06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hıfzı Topuz’dan ‘Elbet Sabah Olacaktır’ ‘Fikret’in daha çok özel yaşamını bulmaya çalıştım’ vetifünun gazetelerinin koleksiyonları kaldı bana. Büyük dedem Hasan Paşa Servetifünun’culardan “Benim dostlarım” diye söz edermiş. Bunu çocukluğumdan beri duyardım. Ailede Fikret’le tanışık olan var mıydı başka? Büyük eniştem Esat (Işık) Paşa vardı. Esat Paşa, Tevfik Fikret’le Yeni Zelanda’ya kaçmaya kalkmışlar. Çok yakın dostlar. Öyle ki Esat Paşa oğluna ‘Fikret’ adını veriyor, Fikret Hasan Esat Işık. Annemin halasının oğlu var mesela, onun da göbek adını Fikret koymuşlar. Yani ailede iki kişiye Fikret adı verilmiş, sevildiğinden ötürü. “YAZMAYA BAŞLADIĞIMDA FİKRET HAKKINDA DERİNLEMESİNE BİLGİ EDİNDİM” Fikret’i kitaba konu etmenizde onun Mektebi Sultani’li (Galatasaray Lisesi) olmasının etkisi vardır elbette? Tabii. Fikret Galatarasay’da okumuş, orada öğretmenlik ve müdürlük yapmış biri. Ben de birkaç kez Fikret hakkında Galatasaray’da konuşma yapmışım, yazma düşüncesiyle kitaplıkta tarama yaparken buldum bu konuşma metinlerini. Romanını yazmaya başladıktan sonra Fikret hakkında derinlemesine bilgi edinmiş oldum. Neler buldunuz Fikret’e dair doküman olarak? Fikret hakkında yirmiden fazla kitap buldum. Bunlar daha çok Fikret’in edebiyatta yaptığı yeniliklere, aruz, dil gibi konulara değinmiş. Orhan Karaveli’nin bir çalışması vardı, Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği diye… Karaveli’ninki daha çok Fikret’in oğlu Haluk üzerinden yola çıkarak hazırladığı bir çalışma. Ben daha çok özel yaşamını bulmaya çalıştım. Çektiği acılarla, sevdiği şeylerle, varsa aşkları kimler bu konulara eğildim. Neler çıktı peki ortaya? Bizde aydınlanma Fikret’le başlıyor! Ondan evvelki, Mithat Paşa’nın, Namık Kemal’in böyle bir merakı yok. Ama aydınlanmayı başlatan Fikret! Montaigne, Fontaigne, Voltaire, Balzac gibi isimlere hayranlığı var. Bunun etkisiyle çok özgürlükçü şiirler yazıyor. Bir de JeanJacques Rousseau’ya hayran! Rousseau’nun Les Reveries du Promeneur Solitaire (Yalnız Bir Gezenin Düşleri) adlı kitabı vardır. Onu okuduğunda Fikret’in Aşiyan’a çekilmesi, kendiyle hesaplaşmasını bilince Rousseau’dan esinlenmiş hissine kapılıyorsun. Halit Ziya, Fikret için, çok da Batıya açılmamış, kendi iç dünyasında yoğrulmuştur gibisinden bir söz ediyor. Ne dersiniz? Doğru. Fikret’in yaşadığı dönemde Avrupa başka yerdeydi. 1848 devrimleri olmuş, Marx çıkmış, Paris Komünü kurulmuş. O kuşak burada farkında olmamış. Belki bilen olmuştur ama büyük aydınlardan pek fark eden olmamış o dönem. Ben Rıza Tevfik’le konuştum Akşam gazetesinde çalışırken. Ragıp Esatlı diye bir büyüğümüz vardı. Gazetede bana yol yordam öğreten o olmuştu. Kendisiyle sohbetlerimizde öğrendiğim meğer Rıza Tevfik’in üniversitede öğrencisiymiş. Feylesof derlermiş Rıza Tevfik’e. O da Ragıp Bey’le sohbete ge lirdi gazeteye. Biz de hayran hayran dinler lafa karışırdık arada. Bir gün merak ettim feylesof olarak anılan bu adam neden hiç Marx’tan, Engels’den esinlenmemiş diye bu isimlerden söz ettim. “Ben bunları hiç bilmiyorum oğlum,” deyince hayrete düştüm tabii. “Kitapları varsa getir okuyayım,” deyince Ragıp Bey hemen araya girdi Rıza Bey gidince. “Aman Hıfzıcım, adam doksanına geldi, yıllarca sürgünlerde yaşadı, bu yaştan sonra adamı komünist yapacaksın” dedi. Peki, kaynaklara mı ulaşamıyorlardı o yıllarda? Merak etmiyorlardı belki de. Bir alt kademede, başkaldırıda kalmışlar demek ki. Yolsuzluklara, adaletsizliğe başkaldırı. Tabii bir de o dönemde bir işçi sınıfı yok. “FİKRET ATATÜRK’E AYDINLANMADA YÖN VERMİŞ BİRİ” Atatürk’ten alıntı yapmışsınız Fikret’e dair. Ayrıca Atatürk Fikret için,“Ben inkılâp ruhunu Fikret’ten aldım” sözü var… Evet. Enver Paşa Atatürk’ü kıskandığı için Doğu Anadolu’ya, Rus Cephesi’ne gönderiyor. Atatürk de gidiyor. Yanında Şükrü Tezer diye bir yaveri var. Tezer Atatürk’ün hatıra defterini görüyor, sonra da hediye ediyor zaten Atatürk onu Tezer’e. Yayımlanıyor sonraları Atatürk’ün Hatıra Defteri adıyla. Görülüyor ki, Atatürk gittiği her yerde kitap okuyor. Yanında bir yığın kitap götürmüş. O kitaplar arasında Tevfik Fikret’inki de başı çekenler arasında! Bir ikinci anı da Çankaya Köşkü Kütüphane memuru Nuri Bey’in anıları… O anılarında da Atatürk’ün neler okuduğu yazıyor. İşte orada da listenin başında Fikret var! İsmail Hikmet Ertaylan’dan aldığım, kitaba da koyduğum Atatürk’ün Fiket hakkında görüşlerini belirttiği alıntıyı burada da paylaşayım: “Anlamadım! Ne dediniz? Fikret büyük şair değil miydi?Fikret karanlıklar içinde bir nur görüp halkı o nura doğru götürmeye çalışırken siz nerelerde idiniz? Niçin içinizden kimse onun gibi feryat etmedi? Ben Fikret’e erişemedim. Onun sohbetlerinden yararlanamadım. Kendimi bedbaht sayarım. Fakat onun bütün eserlerini okudum. Birçoğu ezberimdedir. O hem büyük şair hem ? de büyük insandır. Efendiler! Za ? te ol meye k Fik hiç? Hay Yaşadı yor. Fik vermiş insan. H olduğu çok be sevdim Ayn Fikret! yeri gel lara ba de, değ Kes bağırıy de bun hatçıla Milli E güvene Bir sür ğenme kaldırıy önemli “Bir yine çiğ çiğne lendi ( Kanu ler (alın kanu lendi… Beyh beyhud Hıfzı Topuz hız kesmeden biyografik romanlar yazmaya devam ediyor. Bu kez Türk aydınlanmasının büyük adlarından biri, Tevfik Fikret’in hayatını Elbet Sabah Olacaktır adıyla romanlaştırdı. Topuz, bu kitabı yazmasındaki asıl nedenin Tevfik Fikret’in bilinmeyen yanlarını, yaşantısını ve iç dünyasını okurlarla paylaşmak olduğunu belirtiyor. Biz de Topuz’la kitabı vesilesiyle buluştuk ve konuştuk. ? Erdem ÖZTOP lbet Sabah Olacaktır’la Tevfik Fikret’in hayatını romanlaştırdınız. Fikret’i yazmada neler etkili oldu? Nâzım Hikmet’i yazdıktan sonra yeni bir roman kahramanı seçmek kolay değildi açıkçası. Nâzım o kadar etkili, hakimdi ki… Fikret’i daha evvel de düşünmüştüm. Sonra ertelemiştim. Yeniden Fikret gündeme geldi. Çünkü çocukluğuma gittim. Daha okumayazma bilemezken annem bana Fikret’in şiirlerini okurdu. Örneğin Şermin kitabındaki şiirleri ezberlemiştim Fikret’in. Bir de ailede Fikret hayranlığı vardı. Anneannem ve büyük dedemden Fikret’in çalıştığı SerSAYFA 4 26 NİSAN Hâlâ (devam hâlâ ve o tec hâlâ v (acılar y hâlâ (zam) Hâlâ yet (akr yırma) hâlâ cari (ge hâlâ (onur) Hep dan ari Son n millet!” E Mille lemle) sussu se; mille ken (ha iğfal Mille vicdanı Kanu hayyel? Düşm mi biz Hürr cel (yüc düşm miz mi Bir h evvel Düşs balığa i Kops ler.” Yıl 1909, Galatasaray futbol takımı, Mektebi Sultani müdürü Tevfik Fikret’le (ortada). Elbe Remzi ? 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1158 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle