23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENERJİ 6 Enerji alanının piyasalaştırılması doğal tekel gerçeğine çarptı Verimsiz üretim piyasayı belirliyor Elektrik enerjisi depolanamayan ve arztalep dengesinin sistem tarafından sürekli olarak, gerçek zamanlı korunması gereken bir üründür. Bu dengenin korunması ciddi bir planlama gerektirmektedir. Söz konusu dengenin sağlanabilmesi, üretim ile iletimin anbean koordinasyonu ile mümkündür. Elektrik iletimi ve dağıtımı geleneksel olarak ‘doğal tekel’ olarak adlandırılmaktadır. Mahir ULUTAŞ EMO Yönetim Kurulu Üyesi 980’lerden itibaren Türkiye’nin geçirdiği ciddi dönüşüm; muhafazakarlaşma ve din etkisinin toplumsal yapıdaki belirleyiciliği ve bu belirleyiciliğin altyapısını sağlayan kapitalist sistemin döngüsüyle açıklanabilir. Kapitalist sistemin dünya çapında yaşadığı büyük çaplı değişimlerin ülkeye yansıması; “özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikaların ve toplumsal örgütlenmelerin içinin boşaltılması ile sosyal devletin ve kamu kurumlarının tasfiyesi, sınıflar ve toplumsal katmanlar arasında uçurum, bireylerin bir taraftan atomize edilmesi, diğer taraftan cemaat anlayışının yaygınlaştırılması” sonuçlarını beraberinde getirdi. Kapitalizm ilk ortaya çıktığı dönemden itibaren, günümüzün moda deyişiyle küresel olmuştur. Kendinden önceki toplumsal sistemlerin tersine, temel amacı sermayenin genişletilmiş yeniden üretimi olan, bu nedenle sürekli genişleme, yeni pazarlar bulma ve yaratma zorunluluğu olan kapitalizm, gelinen noktada, yaşamın bütün alanlarının metalaştığı bir sistemdir. Kavramsal bütünlük açısından 1 vurgulanması gereken bir diğer nokta, sermayenin sadece yaygınlaşma değil, aynı zamanda yoğunlaşma (tekelleşme) eğiliminde olduğudur. Yani kapitalizmin “serbest rekabetçi” olarak adlandırılan döneminde bile rekabet; “piyasada hakimiyet kazanma, rekabeti yok etme” hedefiyle gerçekleştirilen bir şeydir. Başlangıcından itibaren kamu yatırımlarıyla gerçekleştirilen enerji alanının kapitalist sistemin krizine cevap vermek üzere piyasalaştırılmasıyla da bu alanda da aynı süreç dünyada yaşanmaya başlanmıştır. 1900’lü yılların başındaki kapitalist yapılanmanın temel karakteristiği, işgücünün ve sermayenin kendini yeniden üretebilmesi için gerekli olan, ancak kapitalist girişimcilerin finanse etmesi henüz mümkün olmayan eğitim, sağlık, iletişim, enerji gibi temel altyapı hizmeti ve kamusal hizmet alanlarında “sosyal devlet” anlayışı çerçevesinde devletin doğrudan yatırım yapmasıdır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrik alanı bu anlayış çerçevesinde bir kamu hizmeti olarak tanımlanarak, uzun yıllar elektrik üretim, iletim ve dağıtım hizmeti, dikey entegre bir yapı içerisinde kamu tekeli olarak sağlanmıştır. 1970’lerle birlikte kapitalizmin yeniden yapılanma süreci içerisinde, temel altyapı hizmeti alanları kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp piyasalaştırıldı. Böylece eğitim, sağlık, iletişim, enerji vs. alanları birer birer kâr alanı haline geldiler. Bu gelişmelerin arkasında, dünya çapındaki ekonomik krizle birlikte sermayeye yeni kâr alanları açma arayışı ve küresel sermayenin yoğunlaşma düzeyinin de artık bu büyük yatırım alanlarına yönelebilecek düzeye gelmesi gibi nesnel gerekçeler var. Türkiye’de de Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) bünyesinde sürdürülen elektrik üretim, iletim ve dağıtım hizmetlerinin 1980’lerden itibaren yeniden yapılandırılması tartışılmaya başlanmıştır. Önce TEK’in TEAŞ ve TEDAŞ olarak ikiye, ardından TEAŞ’ın EÜAŞ, TEİAŞ ve TETAŞ olarak üçe ve TEDAŞ’ın 20 bölgesel dağıtım şirketine bölünmesiyle, çok parçalı bir yapı oluşturulmuştur. Bir yandan dikey entegre kamu tekeli parçalanırken, diğer yandan da özel elektrik üretim şirketleri ortaya çıkmıştır. Yapİşlet (Yİ), YapİşletDevret (YİD), İşletme Hakkı Devri (İHD) ve otoprodüktörler gibi yöntemlerle ve özellikle doğalgaza bağlı ve alım garantili anlaşmalarla başlayan özelleştirmelerden sonra 2001 yılında çıkan “Elektrik Piyasası Kanunu” ile artık tam anlamı ile “piyasa” mantığı içinde bir elektrik enerjisi alanı yaratılıyor. Bu amaçla atılmış en son adım ise “Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği” (DUY) sistemi ile bir elektrik borsasının oluşturulmasıdır. korunması gereken bir üründür. Bu dengenin korunması ciddi bir planlama gerektirmektedir. Söz konusu dengenin sağlanabilmesi, üretim ile iletimin anbean koordinasyonu ile mümkündür. Elektrik iletimi ve dağıtımı geleneksel olarak “doğal tekel” olarak adlandırılmaktadır. Doğal tekel, bir hizmetin birden çok üretici tarafından yapılmasının fiziki veya ekonomik olarak olanaklı olmadığı, tek üretici tarafından daha az bir maddi ve toplumsal maliyetle hizmetin verilebildiği durumları anlatır. Prof. Dr. Orhan Türkay, “Mikroiktisat Teorisi” kitabında bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Bazı durumlarda belirli bir malın üretiminin ve satışının birden fazla firma tarafından yapılması imkansızdır. Maliyet ve üretim hacminin yarattığı bir durumdur bu. Üretim hacmi büyüdükçe firmanın ortalama maliyeti düşüyorsa veya firmanın uzun dönem ortalama maliyet eğrisi devamlı azalan bir eğri ise böyle bir durum ortaya çıkabilir. (...) Bu çeşit monopollere, piyasa şartlarının tabii bir sonucu olarak ortaya çıktıkları için, ‘tabii monopol’ denmektedir.” Elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımında da bu durum geçerlidir. İki yerleşim arasında birden fazla iletim hattı mümkün değildir. Aynı şekilde bir şehir içerisinde birden fazla dağıtım şebekesi de olanaksızdır. Yani gündemde olan dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesinin, kamu tekelinin yerine özel bir tekel yaratılmasından başka hiçbir anlamı yoktur. Elektrik üretim tesislerinin kurulması ve sisteme bağlantısı da doğal kaynağın bulunduğu yer gibi zorunlu nedenlerle doğal tekel kapsamında değerlendirilebilir. Kaldı ki elektrik hizmetinin ölçek ekonomisi kapsamında bütüncül işleyişi dikkate alındığında, hizmetin bütünüyle doğal tekel kapsamında değerlendirilmesi de kaçınılmazdır. Doğal tekel duvarı Elektrik hizmetinin özelleştirilmesine yönelik temel argümanları “rekabet ve hizmetin ucuzlayacağı” oluşturmaktadır. Kapitalist sistemin başlangıcında doğal tekel olduğu kabul edilip, kamu hizmeti anlayışı içerisinde sağlanması öngörülen elektrik hizmetinin bu kez sermayeye açılabilmesi için doğal tekel olmadığı, rekabet durumunda daha iyi hizmet Elektrik doğal tekel Elektrik enerjisi depolanamayan ve arztalep dengesinin sistem tarafından sürekli olarak, gerçek zamanlı ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle