Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(Zaytung’a bir alt başlık önerisi: CHP tek başına katıldığı seçimde de ikinci oldu.) >> 3795 “Nuri İyem 100 Yaşında” sergi kataloğunda, Prof. Erhan Karaesmen’in yazısından: “Nuri Ağabey akşam geç saatlerde ışıkları söndürüp atölyeden (Asmalımescit) çıktığında, o zamanların çok kullanılan toplu ulaşım aracı olan tramvay, günlük hizmetini bitirmiş oluyordu. Başka vasıta da olmadığı için bütün İstiklâl Caddesi’ni ve Elmadağ’ı, Harbiye’yi falan geçerek Şişli taraflarındaki evine doğru, senelerce sokaklarda gece yürüyüşü yaparmış. Bu yürüyüşlerden çok tatlı bir anısı şöyle: “Gece on ikiyi falan geçmişti, belki o akşam biraz içki de içmiş olabilirim. Taksim’den öte sallanarak yürüyorum. Şimdiki Divan Oteli’nin köşesindeki o şık pastanenin yerinde bir kıraathane vardı. Oradan birisi ‘Nuri, Nuri!’ diye seslendi. Uzaktan tanıyamadım ama bir seğirttim. Ahmet Hamdi Bey (Fakültede onun estetik dersi hocası) önünde bir iki kitap ve bir de gündelik gazete açılmış olarak orada bir gece çayı içiyor. Kendisi Gümüşsuyu dolaylarında bir yerlerde oturduğu için zaman zaman burada duraklardı.” 3796 20.10.15! SEL Yayıncılık’ın 25. kuruluş yıldönümü, Pera Müzesi lobisinde dostane bir ortamda kutlandı. İrfan Sancı, nitelikli bir yayınevi oluşturmak için çırpınırken yargılandı da. Karısı Selma Hanım ve kızı Bilge’nin de desteğiyle SEL, Kitabistan’ın önemli bir markası oldu. Gecenin anlam ve önemi için beş kişinin konuşma yapması ilginçti. Dördüncü kişi söylevine, “Beni hepiniz duyabiliyor musunuz?” diyerek başlarken Selçuk Altun salonun öbür yakasından fısıldadı: “Maalesef duyabiliyoruz.” 3797 Kasım ayında FMV Galeri Işık’ta Asım İşler’in (19412007) “II. Paris Dönemi Resimleri, 19871992” başlıklı bir sergisi vardı. Soyut dışavurumun usta ressamı İşler’in işleri arasında turlarken aklıma Joan Miro’nun, Gustave Courbet’den “Ornans’ta Cenaze” için söylediği geldi: “O tablonun gücünü, ona sırtınız dönükken bile hissedebilirsiniz.” 3798 03.11.15! Tarihi Bebek Bar’da duayen yazar Adalet Ağaoğlu ile buluşuyoruz. İmzalı kitaplar teatisinden sonra ona, “Damla Damla Günler” başlıklı günlüklerinden sorular yöneltiyorum. Fotoğrafik hafızasıyla hepsini yanıtlıyor, Adalet Hanım’ı dinlerken zaman tünelinde edebi bir safariye çıktığımı hissediyorum. 04.02.1971 günü demiş ki: “Halide Edip’in Türk’ün Ateşle İmtihanı’nı okudum. Yıllar önce okuduğum romanları, kitapları şimdi yeniden okuma ihtiyacı duyuyorum. Bu yeni okuyuşumda kitaptan, ilkinde yanımdan bile geçmemiş iblisçe, belki de ‘kadınca’ bir fikir çıkardım: Halide Edip Mustafa Kemal’i önce kuzeni Fikriye’den, sonra da İzmirli Uşşakîzâde’nin kızı Latife’den kıskanmış bana kalırsa. Bu duygu satırlar altında incelikle gizlense de sezilebiliyor; özellikle son sayfalarda; kıskançlığın üstü yıkkınlıkla gayet güzel örtülmüş.” (Halide Edip’in yaşamı Elia Kazan’ın son eşi Frances Kazan’ın yüksek lisans teziydi. “Halide” adıyla Türkçe’ye çevrilen kitabında Kazan, Cumhuriyet’in başında Atatürk’ün, Halide Edip’i ABD’ye ilk büyükelçimiz olarak atayacakken son anda vazgeçtiğini de yazar.) 3799 “Geçerken”den – Adalet Ağaoğlu: Başucu kitapları bizimle konuşan kitaplardır. (1979) Şimdi kaset hikâye çıktı. Pek yakında kaset romanlar da çıkacak. Bir romanı bize kendi sesimiz değil, başka bir ses okuyacak. (1982) Sürekli metin denemeleri yapan genç bir arkadaşım bana; “Ben iyi bir okur olmak için yazıyorum,” dedi. (1983) Yazarın ağır işçi olduğuna en başta kendim tanıklık ederim. Daha ağır işçiliği de, sınıftan yoksun bir işçi oluşu. (1986) 3800 26.11.2015! Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ile Ankara temsilcisi Erdem Gül, gazetecilik görevlerini yaptıkları için “örgüte yardım” ve “casusluk amacıyla gizli bilgileri temin ve açıklama” suçlarından tutuklandılar. ABD’de olsa “Pulitzer Ödülü”nü kazanırlardı. Quo Vadis! n Adalet Ağaoğlu KItap 7 Ocak 2016 11