Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 12 SÖYLEŞİ Altın: Türkiye’nin ekonomisi hızlı büyüyor, büyümek zorunda ve güç gereksinimi buna paralel olarak artmak durumunda. Halen kurulu olan güç yaklaşık 40 bin megavat. Ortalama yüzde 7’lik bir büyüme hızının 10 yıl süreyle devamı, bu gücün ikiye katlanmasını gerektiriyor. Bu ise, 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde başarılmış olanın, önümüzdeki 10 yılda tekrarı anlamına gelmekte. Ülkemiz kitlesel ölçekte üretime yönelik enerji kaynakları açısından, kendisine yeterli olmaktan uzak. Nitekim, 2007 yılında üretilen 180 milyar kilovatsaat civarındaki elektriğin yarıdan fazlası ithal kaynaklara dayalı olarak gerçekleşmiş. Bu oran giderek artma eğiliminde. En zengin olduğumuz fosil kaynak, 8.4 milyar tonluk bilinen rezervle, linyitlerimiz. Bu kaynağın kullanımında gerçekleştirilmesi planlanan artışlar, 2020 yılına kadar rezervlerin 1.5 milyar tonunu tüketmiş olacak. Ancak linyitlerimizin enerji yoğunluğu düşük olduğu gibi; kireç, kükürt ve nem oranı yüksek. Kaliteli bir kömürün enerji yoğunluğu 2022 megajul/kilogram civarında iken, bizim linyit rezervlerimiz için ortalama değer 7.8 megajul/kilogram (1900 kilokalori/kilogram) civarında. Ayıca; kükürt kirletici bir unsur oluşturur ve kireç yol açtığı curufla ısı iletimini aksatırken, yüksek nem oranı da enerji verimini düşürüyor. Nitekim, kömür santrallarımız halen yüzde 50 civarında emre amadelikle çalıştırılabilmekte. Sonuç olarak, Türkiye’nin elektrik üretim filosunda “temel yük” görevini, 2007 yılı itibariyle üretimin yüzde 48’ini sağlayan doğalgaz santralları üstlenmiş durumda. Halbuki, dışa bağlı olan bu kaynağın fiyatı, petrole endeksli olarak artıyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve temin güvenliğini arttırmak açısından, nükleer enerjiye gereksinimi var. teknolojidir. Türkiye’de kurulacak elektrik üreten bir reaktör sadece bu teknolojinin hazır kurulmuş bir bölümünün, başka bir deyişle sadece araçgereç ve bunların kullanım kılavuzu transferidir. Ayrıca bu teknoloji spektrumunun ancak yüzde10’luk bir bölümü, nükleer bilimimühendisliği içerir. Elektrikelektronik, makinekimya, inşaatmalzeme, madenmetalurji gibi alanlardaki diğer teknolojilerin nükleer çevrimin bütün aşamalarında daha önemli işlevleri vardır. Prof. Kılıç ve Prof. Altın, nükleer enerji konusunda Cumhuriyet Enerji’nin sorularını yanıtladı Nükleer enerji gerekli mi? Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığını belirtirken, teknoloji konusunda da "Türkiye’de kurulacak elektrik üreten bir reaktör, sadece bu teknolojinin hazır kurulmuş bir bölümünün başka bir deyişle sadece araçgereç ve bunların kullanım kılavuzu transferidir" görüşünü savundu. Banu SALMAN EMO Basın Danışmanı ürkiye’de 40 yıldır süren nükleer santral kurulumuna ilişkin tartışmalar, çeşitli ihale şaibeleriyle kapanan devrin ardından Kasım 2007 tarihinde yürürlüğe sokulan nükleer enerji yasasıyla birlikte yeniden alevlendi. Nükleer enerji kullanımına çeşitli gerekçelerle karşı çıkanların dışında 34 bilim insanı, mühendis ve uzmandan oluşan Türk Nükleer Enerji Forumu da hem yasaya, hem de Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) belirlediği kriterleri deyim yerindeyse eleştiri yağmuruna tuttular. AKP Hükümeti, yasada öngörülen ihaleye ilişkin yönetmeliği henüz yayımlayamadan Anayasa Mahkemesi yabancı personel çalıştırılmasına yönelik düzenlemeyi iptal ettiğini açıkladı. Yasa ve yönetmelik düzeyindeki tartışmaların ötesinde nükleer enerji gereksinimi olup olmadığını sorgulayabilmek için öncelikle Türkiye’nin enerji ihtiyacı, enerji ekonomisi, dünyadaki eğilimler konusunda bilim insanlarının görüşlerine başvurduk. Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Türkiye’nin 30 yıl önce ihtiyacı olmayan nükleer enerjiye 30 yıl sonra da ihtiyacı olmayacağını savunuyor. Prof. Kılıç, Türkiye’de nükleer santral kurulumuyla teknoloji değil, “araçgereç ve kullanım kılavuzları transferi” yapılacağını söylüyor. Prof. Dr. Vural Altın ise enerji talebi artan Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlık ve mevcut kaynak potansiyeli ile ilgili sıkıntılar nedeniyle “kaynak çeşitlendirme arayışı” kapsamında nükleer enerjiye gereksinimi olduğunu düşünüyor. Prof. Altın, insanlığın “hem yaşam tarzını koruyup enerji tüketimini artıralım, hem de çevreyi kirletmeyelim, fosil veya nükleer yakıt kullanmayalım” deme şansı olmadığını anlatırken, “Böyle bir cennet yok, en azından dünyamızda yok” diyor. Amerika’da enerji ve çevre konusunda çalışmalar yürüten Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ve TAEK Nükleer Güvenlik Danışma Komitesi Üyesi Prof. Dr. Vural Altın Cumhuriyet Enerji’nin nükleer enerji konusundaki sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Enerji: Sizce Türkiye’nin bugün nükleer enerji santralına ihtiyacı var mı? Türkiye’nin potansiyeli ve talep öngörüleriyle birlikte değerlendirir misiniz? Prof. Kılıç: 20 yıl öncesine kadar eğer nükleer santrallar kurulmazsa Türkiye’nin karanlıkta kalacağı söyleniyordu. Türkiye’nin 30 sene öncesinde de nükleer reaktörlere ihtiyacı yoktu, bundan sonraki 30 senede yapılacak enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar, elektrik üretim ve iletiminde yapılabilecek modernleşmelerle önümüzdeki 30 sene nükleer santrallara ihtiyacı olmayacak. Prof. ‘Nükleer teknolojiyi santral ayakta tutar’ Prof.Altın: Malum bir ünlünün dediği gibi: “Bilim ve teknoloji, yakaya takılacak bir rozetten ibaret değildir.” Özellikle uygulamalı bilimlerin ve hele de teknolojinin, ekonomik üretime ve toplumsal refaha doğrudan katkıda bulunması gerekir ki, yarattığı artı değerle kendi gelişmesini hızlandırarak sürdürebildiği gibi, temel bilimlerin ve sanat dahil kültürün diğer bileşenlerinin gelişmesini de finanse edebilsin. Nükleer teknoloji gibi kapsamlı bir alanı ayakta tutabilecek yegane üretim süreci, nükleer enerji üretimidir. Halbuki Türkiye’nin nükleer teknoloji açısından konumu halen, nükleer tıp ve tahribatsız muayene uygulamaları gibi iki yan alanla sınırlı. Cumhuriyet Enerji: Nükleer santralların kuruluş, işletim, yakıt, atık, güvenlik, söküm maliyetlerini diğer enerji santralları ile karşılaştırır mısınız? Prof. Kılıç: Bu yüzyılda enerji sektöründe yapılan özel ve kamusal yatırımlarda göz önünde tutulan küresel kriterlerin birincisi ekonomi; ikincisi teknoloji; üçüncüsü ekoloji; dördüncüsü bu ilk 3 kriterin boyutlarının değişik ülkelerdeki farklılığından doğan politik kriterler. Nükleer reaktörleri, bu yüzyıldaki küresel elektrik üretimi sektöründe bir perspektife koyabilmek için; 10 yıl önce, günümüz ve 10 yıl sonraki ekonomi kriterini incelememiz gerekir. 6 Mart 1999 tarihinde New York Times Gazetesi’nde yayımlanan “Nükleer Enerji Seçenekleri” başlıklı, Cambridge Energy Research Association analizlerine yer verilen, araştırma yazısında elektrik üreten nükleer santrallar ile ilgili bulgular şöyle: “1997 yılı itibarı ile nükleer reaktörün kilovatsaat başına yapım fiyatı 3 bin5 bin ABD Doları, kilovatsaat başına ürettiği elektrik enerjisinin maliyeti 2.1 sent. Bu santralın satılması halinde piyasa satış değeri kilovatsaat başına sadece 113 ABD Doları.” ABD Kongre Bütçe Ofisi’nin 2003 yılında kanunlaşan 10 yıllık enerji yatırımları bütçesinde (Congressional Budget OfficeCBO, Cost Estimates T ‘Teknoloji değil, kullanım kılavuzu transferi’ Cumhuriyet Enerji: Nükleer santral kurulumu nükleer teknoloji için zorunlu mudur? Türkiye’nin bugün nükleer teknoloji açısından konumu nedir? Prof. Kılıç: Nükleer enerji teknolojisi uranyum madeninin işletilmesi, öğütülmesi, zenginleştirilmesi, yakıt fabrikasyonu, reaktör dizaynı ve inşaatı, radyoaktif atıkların yeniden işlenmesi ve doğadan izolesini içeren bir ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ