25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Delirmemek için... sergi bitiminde; üç çeyrek yüzyıl sonra, Floransa kütüphanesinin iki güvenlik görevlisi, 5.3 milyon cildi barındıran binanın elyazması bölümündeki bir zarfın içinde bulmuşlar şairin küllerini. Üçdört kez sil baştan yazmaya çalıştığım metin her seferinde olmadık yerlere açıldı, ne dilediğim çatıya oturuyor, ne aradığım kıvama yaklaşıyordu meret, durum bana Hawthorne’un İlle de hikâye, fikir, tohum değil, bir durum “tohum”larından birini anımsatmıştı: Bir ya da soru/n zihnimi kurcalamaya, ardından adam oturup bir hikâye yazmaya koyuluyor ve kısa sürede hikâyenin tasarladığının ısrarlı yerini kazmaya koyulduğunda önümde tersi yönde ilerlediğini, kahramanlarının farklı alanlar, o alanların her birinde değişik öngöremediği tarzda hareket ettiğini, olmadık olayların devreye girdiğini ve bir tür katmanlar, tabakalar açılır; konu, nesne, tarih, felâketin bütün çabalarına karşın hazırlansimge, iz, izlek, takıntı neyse ne oradan bir dığını görüyordu…”. harmanlama çalışmasına geçerim. Yazma sürecinde şüphesiz bu soydan Céline gelişmelerin altında an gelir bâtıl, metafizik gerekçeler arar ya da buluruz bazen; gene de asıl sorunlar, deyim yerindeyse yazma eyleminin fizik cepheirkaç yıl önceydi, Odéon sinden kaynaklanır: Yanlış bir Tiyatrosu’nun sahnesinde, çıkış (faux départ) yapmışızfaklı dil ve kültür coğrafyaladır, yanlış yatak seçmişizdir rından bir “anlatıcılar” toplukalemimizden gelen akı için, luğu, neden hikâyeler kurma sözün özü: Yanlış yoldur, gereksinmesi duyduğumuzu tökezleten bizi. aktarmak üzere, spot altındaydık. Ardınİlle de hikâye, fikir, todan, Nicole Barry’nin düzenlediği Avrupa hum değil, bir durum ya da Yazınları etkinliği için geldiğimiz Aixensoru/n zihnimi kurcalamaya, Provence’da, bir defa daha farklı dillerin ardından ısrarlı yerini kazmatemsilcileri, “hikâye anlatma” ana başlığı ya koyulduğunda önümde seçilmiş, tek tek söz aldık. farklı alanlar, o alanların her Les Deux Magots Bana mı öyle geliyor, bu ısrar bir tür birinde değişik katmanlar, şüpheden değilse bile, bir anlam verme tabakalar açılır; konu, nessıkıntısından kaynaklanıyor. Hayat’ın orKaldı ki anlatmak için yazmak şart ne, tarih, simge, iz, izlek, takıntı neyse tasında, kıyısında, her durumda içindeki değil: Etrafımızda sözlü yoldan, yarı kurne oradan bir harmanlama çalışmasına insanlar, yaşanılan yetmiyor, neden, bir maca yarı özkurmaca (autofiction, bkz), geçerim. Ne sık andım Valéry’nin “biçim de başka şeyler anlatmadan duramıyorherkes bir şeyler anlatmadan duramaz pahalıya mal olur” deyişini, öyledir: En lar? oldu, görüyor, dinliyoruz. doğru çözüm her vakit şıpınişi çıkagelİşi gücü anlatmak olanlardan söz etmiBen anlatmıyor muyum, handiyse örtük mez (bazan geliverse de), uzunca süre yorum: Yazarlar, sinemacılar, bambaşka bir yakınma tonu tutturadurayım? “Ben”, kuluçkada beklenilmesini ister. Ne anifade alanlarını kullananlar “ötekiler”in bir anlatıyor bende de: Yazarak, konuşarak, lattığınız kadar onu nasıl anlattığınız, dile gereksinmesini karşıladıklarına kendilerini sık sık susarak, bir içsöyleni ritminde. döktüğünüz “iş”in püf noktasında demek. haklı olarak inandırabilirler, hele ki kurYoksa, gizliden gizliye, herkes anlatmaGeçenlerde Sırrı Süreyya Önder uğradı, dukları hikâyelerin alıcıları, talipleri, ısrarlı malıydı mı demeye getiriyor LFC ya da nefis bir “yaşanmış hikâye” anlattı, Kantakipçileri olduğu göz önüne alınırsa. EB ya da kimi başkaları? Aklıma, bir defa dil yakasından. Bilen bilir, olağanüstü Oysa, herkes anlatmak istiyor, “iş”i bu daha, Haldun Taner’in kötü fıkra anlatma bir meddah da o; sözlü eksende tadına olsun olmasın genel ve çok yaygın bir yolları üzerine sözleri geliyor. doyulmaz bir anlatımı var. Sordum, “Doistek söz konusu. Bana anlatmanın, yaşamöyküsel yakuzuncu Esir”i yazıp yazmayacağını, “seCéline’in, uzun ve zorunlu bir susku zının ufku çerçevesinde soruyorsunuz: naryo olarak yazacağım” dedi. döneminin ardından, cüretli bir karar “Biçim arayışı işin Yazarsa, söz alarak kendisiyle söyleşi yapmaya gelen neresinde?”. ben de yazaL’Express dergisi çalışanlarına, Haziran “Hikâye” bazen cağım aynı 1957, aktardıkları geliyor aklıma: “Öykü dışarıdan gelir, hikâyeyi, ikisi bir aksesuvardır, önemli olan üslup” diiçinize yerleşir. La yan yana gelirse yordu yazar ve soyut resimle ressamların Repubblica gazetebelki daha bir konudan kurtulduklarına dikkat çekiyorsi, 1999 yılıydı, bir yerine oturur du. Ekliyordu: “Şimdi öylesine çok insan “haber”i konu edinburada söyledikyüksek öğrenim görüyor ki, diploma mişti: 1929’da, uluslerim. edinen herkes bir roman yazabiliyor… lararası bir kütüpAynı küçük Çekmecesinde bir romanı olmayan noter haneciler kongresi (sic) piyano parya da hekim tanımıyorum… Les Deux sırasında sergilenen çasını pür dikkat Magots (kahvesi) hoş hikâyelerle dolu. (?!) Dante’nin külleri farklı çalgıcılarDante Paul Valéry Ama üslup, farklı bir şey”. sırra kadem basmış dan dinlemek. n Aynı hikâye B urat Gülsoy’un “Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet”i için şunları söylemek mümkün: Yaşamın yazıyla, yalnızlığın ölümle iç içe geçtiği bir dünyadayız. Gülsoy, bu tehlikeli yakınlığı fantastiğe, bilim kurguya cesurca göz kırpan bir anlatımla birleştirerek okurun zihninde canlandırıyor. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen bölümler, ekler, kara sayfalar deliliğin eşiğinde, yalnızlığın derinliklerinde ve ölümün karanlığında birleşiyor. Delirmekten ve yalnızlıktan kurtulmanın yolunu ölüme yaklaşmakta bulan karakterler, ölümle kol kola girdikçe deliliğin kaçınılmazlığını deneyimliyor. Eray Ak, Gülsoy’la kitabını konuştu. Suat Derviş’in “Çılgın Gibi”si büyük yanları olan bir roman. Derviş, yapıtının başında, tefrika okurunu çekmek için ballandırdığı ‘’ilk bakışta aşk’’ faslından geçip de toplumsal çevreleri ve oraların insanlarını incelemeye başladığı an, sıra dışı bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu kavratıyor bizlere. Kitabı Eredndiz Atasü değerlendirdi. İlk kez 1961’de yayımlanan ve geçtiğimiz günlerde Ebru Arıcan tarafından Türkçeye çevrilen, Erving Goffman’ın “Tımarhanaler”i, bir total kurum olan akıl hastanelerine, oraya kapatılanların gözünden bakıyor. Ali Bulunmaz’ın tanıtım yazısı var sayfalarımızda. Yeni yıl kutlaması gönderen yayınevlerimize ve okurlarımıza teşekkür eder, iyi bir yıl geçirmelerini dileriz. M Bol kitaplı günler... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden l Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü l Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 7 Ocak 2016 3 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle