Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Wislawa SZYMBORSKA/ Şiirler/ Çeviren: Baki YİĞİT olonyalı şair, yazar ve çevirmen Wislawa Szymborska, 2 Temmuz 1923’te bugünkü Kornik’in bir semti olan Bnin kasabasında doğdu. Krakov Jagiellonian Üniversitesi’nde Polonya edebiyatı ve sosyoloji öğrenimi gördü. 1953’ten 1981’e kadar haftalık bir edebiyat dergisinin şiir editörü olarak çalıştı. İlk şiirlerini 1945 yılında yayımladı. On altı şiir kitabından ilki olan Bunun İçin Yaşıyoruz, 1952’de basıldı. tnerek 1996 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Şiirleri ondan fazla dile çevrildi. 11 EYLÜL’DEN FOTOĞRAF Yanan katlardan atladılar bir, iki, birkaç daha, daha üstte, daha altta. Yaşamda tuttu fotoğraf onları ve şimdi korumakta yerin üstünde, yere doğru. Hâlâ bütün durumda her biri, kendi yüzüyle ve iyi saklanmış kanıyla. Yeterince zaman var dağılacak saçlar için, ceplerden dökülecek anahtarlar, madeni paralar için. Havanın erimindeler halen, yeni açılan yerlerin içindeler. Onlar için sadece iki şey yapabilirim bu uçuşu betimlemek ve son bir dize eklememek. DUYURU Rahatlatıcı bir ilacım ben. Evde etkiliyim. Büroda çalışırım. Sınavlara girerim tanık kürsüsünde. Kırık fincanları dikkatle onarırım. Bütün yapman gereken, beni almak; bırak eriyeyim dilinin altında, sadece yut beni bir bardak suyla. Şanssızlığa nasıl katlanılır, kötü haberler nasıl alınır, bilirim. Haksızlığı en aza indiririm, Tanrı’nın yokluğunu açıklar ya da yüzüne uyacak dul maskesini seçerim. Ne bekliyorsun inan benim kimyasal şefkatime. Hâlâ genç bir erkeksin/kadınsın. Gevşemeyi öğrenmen için vakit çok geç değil. Kim demiş dişini sıkmalısın diye? Bırak alayım uçurumunu, uykuya yastık yapayım. Üzerine düşeceğin dört ayak verdiğim için teşekkür edersin bana. Sat bana ruhunu. Başkası almaz. Başka şeytan yok artık. ‘Sabaha karşı saat dörtte kimse kendini iyi hissetmez’ P SABAHA KARŞI SAAT DÖRT Gündüzle gecenin arasındaki saat Yatakta dönüp durmaların arasındaki saat Otuz yaşındakilerin saati. Horozun ötmek için taranıp temizlenme saati Yerin sıcaklığını geri alıp kucakladığındaki saat. Sönmüş yıldızlardan serin taslakların saati. İz bırakmadan yok olduğumuz saat Boş saat. Kof. Yararsız. Kaya dibi tüm diğer saatlerin. Sabaha karşı saat dörtte kimse kendini iyi hissetmez. Sabaha karşı saat dörtte karıncalar kendilerini iyi hissederlerse mutlu oluruz karıncalar adına. Ve bırakın saat beşe gelsin yaşamak zorundaysak. TREN İSTASYONU N. kentine varmayışım tam zamanında oldu. Uyarılmıştın gönderilmeyen mektubumla. Kararlaştırılan saatte olmayabildin orada. Tren 3. peronda durdu. Bir sürü insan indi. Yönünü çıkışa çevirdiğinden kalabalığa katıldı yokluğum. Bütün o telaşın içinde birkaç kadın seğirtti yerimi almak için. Bir adam onlardan birine koştu. Adamı tanımıyordum, ama kadın tanıdı onu hemen. Onlar bizim olmayan dudaklarla öpüşürlerken bir bavul yok oldu, benimki değil. N. kentindeki tren istasyonu sınavını geçti nesnel varoluşta akıp giden renklerle. Her şey yerinde kaldı. Yalnızlar acele ettiler işaretli yollar boyunca. Hatta bir buluşma oldu Planlandığı gibi. Oradaki varlığımızın Menzilinin ötesinde. Olasılığın kayıp cennetinde. Bir başka yerde. Bir başka yerde. Nasıl da çınlamakta bu kısa sözcükler. ? 24 OCAK 2013 ? SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1197