Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 10 Küresel sermaye baronları Irak Petrol Yasası’nın çıkmasını bekliyor Irak’ta petrol kavgası Irak Petrol Yasası sürekli olarak yeraltı zenginliklerinin Irak halkına ait olmasına atıf yapsa da, satır aralarında kalan ayrıntılar petrolün uluslararası sermayeye ve uluslararası sermayeye siyasal olarak destek veren (Kürtler) Iraklı grupların beklentilerine uygun olarak çıkarılmasına zemin hazırlıyor. Bahadır Selim DİLEK NKARA 11 Eylül saldırılarının ardından Washington yönetimi önce Afganistan’ı, sonra da Irak’ı hedef aldı. George Bush, dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in elinde kitle imha silahları olduğunu yansıtmadığının anlaşılması çok uzun sürmedi. Irak’ta ne kitle imha silahı vardı, ne de Baas rejimi teröre destek veriyordu. Çok geçmeden ABD’nin Irak’a demokrasi ve insan hakları getirmeye hiç niyetinin olmadığı da ortaya çıktı. petrol gelirinin yüzde 75’ini almaları öngörülmüştü. Maliki de destek vermişti İlginç olan ise Nuri El Maliki hükümetinin de bu yasaya destek vermesiydi. Yasaya göre BP, Shell ve Exxon gibi petrol devlerine Irak’taki petrol alanlarında yatırım yapma ve 30 yıl boyunca petrol çıkarma hakkı tanınacaktı. Bu da Irak petrolünün 1972 yılında ulusallaştırılmasının ardından ilk kez uluslararası sermayeye açılması anlamına geliyordu. Oysa 2003 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, “Savaşın maliyeti çok büyük ancak Irak petrolü Iraklılarındır ve onların yararına kullanılacak, petrol için savaşmıyoruz” demişti. Yasa ile şirketlerin, yatırım maliyetlerini karşılayana kadar çıkardıkları petrolün yüzde 75’ine el koyması ve daha sonra kârın yüzde 20’sini alması sağlanacaktı. Bu yüzde 20’lik oran bile uluslararası anlaşmalarda uygulanan standardın iki katıydı. Böylece İran ve Suudi Arabistan gibi petrol endüstrisinin devlet kontrolünde olduğu ülkelerin bulunduğu bir coğrafyada Irak adeta bir açık pazar haline gelecekti. Gerekçe yeraltı kaynakları Asıl gerekçe petroldü. Daha doğrusu Irak’ın petrol ve doğalgaz gibi yer altı zenginlikleriydi. ABD 2003 yılından sonra ülke içinde siyasi yapılanmayı tamamladı, Kürt grupların beklentilerini karşıladı. İşgal sırasında ABD güçlerine en büyük desteği Kürtler vermişti. Irak Anayasası ile ABD’nin bu ülke üzerindeki uzun erimli çıkarlarının korunması için gerekli altyapı hazırlandı. Sıra ABD öncülüğündeki küresel sermayenin petrol ve doğalgaz konusundaki çıkarlarının bir yasa ile meşrulaştırılmasına gelmişti. Çok geçmeden ABD’li uzmanların da katkılarıyla, 15 Ocak 2007 tarihli “Irak Cumhuriyeti Petrol ve Doğalgaz Yasa Tasarısı” hazırlandı. Sadece Arapça hazırlanması gereken yasa taslağının İngilizcesinin de hazırlanması ihmal edilmemişti. Sözün özü, Washington yönetimi hem Irak savaşında harcadığı parayı geri almak, hem de Cumhuriyetçilere destek veren ve içinde önemli sermaye gruplarının bulunduğu petrol tekellerini tatmin etmek istiyordu. Aslında yasa tasarısı hazırlanmadan önce, Irak petrolünün ve doğalgazının kimler tarafından nasıl paylaşılacağı bilgisi ortaya çıkmıştı. Buna göre, 115 milyar varillik Irak petrolünün aslan payını ABD ve İngiltere alacaktı. Bu yasayla Batılı şirketlerin, 30 yıl boyunca Irak’tan petrol çıkarma hakkını ellerinde bulundurması ve yatırım maliyetlerini karşılayana kadar da Kürt yönetimi yasaya çekince koydu Ancak yasa taslağının parlamentoya sunulmasının ardından hiç beklenmedik bir gelişme oldu. Daha önce yasanın çıkması için çaba gösteren bölgesel Kürt yönetimi, yasaya çekince koydu. Bölgesel yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani, daha önce “Bölgede çıkan petrolden daha fazla pay almak istiyoruz. Payımızın artırılmasını istiyoruz, yıkılmış bir ülkeyi inşa etmek için petrole ihtiyacımız var” diyerek bugüne uzanan sıkıntılı sürecin ilk işaretini verdi. A savunuyordu. Yeni muhafazakar sıfatlı Cumhuriyetçi bürokratlar bir taraftan Irak’taki Baas rejiminin teröre destek verdiğini ileri sürüyor, diğer taraftan da Ortadoğu’da “artık demokratik yönetimlerin kurulması zamanı gelmiştir” görüşünü ortaya koyuyorlardı. ABD 2003 yılında Irak’ı işgal etti. Washington yönetiminin ortaya koymuş olduğu gerekçelerin gerçeği ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ