Sen aslı var mı dedikçe ben Keremeyliyorum; Bilirim bir sevdalı Mendilini götürüp gözlerine Sevdalılar aşkına der de Yemini ele, yazgısı bize benzer. Hlkaeyin Dilmen 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle