Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 16 HES ve rüzgar potansiyeli duruyor, ithal kömür, doğalgaz ve nükleer santral kurulmak İsteniyor Samsun yanlış politikaların kurbanı Enerji alanında gerçekçi planlama anlayışından uzak yaklaşımlarla kamu tasfiye edilmeye çalışılırken, yaratılan suni enerji krizleriyle her türlü olumsuz şartlar taşıyan uygulamalar devreye sokulmaktadır. Bu anlayışla özel sektöre rant sağlayacak alım garantili YİD, Yİ, İHD ile enerji sektöründe merkezi bütüncül yapı yok edilerek ülke milyarlarca dolar zarara uğratılmıştır. Suat YILMAZ EMO Samsun Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı lkemizde 1980’li yıllardan sonra uygulamaya konulan liberal ekonomi politikalarıyla birlikte enerji alanında ciddi bir kaos meydana getirilmiştir. Bu kaos nedeniyle bir dönem almadığı elektriğe para ödemek zorunda kalan kamu, bu dönemde de özel sektör yatırım yapsın diye beklenildiği için elektrik açığı ile karşı karşıyadır. Bugünlerde ise elektrik açığına karşı kamu zararına uygulamalar devreye sokulmak istenmektedir. Tüm bu uygulamalar nedeniyle, enerji alanında toplumsal ihtiyaçlar ile bunların ucuz, sürekli, kaliteli ve insan yaşamına duyarlı bir şekilde karşılanabilirliği arasındaki makas her geçen gün açılmaktadır. Enerji politikalarının üretimden tüketime bütüncül bir yapıda belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bütüncül strateji gerekliliği içerisinde ülke gerçeklerinin göz önünde bulundurulması da ayrıca bir zorunluluktur. Kaynakların akılcı kullanımının sağlanabilmesi için, planlama, eşgüdüm ve denetleme faaliyetlerinin merkezi bir yapı içerisinde sağlanması gerekmektedir. Enerjinin genel ekonomiden insanların günlük yaşamlarına varıncaya kadar etkin bir rol oynadığı dikkate alındığında bu bütüncül stratejinin belirlenmesinde kamusal düzeyde eşgüdüm ihtiyacı kadar toplumun ve konunun uzmanı olan kesimlerin görüşlerinin alınması da önemli olmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde, günübirlik politikalar uygulanmaktadır. “Ülkemiz karanlıkta kalıyor” söylemleriyle ya alım garantisi, tahkim gibi ağır koşullar altında özel sektörle sözleşmeler imzalanmakta; ya elektrik üretiminde payı yüzde 50’lere ulaşan doğalgaz kullanımıyla ithal kaynak bağımlılığı artırılmakta ya da 1520 yıl sonra devreye girecek örneğin nükleer santral gibi pahalı ve riskli yatırımlara yönelinmektedir. Bu gerçekçi planlama anlayışından uzak yaklaşımlarla kamu tasfiye edilmeye çalışılırken, yaratılan suni enerji krizleriyle her türlü olumsuz şartlar taşıyan uygulamalar devreye sokulmaktadır. Bu anlayışla özel sektöre rant sağlayacak alım garantili Yapİşlet Devret (YİD), Yapİşlet (Yİ), İşletme Hakkı Devirleri (İHD) ile enerji sektöründe merkezi bütüncül yapı yok edilerek ülke milyarlarca dolar zarara uğratılmıştır. Bu özelleştirme yöntemlerinin kamuya zararlarının ortalığa dökülmesinin ardından bu kez serbest piyasa yaratılacağı ve bu alım garantilerinin verilmeyeceği iddiasıyla sözde yeni bir dönem başlatılmıştır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Yasası 2002 yılından itibaren Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun faaliyete başlamasının ardından kamunun yeni yatırımları durdurulmuş, özel sektörün yatırım yapması beklenmeye başlanmıştır. Ancak aradan geçen sürede özel sektörün gereken yatırımları yapmaması nedeniyle ciddi bir yatırım açığı doğmuştur. Bu yatırım açığına da doğalgaz ile çalışan santralların fiyat artışı talepleri eklendiğinde elektrikteki açmaz büyümüş, 2006 ve 2007 yılı yaz aylarında ciddi elektrik kesintileri yaşanmıştır. Elektriğin yüzde 10’luk bölümünün alınıp satıldığı dengeleme ve uzlaştırma adı verilen borsa sisteminde fiyatlar 23 kat artmıştır. Böylece kamu pahalı elektrik satın almaya başlarken, artık özel sektör için bu fahiş fiyatlarla yatırım yapmak kârlı konuma gelebilmiştir. Kamusal planlamadan aciz politikalar nedeniyle yeniden başa dönülmüş, yine “karanlıkta kalacağız” söylemleriyle kamu zararına uygulamalar devreye sokulmaya başlanmıştır. planlamadan uzak, serbest piyasa inisiyatifiyle kamu yörüngesinden çıkmış olan bu uygulamaları şöyle sıralayabiliriz: Samsun’da 2000’li yıllardan bugüne yaşanan mobil santrallar süreci. Samsun ve Sinop illerinde yapılmak istenilen ithal kömüre dayalı termik santrallar. Sinop ilinde yapılmak istenen nükleer santrallar. Mobil santral inadı 2000’li yıllarda “Ülke karanlıkta kalıyor” söylemleri ile Samsunluların iradesi dışında konuşlandırılan mobil santralların faaliyetleri, Samsun Barosu’nun öncülüğünde Samsun Çevre Birlikteliği’nin hukuksal ve toplumsal mücadelesi ile durdurulmuştu. Ancak alım garantileri nedeniyle kamu bu hukuksuz santrallara yaklaşık 200 milyon dolar ödeme yapmak zorunda kaldı. Söz konusu santrallar çalışmadığı için ülke karanlıkta kalmadığı gibi alınmayan enerjiye para ödemek zorunda kalınırken, bu kez de yine yanlış politikaların sonucu ülkenin elektrik açığıyla karşılaşması sonucunda bu santrallar 2007 yılında yine hukuk dışı uygulamalarla devreye alındı. 1 Ağustos 2007 tarihinden itibaren çalıştırılmaya başlanan bu mobil santralların faaliyetleri yürütülen hukuki mücadele çerçevesinde yeniden durdurulmuştur. İthal yakıtlı santrallar kuyruk oldu Mobil santralların çevreye verdiği zarar açıkça ortada dururken, Samsun bölgesi yeni bir tehditle karşı karşıya bırakılmıştır. Türkiye’nin en değerli ovalarından, ülkemizin sebze ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Çarşamba Ovası ile Tekkeköy İlçesi’nde ithal kömür ve doğalgaz ile çalıştırılacak 6 adet toplam 4 bin 105 megavat kurulu güçte termik santral kurulmak istenmektedir. Bu santrallar, ülkenin elektrik üretiminde yüzde 50’ye ulaşmış Yeni yanlışlar zinciri Özellikle Samsun ve civarında kamu zararına uygulamaların yoğunlaştığı görülmektedir. Bir plansızlık örneği olarak bölgede ciddi bir kapasite projeksiyonu yapılmaksızın, büyük çaplı elektrik üretim tesisleri kurulmasına yönelim bulunmaktadır. Bölgede, ülke gerçekleriyle bağdaşmayacak yatırımların yapılmasına yönelik vizeler verilmeye başlanmıştır. Merkezi Ü DSİ VII. BÖLGE (Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Ordu) HALEN İŞLETMEDE OLAN TESİSLER Hidroelektrik Santralın Adı ALMUS ALTINKAYA ATAKÖY DERBENT DURUCASU HASANUĞURLU KÖKLÜCE LADİK BÜYÜK KIZOĞLU SUATUĞURLU Toplam Kurulu Güç (MW) 27.00 700.00 5.50 58.30 0.80 500.00 90.00 0.40 76.00 1 458.00 Üretim Ortalama (GWh) 99 1.632 8 257 3 1 217 588 2 345 4 150.50 Güvenilir (GWh) 39 1.236 8 201 2 820 577 1 206 3 090.00 İşletmeye Açılış Yılı 1966 1988 1989 1991 1955 1982 1988 2001 1982 İL Tokat Samsun Tokat Samsun Amasya Samsun Tokat Samsun Samsun İlçe ALMUS BAFRA NİKSAR BAFRA TAŞOVA ÇARŞAMBA NİKSAR LADİK ÇARŞAMBA ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ