Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Evliya Çelebi ve Seyahatnâmesi Dört asırlık gezgin Doğumunun üstünden dört asır gibi bir süre geçmesine rağmen hâlâ okunan yapıtı ve ilgi çeken yaşamıyla Evliya Çelebi yaşamaya devam ediyor. ? M. Türker ACAROĞLU erkezi Paris’te olan UNESCO bu yılı Evliya Çelebi Yılı olarak ilan etmiş. Dünyada neler yapıldığını bilmiyoruz ama Türkiye’de birkaç gazete ve dergi yazısından başka bir şey yazılmadı, yapılmadı, diyebiliriz. Ünlü gezgin 25 Mart 1611’de İstanbul’da doğdu, ancak 1682 yılında İstanbul’da mı, yoksa Mısır’da mı öldüğü kesin olarak bilinmiyor. Asıl adı: Hafız Mehmet Zılli. Babası Kütahyalı, soyu Germiyanoğlu Yakup Bey’e, anası yönünden Sadrazam Melek Ahmet Paşa’ya dayanır. Orta derecede öğrenim gördü. Arapça okuyup hafız oldu. Şiir ve tarihe çalışmış, musiki ve hattatlık öğrenmiş. Yunanca, Latince, belki de Macarca biliyordu. Sesi güzel olduğu için saraya alınmıştı, orada üç yıl kaldı. Gezmeyi, gördüğü yerlerin tarihinin toplumbilimini araştırmayı severdi. Daha 16 yaşındayken, İstanbul’u dolaşarak notlar almıştı. Seyahatname’sinin baş tarafında ilk gezilere düşünde Peygamber’i görüp ondan izin alarak başladığını yazar ve Bursa’dan (1640) sonra, yaşamının sonuna dek sürecek yolculuklara çıkar. İzmit ve Trabzon’dan sonra Anapa’ya gider. Azak Kalesi seferine katılır. Kırım yoluyla İstanbul’a dönerken Karadeniz’de fırtınaya tutulur, gemisi kazaya uğrar ve bundan güç kurtulur. Girit’e, Erzurum’a gider. Oradan da Bakü’ye, Tebriz’e uzanır. Babasının ölümü üzerine de İstanbul’a döner. Bu dönüşü ise başkentin karı A. Zuhuri Danışman, 15 cilt, İst. 196971); Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler (haz. Nihal Atsız, 2 cilt, İst. 197172); Evliya Çelebi ve Haşim Efendi’nin Çerkezistan Notları (aktaran M. Güneş, İst. 1969) vb. Son zamanda İstanbul’da Yapı Kredi Yayınları Seyahatname’yi yeniden yayımlamaya başladı, ilk cildi 2007’de çıktı. KAYNAKÇA: Evliya Tschelebi’s Reisenwege in Kleinasien (Evliya Çelebi’nin Anadolu gezi yolları, Franz Babinger, Almanca, 1930); Evliya Çelebi, Hayatı, Sanatı, Eserleri (Cafer Erkılıç, 1954, 1969); Evliya Çelebi (M. Çağatay, Uluçay, 1957); Evliya Çelebi Seyahatnamesi, birinci cildinin kaynakları üzerinde bir araştırma (Dr. Meşkure Eren, 1960); Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi (T. Acaroğlu, “Türk folklor araştırmalar”, İst. VII/148, Kasım 1961); Evliya Çelebi (1963); İstanbul Mimarisi İçin Kaynak Olarak Evliya Çelebi Seyahatnamesi (Y.Y. Demircanlı, Ankara, 1989); Evliya Çelebi ve Seyahatname (Uluslararası Sempozyum Bildirileri, 2002); Evliya Çelebi’nin İstanbul’u (John Freely’den çev. M. Güney, 2003); Evliya Çelebi Seyahatnamesi Okuma Sözlüğü (Robert Dankoff, katkılarıyla İngilizceden çev. Semih Tezcan, 2004); Çağının Sıradışı Yazarı: Evliya Çelebi (Nuran Tezcan, İst. 2010, 412 s.); Seyyahi âlem Evliya Çelebi’nin dünyaya bakışı (Robert Dankoff’dan çev. Müfit Günay, İst. 2010, 250 s.); Kültürümüzün Yapıtaşları Dizisi 8: Evliya Çelebi... (haz. Behzat Taş, İst, 2010); Evliya Çelebi (Yusuf Çetindağ, İst, 2011, 344 s.); Evliya Çelebi’nin Nil Haritası: Dürri bimisil ahbâri Nil” (Robert Dankoff ile Nuran Tezcan, İst, 2011, 144 s.); An Evliya Çelebi Bibliography (Evliya Çelebi kaynakçası, Robert Dankoff, Ankara, Bilkent, 2011, buna göre 16 dilde Seyahatname’den seçmelere ulaşmak mümkün); Seyyahi Alem Evliya Çelebi (haz. Şükrü Haluk Akalın, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayını, 2011, her sayfasında renkli minyatürler, Seyahatname’nin çeşitli ciltlerinin kapakları, ona ek yazan yazarların kitap kapakları, görsellikle desteklenmiş); Değinmeler: Gezi Edebiyatı (Mustafa Şerif Onaran, “Cumhuriyet Kitap Eki”, İst. 15 Eylül 2011, sayı 1126, s.22, resimli); Doğumunun 400. Yılında Evliya Çelebi Ankara’da (Gizem Sevinç, “Kanat”, Ankara, Bahar 2011, sayı 36, s.4, resimli); Evliya Çelebi’nin Sözlü Kaynakları Uluslararası Sempozyumu (Yeliz Özay, aynı yer, s.6, resimli) vb. ? Det M şık dönemlerine rastlar. Daha sonra, Melek Ahmet Paşa ile Rumeli ve Özü yörelerini dolaşır. Paşa Van’a gidince, Bitlis Hanı ile yapılan savaşı görüp ivedilikle İran’a gitti, oradan Bağdat’a geçerek Irak’ı gezer (1652). Bundan sonraki yoluculukları ise hep batı yönüne olur: Rumeli, Yunanistan, Arnavutluk, Bulgaristan, BosnaHersek, Dalmaçya, Macaristan, Avusturya, Almanya, Hollanda, Polonya, Transilvanya, Moldova ve Güney Rusya Evliya Çelebi’nin Avrupa’da gezip dolaştığı belli başlı ülkeler olur. Bütün bu yerlerin gelenek ve göreneklerini, güzel yapılarını, ünlü adamlarını, dil ve tarihlerini araştırıp kitabına yazmıştır. Dili ve biçemi açık, sürükleyicidir. Evliya Çelebi’nin yapıtının kimi bölümleri İngiliz, Alman, Macar, Bulgar vb. dillere çevrildi. Batıda bu yapıta dayanarak yapılan inceleme ve araştırmalardan başka, ondan yararlanarak hazırlanan monografiler da vardır. Sekfü Gyula adlı bir Macar, Evliya Çelebi’ye insana hoşça vakit geçirmekten başka yararı olmayan bir yapıtın yazarı gözüyle bakarken öte yandan Jean Deny gibi Yahudi kökenli bir Fransız Evliya Çelebi’yi çok iyi anlamış, onun değerli bir kaynak yapıt olduğunu söylemiştir. YAPITI: Evliya Çelebi Seyahatnamesi (Kahire, Bulak Matbaası, 1247/1831); Evliya Çelebi Seyahatnamesi (10 Cilt, İst. İkdam, Orhaniye, Devlet Matbaaları, 1314/18981938, son iki cildi yeni harfli); Müntahabâti Evliya Çelebi (İst. 1259/1843, 1262/1846; Kahire, Bulak Matbaası, 1264/1848; İst, 1279/1863); Evliya Çelebi Seyahatnamesi (haz. Reşad Ekrem Koçu, 6 Cilt, İst. 1943/67); Seyahatname (haz. Mustafa Nihat Özön, 3 Cilt, İst, 194445, genişleten: Nijad Özön, 1980); Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden En Güzel Seçmeler (der. Mehmet Aksoy ile Server İskit, İst, 1962); Evliya Çelebi’den Malatya (haz. Mustafa Kuşçuoğlu, 1968); Evliya Çelebi Seyahatnamesi (sadeleştiren So Th Detle ması no’n şüns ğu ki Brec berg Thom Krac Hann heim ürett penc ? N Nilüfer Açıkalın’ın öykülerinde, kadın erkek ilişkilerindeki iletişimsizlik, bireyin kendisine, topluma yabancılaşması hatta çıldırması sade bir dille yer alıyor. Yazar bazı öykülerini de düz yazıdan şiire yakın bir dille, uzun dizeler halinde ve düz yazı şiir gibi uzun dizeler tarzında kaleme almış. Nilüfer Açıkalın’dan hikâyeler Çıldırtan Öyküler dırıdır” söz alıntılanmıştır. Uçaktaki bir kadının, günümüzde çokça sözü edilen an’ı yaşam üzerine düşüncelerindeki karmaşıklık ele alınır. Yaş ilerledikçe insan yaşlanma paniğine kapılır. An’ı yaşamak bu paniği giderir mi? “Bazıları için yaşlanmanın azap haline dönüşmesi çok korkunç” der Açıkalın bu öykünün bir yerinde. Sorgulamaya devam eder. “Bir erkek bir gece için bir kadını isterse bunun adı ne olabilir, acaba ne desek? Aşk, sınırlarda yaşanan bir şeydir, mantığı yoktur. Varsa bile bu kendine özgü bir mantıktır. İki kişi kendi dilini kurar. Sevişmenin dilidir bu. Bu aşk mıdır peki? Çok sorgulamadan yaşasana hayatı. Kadın erkekten daha derin hisseder. Erkeğin içinde yatansa kadının düşünce hızına yetişme arzusudur. Kadının aklı ne kadar hızlıysa erkek o kadar tutkulu olur, saplantılı olur. Peki ya aşk?” Öyküden yaptığım bu alıntıdan da anlaşılacağı gibi, bütün değerleri bir kenara bırakıp salt anı yaşamak düşünüldüğünde “aşk” önemini yitirmez mi? Yazar bu ikinci öyküde hız çağında, her şeyin çabucak tüketildiği günümüzde aşk kavramını bir kadının bakış açısıyla sorgular. Çok hoş bir tespitle de bitirir öyküyü. Aşkı yaşamayıp dost kalmak da bir tercihtir. “Neden olmasın? Arkadaşlık bazen sadece bu işe yarar. Sağlam bir dostluğa çelme atmaktan başka nedir ki oynaşmak?” Günlük ilişkiler yaşamak yerine kadın erkek dostluğunun kurulabileceği vurgulanır, aslında bu günümüzde gerçekten bir kez daha düşünülmesi gereken bir durum değil midir? “Sorunlu Bir Ayrılık” öyküsünde bir karı koca anlaşmazlığı. Evliliğin yıllar sonra iki taraf için de bir işkence halini aldığı sorunlu bir evlilik. Yine kadının iç dünyasındaki açmazlar. “Eylülde Cennete Gel” isimli öykünün başında Mevlana’dan bir alıntı yer alıyor. “Seferden dönenle sohbet hoş olurmuş.” Bu öyküde de bu toplumun çok bilinen sorunlarından biri işleniyor. Kayınvalideler oğullarını gelinleriyle paylaşmak istemez. Gelin geldikten sonra oğullarının sevgisinin azalacağından korkarlar. Bu korkuyla da (fal, büyü) batıl inançlara yönelirler. “Geçmiş Olsun Sevgilim”de bir aldatılma durumu. Çalışan kadının hem iş hem de eveş sorumlulukları ve kadının işten ayrılmasıyla erkeğin rahatlaması. “Tuhaf Benzerlik”te fakir bir karı koca ve çocuklarının yaşam kavgasına rağmen mutlu yaşantıları konu ediliyor. Bir gazete haberinde yer alan katil adamın fotoğrafının babayla ilginç benNilüfer Açıkalın ? Tülay AKKOYUN “Yazmak bir alışkanlıktır. Alışması kolay, bırakması zordur.” Somerset MAUGHAM eni öykü kitabı Çıldırtan Öyküler yayımlanan Nilüfer Açıkalın, sekiz öykü kitabı çıkarmış olmasına rağmen henüz hak ettiği yere ulaşamamış bir yazar. Çoğumuz onu Türk sinemasındaki oyunculuğundan tanıyoruz. Nilüfer Açıkalın 1999’dan beri yazıyla harmanlanmış bir hayat yaşamak için direniyor. O tarihten bu güne tam sekiz kitap yazmış ve artık yazar olarak kabul görmeyi hak etmiş bir insan. Açıkalın’ın önceki öykü kitaplarından birkaçını okumuştum ama bu sekizinci kitabı okuyunca olgunluk dönemine erişmiş bir yazar gördüm. Önceki öykülerinden birçoğunda kozmopolit bir kentte kendini arayan bireyin gözlemleri, kimi zaman iç dökümü türünde yer alırken, son kitaptaki öykülerde bütün o arayışlardan sonra dinginleşip kendini bulmuş bir yazar çıkmakta karşımıza. “İhanet İhtimali” adlı öyküde, kocasının ihanetini öğrenen bir kadının iç konuşmaları, çelişkileri ve karşısına çıkan bir erkekten aldığı evlenme teklifinden sonra aslında ihaneti başkalarının kendisinden önce bildiğinin farkına varmasıyla bu evlilikle ilgili kararının netleşmesi irdelenir. “Senden Vazgeçmek” öyküsünün başında Cortazar’dan “Vazgeçmek en büyük başkalSAYFA 18 ? 9 ŞUBAT Y zerliği ailenin akşam yemeği sohbetine daha bir sıcaklık taşır. Zira baba o gün bir kadının çantasını bir gaspçının elinden kurtarıp kadına geri vermiştir. Öyküdeki çatışma, tezatlık bu kez fotoğraftaki seri katil ile sevgi dolu babanın fiziksel benzerliğidir. Bu benzerliği babaya fotoğrafı gösterip haberi saklayarak, bir katile benzetilmekle babanın incineceğini düşünmeleri de aile içerisindeki sıcak sevginin göstergesidir. “Sürüsünü Kaybeden Çoban” kısacık, sözcüklerin birbirini tekerleme misali izlediği, dizeler halinde şiir ya da masal tadında şirin mi şirin bir aşk öyküsü. Günümüzde minimal öykü diye bütün öğeleri yok edilip kuşa çevrilmiş, bir cümleden oluşan öykü müsvettelerine örnek gösterilmesi dileğiyle… “Bay ve Bayan Lapa” Soyadları Lapa olan zengin bir karı kocanın yıllar sonra birbirlerine tahammül edemez hale gelmelerinin trajik öyküsü. Zenginliğin aileye getirdiği hımbıllık, bıkkınlık Lapa soyadıyla son derece uyuşmaktadır. “Yalınayak Ya Da Bebetto Mağazasındaki 36 Numara”da kadın ve erkeğin paralel yalnızlıkları anlatılır. “Dört Nala Beyliğinin Delisi” söylence şeklinde yazılmış, yalnızlık ve aşkı irdeleyen bir öykü. “Araf’a Al Beni” yine yalnızlığı irdeleyen bir öykü. “Kümesteki Hayalet” fantastik bir öykü.”Sophia Loren’in Elleri”nde, Mücevher ustası Hrant Amca ile işsiz genç kızın yalnızlıklarını görüyoruz. “Ağlaşan Kadınlar” da gerçeküstü figürlerin yer aldığı bir öykü. “Delinin Zoru” erkeklik organını kesmiş bir delinin aynı akıl hastanesinde yatan bir kıza aşık olması ve bu aşkın canlandırdığı bedensel arzuları giderememenin erkeğe verdiği ıstırap trajik bir şekilde anlatılır. Değişik biçimsel denemelerin yer aldığı bu kitapta Sait Faik gibi gündelik tipler görülüyor. Salt iç dökümü öykülerin yanında yaşadığımız toplumu anlatan, her sınıftan insanları sade bir dille anlatan bir yazar Nilüfer Açıkalın. ? Çıldırtan Öyküler/ Nilüfer Açıkalın/ Marjinal Yayınları/ 150 s. b m gu m E ce harek olan fels ve müzi no’nun Ernst B tarihli m “Hamb Vakfı”n alarak y renciler dan haz da geçse bir içyap “nasıl o “Bu kita rini kon yıp gide dından Her böl li.” Ado şımını v şünceler bu son ö dığı Ad daki ayr tinlerini miş. Çü ler’in G noğlunu kısmını mayan b ne sahip için de g ken Ado linen, on ram’ın i dostu iç tir. İkisi da ne ka Horkhe kavramı Buna ra hası ola Claus okunab de Ador yıllarınd özellikle linmeye lerini “k şamına cine hem lektüel d “ 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1147 CUMH