06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ? Süryaniler/ Mutay Öztemiz/ Ayrıntı Yayınları/ 208 s. Mezopotamya’nın kadim halklarından olan Süryaniler binlerce yıllık geçmişe dayanan bir uygarlığın taşıyıcısı olarak dar zamanlardan geçtiler. Zorluklara rağmen, ayakta kalmaya, dinlerine ve dillerine sahip çıkmaya devam ettiler. Ama çoğu zaman yok hükmündeydiler. Gözden uzak tutuldular ve sesleri duvarlar arasında kısılı kaldı. Süryaniler hakkında önemli bir eksikliği gidermek için yola çıkan Mutay Öztemiz, alan çalışmasına ve bire bir görüşmelere dayanan, yoğun bir araştırmanın verimlerini ortaya koyuyor bu kitabında. Uzun yılların ürünü olan kitap, Süryanilerin çağlara dayanan derin uygarlığını ve göğüslediği zorlukları gözler önüne seriyor. Sanat Dünyasında Yedi Gün/ Sarah Thornton/ Çeviren: Mine Haydaroğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 278 s. Sanat tarihçisi ve sosyolog Sarah Thornton, New York, Los Angeles, Londra, Basel, Venedik ve Tokyo gibi çağdaş sanat merkezlerinde geçirdiği yedi günü anlatıyor kitabında. Müzayede’de Christie’s müzayede evinde bir akşam satışına, Eleştiri Dersi’nde CalArts’ta bir seminer dersine konuk oluyor, Fuar’da Basel Sanat Fuarı’ndaki seçkin müşterileri izliyor, Ödül’de Tate’in düzenlediği Turner Ödülü’nün arkasındaki rekabeti anlatıyor, Dergi’de Artforum dergisi ve eleştirmenlerini tanıtıyor, Atölye Ziyareti’nde Takashi Murakami’nin atölyesindeki eğlenceye katılıyor ve Bienal’de Venedik Bienali’ndeki küratörlerin ve sanatçıların dünyasını gözler önüne seriyor. Böylelikle kitap da sanatı lüks bir tüketim ürünü ya da eğlence aracı olarak gören insanlara, entelektüel bir eylem, bir iş, hatta alternatif bir din olarak tanımlayanların katılımıyla kitap renkli karakterlerle dolu bir dünya gezisine dönüşüyor. İstanbulum TadımTuzum Hyatım/ Meri Çevik Simyonidis/ Som Kitap/ 462 s. “İstanbulum TadımTuzum, Hayatım” bir bellek yolculuğuna çıkarıyor okuyucusunu. İstanbul’un yaşama zamanlarına aralanan bu kapıdan da yüzlerce yıldır kentin dokusunu var eden Rumların yemeiçmeyaşama kültürlerine tanıklık ediliyor. Kendisi de bir İstanbullu olan Meri Çevik Simyonidis, bu geniş coğrafyadan derlediklerini bir bir ortaya çıkarırken önemli bir tanıklığı da gerçekleştiriyor. İstanbul’un çokdilli, çokkültürlü, çokkatmanlı bir kent olma özelliğine bir katkıdır bu aynı zamanda. Geçen zamanın izlerine dönerek yapıyor bunu da üstelik. İstanbul Rumlarının yaşamlarının birikimini bir araya getiren kitap, yaşayarak zenginleşen bir kültürün yansımalarını sunuyor. Cinayet Yöntemleri/ Mark Benecke/ Çeviren: Esen Tezel/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 304 s. Mark Benecke solucanlar, kurtçuklar ve böcekler yardımıyla cinayet vakalarını çözüyor, kesin kanıtları bulabiliyor. Benecke, kamuoyunun soluğunu kesen cinayet vakalarını eğlendirerek anlatıyor bu kitapta. Soruşturmaları kendi bakışıyla tekrara değerlendiriyor, SAYFA 28 ? 28 HAZİRAN 2012 vahim sonuçlar doğuran ihmallere işaret ediyor. Bunları yaparken de muazzam bilgi dağarcığından yararlanıyor, doğabilimine dayalı kriminoloji alanındaki gelişmelere de dikkat çekiyor. Başta FBI akademisi olmak üzere pek çok ülkenin polis akademilerinde ve üniversitelerinde dersler veren Benecke, suç tarihinden örneklerle tüyler ürperten, inanılması güç cinayetlerin üzerindeki sır perdelerinin nasıl kaldırıldığını anlatıyor. Sahte/ Mehmet Erte/ Yapı Kredi Yayınları/ 138 s. “Sahte” kendisini temsil etmek üzere kurulabilecek bütün cümleleri önceden tasarlayarak yalanlayan, roman olduğunu iddia ederken bir türün altında konumlandırılmamak için her türlü kurgusal düzenlemeden kaçan ve zaaflarının farkına vardığı anda onları silmek, ortadan kaldırmak yerine alay konusu yapan bir metin. Mehmet Erte, haşarı bir çocuk olarak büyük yazarların anlatı laboratuvarına giriyor kitabı “Sahte”de ve her şeyi birbirine karıştırıyor. Yoksa karıştırmıyor mu? Köylü İsyanlarından Fransız Devrimine/ Murray Bookchin/ Çeviren: Sezgin Ata/ Dipnot Yayınları/ 470 s. Yirminci yüzyılın en önemli aykırı düşünürlerinden biri olan Murray Bookchin’in, devrimci geleneğin zayıflaması, devrimler çağının eski ve yeni kuşakların bilincinden/belleğinden silinmeye yüz tutması karşısında duyduğu derin kaygı sonucu kaleme aldığı bu dört ciltlik eser, o büyük devrimlerin özneleri olan halkların oluşumlarının kurumsal ve örgütsel yapılarına ışık tutmakta, her bir devrimin arka planındaki toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik gelişmelere odaklanmaktadır. Murray Bookchin’un son yayınlanmış çalışması olan ve dört ciltten oluşan, Devrimci Halk Hareketleri Tarihi farklı bir dünya tarihi anlatıyor ve ilk cilt “Köylü İsyanlarından Fransız Devrimine”. Sınırların Ötesinde/ Miguel Nicolelis/ Çeviren: Kerem Çiftçioğlu/ Alfa Yayınları/ 382 s. Avatar’lar bilim kurgu konusu olmaktan çıkıyor. Bugün artık beyin sinyallerini kullanarak bir makineyi kontrol etmek olanaklı. Duke Üniversitesi Nöromühendislik Merkezi’nin kurucusu olan Profesör Miguel Nicolelis’in araştırmaları Nature, Scienceve diğer önde gelen bilimsel yayınların yanı sıra kendisini dünyanın en önemli yirmi bilim insanı arasında gösteren Scientific American’da yayımlandı. Nicolelis kitabında, temel konusu beyin makine ilişkisi olan bu araştırmalarını özetliyor. Felsefi ve Siyasi Yazılar/ Louis Althusser/ Çeviren: Yağmur Ceylan Uslu/ İthaki Yayınları/ 280 s. Louis Althusser’in siyasi ve felsefi denemelerinden oluşan “Yazılar”ın bu altıncı ve son cildi, Althusser düşüncesinin klasik temalarından oluşan metinleri bir araya getiriyor. Felsefe, bilim, din ve ideoloji nasıl tanımlanmalıdır ve aralarındaki ilişkilerin doğası nedir? Tarih nedir? Öznesiz bir süreç olarak tarih nedir? Marx’ın gençlik yapıtlarıyla Kapital arasında gerçekleş tirdiği epistemolojik kopuş ne anlama gelir? Ve felsefe nedir? Söz bir kez daha Althusser’in: Marksizmi emek felsefesi olarak gören bütün idealist yorumlar, bütün emek ideolojileri incelendiğinde, bunların 1844 Elyazmaları’nın konularını yinelediği ya da bir “praksis” Fenomenolojisi kurmaya çalıştıkları a posteriori olarak kolayca fark edilir. Ama burada söz konusu olanın, başka bir alana, bilimin alanına yerleşmiş tarihsel materyalizm değil, felsefi ideoloji olduğu söylenerek itiraz edilecektir. Hayatın Anlamı/ Terry Eagleton/ Çeviren: Kutlu Tunca/ Ayrıntı Yay./ 140 s. Terry Eagleton bu kısa giriş kitabında, insan bilimlerinin terk ettiği ve popüler kültürle anlam endüstrisinin istila ettiği bir alanda hayatın anlamını sorguluyor. Hayatın anlamını, anlamın hayatını oluşturan dilbilimsel, etik, kültürel ve politik göstergelerle tartışan Eagleton’ın anlatısına Shakespeare’in tiyatral karakterleri, Wittgenstein’ın dil oyunları, Schopenhauer’un istenç’i Heidegger’in hiç’i, Sartre’daki endişe, Samuel Beckett’in belki’si ve Freud’un bilinçdışı da parçalar halinde katılıyor. Aristo’dan Marx’a uzanan bir ahlaki soykütük dahilinde insanın kendini gerçekleştirmesi, kişisel tatmin, toplumsal birer pratik olarak mutluluk, sevgi ve erdem gibi kavram ve değerleri yorumlayan Eagleton’ın bu kitabı, hayatı hâlâ hayati göstergeleriyle dert edenler için bir düşünme çağrısı. İsa Hanginiz?/ Selahattin Yusuf/ Turkuvaz Kitap/ 296 s. “Hangimiz, zihnimizin şu veya bu sebeple, süngüyle veya çiçekle zorlanıp bozulduğunu en az bir kere hissetmedik hayatımızda? Hangimiz, kendi üzüntümüzün bir tür hacısı olarak, en az bir kere düşmedik yollara? Artık kendi kendinin alayı olmuş çağdaş hayatın gerçek yiyeceği nerede? Hangimiz unutabilir, hayatımızda en az bir kere var olmuş çocukluğu? Hangimiz bir parça cesaret bulmaz, büyüdükçe canı yanmış suçsuzluktan?” Selahattin Yusuf’un kaleminden çıkan “İsa Hanginiz?”, bu duygular ve sorular etrafında örülmüş bir roman. Hayatları çıkmaza girmiş kahramanların buluşma ve yola birlikte devam etmelerinin hikâyesi. Ayaklarıyla birlikte akılları da sürçmüş insanların, birbirlerine sahip çıkmalarının şiirsel serüveni... Çok Şekerli Ölüm/ Ayşe Erbulak/ Lâl Kitap/ 262 s. Ayşe Erbulak, polisiye roman alanında yeni bir ad. Bu kitabıyla da polisiye edebiyat dünyasında kendine özgü sağlam bir yer, parlak bir yazarlık vaat ediyor. Erbulak bu romanında sürükleyici, kıvrak dilli, inandırıcı, ayrıntılara önem veren, yer yer edebiyat tadı veren kalemiyle dikkat çekiyor. Kahramanları ise kanlı canlı, her yerde rastlanabilecek tipler. Ayşe Erbulak’ın romanı da yarattığı tipleri de gerçek bir polisiyede olması gerektiği gibi. Romanda iki iş ortağı Oktay ile Mehmet Bodrum’da tekneyle dolaşmaya çıktıkları sırada büyük bir kaza geçirirler. Kazadan sonra Mehmet işi Oktay’a ve karısı Demet’e devrederek ayrılır. Ne var ki Oktay yüksek şeker komasına girerek ölür. Her ne kadar bu, şüphe çeken bir durum olmasa da Oktay’ın eski karısı Nilüfer, bunun bir cnayet olduğunda ısrarlıdır. Araştırma yapmaları için de Medcezir Dedektiflik Bürosu’nun iki sahibesi Meral ve Zeynep ile anlaşır. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1167 FA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle