03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

John Ruskin’den “Susam ve Zambaklar” Sanayileşme çağına eleştirel bakış “Susam ve Zambaklar”, John Ruskin’in belirlemeleri, okuyanı provoke eden cümleleri “Susam ve Zambaklar”da bir araya geliyor. Aydınlanma düşüncesinin günümüze düşürdüğü ışık, hem parlaklığını hem de etkileyiciliğini sürdürüyor. “Susam ve Zambaklar”, bizi içindeki metinleri yeniden okumaya ve hayat hakkında yeniden düşünmeye çağırıyor. r Kaya ÖZSEZGİN n dokuzuncu yüzyılın ilkecikatı püritenahlâkçı düşünürlerinin insan ve yaşamı hakkında öne sürdüğü bağlayıcı düşünceler, en azından bir yüzyıl sonra hayata geçecek olan modern dünyadaki gelişmelerle kıyaslandığında, özgür yaşam felsefesinde alınan yolun çok uzun bir mesafeyi içerdiği dikkat çekecektir. Ortaçağ Batı Hıristiyan kültürünün yeni çağ paralelinde canlandırılması tezini benimsemiş olan yazar, şair, toplum ve sanat eleştirmeni John Ruskin’in (William Morris eşliğinde) İngiltere gibi muhafazakâr bir toplum için geçerli olan bu alandaki öngörüleri, ilk bakışta daha çok sanat ve kültür konularını içeriyor görünse de bu konuların arka plandaki dayanağı her zaman yaşamla ilgili öneriler üzerine kurulu olmuştur. Bu durum, yaşamın on dokuzuncu yüzyıla ve Elizabeth dönemine özgü değerlerinin bir bütün olarak ele alınmasını gerektirmiş, sanatın ve kültürün bu bağlam dışında düşünülmesinin gerçeklere uymayacağı ana fikrini egemen kılmıştır doğal olarak. İş yapan atölyeler düşüncesi ve Carlyle’ın sanayileşme hareketine yönelttiği eleştirilerle de çok yakından ilişkili olan ortamın nabzı, kuşkusuz 1851’de ilk uluslararası Dünya Fuarı’nın açılmasıyla bir dönüşüm noktasına gelmiş bulunuyordu. “BİRKAÇ ASALET KIRINTISI” Bir önceki yüzyıla oranla işçi sınıfının yaşam koşullarında düzelme yaşanması, güçlenen orta sınıfın modern burjuvaziye alan hazırlayan siyasal ve kültürel etkinliklerin hızlanması, farklı bir dünya izlenimini güçlendiren hususlardı. Sanayi devriminin İngiltere’de başlaması, Avrupa’daki değişimin ana damarlarının bu ülkede biçimlenmesine yol açmıştı. Sanayileşme karşıtı tepkilerin de gene bu ülkede kendini göstermesi ise, İngiltere’ye özgü bir oluşumun, karşıt kutuplar arasındaki etkitepki ilişkilerini düşündürür. Bu açıdan John Ruskin (18191900) adı, belki de İngiltere’de 1850 sonrasında yaşananlara koyduğu teşhis açısından öne çıkar. Bu yazar ve sanat eleştirmeninin C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I kapısını açmakta başvurulacak iki önemli kaynaktır. Dante kadar Shakespeare de insanları herkesten daha iyi tanır. Bu da dünyevi ve mânevi güçler arasındaki “esas mücadele”yi iyi kavramış olmalarındandır. Böylesine büyük insanların öğretilerini ve inançlarını kavramak için de zamana ihtiyaç vardır. Onların kalplerine nüfuz etmeliyiz, diyor Ruskin. EDEBİYATTAN SOMUT ÖRNEKLER Bütün bunlara karşın, sanayileşme çağının akılcı hedeflere yönelik uğraşları karşısında Ruskin’in tam tersine bir yönelişle, duyguyu yüceltmesi de anlaşılır bir şeydir. Duygulu olduğumuz ölçüde insanızdır. Arzu edilen, daha çok duygulu olmaktır. İngiltere’de “duygu bencilliği ve kıtlığı” ,acınacak bir durumdur. Ancak bir ayrımla: Zayıf olan ve bayağı bir şey için güdülen duygu, Ruskin’in sözünü ettiği duygunun dışındadır. “Sürü psikolojisiyle düşünmeye alışık olanlar”, bu seçkin duygunun anlamını bilemezler. Kendi toplumunu kıyasıya eleştirdiği yerler var kitapta: Örneğin herhangi bir fikir yazısını anlamak, İngiliz halkı için olanaksızdır, çünkü para hırsları, anlama yetilerinin önüne geçmiştir. Bir millet, “para kazanan bir yığın” olarak varlığını sürdüremez; edebiyatı ve bilimi hor görerek, sanatı ve doğayı küçümseyerek bir yere varılamaz. Öteki uluslarınkinden daha fazla sanat okuluna ve enstitüsüne sahip olan İngiltere’de sanatın hor görülüyor olması, ilk bakışta inandırıcı görünmez Ruskin’e göre, bunun nedeni sanat yapıtının sıradan bir mal gibi alınıp satılıyor olmasıdır. Tablolara, boş duvarlara verilen önemden daha fazlasını vermiyor İngilizler. Bütün gücün para getiren yanlış işlere harcandığı bir ortamdan şikâyetçi görünür Ruskin, doğanın harcanmasını gönlüne yedirmez. John Ruskin’in ilk konferansa başlık olarak seçtiği “susam”, kralların hazinelerine gönderme yaparken, ikinci konferans için seçtiği “zambaklar” başlığı “kraliçelerin bahçeleri”ni işaret eder. Çöller, zambaklarla donatılmalıdır. Bu konferansın ana konusu dolayında gene kitap ve okuma olgusu ağırlıklı yer tutuyor. Hemen arkasından da ısrarlı biçimde işlediği konu, kadın ve erkek varlıkları arasındaki farklar ve kadına tanıdığı ayrıcalıklı değerlerdir. Edebiyattan somut örneklerle konuyu ilginç bir aşamaya getiriyor. Roman kahramanları içinde tipik yer tutan kadın kahramanlardan örnekler veriyor. Örneğin erkek, güç bakımından etkindir, atılgandır, koruyucudur, enerjisi, mâceralar, savaşlar ve zaferler içindir, kadının enerjisi ise idare etmeye yöneliktir. Yorumlar, bu doğrultuda kitabın önemli bir bölümünü kapsamakta. Bir bütün olarak baktığımızda, dönemini ve toplumunu eleştirici bir bakışla incelediği bu konferanslarda Ruskin, eğitici kimliğiyle çıkıyor okurun karşısına, düşüncelerini açık bir ifadeyle dile getiriyor ve günümüz insanına birçok yönden aykırı gelecek yorumlarda bulunuyor. Ama on dokuzuncu yüzyılın ahlâkçı görüşleri yönünde baktığımızda, Ruskin’in tesbitlerini, onun öncülüğünü yaptığı felsefeyle ilişkilendirmek gerekecektir. n Susam ve Zambaklar/ John Ruskin/ Çeviren: Emre Murat Bozer/ Aylak Adam Yayınları/ 112 s. 2 0 1 3 n S A Y F A 2 1 O farklı türlerde kaleme aldığı çalışmaları arasında ilk kez 1865’te yayımlanan Susam ve Zambaklar başlıklı eserinin, uzun bir aradan sonra dilimize kazandırılması kuşkusuz toplumbilim dalında bugüne kadar gelen bir ihmali düşündürüyor olsa da Ruskin’in 1864’te bir enstitüye kaynak sağlamak amacıyla verdiği iki konferans metnini içeren söz konusu kitabın, bizdeki okurlarla nihayet buluşmuş olması gene de bir kazançtır. Böylece bugüne kadar birçok yerde atıfta bulunulan Ruskin adı, onu tanıtıcı bir eser aracılığıyla daha somut bir anlam kazanmış olacaktır. Her iki konferansta da Ruskin’in “asil” diye nitelediği seçkin insanlara seslendiğini yeri geldikçe de buna vurgu yapması, dönemi ve içinde yaşadığı toplumun niteliği açısından şaşırtıcı değil kuşkusuz. Öyle ki, ona göre, asillerle arkadaş olmak, onların düzeyine erişmekle olasıdır. Çok derinlerde olsa da kalbimizde “birkaç asalet kırıntısı” kalmışsa, hâlâ “mantıklı işler” yapabiliriz. Peki, nasıl asil olunur? Ruskin, bu sorunun yanıtını vermekte de gecikmiyor: Yaşamda asil olmak, “yüce kalpli, yüce ruhlu, âlicenap olmak”la mümkündür. “Hayatın ta kendisinde” ilerlemekle asillik sıfatı kazanılabilir. Hep ders veriyor ve uyarıyor bir üslup içinde konuşması da öyle. Bir konudan ötekine geçerken konuşma bütünlüğünün gene de bozulmadığına tanık oluyoruz. Örneğin kitaplardan söz ederek başlıyor ilk konferansına. Konferansın akışı içinde bu konuya sık sık dönmesi, okumanın ve bilgi sahibi olmanın öneminden dolayıdır. Ona göre kitap, yalnızca mesaj vermek için yazılmaz, kalıcılığı yakalamak için de yazılır. “Beden için değil, zihin için” beslenmek esas olmalı. Bir kitap, sesi çoğaltmak veya yaymak için değil, onu “ebedileştirmek” içindir. Kitap okumak, bir madeni araştırmak gibidir. Eğitimli kişi olmaya, bu yoldan varılır. Farklı kökenlerden ve dillerden türeyen sözcüklerin gerçek yapılarını ve anlamlarını çözmeye ve kavramaya dayanan bir çaba içine girmedikçe, gerçek bir okur olunamaz. Bir sözcük üzerinde kuşkuya kapılınca, yapılacak en doğru şey, Yunan alfabesini çözmektir. (Bir örnek: Ruh sözcüğü, Latince “nefes” sözcüğünün kısaltılmış biçiminden ve Yunancada rüzgâr anlamına gelen sözcüğün çok yakın bir karşılığından başka bir şey değildir.) Birçok değerli şey için planlar yapmaya hazır olduğunu belirtirken, “kitap planı”nı, yapılabilecek planların en çok ihtiyaç duyulanı olarak görür. “İngiliz bünyesi” için bir “kuvvet ilacı”dır bu plan. Öte yandan insanları “âdil bireyler” olmaya yönlendirecek “halk eğitimi”nin önemine de değinir. Milton ve Dante, Ruskin açısınJohn Ruskin (18191900) adı, İngiltere’de 1850 sonrasında dan, bilgi dünyasının ve cennetin yaşananlara koyduğu teşhis açısından öne çıkar. 1240 2 1 K A S I M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle