Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ENERJİ verilmiş bulunan kararın hukuka aykırı olması, ‘ÇED olumlu kararı’ ile ‘ÇED gerekli değildir’ kararının ise yukarıda açıklandığı üzere farklı durumlara ilişkin olması nedeniyle, söz konusu projeler hakkında Bakanlıkça sakınca olmadığına dair verilen kararın ‘ÇED olumlu kararı’ veya ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’ ile eşdeğer karar olduğuna ilişkin 8 Eylül 2006 gün ve 7411 sayılı işlemde de sebep ve konu açısından hukuka uygunluk görülmemiştir.” Yargı kararında hukuk devleti vurgusu ise şöyle ortaya konulmuştur: “İptal edilen işlemler, hukuk aleminde hiç doğmamış olarak kabul edilir ve tesis edildikleri tarihten itibaren yürürlükten kalkarlar. Bu nedenle, mahkeme kararı ile iptal edilen işlemlerin, tesis edildiği tarihten itibaren hukuk aleminde hiç doğmadığının kabul edilmesi nedeniyle, hukuka bağlı olan idare tarafından gerekçesi ile birlikte iptal kararının doğrultusunda işlem tesis edilmesi hukuk devleti ilkesi gereğidir.” Ayrıca mobil santrallara Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 ay süreyle deneme izni verilmesine ilişkin işlemler için de Samsun 2. İdare Mahkemesi’nce oybirliğiyle yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Yapılan sözleşme gereği, çalışmadığı halde ayda 2.4 milyon dolar ödenen santralların yasalara ve yönetmeliklere uygun olmadığı yargı kararıyla saptanmasına karşın bu santralların çalıştırılmasına yönelik ısrar karşısında sözcülüğünü EMO Samsun Şubesi’nin yürüttüğü Samsun Çevre Birlikteliği mahkeme kararlarının uygulanması için yerel gazetelere “Açık davet” başlıklı ilanlar vererek, mülki ve idari amirleri göreve davet etmiştir. Bu gelişmelerin sonucunda mobil santrallar yeniden durdurulmuştur. Bir an evvel enerji politikalarında yargı ve yöre halkıyla inatlaşma yerine uygun çözüm üretmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. ? hedeflenmeli, alınmayan gazın bedelinin ödenmesine cevaz veren, gazın üçüncü ülkelere satılmasını önleyen hükümler iptal edilmeli. Gaz ihracatçısı kuruluşlarla yapılacak ayrı ticari anlaşmalarla satın alınan gaz bedellerinin mal ve hizmet ihracıyla ödenmesi sağlanmalı. Gaz teslimatlarında ihracatçı ülkelerden kaynaklanan eksiklikler ve aksamalar tazminat konusu olmalı. İhracatçı ülkelerin günlük, aylık, yıllık satış miktarlarını taahhüt etmeleri sağlanmalı. 5. BOTAŞ’ın yürüttüğü Hazar ve Ortadoğu ülkelerinin gaz arzını Yunanistan üzerinden İtalya’ya, Bulgaristan, Romanya Macaristan, Avusturya ve Orta Avrupa’ya ulaştırmayı öngören projeler desteklenmeli. 6. Doğalgazda Rusya’ya ve İran’a bağımlılığın azaltılmasına yönelik çalışmalar yürütülmeli. Güvenilir yeni kaynaklardan arz çeşitlendirilmesi sağlanmalı. 7. Yerli doğalgaz üretiminin artırılmasına çalışılmalı. TPAO’nun doğalgaz ve petrol arama çalışmaları desteklenmeli. Zonguldak taş kömürü sahalarında olduğu bildirilen metan kaynaklarının araştırılması sonuçlandırılmalı ve metanın ticari olarak kullanım imkanları sağlanmalı. 8. Doğalgaz Yasası’nda değişiklik yapılarak ithalat kısıtlamaları kaldırılmalı ve BOTAŞ’ın mevcut doğalgaz sözleşmelerinin özel kuruluşlara devrine son verilmeli. 9. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de petrol ve doğalgaz arama, üretim, iletim, dağıtım ve satış faaliyetleri dikey bütünleşmiş bir yapıda sürdürülmeli. 10. Arz güvenliği açısından artan doğalgaz tüketimine paralel olarak depolama kapasitesi arttırılmalı. 11. Temel bir ihtiyaç olan doğalgaz fiyatları üzerindeki yüzde 18 KDV düşürülmeli, ÖTV kaldırılmalı. 12. Doğalgazla ilgili uygulama esaslarının belirlenmesinde meslek odalarının düzenli katkısı sağlanmalı. 13. Kentsel dağıtım şebekelerinde, bina servis bağlantılarında, bina iç tesisatlarında, ulusal standart ve şartnameler uygulamaya konulmalı. 14. Doğalgaz sektöründe yerli imalat geliştirilmeli ve standartizasyon sağlanmalı. 15. Doğalgaz yakıtlı enerji santrallarının tasarımı, yurtiçinde yerli mühendislik kuruluşları eli ile yapılmalı. Bu santralların makine ve ekipmanlarının yurtiçinde üretimine yönelik ArGe çalışmaları yapılmalı. 16. Doğalgaza bağımlı enerji politikalarından bir an önce vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmalı. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ M MO Basın Makina Mühendisleri Odası (MMO), hazırladığı Doğalgaz Raporu’nda özellikle elektrik üretiminde yoğun olarak kullanılan doğalgaza yönelik hızlı talep artışı olduğuna dikkat çekerek, enerji arzında kırılganlık yaratıldığı uyarısında bulundu. Raporda, BOTAŞ’ın doğalgaz talep projeksiyonu ile sözleşmeye bağlanmış alım miktarları karşılaştırıldığında 2011 yılından itibaren doğalgazda açık riski bulunduğu bildirildi. MMO’nun Mart 2008 tarihli Doğalgaz Raporu’nda, Türkiye’de plansız ve dışa bağımlı bir şekilde gelişen doğalgaz talep artışıyla birlikte enerji arzının da kırılgan ve riskli hale gelmesine neden olunduğuna işaret edildi. Rapordaki verilere göre, 2005 yılında 27.4 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2006 yılında yüzde 14 artışla 31.1 milyar metreküpe, 2007 yılında yüzde 17 artışla 36.4 milyar metreküpe çıktı. Raporda doğalgaz tüketiminin bu yıl yüzde 36.86 ile son 3 yılın toplam artış düzeyine ulaşarak, 37.5 milyar metreküpe çıkmasının, 2020’de ise 61 milyar metreküpü aşmasının öngörüldüğü belirtildi. Hızla artan doğalgaz talebindeki en büyük etkenin, 2007 yılı doğalgaz tüketimi içinde yüzde 56.06 oranında pay sahibi olan elektrik enerjisi üretimi olduğu kaydedildi. Türkiye’nin, elektrik üretiminin yüzde 45.3’ünü doğalgazla sağlayan bir ülke olarak, Avrupa’da yüzde 57.7 oranıyla birinci olan Hollanda ve yüzde 49.1 oranıyla ikinci sırada bulunan İtalya’dan sonra üçüncü konumunda yer aldığı belirtilen raporda, dünya doğalgaz tüketiminin yüzde 70’inin Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya Bölgesi’nde bulunan gelişmiş ülkeler tarafından gerçekleştirildiği ve önümüzdeki 20 yıl içerisinde de doğalgaz kullanımının artacağı, elektrik üretiminde de daha fazla kullanılacağı anlatılırken, ülkelerin ithal ve ihraç kaynaklarını çeşitlendirme çalışmalarında “doğalgazın öneminin artacağı” ifade edildi. Raporda, bugüne değin doğalgaz fiyatlarının BOTAŞ tarafından belirlendiği anımsatılarak, Türkiye’nin doğalgaz alım fiyatlarının kesin olarak ne olduğunun “ticari sır” gerekçesiyle yetkililerce hiç bir zaman açıklanmadığına dikkat çekilirken, cari fiyatların bugün 1000 metreküp başına 380385 ABD Doları düzeyinde olduğu tahminine yer verildi. BOTAŞ tarafından yapılan talep projeksiyonu ve kontrata bağlanmış alım miktarları karşılaştırıldığında, 2011 yılından itibaren doğalgaz açığının meydana geleceği uyarısında bulunulan ENERJİ ENERJİ ENERJİ 2011’den sonra doğalgazda açık tehdidi MMO’nun hazırladığı Doğalgaz Raporu’ndaki verilere göre, 2005 yılında 27.4 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2006 yılında yüzde 14 artışla 31.1 milyar metreküpe, 2007 yılında yüzde 17 artışla 36.4 milyar metreküpe çıktı. Raporda doğalgaz tüketiminin bu yıl yüzde 36.86 ile son 3 yılın toplam artış düzeyine ulaşarak, 37.5 milyar metreküpe çıkmasının, 2020’de ise 61 milyar metreküpü aşmasının öngörüldüğü belirtildi. raporda, “Toplam enerji tüketimi içinde bu kadar yüksek paya sahip doğalgazda arz güvenliğinin sağlanması için gereken önlemler alınmalıdır” denildi. Raporda Ankara doğalgaz dağıtımı ayrı bir bölüm halinde incelenirken, EGO’dan ayrılıp özelleştirilmek üzere ayrı bir şirket haline getirilen Başkent Doğalgaz Dağıtım için öngörülen ayrıcalıklı fiyat uygulamasına diğer dağıtım şirketlerinin kendilerine emsal oluşturacağı gerekçesiyle sessiz kaldıkları savunuldu. düzenlenmesi gerektiği savunuldu. Enerji alanına yönelik bu bütüncül değerlendirmelerden sonra doğalgaz konusunda raporda özetle şu saptama ve önerilere yer verildi: 1. Doğalgaz yakıtlı yeni projeler, elektrik enerjisi üretimi içinde doğalgazın payının düşürülmesini öngören hedef ve politikalara uygun olmalı. Elektrik üretiminde doğalgazın payı bugünkü yüzde 50’lerden kademeli olarak yüzde 30’lara ve nihai hedef olarak yüzde 25’lere düşürülmeli. 2. Doğalgaz temin politikalarının belirlenmesinde kapalı kapılar ardındaki gizli diplomasi yerine, ilgili tüm kesimlerin katılacağı ulusal strateji belirlenmesi çabalarına ağırlık verilmeli. 3. Doğalgazın sektörel kullanım uygulamalarını irdeleyecek ve teknik uygulama esaslarını belirleyecek yetkili kuruluş olarak Doğalgaz Enstitüsü oluşturulmalı. 4. Mevcut doğalgaz alım sözleşmeleri “takriri müzakere” konusu yapılmalı, anlaşmalarda fiyat iyileştirmeleri ENERJİ ENERJİ ENERJİ Enerji Bakanlığı güçlendirilmeli Raporda, genel enerji politikalarına ilişkin olarak da çözüm önerilerine yer verilirken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın güçlendirilmesi, uzman ve liyakat esasına göre istihdam politikası uygulanması istendi. Raporda, hem lisans veren, hem kural koyan, hem denetleyen ve yargılayan konumunda bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) gözden geçirilerek, işlevsel, yapısal ve kadrosal açıdan yeniden ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ