07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ernst Kris ve Otto Kurz'dan "Sanatçı İmgesinin Oluşumu” sahip olması ve “tamamlanmamış” olana duyulan yakınlık da bunu gösterir. BÜYÜCÜ GÖZÜYLE BAKILAN SANATÇI Kris ve Kurz, kahramanlaştırma olgusunun bir pathos duygusuna dönüştüğü ve örneğin Michelangelo örneğinin yüceltildiği Vasari’nin “Hayatlar”ına, özel bir yer ayırıyor. Orada kahramanlaştırma, artık biyografi metinlerinin amacı haline gelmiştir (Kahraman motifi için Rodin biyografisinde Rilke’nin girişe koyduğu Emerson’un tanımını anımsayalım: Kahraman, yerinden oynatılamayacak gibi bir noktaya odaklanmış kişidir). Aynı zamanda sanatsal yaratıcılığın taçlandırıldığı bu dönemde, insanı kilden biçimlendiren Tanrı ile kıyaslanır sanatçı. “Sanatçı olarak doğa” temasına da buradan geçilir. Kuşkusuz bu noktada bir üst kimliği belirlemede “deha” kavramı devreye girecektir. Gerçekliği su götürür, düzmece anlamına gelen apokrif öykülerin üretildiği on beşinci yüzyılda, konunun giderek abartıldığına tanık olunur. Sanatçıya, büyücü gözüyle bakıldığı dönemin de bununla örtüşüyor olması şaşırtıcı olmayacaktır. Kitabın bu konuyu işleyen bölümünde, gerçekliğin kopyası olarak sanat eserine yeniden dönülür ve birkaç yerde atıfta bulunulan Plinius’un yorumlarına değinilir. Gerçeklikle yanılsama arasındaki ilişkiler, sanat eserinin “kandırma gücü”yle ilgili anekdotlarda yeni bir önem kazanacaktır. Sanat eserinin tarihsel kökenlerini inceleme çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkar bu kandırıcı güç (s. 79). Bir insan ruhunun onun tasvirinde saklı olduğuna dair inanç, bizi ister istemez büyü kavramına götürecektir. Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in portresi, bu konuda tipik bir örnek olarak gösteriliyor kitapta. Resmin kökenini anlatan ve resmin, sadece ölünün anısını canlı tutmak amacıyla değil, ölünün yerine geçmek ve onun ruhunu cisimlendirmek için tasarlandığı düşüncesinin hâkim olduğu Hint efsanelerine kadar geriye gidilecektir. Burada ölçü. Benzerlik ve yakınlıktır (Villani’den Shakespeare’e kadar birçok yerde sanatçıyı nitelemek üzere “Tanrı’nın maymunu” deyiminin kullanıldığına değiniyor yazarlar). Bu noktada, demokratikleştirilen kültürün negatif etkilerine karşı, sanat eserinde “büyü” olgusunu yücelten görüşün, yapıta bir ayrıcalık statüsü getirdiğine değinmiş olan Walter Benjamin’i anımsamamak mümkün mü? Kitabın son bölümünde, sanatçıya çağdaşları tarafından atfedilen sanatçının “özel konumu” ele alınıyor ve onun üstünlüğünün, sıradan insanda bulunmayan “oran bilgisi”ne sahip olmasından kaynaklandığına değiniliyor, “virtüözlük” sorunu gündeme getiriliyor. Balzac’ın şu sıralarda ikinci kez dilimize kazandırılan Bilinmeyen Başyapıt’ındaki resmedilen figürlere hayat verme yeteneğinin sırrı üzerinde durulur. Kitabın önemine paralel biçimde çevirinin başarısına da değinmek gerekiyor. n Sanatçı İmgesinin Oluşumu: Efsane, Mit ve Büyü/ Ernst Kris, Otto Kurz/ Çeviren: Sabri Gürses/ İthaki Yayınları/ 160 s. 2 0 1 3 n S A Y F A 1 9 Sosyolojik ve psikolojik bir inceleme Farklı dillerdeki kaynakların zenginliğinden de anlaşılacağı gibi yapısında zaten ilginç yorumlara ortam hazırlayacak doku izleri taşıyan sanat ve özellikle de sanatçı konusu, her dönemde yeni fikir versiyonlarının üretilmesine yol açmış ve anekdot edebiyatını sürekli olarak canlı tutmuştur. Sosyolojik bir sorun olması açısından “sanatçı muamması”na ışık tuttuğu kitapta Ernst Kris ve Otto Kurz, onun çevresini saran gizem ve ondan çevresine yayılan büyü olgusundan yola çıkıyor, sanatçının “insan” doğasını sorguluyor. r Kaya ÖZSEZGİN rnst Kris ve Otto Kurz, Sanatçı İmgesinin Oluşumu’nda sanatçı insan doğasını hem psikolojik hem de sosyolojik açıdan irdeliyor. Çünkü onlara göre sanatsal yaratım, “özel birtakım yatkınlıkları ve eğilimleri gerektirir” ve gene bu nedenle sanat yapıtını üreten kişiye “ikircikli de olsa özel bir yer vermeye” hazırdır bazı dönem ve kültürler. Kitap boyunca anlatılanlar, yazarlara bakılırsa iddialar kalabalığına boğulmuş gibi görünse de “homojen” bir yol izlemeyi rehber edinmiştir. Kısaca bir “sanatçı sosyolojisi”dir yapılmak istenen. Özellikle Rönesans çağında sanatçıların kariyerlerini benzer kılan anekdotlar ve biyografik notlar, onların halk üzerinde bıraktığı etkiyle ilgili olduğuna göre sık sık kaynaklara bakmaktan yana görünür yazarlar. Bu konuda akla hemen Vasari’nin ünlü eseri Le Vite’nin gelmesinden daha doğal ne olabilir? Nitekim kitapta bu kaynağa atıfta bulunan pasajların çokluğu da bunu göstermektedir. Kitaba yazdığı önsözde Gombrich, “sıra dışı” saydığı bu çalışmada yazarların, “cesur spekülasyonlar”dan kaçınmaksızın, sunmak istedikleri kanıtların çeşitliliğini hiç azaltmadan, “büyük bir dil ekonomisi” sergilediklerine değinmektedir ki, gerçekten de insan ruhuyla ilgili bazı “değişmez özellikler”le sanatçı hakkındaki efsaneler arasında kitap boyunca kurulan bağlar, okuyucuyu sıkmadan sanat ve sanatçı olgusu üzerinde düşünmeye yönlendirmektedir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I E felsefesinden kaynaklanan hayranlığın yanı sıra, Latince ifadede anlamını bulan doğa gerçekliğini “taklit”teki (naturam imitandem esse) ustalık, bu konumu elde etmenin iki önemli koşuludur. Alberti’nin, sanatçıyı alter deus olarak nitelemiş olmasının yanı sıra, Leonardo’nun ise ürkütücü ve korkunç şeyleri üreten sanatçıyı, yarattıklarının efendisi anlamına gelen signor e dio diye tanımlamış olmasına değiniliyor. Soyağaçlarına bakıldığında ise örneğin bir yün tüccarına çıraklık ederken resim yapmak üzere dükkândan kaçan Giotto ya da sanatçı yeteneğinin erken dönemlerde filizlenmiş olduğuna tanıklık eden başka örnekler, çocuk sanatçı imgesine duyulan hayranlığı ortaya çıkarır. Nitekim modern psikoloji de bu tür mitolojik öykülerin “insan bilincinde farklı kılıkta yaşayan masal motifleriyle düzenli olarak ortaya çıktığını” gösterir. (Andersen’in bir öyküsünde, Floransalı bir sokak çocuğunun kendi kendine resim çizmeyi öğrendiğinden, çok kötü koşullarda yaşadığı üvey babasının evinde bir köpeği tıpatıp çizdiğinde ise çevresinin ilgisini kazandığından söz edilir.) Oysa Antik estetikte sanatçı, doğa taklidinde ikinci sıradadır, o ancak doğanın yansıması olan “idea”larla ilgilenir (Zeuksis ve Parhasius arasındaki ünlü rekabete değiniliyor kitapta). Rönesans’ın klasik döneminde, artık doğanın taklit edilmesine sanatsal başarının zirvesi olarak bakılmayacak, “buluş”, sanatın başlıca hedefi olarak belirmeye başlayacaktır. Sanatçı eskizlerine gösterilen yakınlık, bunun kanıtıdır. Mitoloji sanatçıya iki tip başarı atfeder. Birincisine göre sanatçı varlıkNitekim ları biçimlendirir, ikincisine göre gökyüzüne ulaşan ya da büyüklük ve ihtişam açısından tanrıların yaşadığı yerlerle boy ölçüşen binalar inşa Vasari’nin, bu türeder. Bu her iki etkinlik de tanrıların ayrıcalığını çiğner ve cezaya yol den çalışmaları içeaçar. Babil Kulesi hikâyesi, insanın hudutsuz tutkusunun ve tanrısal ren ilk koleksiyona cezanın en bilinen örneğidir. “İLAHİ SANATÇI” Ana kaynak sanatçı biyografileri olacağına göre Ortaçağ’ın sonlarından itibaren ortaya çıkan bu anlatılar dizisi, özellikle de Rönesans atölyelerinin anlatıldığı dönemde giderek “bağımsız”laşacak, divina artista (kitapta bu terim “ilahi sanatçı” karşılığı olarak kullanılıyor) olgusuna bürünecektir. Orada da karşımıza çıkacak isim, kuşkusuz Vasari olacaktır. Yunanca sanatçı biyografileri, sanatçı figürünü mit alanından giderek çıkarır ve sonraki dönemlere bağlar (s. 30). Tarih yazılırken tekrar tekrar kullanılan anekdotlar dizisine gelince, bunlar, yerine göre sanatçıların biyografileri için başvuru kaynağı olma özelliğini koruyacaktır. Kitapta, sanatçı imgesinin oluşumunda, sanılanın aksine, sanatçı biyografileri açısından bu tür metinlerin “gelişmemiş hücresi” olarak değerlendiriliyor (s. 19). Sanatçının, biyografide kahraman konumunu kazanması olgusuna gelince, “otodidaktizm”e (sanatçının kendini yetiştirmesi) yapılan vurgu ve Antikite 1243 1 2 A R A L I K Üç ana başlıkta toparlanan konular, biyografiler yoluyla sanatçının, bu biyografilerdeki özel konumu nedeniyle “kahramanlaştırılması” konusuna odaklanır ve “büyücü olarak sanatçı” imgesinin ortaya çıkmasını oluşturan nedenler üzerinde durulur. Ernst Kris Otto Kurz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle