07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Geç Kalan Adam Ahmet Hamdi Tanpınar / Sefa Kaplan / Doğan Kitap / 564 s. Şair, yazar, gazeteci Sefa Kaplan lise son sınıfta okurken Huzur’u birdenbire ellerinde bulmasıyla başlayan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hocalık yaptığı kürsüde asistan olabilmek amacıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girmesiyle devam eden ve bugüne kadar şiddetini ve yoğunluğunu artırarak bir ömürdür süren Ahmet Hamdi Tanpınar hayranlığını, dikkatini, ilgisini şimdilik bu kitapla noktalıyor. Geç Kalan Adam bir Tanpınar biyografisi ama, “HayatıSanatıEserleri” kalıbını izleyen bildik yazar biyografilerinin bir hayli dışında ve üstünde. Tanpınar’la Mehmet Kaplan’ın mektuplaşmalarını da içeren, alışılmışın dışındaki romanvari yapısı, elimizdeki metnin biyografi olmaktan çıkıp neredeyse bir otobiyografiye dönüşmesini sağlıyor. Kitapta; 52 yaşında gidebildiği Paris’e değil her yere ve her şeye geç kalışlarını, bir Tanpınar romanı içinde yol alırmışçasına izleyecek okuyucu. Dişi Fare / Günter Grass / Çeviren: Kâmuran Şipal / Cem Yayınevi / 542 s. 1999’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Günter Grass’ın Dişi Fare’si Kâmuran Şipal’in Türkçesiyle okuyucu karşısında. Grass, Dişi Fare’yi Noel hediyesi olarak almıştı. Hediye paketine yerleştirilmiş kafesinin içinde, kareli terlikler, elle boyanmış bir harita ve güzel bir gravürün yanında, Noel ağacının altında oturuyordu. Dişi fare, Grass’ın hayatına ve düşlerine işte böyle girmişti. Bu öykü içinde öykü kitabında hayal gerçeğe eşlik ediyor: Grass ve Noel faresi, Baltık Denizi’ndeki bir araştırma gemisindeki örgü şişlerinin sesinden bile şikâyet eden kadınlar, altmışına merdiven dayamış, yavaşça kelleşen ve prostat sorunlarıyla uğraşan, “Geleceği Yaratıyoruz” sloganıyla kendini tanıtan bir video firmasının sahibi konumundaki, Teneke Trampet’ten eski dostumuz Bay Oscar Matzerath... Bir Perişanlık Hali / Mehmet Anıl / Can Yayınları / 240 s. Bir erkek, sevgilisinin dört yaşındaki kızına cinsel taciz suçlamasıyla kendini bir anda cezaevinde bulursa ne olur? Üstelik bu erkek kendi halinde saf bir Anadolu delikanlısıyken, sevgilisi kentli ve alımlı bir kadınsa? Suçlu mu, suçsuz mu? Adi bir pedofili olayı mı, talihsiz bir yanlış anlama mı? Mehmet Anıl, tam da bu noktada başlatıyor romanını. Yargılanma sürecine kahramanı Harun’un akıl tutulması eşlik eder; başlangıçta sınırda kişilik bozukluğu olarak teşhis edilen rahatsızlığı, geri dönüşü olanaksız boyutlara uzanır. Harun, son umut olarak sığındığı dinde kurtuluşu bulabilecek midir? Bir Perişanlık Hali, bir taraftan Harun’un dramının öykülendiği, diğer taraftansa yargılama sürecinin sorgulandığı çift katmanlı bir anlatı düzlemi üzerinde kurgulanmış, son satıra kadar okurun merak duygusunu ayakta tutan ve bunların ötesinde; sevgi(sizlik), delilik, adalet kavramlarını sorgulatırken aynı zamanda eğlendiren bir roman. S A Y F A 2 6 n 1 2 A R A L I K 2 0 1 3 ama bir o kadar da doğru. Avusturyalı yazar, bu kısa romanında Felix’in ölümcül hastalığı çerçevesinde insanın hallerine bakıyor. Genç bir çift olan Felix ve Marien’in önünde ölümden başka bir engel daha var. Artık bu hayatta çok az vakti kalan genç adam, sevgilisi Marie’ye, “Benimle ölür müsün?” diyor. Okura sorulan soru ise şu: “Siz olsanız böyle bir durumda ne yapardınız?” Profesör Dowell’in Başı / Aleksandr Balyaev / Çeviren: Hazal Yalın / Doruk Yayınları / 200 s. Profesör Dowell’in Başı ilk kez 1925’te, Moskova’da işçi gazetesinde yayımlanır. Sovyetler Birliği’nin en çok bilinen fantastik eserlerinden biri olur Yapıt öyle başarı kazanır ki kitapla ilgili şehir efsanelerinin doğması da gecikmez. Sovyetler’in Jules Verne’i olarak nitelenen Aleksandr Balyaev’i özellikle bilimkurgu okuyucuları çok sevecek. Öte yandan, kültür üzerine düşünen herkesin radarına da girmesi bekleniyor. Ötekinin Gözünden Orhan Pamuk / Faruk Yücel / Aylak Adam Yayınları / 286 s. Batı’nın roman anlayışına bağlı olarak gelişen anlatım teknikleri, özellikle modern yazınla birlikte gelişmiş. Doğu ve Batı’nın yazın dünyasını çok iyi bilen ve bunları roman ve yazılarına yansıtan Orhan Pamuk da Türkçe yazınının geliştirilmesinde kendine de bir rol biçmiş, başka bir anlatımla, bunu kendisine amaç edinmiş. İşte bu noktada, Pamuk’un romanlarının başka dillere nasıl çevrildiği, uğradığı değişiklikler ve kayıplar, anlamlandırmalar ve okumalarının boyutları Ötekinin Gözünden Orhan Pamuk adlı bu çalışmada tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiş. Orhan Pamuk’u ötekinin gözünden görmek ve Beyaz Kale’ye yeniden ve yepyeni bir açıdan bakmak için... Namık Kemal’den Mektup Var / Ali Akyıldız, Azmi Özcan / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 280 s. Namık Kemal, diğer pek çok özelliğinin yanında, edebiyat tarihimizde mektup türünün yerleşmesine ön ayak olan ve en çok mektup yazan ediplerin başında gelir; nitekim yazdığı mektupların sayısının on bin civarında olduğu tahmin edilir. Bu kitapta yayımlanan, Namık Kemal’in talebelerinden ve yetiştirmelerinden olan Hüseyin Hilmi Paşa’nın evrakı arasından çıkmış mektuplar, dönemin entelektüel yapısı, aydınların konumu, üzerlerindeki siyasî baskı ve devletle ve birbirleriyle olan ilişkileri gibi konulara ışık tutuyorlar. Namık Kemal’den Mektup Var’da, bugün de yaşanan pek çok probleme, daha o zamandan dikkat çekildiği, Namık Kemal’in tarihin derinliklerinden herkese seslendiği görülüyor. Resim, Söz ve Yazı / Özgür Taburoğlu / Doğu Batı Yayınları / 344 s. Özgür Taburoğlu, modern sanatsal ya da düşünsel yapıtlardaki, hem ayrışmaya hem de bütünleşmeye dönük kurucu gerilimi anlamaya çalışıyor çalışmasında. Bu amaçla, temel yaklaşımına destekler bulabileceği metinleri okumaya girişiyor; Platon, Aristoteles, Walter Benjamin, Henri Bergson, Paul Cézanne, Jacques Derrida, Jacques Rancière, Jean Piaget, Ulus Baker, Latife Tekin, İsmail Tunalı, Carl GustavJung, GeorgLukacs, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ünal Nalbantoğlu, C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1243 Vurguncu / John Grisham / Çeviren: Şefika Kamcez / Remzi Kitabevi / 384 s. Yaptıkları işin önemine, sık sık verdikleri yanlış kararlara ve zaman zaman karşılaştıkları azılı suçlulara bakılırsa, ABD’nin tarihinde faal görev yapan sadece dört federal yargıcın cinayete kurban gitmiş olmasına şaşmak gerekir. Raymond Fawcett, bunların beşincisi oldu. Cesedi, kendi yaptırdığı ve hafta sonlarını geçirdiği göl kenarındaki küçük bir evin giriş katında bulundu. Pazartesi sabahı duruşmaya gelmeyince, kâtipler telaşlanıp FBI’ı aradı. Ardından ceset, cinayetin işlendiği yerde FBI görevlileri tarafından bulundu. Kapı zorlanmamıştı, boğuşma izi yoktu, sadece iki ceset vardı: Yargıç Fawcett ve genç sekreteri. Usta yazar John Grisham’dan bir macera daha okuyucuyla buluşuyor... Bugün / Yıldırım Arıcı, Sedat Sezgen / Metis Yayınları / 128 s. Bilge Karasu’nun iki öğrencisi, yazar, müzisyen, satranç ustası Sedat Sezgen ile yazar, fotoğrafçı Yıldırım Arıcı, 1980’lerin ortalarında, birlikte Bilge Karasu’ya adayacakları bir metinleröyküler kitabı yazmak üzere çalışmaya başlarlar. Herkesin sözlüklerde kolaylıkla bulabileceği, pek sıradan anahtar sözcüklerden yola çıkarak birer metin yazacaklardır; bir de birleştirici izlekleri vardır: Korku gibi mesela... Birbirlerinden bağımsız olarak kurdukları bu öyküleri bir araya getirirler, yapısal tasarımını tamamlarlar, ama Bugün adını verdikleri kitabı yayımlama fırsatı bulamadan Sezgen ani bir rahatsızlık sonucu 31 Ocak 2013’te yaşamını yitirir. Yıldırım Arıcı’nın yitirdiği dostunun anısına hazırladığı bu öykümetinler toplamı, gerçek edebiyat meraklılarının dikkatine sunuldu. Vera’nın Öpücüğü / Riitta Cankoçak / Everest Yayınları / 190 s. Finlandiya doğumlu Riita Cankoçak’ın öykü kitabı Vera’nın Öpücüğü okuyucu karşısında. Türkçeyi sonradan öğrenen Riita Cankoçak öykücülerinde usta bir işçilik tutturuyor. On sekiz öyküden oluşan Vera’nın Öpücüğü, okuru hayatın içine çekerken şiir ve düzyazının büyülü dansına davet ediyor. Zeynep Direk; “Riita’nın kitabı, algının gittikçe derinleştiği bir boyutta okurunu yakalıyor. Varoluşta, bitkisel ve hayvansal yaşamla nasıl karşılaştığımızı, zamanı ve mekânı nasıl paylaştığımızı, evrenin büyüklüğünü kendi yaşantımızda nasıl kucakladığımızı anlatıyor,” diyor. Ölmek / Schnitzler / Dedalus Kitap / 96 s. Stanley Kubrick’in Gözleri Tamamen Kapalı adlı filminin öyküsünü yazan romanın yazarı ve Freud’un zihnini uzun yıllar işgal eden, ona yeni hedefler ya da engeller koyan bir romancı, Arthur Schnitzler. Böyle dendiğinde, çağdaş okur için oldukça etkileyici referanslar bunlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle