Katalog

VİTRİNDEKİLER Filozofça – Dil Felsefesi/ Mehmet Akkaya/ Belge Yayınları/ 270 s. Mehmet Akkaya’nın “Filozafça” serisi dördüncü kitabıyla tekrar okuyucu karşısında. Bu sefer ki konu da ‘Dil Felsefesi’. Akkaya bu bağlamda kitabında, Türk felsefecilerin konu üzerine söylediklerini ayrıntılı ve karşılaştırmalı olarak dile getirdikten sonra Sovyet dil felsefecilerinin Marksist bir dil felsefesi kurmak amacıyla gösterdikleri çabayı ele alıyor. Meraklısına önemli bir kaynak “Filozofça – Dil Felsefesi”. Canavar/ Walter Dean Myers/ Çeviren: Bahadır Argönül/ ON8 Kitap/ 168 s. Yazdığı her kitapla saygın edebiyat ödüllerine değer görülen Walter Dean Myers, Michael L. Printz ödülü sahibi “Canavar”da hukukun en temel ilkesini sorguluyor: Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur! Harlem’de gündüz vakti, hayat bazıları için her zamanki seyrinde devam ederken bir dükkân soygunu planlanıyor, soygunda bir silah patlıyor, biri vuruluyor, birkaç genç tutuklanıyor. İçlerinden biri, Steve Harmon, neden tutuklandığını bilmeyen, on altı yaşında bir Siyah. Bitmeyen ve sanki onun yerine başkasının yargılandığı duruşmalar, Steve’in gözünden bir film senaryosu gibi aktarılıyor. Harmon, sahnelerin arasına sıkıştırdığı günlüğünde çektiği acıları yaşatıyor... Son Okur/ David Toscana/ Çeviren: Pınar Savaş/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 164 s. “Meksika’da küçük Icamole köyü kuraklığın pençesindedir. Tam bir yıldır yağmur düşmeyen köye civardan su getirilmekte, kuruyan kuyular yüzünden hayat dayanılmaz olmaktadır. Bahçesindeki kuyuda güzeller güzeli küçük bir kızın cesedini bulan genç Remigio bu yabancı çocuğun oraya nasıl geldiğini anlamadığı gibi güzelliği karşısında da büyülenmiştir.” “Son Okur” okuma eylemi, edebiyatın büyüsü, hikâye ile gerçek yaşam arasındaki kaçınılmaz bağ hakkında bir roman. Roman, insanın iç ve dış yaşamını ayıran çizgiyi siliyor, şiddet ve aşk, gerçek ve mit, bolluk ve kuraklık, hayat ve ölüm kavramlarını birbiriyle harmanlıyor, birleştiriyor, ürkütücü ama görkemli bir dünya yaratıyor. Bu kitabıyla Latin Amerika’nın önemli edebiyat ödüllerinden üç tanesine değer bulunan David Toscana, her kitabın okuru aracılığıyla hayatı anlattığını iddia ediyor ve yaşamın sadece anlatılacak bir hikâyeden ibaret olduğunu, yalnızca iyi bir hikâyenin akıllarda kaldığını söylüyor. Bir, İki, Üç Gökyüzü/ Yaprak Öz/ Yitik Ülke Yayınları/ 78 s. Birçok edebiyat dergisinden şiirleriyle boy gösterdikten sonra 2006 yılında “Fırtına Günlüğü” ve 2009 yılında “Müzik Kutusu” ile şiirseverlerle buluşan Yaprak Öz, ikinci kitabıyla Cemal Süreya Başarı Ödülü’ne de değer görülmüştü. Şiirleri Yunanca, Romence, Bulgarca, Sırpça, Makedonca ve İngilizcede de okunan şair şimdi yeni kitabıyla çıktı okuyucularının karşısına: “Bir, İki, Üç Gökyüzü.” SAYFA 26 ? 2 ŞUBAT 2012 Ataerki ve Birikim/ Maria Mies/ Çeviren: Yıldız Temurtürkan/ Dipnot Yayınları/ 432 s. Cinsiyete dayalı işbölümünün toplumsal kökenlerini inceleyen bu artık klasikleşmiş kitap, kolonileştirme ve ‘evkadınlaştırma’ süreçlerinin genel tarihinin yanı sıra, yeni uluslararası işbölümünü ve kadınların en ucuzundan birer üretici ve tüketici olarak oynamak zorunda bırakıldıkları rolü eleştirel bir perspektifle tahlil ediyor. Maria Mies, feminist teoride esaslı bir paradigma değişikliğine yol açan bir yaklaşımla kapitalist ataerkinin bugünkü küresel ölçekli egemenliğini betimlerken bu egemenliğe karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğine de açıklık getiriyor. Sonsuz Karanlık/ Jeaniene Frost/ Çeviren: Bilge Gündüz/ Artemis Yayınları/ 432 s. Chicagolu özel dedektif Kira Graceling, kulaklarını tıkayıp yürümeye devam etmeliydi. Fakat görev bilinci, şafak vakti bir depodan gelen acı inlemeleri duymazdan gelmesini engelledi. Kira aniden kendini, ancak en kötü kabuslarında görebileceği bir dünyanın içinde buldu. Bu dünyanın merkezinde de hayattan artık hiçbir beklentisi olmayan, ölümsüzlerin nefes kesici efendisi Mencheres vardı. Kira ise hiç beklemediği bir anda ortaya çıkmıştı. Bu korkusuz, güzel insan, Mencheres’i kurtarmak için ölüme meydan okuyacaktı. Jeaniene Frost çok okunan romanı “Sonsuz Karanlık”la okuyucuların karşısında. Tarihe Adını Yazdıran 100 Büyük Düşünür/ Hazırlayan: Sabri Kaliç/ Maya Kitap/ 236 s. Etkileri bugüne kadar uzanan siyasal düşüncelerin öncüleri olmuş, özgürlük, demokrasi, felsefe, mantık, kültür, sanat gibi kavramları yaşadıkları toplumlara kazandırarak tarihe adını yazdırmış; Aristo’dan Buda’ya, Konfüçyus’dan Mevlana’ya, Martin Luther’den Hallacı Mansur’a, Montaigne’den İmam Gazali’ye 100 büyük düşünürün, hayat hikâyeleri, başlarından geçen ilginç ve trajik olayları ve onları bugüne kadar taşıyan fikirleri, kolay, keyifli ve özet halinde içinde barındıran bir kitap elimizdeki. Tarih meraklılarının ilgisini çekecek... Cam Kent/ Paul Auster/ Uyarlama: Paul Karasik,, David Mazzucchelli/ Çeviren: Senem Kale/ Turkuvaz Kitap/ 144 s. “Quinn hayatta en çok yürümeyi severdi. New York sonsuz adımlar labirentiydi… ve ne kadar yürürse yürüsün, o labirent ona hep kaybolmuşluk hissi verirdi.” Çağdaş Amerikan edebiyatının en ünlü yazarı Paul Auster’ın tüm dünyada tanınmasını sağlayan “Cam Kent” adlı kitabı bu kez çizgi roman olarak okurlarla buluşuyor. Türkiye’de de hatırı sayılır bir okuyucu kitlesini peşinden sürükleyen Auster’ın, Paul Karasik ve Batman’in ünlü çizeri David Mazzucchelli’nin ortak çalışmasıyla ortaya çıkan bu çizgi romanı, ‘Yüzyılın En iyi 100 Çizgi Romanı’ndan biri seçildi. Doğu Sarayı/ Murathan Mungan/ Metis Yayınları/ 214 s. “Doğu Sarayı”, Murathan Mungan’ın “Yedi Kapılı Kırk Oda”, “Cenk Hikâyeleri” ve “Lal Masallar” adlı kitaplarından ikişer hikâyeyi bir araya getiren özel bir seçki. Daha önce 2006 yılında İsviçre’de şimdiki haliyle yayımlanan kitap, şimdi Türkçede okuyucuların karşısına çıkıyor. Üretken yazar Murathan Mungan’ın doğuya açılan kapısından bakmak isteyenler için... Kalemiti/ Selçuk Demirel/ Yapı Kredi Yayınları/ 138 s. Selçuk Demirel’den küçük bir kalemin başarmaya, özgürlüğe, umuda ve ölümsüzlüğe dair çarpıcı hikâyesi: “Kalemiti”. Kitap Selçuk Demirel’in aynı zamanda ne kadar iyi bir ‘hikâye anlatıcısı’ olduğunun da kanıtı. Kitapta yer alan beş kısa resimhikâye, binlerce sayfalık satırlarla betimlenebilecek insanlık hallerine sıkı vuruşlar yapıyor. Çizginin gökkuşağı diye nitelenen Selçuk Demirel’in “Kalemiti” adlı bu çalışması, sözcükler anlamlarını yitirmeye başladıkları zamanlarda itinayla ‘okunmalı’. Dalkey Arşivi/ Flann O’Brien/ Çeviren: Gülden Hatipoğlu/ Everest Yayınları/ 240 s. James Joyce ve Samuel Beckett’la beraber İrlanda edebiyatının Kutsal Üçlü’sünü oluşturan dünyaca ünlü İrlandalı yazar Flann O’Brien’ın yapıtları Türkçeyle buluşmaya devam ediyor. Türkçede geçen aylarda “Üçüncü Polis” adlı romanıyla okuyucuların karşısına çıkan 20. yüzyılın en önemli yazarlarından O’Brien şimdi de “Dalkey Arşivi” ile raflarda. 1940’larda, Dublin yakınlarındaki Dalkey kasabasında geçen “Dalkey Arşivi”nin kadrosunda, bir haftada, yıllanmış viski üretebilen dâhi De Selby; insanın bisiklete dönüşebileceğini iddia eden “molikül” teorisinin sahibi Çavuş Fottrell ve “Ulysses”in ahlaksızlığını savunan, din adamı olmak isteyen bir James Joyce var. Tüm bu curcunanın ortasındansa ise romanın kahramanı Mick Shaughnessy absürt bir inanç krizinin ortasındaki rolünü oynuyor. İstanbul’daki Venedikliler/ Eric R. Dursteler/ Çeviren: Taciser Ulaş Belge/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 378 s. Osmanlı ve Venedik imparatorluklarının ortak tarihi, genellikle medeniyetler çatışması görüşü çerçevesinde, bir rekabet ve düşmanlık hikâyesi olarak anlatılır. Erken modern dönemdeki Doğu Akdeniz’i yeni bir bakışla ele alan Eric R. Dursteler ise bu ortak tarihin bu kadar basit bir ikili karşıtlık olarak okunamayacağını gözler önüne seriyor. Altı ayrı arşivden derlediği belgeler ışığında, OsmanlıVenedik ilişkilerinin yeniçağ başlarından yakınçağ başlarına uzanan tarihine yeni bir bakış getiriyor. “İstanbul’daki Venedikliler”, iki kültür arasındaki geçişkenlikleri ve şartlara göre değişen esnek ilişkileri sadece devlet ilişkileri düzeyinde ele almakla kalmıyor. İstanbul’daki Venedik elçilerinden tacirlere, sürgünlerden Osmanlı Devleti’nde üst düzeyle? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1146