24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 ENERJİ Elektrik enerjisinde yeni dışa bağımlılık rotası çizildi Yerli kömüre dayalı çalışan termik santrallar (Megavat) EÜAŞ EÜAŞ Bağlı Ortaklığı 2.714 2.714 Otoprodüktör İşletme Hakkı Devri 260 620 35 295 620 Toplam 8.341 335 8.676 İthal kömür açmazı Kömür rezervleri dünya üzerinde 70’den fazla ülkede bulunmaktadır. En büyük rezerv miktarı 247 milyar ton ile ABD’ye aittir. Bu ülkeyi, 157 milyar ton ile Rusya ve 115 milyar ton rezervle Çin izlemektedir. Dünya kanıtlanmış kömür rezervinin yüzde 60’a yakını bu üç ülkede, yüzde 90’a yakını ise toplam 8 ülkede bulunmaktadır. Dr. Nejat TAMZOK Maden Mühendisleri Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi lkemiz elektrik üretiminde kömür, ilk defa geçtiğimiz yüzyılın başlarında Silahtarağa Santralı’nda kullanılmıştır. Zonguldak’tan taşınacak taşkömürlerinden elektrik üretecek olan Silahtarağa Santralı, 1914 yılında Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi tarafından tamamlanmış, aynı yıl bu santraldan İstanbul’a elektrik verilmeye başlanmıştır. Bu tarihten itibaren ülkemiz elektrik üretiminde kömürün kullanımı, giderek toplam içerisindeki ağırlığı düşmekle beraber, her zaman öncelikli bir konu olmuştur. Toplam kullanım içerisinde kömürün payı, özellikle 1950’li yıllara kadar oldukça belirgindir. Ancak, 1950’li yılların sonlarından itibaren yüksek kapasiteli hidrolik barajların ve 1967 yılından itibaren ise petrol ürünlerinin elektrik üretiminde yoğun şekilde kullanılması, kömürün payını 1970’li yıllar boyunca önemli ölçüde geriletmiştir. Bununla beraber, özellikle 1970’li yıllarda yaşanan iki büyük petrol krizinin etkisiyle elektrik üretiminde kömür kullanımı tekrar bir sıçrama yapmış ve 1986 yılında yüzde 50’ler düzeyini tekrar yakalamıştır. Linyit 4.747 Taşkömürü 300 Toplam 5.047 Ü Elektrikte kömürün payı azaldı Özellikle büyük kentlerde ortaya çıkan hava kirliliği nedeniyle artan çevre duyarlılığı ve petrol krizleri nedeniyle ağırlık verilen petrol aramaları sırasında geniş doğalgaz rezervlerinin bulunması ile bu gelişme paralelinde birleşik gaz çevrim türbin (CCGT) teknolojisindeki gelişmeler, ülkemizde 1986 yılından itibaren kömürün karşısına yeni bir rakip ortaya çıkarmıştır: Doğalgaz. Bu tarihten itibaren doğalgazın elektrik üretimindeki payı sürekli artış gösterirken kömürün payı ise aynı oranda azalmıştır. 2006 yılı itibariyle elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 26.5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu oranın, sadece yüzde 18.4’lük kısmı yerli linyit kömürüne aittir. ENERJİ ENERJİ ENERJİ Ülkemiz elektrik üretiminde kullanılan yerli kömürler, ağırlıklı olarak düşük kaliteli ve linyit olarak ifade edilen kömürler olup, taşkömürünün kullanımı oldukça sınırlıdır. Çeşitli tarihlerde çok küçük ölçekli otoprodüktör santrallar kurulmuş olmakla birlikte, taşkömürü kullanan santrallar arasında Çatalağzı A ve B santrallarının önemli ağırlıkları olmuştur. Linyite dayalı termik santrallar ise, 1973 yılına kadar genellikle çok küçük ölçekli otoprodüktör santrallar şeklinde kurulmuştur. Bunun iki istisnası, 1956 yılında işletmeye giren 65 megavat gücündeki Tunçbilek A Santralı ile her biri 22 megavat gücündeki iki ünitesi sırasıyla 1957 ve 1958 yıllarında çalışmaya başlayan Soma A Santralı’dır. Linyite dayalı büyük kapasiteli termik santralların devreye alınışları ise, 1973 yılından itibaren gerçekleşmiştir. Bu tarihte, 600 megavat gücündeki Seyitömer Santralı’nın 300 megavat gücündeki ilk iki ünitesi işletmeye alınmıştır. Bu tarihten itibaren 2000 yılına kadar, yerli kömüre dayalı büyük ölçekli termik santrallar ardı ardına kurulmuştur. yılları arasında yerli kömüre dayalı herhangi bir termik santral işletmeye alınamamıştır. Beş yıllık bir aradan sonra, 20052006 yıllarında 1440 megavat kurulu gücündeki AfşinElbistan B Santralı ile 320 megavat kurulu gücündeki akışkan yatak teknolojisine sahip Çan Santralı, yine kamu tarafından yapılan yatırımlar ile işletmeye alınabilmiştir. Yerli kömüre dayalı santrallardan Çayırhan Santralı hariç tümü Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) ya da bağlı ortaklıkları tarafından işletilmektedir. Çayırhan Santralı ise, 1999 yılından itibaren Park Termik Anonim Şirketi tarafından İşletme Hakkı Devri kapsamında çalıştırılmaktadır. Büyük kapasiteli santralların dışında, günümüzde linyit kömürü kullanan 21 adet küçük ölçekli otoprodüktör santral bulunmaktadır. Genellikle şeker fabrikalarına ait olan bu santralların toplam kurulu güçleri 295 megavattır. Dolayısıyla, ülkemizde yerli taşkömürü ya da linyite dayalı termik santralların toplam kurulu gücü 8 bin 676 megavattır. İşletmede olan bu santralların dışında, yerli kömüre dayalı santral kurmak amacıyla yeni üretim lisans ya da lisans başvurularının toplam kurulu güç büyüklüğü ise 2 bin 141 megavattır. İthal kömür santrallarına hücum 1989 tarihli Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ithal kömüre dayalı santral kurma düşüncesi yer almakla beraber, ülkemizde ithal kömür santrallarının kuruluşu oldukça yenidir. Bugün ülkemizde, ithal kömüre dayalı 3 santral işletmededir. Bunlardan en büyüğü, Hatayİskenderun’da Alman sermayesi tarafından kurulan Bin 320 megavat kurulu gücündeki İsken ithal kömür santralıdır. Yapİşlet kapsamında olan bu santral 2004 yılında işletmeye alınmıştır. İşletmede olan diğer ithal kömür santralları ise: İçdaş Çelik Enerji Şirketi’ne ait Çanakkale Biga’da kurulu 135 megavat gücündeki santral ile Çolakoğlu Metalurji AŞ’ye ait KocaeliDilovası’nda kurulu 190 megavat gücündeki santraldır. İsken Santralı konvansiyonel sistemle işlemekteyken, diğer iki santral akışkan yatak yakma teknolojisine sahiptir. Dolayısıyla ithal kömüre dayalı mevcut santralların toplam Türkiye kurulu gücü içerisindeki payı yaklaşık yüzde 4 düzeyindedir. Bununla beraber, 2007 yılı, firmaların ithal kömür santralı kurma amacıyla Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) yoğun lisans başvurusunda bulundukları bir yıl olmuştur. İthal kömür santralı kurma amaçlı yapılan lisans başvurularına ilişkin toplam kurulu güç 15 bin 373 megavattır ve söz konusu başvuruların 15 bin 237 megavatı 2007 yılının son 8 ayında yapılmıştır. Başvuruların 749 megavatlık kısmına lisans verilmiş, kalanı EPDK tarafından incelenmektedir. Sonuç olarak, ithal kömüre dayalı santral başvuruları bakımından ilginç bir durumun yaşandığı görülmektedir. Mevcut taleplerin olumlu değerlendirildiği ve tamamına üretim lisansı verildiği varsayıldığında, ithal kömür santrallarının toplam kurulu güç içerisindeki payının yaklaşık yüzde 30’lar düzeyine yükseleceği anlaşılmakta olup, bu durumda ülkemizin enerji arz güvenliği bakımından yeni sorunlarla karşılaşması muhtemeldir. Dolayısıyla, ithal kömüre dayalı santrallar bakımından yaşanabilecek olan zorlukların, piyasadaki potansiyel tehlikelerin ve muhtemel risklerin öngörülebilmesi ve planlamaların söz konusu öngörülere dayandırılması, ülkemiz enerji arz güvenliği bakımından önemlidir. Bu çerçevede; küresel kömür piyasasının, bu piyasadaki arztalep dengesinin ve buna bağlı fiyat hareketlerinin araştırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Özel sektör kömüre yatırım yapmıyor Bununla beraber, elektrik üretimine yönelik yatırımların özel sermaye tarafından yapılabilmesine yönelik oluşturulmaya çalışılan serbest piyasa modeli çerçevesindeki düzenlemeler, yerli linyitlere dayalı santral yatırımlarını önemli ölçüde aksatmıştır. Elektrik sektöründe neoliberal yeniden yapılanma dönemi olarak tanımlanabilecek süreç boyunca doğalgaz çevrim santralları yerli kömürlere dayalı santrallara tercih edilmiştir. Dolayısıyla, 2000 ile 2005 ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle