Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş G iir Atlası CEVAT ÇAPAN Maya DILGIÇEVA / Şiirler/ Çeviren: Ahmet Emin ATASOY ‘Atavistik simgeleri kaldır hele bir! İki bıyık adam olmaya yetmez...’ ünümüz kadın Bulgar şairlerinden Şaya Dılgaçeva 1967 yılında Stara Zagora’da doğdu. Plovdiv Paisiy Hilendarski Üniversitesi mezunudur. Pırvite sedem (İlk Yedi Yıl) adlı dergide yazılar yazmakta ve LiterNet internet sitesinin Detski kıt (Çocuk Köşesi) programında redaktörlük yapmaktadır. Yazdıklarını Sega (Şimdi), Trud (Emek), Literaturen vestnik (Edebiyat Gazetesi) gazeteleriyle Stranitsa (Sayfa), Znatsi (İmler), Diyalog vb. dergilerde yayımlamaktadır. Şiirleri dışında çocuklar için bibirinden ilginç masallar, oyunlar ve şarkılar yazmaktadır. Okurlarını sık sık başdöndürücü imgelerle şaşırtan Maya Dılgıçeva, içtenlik dolu dizeleriyle, aslında kendini Bulgar şiirinin geleneksel aşk çizgisini sürdüren bir sanatçı olarak kabul ettirdi. Bu dizelerde o, en gizemli duygularını dile getirmekle birlikte, yaşam serüvenindeki insancıl hatalarından dolayı kendini yargılamaktan da kaçınmadı. İnsanlarla, özellikle de sevdiği kişiyle, ilişkilerini sadece duygusal açıdan değil, etik değerler büyüteci altına yatırarak da değerlendirmeye çalıştı. Özellikle genç okuyucular tarafından çok sevilen Maya Dılgıçeva, “Stoyan Drinov” Ulusal Edebiyat Yarışması Ödülü (2004), Trud (Emek) gazetesinin verdiği Şiir Özel Ödülü (2005), Uluslararası “Europe in a tale” İkincilik Ödülü (2006) ve Bulgaristan Kültür Bakanlığı’nın “Altın Yüzyıl” Ödülü (2006) sahibidir. Yayımlanmış şiir kitapları: Elma Çekirdekleri (2000) ve Başka Bir Masal (2005), Kadın Rolü (2008), Yolda Giderken (2010). Koşullu tepkilere alıştırmakta köpeği insan, köpekse koşulsuz aşk dersleri vermekte ona. Sonucu hep yüzüne gözüne bulaştırır koşul. Birisi homurdanır, sesteki yaraları yalar ötekiyse. Bağlılıkla satılmışlık arasında öncelik ilgeç eksikliğindedir. Birinde kuyruk belirir, Ötekinde – gözyaşı. Atavistik simgeleri kaldır hele bir! İki bıyık adam olmaya yetmez. DOLUNAY Öyle belertmiş ki ay gözlerini sanki gece değil, şafak sökmekte. Dışardaki kadın gülüşlerini gencecik tılsımlar takip etmekte… Bir yerde gizli bir cırcırböceği sazıyla serenat yapıyor dertten. Dallardan akıyor aydınlık seli… Kapalı Şehrazat, ah zavallı ben, diziyorum yine masallarımı! Uyuyor da olsa kral ve çocuklar… Gökyüzünde bir de yıldız kaydı mı belki bu eve de aydınlık yağar! Suç sonrası aflar üzüyor beni sözde kraliçeyim, hem ev hanımı… Öyle belertmiş ki ay gözlerini namlu gibi gözetliyor alnımı. *** Beni düşündüğünde bir çöl canlandır gözlerinin önünde bir kaynağın gözyaşları sızsın kumlar C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I altından, bir arıyı canlandır, uçup gelmiş yakıcı yaz gününde, buz tutmuş hortumuyla yağan karda çiçektozu arayan, bir kasırga canlandır, tozlu çarşafları gökyüzüne savurmuş, ya da kuş olduğunu düşleyen bir kedi düşün istersen, veya bir kuş yuvasıateşböceği ışıklarına gark olmuş… Siyah kahve köpüğünü canlandır göz önünde, bir kız gösteren… Bir jest olarak yap bunubeni yine katran karası saçımla düşün ve saflık dolu gözbebeklerimle, soru sormaya öğrenen yeni yeni, Çingene böreği ikram et bana, tükürerek ilaçla yaralarımı büsbütün, birer birer yak yol boyundaki ıhlamurların bayramlık fenerlerini Gözlerimi kırpmadan, bilgisayar ve kahveyle sabahlara ulaşan ve flörtsüz votkayla akşamı bulan zaman, benim ömrüm değil ki. İçinde kısa ve anlamsızca sallandığım bir düştür o, sadece o an. Hem de öyle dalganın kıyıda çıkardığı gürültü kadar kısa sanki. Bu yüzden, beni düşünürken bir martı çekip çıkar tasavvurundantuzlu kayalıklarda uyuyan ve maviliklerde yaşayan bir martı, kendi kendine hem yol, hem yuva, hem yumurta, hem de ana olan, çığlık attığı zaman ona kulak ver – aslında o çığlık değil, bir şarkı. Beni düşündüğün zaman… İyisi mi acı şeyler düşünme. Eski bir istasyona in, sütlü bir kahve ısmarla şöyle kendine kendin, bir de Çingene çocuğunu, hani mutlu çıkmasını bilen her güne… Ben hangi treni kaçırıp hangisine bineceğim, henüz karar vermedim. n 1240 21 K A S I M 2013 n S A Y F A 27