Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Tersane / Juan Carlos Onetti / Çeviren: Suna Kılıç / Alef Yayınevi / 248 s. Beş yıl önce Santa María’dan kovulan Larsen, namı diğer “ceset toplayıcı”, Jeremías Petrus A.Ş.’ye ait Tersane’nin genel müdürlüğünü üstlenmek üzere bir gün kente geri döner. İyi bir maaşın yanı sıra Petrus’un güzel kızı Angélica Inés ile evlenip ihtiyarın mirasına konmak, nehir kenarındaki görkemli malikâneye yerleşmek, zorluklarla, acılarla geçen hayatını toparlamak ister. Başta ihtiyar Petrus olmak üzere, işler hâlâ gayet iyi yürüyormuş gibi çalışan idari müdür Gálvez, Tersane’nin arka tarafındaki küçük evde yaşayan hamile karısı, teknik müdür Kunz, hepsi Tersane’nin cisim bulduğu tuhaf bir kendini aldatma ruh halinde ama hep bir umut ışığı altında kendi çöküşlerine doğru gider. Juan Carlos Onetti’nin “Tersane”si edebiyatseverlerle buluştu. Nazlı Kar / Jun’ichiro Tanizaki / Çeviren: Esin Esen / Can Yayınları / 838 s. Japon şiirinde kiraz çiçeklerine dair yüzlerce, binlerce şiir söylenmişti… Eskiler çiçeklerin açmasını sabırsızlıkla bekler… dalından düşüp giden çiçeklere hüzünlenirdi… defalarca, tekrar tekrar aynı şeyleri dillendiren sayısız şiir yazılmıştı… Sachiko küçük bir kızken bu şiirler ona çok sıradan gelir, pek duygulanmadan okuyup geçerdi. Yıllar geçip yaşı ilerledikçe eski zamanlarda yaşamış bu insanların sadece hoş ve zarif bir söz söyleme kaygısında olmadığını fark etmişti. “Nazlı Kar” bir döneme, farklı bir coğrafyaya, Japon algısına, kültürüne bir yolculuk. Dört kız kardeşin odağında gelişen bir “kadın romanı”. Yazar, satırlarında gelenek ve modernlik, Doğu ve Batı kavramlarını sorgularken okuru da kendisine katılmaya davet ediyor. Okumadığımız Kitaplar Hakkında Nasıl Konuşuruz? / Pierre Bayard / Çeviren: Aysel Bora / Everest Yayınları / 222 s. Parisli Fransız edebiyatı profesörü, yetenekli bir şarlatan, bir edebiyat martavalcısı ve profesyonel bir “okumaz.” “Akademik düzeyde edebiyat eğitimi verdiğimden” diyor pişmanlıkla, “aslında çoğunlukla kapağını bile açmamış olduğum kitaplar hakkında yorum yapmaktan hiçbir zaman kaçamadım.” Pierre Bayard, entelektüel dünyada, üzerine konuşulması en az ekonomik durum ya da seks hayatı kadar tabu haline gelmiş bir konuyu ele alıyor; klişeleri yerle bir ederek hem sürekli okumak zorunda olanların içini rahatlatıyor hem de “okumama”nın aslında yaratıcı bir eylem olduğunu, birbirinden çarpıcı örneklerle kanıtlıyor. Joyce ya da Proust hakkında iki çift laf edebilmek için bu kitapları sonuna kadar (hatta hiç!) okumaya gerek olmadığının, önemli olanın tek tek kitaplardan çok kitaplar arasındaki bağlamı, ilişki düzenini kavramak olduğunun altını çiziyor. Kediler / Charles Bukowski / Çeviren: Avi Pardo / Parantez Yayınları / 112 s. “Kediniz var mı ya da kedileriniz? Uyurlar, yavrum. Günde yirmi saat uyuyup yine de çok güzel görünebilirler. Heyecanlanmak için bir neden olmadığını bilirler. Bir sonraki öğün ve arda sırada öldürecek bir şeyler. Güçler tarafından yırtılmakta olduğumu hissettiğimde bir ya da birkaç kedimi seyrederim. Dokuz kedim var. Uyuyan ya da uyuklamakta olan birine bakarım ve gevşerim. Yazmak da kedilerimden biridir...” Charles Bukowski, namı diğer Pis Moruk, “Kediler”le karşımızda. Ay’da 172 Saat / Johan Harstad / Çeviren: Ezgi Dikici / İthaki Yayınları / 312 s. NASA, kırk yıllık uzun aranın ardından Ay’a insanlı bir yolculuk düzenlemeye karar verir. Dünya’dan üç genç de bu yolculuğa katılmaya hak kazanır: Midori, Antoine ve Mia. Ay’a yolculuk sorunsuz bir şekilde tamamlanır, ama aslında sorun Ay’ın bizzat kendisidir. Ay üssü DARLAH 2’de sıra dışı olaylar baş gösterir; Ay’daki bir şey uzun uykusundan uyanmıştır. Kısa bir süre sonra DARLAH 2’nin sakinleri orada yalnız olmadığını fark ettiğinde, yaşamak ve eve dönmek için mücadele etmek zorunda kalır. Düşlerin İzinde / Yayına Hazırlayan: Altay Öktem, Hakan Bıçakcı / Esen Kitap / 198 s. Hayal gücü özgürleştirir... Bu şiarla yola çıkan Fantazya ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) eserleriyle hayal gücünü yaşatan sanatçıları ödüllendirmeye devam ediyor. 2014’te derneğin verdiği Gio Ödülleri kapsamında dereceye giren öyküler, Altay Öktem ve Hakan Bıçakcı editörlüğünde kitaplaştı KItap >> 28 7 Ocak 2016 KItap