07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O KU RLA R A ir hayatın nasıl şiire dönüştüğüne ilişkin güzel bir örnektir Cevat Çapan şiiri. Bir şaire en gerekli olan zengin yaşam deneyimine ulaşabilmek için olmadık serüvenlere girişir, dünyayı dört dönerler. Kimileri bunu evlerinde, analarında, babalarında, komşularında bulur; kimi geniş toplumsal kesimlerin mücadelelerinde. Ama şu yadsınamaz bir gerçektir ki, her şaire bir dünya gerekir. Şairler kurdukları dünyayı, yazdıkları şiirlerle dile getirirler. Okurlarına farklı bir dünya sunabilen şairler gerçek şairlerdir. Dünya durdukça kalıcı olan, okunan hep onlardır. Cevat Çapan’ın büyük kültürel birikiminin şiirdeki sesi ise son derece usuldur. Fısıldar gibi söyler dizelerini. Kimi zaman bir büyükbabanın uykuya yatırdığı torununa, yatağın başucunda anlattığı bir masaldaki gibidir sesi; kimi zaman en içten sevgi sözlerindeki yumuşaklıktadır. Sonsuz bir yeşilliğin içinde, yanı başınızdaki bir akarsuyun varlığını duyumsatmayan sesidir onun sesi.” diyor Cevat Çapan’ın “Su Sesi”ni değerlendiren Turgay Fişekçi. Jale Sancak’ın “Fırtına Takvimi” adlı romanı, Doğu’nun uzak bir kasabası olan Yelnehir’de yolları kesişen, kaderleri birleşen bir avuç insanın hikâyesi. Fırtınaların yıktığı, sellerin savurduğu bir ilçede hayata tutunmaya, sevdiklerini yaşatmaya, var olmaya çalışan yöre insanlarıyla büyük şehirden gelip orada bambaşka koşulların içinde yoğrulan insanların acıtan öyküsü. Gamze Akdemir Sancak’la, “Fırtına Takvimi”ni konuştu. “Daha”nın ana kahramanı Gazâ, hayata ve insana dair öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. Henüz 9 yaşında ve fena halde zeki bir çocuk. “Yaşayacağı hayat tarafından yoğrulacak bir çamur” olarak gelmiş dünyaya. Ve çok erken atılmak zorunda kalmış ‘hayat’a. Arkasından anlaşılması güç bir aceleyle itekleyense öz babasının eli olmuş. İnsan kaçakçılığı yapan babasının yanında çırak tutarak hayata yetiştirdiği Gazâ o yüzden diyor ki: “Babam bir katil olmasaydı, ben doğmayacaktım...” Hakan Günday’ın kitabını Ezgi Atabilen değerlendirdi. Bol kitaplı günler... Guillermo Fadanelli’den “Rock Hudson’ın Öteki Yüzü” “B Bir zamanlar Mexico City’de “Rock Hudson’ın Öteki Yüzü”, yayımlandığı yıl Meksika’da yazarı Guillermo Fadanelli’ye Ulusal Edebiyat Ödülü getirmişti. Fadanelli kitapta, Mexico City’nin kirli sokaklarında gezinirken bizi, acımasız suç makinesi Jonny Ramirez’le tanıştırıyor. r Ali BULUNMAZ ir şehrin en kesif gerçekliği arka sokakları. Dilin arka sokağı ise argo. Bu ikisi birbirini her zaman besliyor. Oralara girmek ise cesaret istiyor. O gerçekliği keşfetmek için aynı dili konuşmak ve o dili anlamak, ona hâkim olmak gerek. Süslü püslü, steril ve önümüze sürülenin ötesinde bir şey bu; başka hayatlar, alternatif bir yaşam ve kovalamacayla dolu. Bir dili ve şehri öğrenmenin yolu arka sokaklardaki hayatı, hatta hayatta kalma mücadelesini kavramaktan geçiyor. Guillermo Fadanelli, “Rock Hodson’ın Öteki Yüzü”nü yayımladığında okurları Mexico City’nin gerçekliğiyle buluşturmuştu. 1989’da piyasaya çıkan roman, kısa sürede filmlerde görülen bir başka şehir tasviriyle ilgi çekti ve otoriteler Fadanelli’nin, romanda olup bitenleri içeriden; karakterleri hayli iyi bilerek yazdığını söyledi. Fadanelli, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayan katillerin, Mexico City’nin küfürbaz kabadayılarının, fedailer ve mafya üyelerinin fink attığı ortamlarda dolaşıyordu. hayal ediyordu, günün birinde aralarından birini atlasa o kişinin bir binanın merdiveninde veya bir pencerenin arkasında veya şehrin herhangi bir köşesinde onu öldürmek için bekleyeceğini.” Peşindeki düşmanlarının bile bir şey yapmadan önce iki kere düşündüğü Ramirez’in hikâyesini on beş yaşındaki bir delikanlıdan dinliyoruz. Ortalığı titreten Ramirez’in girip çıktığı her yerde tahsilat, cinayet, fuhuş ve uyuşturucu var. Anlaşılacağı üzere adamımız pek tekin yerlerde dolanmıyor, gittiği tek sakin mekân annesinden yadigâr kalan, küçüklüğünün anılarıyla dolu, büyüdüğünde tek başına kahve içtiği bir kafe. Orada kendini her şeyden uzaklaşmış ve rahatlamış hissediyor. Çünkü uğraştığı sadece düşmanları değil, aynı zamanda hayatta sevdiği tek insan olan uyuşturucu bağımlısı kız kardeşi de kafasını kurcalıyor. Bütün bu düşünceler içinde gözünü hiç kırpmadan adamın boğazını kesen, ardından da büyük bir rahatlıkla sokakta dolaşırken işsiz ve evliliğini kurtarmak isteyen bir kadın tarafından kendisine cinayet sipariş edilen bir adam Ramirez. Ona hayran olan hikâyenin anlatıcısı delikanlı ise günden güne suça sürüklenirken arka sokakların raconu ve jargonunu öğreniyor: “Yanımdan hiç dostluk kuramadığım sınıf arkadaşım olacak çocuklar geçti; yüzlerini biliyordum ama isimlerini unutmuştum. Niye isimleri vardı ki zaten? Hepsi birbirine benziyor, benzer evde yaşıyor, aynı şeylerden korkuyordu. Felipe’nin dediğine göre benim için bir takma ad kullanırlarmış, bu adı yüzüme söylemeye cüret edemiyorlardı, çünkü şu son üç yıl içinde ortaokula geçtikten sonra değişen bir şey varsa o da artık kimsenin benimle alay etmesine izin vermeyişimdir. Şimdi korkuyu kafamdan atana kadar yumruk sallıyorum, bir tek öfkem ve diğer kişinin anasını bellemenin saf arzusu kalıyor.” “HAFIZA CESEDİN YANINA GÖMÜLÜR” Ramirez, delikanlının gözü önünde bir şarjör boşaltınca artık başka seçenek kalmaz: Delikanlı elinde tuttuğu kovanlarla Ramirez’in koruması altına girer. Her şeyin yamuk gittiği mahallede Ramirez ve genç adam bütün o pisliğin ortasındadır bundan böyle. Ramirez için herhangi bir değişiklik olmasa da delikanlının hayatı oynadığı bilgisayar oyunlarındaki gibi seviye atlar. Ramirez, Mexico City’nin bunaltıcı sıcağında cebindeki çakı, belindeki silah ve sırtında tüfeğiyle cinayetlerine devam ederken hayatta öğrendiği en önemli şeylerden birini hatırlatıyor: Cinayetten sonra bir süre unutmak, olanı biteni sindirmek için beklemeli. Çünkü şehirde bu bir gelenek; “hafıza cesedin yanına gömülür.” Üstelik bunun dışında da kirli işleri var ve uyuşturucu satma, tahsilat gibi işlerde delikanlıya bazı görevler vererek kendi yükünü hafifletiyor. Kısacası suç makinesi Ramirez korku salarak ortağıyla beraber yaşamaya devam ediyor. Ortaklıklarına rağmen delikanlı, Ramirez’in aslında ne olduğunu biliyor: “Ramirez’in en iyi meziyeti yalnızlığının farkında olmasıydı, hep yalnız; kimseye ihtiyacı yoktu yaşamını sürdürmek için.” Su testisi su yolunda kırılırvari bir hikâye Ramirez’inki. Kir pas içinde Mexico City’nin sokaklarında nam salmış, onu alıp götürürlerken bile bir gün çıkıp geleceği düşünülen bir efsane. Rock Hudson mevzuna gelince: Tüm bu olan bitenin Hudson’la ne ilgisi var? O da Fadanelli’nin hoş bir sürprizi. n [email protected] Rock Hudson’ın Öteki Yüzü/ Guillermo Fadanelli/ Çeviren: Hakan Özkan/ Özgür Yayınları/ 128 s. B TURHAN GÜNAY [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap CİNAYET, TAHSİLAT VE UYUŞTURUCU Suçun sokaklarında turlayan Fadanelli, bir çocuğun, bir kabadayının ve şiddetin romanı sürüklediği ortamda, kanunsuzluğun ve cinayetin herhangi bir şey kadar olağan sayıldığı mekânlarda kirli gerçekçiliğin Meksika ayağından selam gönderiyor. Juan ya da Jonny Ramirez, Fadanelli’nin arka sokaklardan bulup çıkardığı haşin bir adam. Hemen herkesin saygı duymak zorunda olduğu biri. Cebinde çakısı, belinde bir 32’lik makineyle her sabah hafızasını yoklayan bir kabadayı: “Aklından geçmişini anlamlı bir bütün haline getirebilecek detay koparmaya çalışıyordu. Her sabah öyle yapardı; hangi düşmanının şu anda onu düşündüğünü çıkarmaya çalışırdı. Bir sürü gereksiz bilginin arasından yüzlerini ortaya çıkarıncaya kadar yavaşça hafızasının üstünde biriken çamuru sökerdi: Hepsini gözden geçirmeliydi, çünkü biliyordu, Fadanelli, bizi Mexico City’nin kirli sokaklarında Jonny Ramirez’le buluşturuyor ve şiddetin ortasına atıyor. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1243 12 A R A L I K 2013 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle