22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O kuduğum Kitaplar METİN CELÂL ? Kontrol Kalemi mumya 1995’te yayımlanmış. İstanbul Üniversitesi’nde psikoloji okurken önce Varlık, sonra Sombahar dergilerinde çalışarak yayın hayatına girmiş, yazarlıkla yayımcılığı, editörlüğü hep beraber götürmüş. 1997’den beri Yapı Kredi Yayınları’nda çalışıyor, 2000’den beri de Kitaplık dergisini yönetiyor. Kontrol Kalemi’yle bir yazar – editörün mahremiyetine giriyoruz. Murat Yalçın, kırk yaş hatırası olarak yayımlamış defterini. Sanırım yirmi yıllık çalışma ve yazma hayatında biriktirdiklerini döküp o manevi yükten arınarak girmek iştemiş olgunluk çağına. Bu kitaptan sonra okurların da onunla editör olarak ilişki kuranların da kendisine bakışı olumlu ya da olumsuz yönde değişecektir kuşkusuz. Çünkü Murat Yalçın ketum bir yazardı. Çağımızın modasına uyup şahıs olarak değil de eseri ile bilinmek, tanınmak istiyordu. Mümkün olduğunca geriye çekilmeye çalışıyor, ortada pek görünmüyor, panellere, kitap fuarlarına, imza günlerine katılmıyor, röportaj vermiyordu. Yaklaşık yirmi yıllık bu tavrı meraklı okur için Kontrol Kalemi’yle terk etmiş. Murat Yalçın’ın ailevi durumunu da içeren en geniş biyografisi de bu kitabın girişinde yer alıyor. Murat Yalçın bir günlüğe yazmanın rahatlığıyla yaşadıklarını, düşüncelerini paylaşmış bu notlarda. Kitaba aktarırken ne kadarını eledi, ne kadarını otosansürden geçirdi merak etmemek elde değil. “Öykü mü hikâye mi” gibi klasikleşmiş bir sorudan başlayıp, kuramsal konularda kafa yorarak, Bilge Karasu, Ece Ayhan, Leyla Erbil gibi yazarlarla tanışıklıklara, dergiciliğin, editörlüğün yoğunluğunda yaşanan olaylara dek uzanıyor. Kontrol Kalemi iyi bir yazarı yakından tanımak, nasıl yazdığını, dünyaya ve edebiyata nasıl baktığını anlamak açısından bir fırsat olduğu kadar edebiyatın ne’liği ve önemli soruları hakkında tartışmalar başlatacak görüşleriyle de okunacak bir kitap. MASUMİYET Ian McEwan, Masumiyet’te (Ocak 2012, Çev. Roza Hakmen, Yapı Kredi yay.) II. Dünya Savaşı sonrası Berlin’de yaşanmış bir olaydan yola çıkarak kuruyor öyküyü. Yıl 1955, Soğuk Savaş’ın temelleri atılıyor. İngiliz ve Amerikan gizli servisleri, Berlin’deki Sovyet telefon hatlarını gizlice dinlemek için bir tünel projesini yürütüyor. Londra’da posta servisinde teknisyen olarak çalışan Leonard, bu operasyonda görev almak üzere Berlin’e gönderilmiş. Leonard, 25 yaşında olmasına rağmen ailesinden kopamamış, çekingen bir genç. Berlin’deki bu görev onun hem ailesinden kopmasını hem de hayatının ilk kadınını tanımasını sağlıyor. Berlin’de tanıştığı Amerikan İstihbaratından Bob Glass’la birlikte çıktıkları ilk gece, bir kulüpte Maria Eckdorf’la tanışıyor. Bu tanışmada girişimci yan kendinden yaşça büyük Maria’dır. Leonard, oldukça deneyimli olduğunu anladığı Maria’nın kendisine aşkı, cinselliği, kadın erkek ilişkisinin kurallarını öğretmesinden hoşnuttur. Öte yandan ‘Altın Operasyon’ adlı proje hızla gelişmektedir. İngilizlerin projede daha ağırlıklı yer almak arzusu ile Leonard hat döşeme işi bitmesine rağmen terfi ederek başka bir görevle projede çalışmaya devam eder. Rusların telefon konuşmalarını dinlemeye başlarlar. Leonard’la Maria’nın ilişkisinde dengeler de Leonard’ın işte ve aşktaki başarılarıyla değişmeye başlar. Leonard zafer kazanmış bir ulusun vatandaşı olarak Berlin’i fethettiği gibi Maria’yı da fethetme arzusu ile dolar. Bir fantezi olarak planladığı bu cinsel fetih Leonard’ın içindeki şiddeti ortaya çıkartırken Maria onun tavrını eski anılarının yarattığı çağrışımla bir tecavüz olarak algılar. Sık sık eski kocasının şiddetine maruz kaldığı için de benzer bir olayın içine düşmekten korkarak Doğu Berlin’deki ailesinin yanına kaçar. Leonard çok pişman olsa da Maria’ya ulaşıp kendini affettiremez. Maria’yı bulup, ikna eden ve getiren Bob Glass olacaktır. Leonard, Bob’un Maria ile nasıl bir ilişkisi olduğunu anlayamaz ve kıskanmaya başlar. Biz de okur olarak Maria’nın asIan McEwan lında bir ABD ajanı olup olmadığını merak ederiz. Ne de olsa romanda sık sık Belin’de on binlerce ajan olduğundan, herkesi birbirini izlediğinden söz edilmektedir. Leonard tüm kuşkularına rağmen Maria’yla tekrar birlikte olduğu için mutludur. Küçük bir törenle nişanlanırlar ve nişan gecesi eski kocanın ortaya çıkması ile her şey altüst olur. Aşk hayatındaki bu derin sarsıntı, operasyonun deşifre olup tüneli Rusların basması ile birlikte iş hayatının da son bulmasının başlangıç noktası olacaktır. Ian McEwan, sıkı bir kurguyla romanın başından itibaren nişan gecesine ve operasyonun deşifre olacağına hazırlıyor bizi. Eski kocanın eve geleceğini, hatta bir cinayete kurban gideceğini çok önceden hissediyorsunuz. Ama bu cinayetin operasyonun kaderini nasıl etkileyeceğini M urat Yalçın, yeni kitabı Kontrol Kalemi’ni (Aralık 2011, kuko) ekitap olarak yayımlattı. Murat Yalçın sevdiğim, her kitabını takip ettiğim, dilde anlatımda yenilikçi yazarlardandır. Sayesinde ilk kez ekitap da okumuş oldum. tahmin etmek kolay değil. Ian McEwan, Çehov’un ünlü kuralına uymayı seven yazarlardan. Öykünün başında duvarda asılı dolu bir tüfek varsa mutlaka daha sonra patlıyor. Boşa yazılmış bir karakter, olay ya da tasvir yok. Öyküyü olduğu gibi, karakterlerini de tüm özellikleriyle kurduktan sonra romanlarını yazdığını söylüyor ve onları çok ince tasvirlerle, yarattığı dünyada yaşar kılarak inandırıcı hale getiriyor. Romanda bu ince işçiliğin sonuçlarını görmek mümkün, gerilimi hep yüksekte tutuyor. Roman Leonard’ın Londra’ya dönmesi ile bitebilirdi. Sonsöz adlı bölümle 1987’de tekrar Berlin’e gelip geçmişi araştırması ve her şeyi açıklama çabası pek gerekli değil. McEwan’a o sayfaya dek anlattıkları yetmemiş, her şeyi izah etmek istemiş olmalı. O kadar kusur kadı kızında da olur demişler. Casusluk romanları okuru da ajan gibi düşünmeye itiyor. Asuman Kafaoğlu Büke romanla ilgili yazısında “Masumiyet 1993 yılında Anthony Hopkins ve Isabella Rosselini’nin başrollerde oynadığı bir filme de çekilmiş” diyor. 1993’te filme çekilmişse daha önce yazılıp yayımlanmış olsa gerek. Kitabın künye sayfasında “çeviriye temel alınan baskı: Vintage 2005” yazıyor. Ama yine aynı sayfadaki yayın hakkı tarihi 1991. Küçük bir araştırmayla İngilizcede ilk kez 1990’da Jonat Fotoğraf: Mehmet Erte Kontrol Kalemi’ni tam olarak tanımlamak kolay değil. Günlük için alınmış notlardan, anı parçalarından, alıntılardan, aforizmalardan, özlü sözlerden, okunmuş kitaplar hakkında görüşlerden, değinilerden oluşuyor. Yazarın not defteri de denebilir. Kitap bin nottan ya da maddeden oluşuyor, hiçbirine tarih atılmamış. Bu haliyle ilk bakışta Cemal Süreya’nın yazar yazmaz dergilerde yayımlattığı günlüklerini hatırlatıyor. Biçim, mantık olarak hatta zaman zaman bakış ve söyleyişiyle Süreya’dan çok Enis Batur’a, Ferit Edgü’ye yakın ama Murat Yalçın’a has bir kitap Kontrol Kalemi. Yalçın, “girişte kitabı şöyle tanımlıyor” deyip ilgili paragrafı alacaktım ama yazar ya da yayıncı kitabın inceleme maksadıyla okunmasını istememiş olmalı ki, bir ekitapta olması beklenen “kes” ve de “yapıştır” işlevleri çalışmıyor. Oysa bu kitaptaki birçok aforizma ya da bizzat yazarın söylediği özdeyişler paylaşılmayı hak ediyor. Murat Yalçın önsözünde “Okuyup yazarken tutan düşdüşünce mayaları, çalışıp gezerken filizlenen duygular, güncemsi nesir parçaları, anıklıklar, kazıyazılar, dile dolanan teraneler, safsatalar, yılgınlıklar, homurdanmalar, sızlanmalar, kestirmeceler, yazın ortamında çekilmiş şipşaklar, ince donanma salvolarından oluşan Kontrol Kalemi öbür elimden çıkma bir kitap oldu” diyor. Murat Yalçın, 1970 doğumlu. Dergilerde ilk öyküsü 1989’da, ilk kitabı AşkıSAYFA 12 ? 9 ŞUBAT han Cape yayınlarından çıktığını öğreniyorum. Türkiye’de de çok okunan bir yazarın kitabının 22 yıl çevrilmeden kalmış olması garibime gidiyor. Biraz daha araştırıyorum; roman ilk kez 1992’de Can Yayınları’ndan Armağan İlkin çevirisi ile yayımlanmış. Bu durum tercihan künyede, mümkün değilse yazarın biyografisinde belirtilebilirdi. Romanı Roza Hakmen yeniden çevirmiş, her zamanki ustalığıyla çevirinin hakkını da vermiş. Ian McEwan, Masumiyet’te soğuk savaş Berlin’inde bir ajanlık ve aşk hikâyesi çevresinde insanoğlunun masumiyetini nasıl yitirdiğinin öyküsünü, hiçbirimizin masum kalamadığı mesajını ustaca bir kurgu ve güçlü bir anlatımla veriyor. Keyifle okunan romanları özleyenlere Masumiyet’i tavsiye ederim. ? 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1147 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle