19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

K “Eğitmen, yazar Fethiye Tanyol Hanımefendi’nin anısına” Onlar hep ortalıktadır! Ne zaman tanınmış bir yazar/şair vefat etse, gazete ve dergilerde yüzeysel demeçleri çıkar. (Midem kalkar.) Televizyonda bir anma programına çağrıldıkları da olur; yan koltukta oturanla bir ay önce okur kitlesi önünde atışmış olmaları sorun değildir. (Utanırım.) Oysa rahmetli gündemdeyken bir sülük gibi çevresinden ayrılmazken; düşkünlük sürecinde onu hiç aramamışlardır. Nereden mi bilirim? Onun nice kötü gününde yanında olmuşumdur. Bir kitabını imzalatmaktan başka ondan hiçbir talebim olmamıştır. Yakınmalarını da dinlemişimdir, en trajikomiği vefatından sonra ona methiyeler düzenlere beddua etmesidir. Hastane masrafını üstlenmişimdir, can çekişirken haciz gelmesini önlemiş, nihayet cenazesini kaldırtmışımdır. (Beni bir gün Sığlıkistan anılarımı yazmaktan esirge Yarabbim!) 2677 Bir fotoğraf kitabı projesi: İstanbul’da toprağa verilen “önemli” şair, yazar, ressam, müzisyen ve sanatçı mezarlarından mürekkep. 2678 Nurullah Ataç’ın yeni harflerle 1966’da PAPİRÜS’ün ilk sayısında yayımlanan, “Münekkid Hakkında” başlıklı 1922 ürünü denemesinden: Münekkid (eleştirmen) iyiliği, fenalığı öğretmez; o bir ahlak hocası değildir. Münekkid bir sanatkârdır… Münekkid kendi hislerini, kendi fikirlerini, kendi ihtiraslarını söyler ve yazıları arasından, zem veya methettiği muharriri değil, kendisini görürüz. Edebi haksızlık ancak zaiflerde bir kusurdur. 2679 23.11.11! Sahaf Mustafa Özdemir, rica ettiğim Oktay Rifat imzalı dört kitabı (ikisi Şahap Sıtkı ile Bülent Cimcoz’a), okumayazma evime getirdi. Sürpriz bir armağanı da vardı; Oktay Rifat’ın çevirdiği Yunan Antologyası’nın, künye sayfası koparılmış bir nüshası da artık benimdi. Onu sahafa satan kişi, herhalde kime imzalandığının bilinmesini istememişti. Oysa mürekkep kalemli ithaf, ön kapağın içine tersinden bir güzel park etmişti: “Canım Füreya’ya 16.02.66 Oktay Rifat” 2680 Oktay Rifat’ı anmışken son yapıtı (1987) Koca Bir Yaz’dan aklıma takılan bir şiiri: Ağda Üsküdar’da bir ara sokakta Likit Ağda Salonu Kuaför Selim SAYFA 10 ? 2 ŞUBAT 2012 itap İçin... CVIII SELÇUK ALTUN bitirmez özledim. 2689 Leyla Erbil’in KALAN’ında İstanbul, ülke ve gezegen bir zaman tünelinde harmanlanırken de kaostan skeçler var. Yapıttaki kinayeleri, altları çizilesi trajikomik göndermeleri de benimsedim. Okulla gidilen bir oyundaki: “ne olur götürünüz beni de güldürünüz yaramazlık edersem dövünüz öldürünüz…” dörtlük, anlatıcının “kafasına mıhlanmıştır.” (Kafiye uğruna ilkelleşmenin alt sınırını merak etmiyorum.) 2690 Mesele’nin aralık sayısındaki Semra Topal yazısının başlığı; “İskender Pala’nın Yeni Romanı: Yunus Emre Hikâyesine Burjuva Değerleri Yapıştırma Cinliği” idi. O piyasa romanının özü bu başlığa sığdırılmıştı, sanki daha fazla kâğıt israfına gerek yoktu. Ne zaman İskender Pala adını duysam aklıma, “Şah & Sultan” gelir. Benim için Kitabistan’daki en trajikomik başlıktır. 2691 Jorge Carrera Andrade’den (19021978) çeviriler (Micrograms): Salyangoz: Minik bir mezrodur Tanrı’nın tarlaları ölçüp biçtiği. * ** Kuşlar: Tanrı’nın elyazısıdır. 2692 12 Aralık evlilik yıldönümümüzdür. Her iki yılda bir o gün, Nur’la Venedik’te olmaya çalışırız. Gözde kentim o dönem, asık yüzlü Uzak Doğulu turistlerin varlığına rağmen sakindir. Bu kez, ekonomik kriz nedeniyle, Noel öncesi çarşı/pazar canlılığından da eser yoktu. Bizans Sultanı’nın anlatıcısının kaldığı otelde (Westin) ve odada (106) kalmak kısmetmiş. / Tüm yapıtlarını okuduğum yazarlardan Gilbert Adair’in (19442011) ölüm haberini Venedik’te almakta bir kinaye aradım. İskoç yazar, babası gibi kör olmaktan korkarmış. Kapalı Kitap başlıklı romanının ana karakteri kör bir yazardı. Adair, ölüm arifesinde okuyamayacak derecede görme sıkıntısı çekmekteymiş./ Takvimin 16. Yüzyılda duraksadığı Vicenza ile Bizans’ın sadık karakol kenti Ravenna’da birer gün geçirdik. (Onlar ayrı bir maddeyi hak ediyor.) / Venedik’te mukim Old World Books’tan (OWB), Edward SackvilleWest’e imzalı bir Venedik kitabını internetten ısmarlamıştım. Daha çok İngilizce kitapla mücehhez sahaf OWB’un sahibi John F. Phillimore (JFP), artık Venedik’i mekân tutmuş bir İngiliz; kentin simgelerinden sayılıyor. Takma adla yayımladığı şiir kitapları bulunan sevimli JFP ile kaynaştık. Siparişimi anımsadı, İstanbul’dan böyle bir talep almaya şaşırdığını ima etti. John Freely’e selam yolladı. “OWB’daki ganimeti merak edenlere: Robert Graves’ten imzalı Poems 1953, George Simenon’dan The ? Venice Train, Kingsley Amis’in takma ‘O, ağlar gibi baktıkça ben gülmek istiyorum’ 2676 kılığında çıkıyor karşıma kırk yıllık hamam otu kırk yıllık berber Selim hey gidi dünya hey gidi İstanbul’um. 2681 27.11.11! Ahmet Hakan Hürriyet’te, en fazla “gıcık kaptığı” on kişiyi açıklamış. Beşinci sıradaki Elif Şafak için diyor ki: Bana Hep Çok Ters Geldi O, derinlikten söz ettikçe ben yüzeyselleşmek istiyorum. O, ağlar gibi baktıkça ben gülmek istiyorum. O, eski solcuların ‘Nâzım’ demesi gibi ‘Şems’ dedikçe ben Konya’dan uzaklaşmak istiyorum. O, mana dedikçe ben anlamsızlaşmak istiyorum. O, hep aynı cümlelerle aynı röportajları verdikçe ben sayfaları atlamak istiyorum. O, çok sattıkça ben almak istemiyorum. Neyse… Uzatmayayım… Sanırım bana gereğinden fazla ters geliyor. 2682 30.11.11! Cemal Reşit Rey Salonu’nda, gözde müzisyenim Pat Metheny’nin konserindeydik. J.S. Bach günümüzde yaşasaydı ve caz gitaristi olsaydı onun gibi çalardı düşüncesindeyim. (Nur’un bazen dili şiirsel makamında sürçüyor. Üstada Pat Matine dediğini duydum. Pat Matine; Çat Suare.) 2683 İstanbul’da açılacak bir hindi çiftliğine ad önerisi: HİNDİSTANBUL… 2684 Küresel Kültürazzi: Voltaire’in mektupları (16941778) 98 cilt tutmuştu. / On dokuzuncu yüzyılın korku romanı yazarlarına da terörist denirdi. / Şair Langston Hughes (19021967), cenaze merasiminde Duke Ellington’dan, “Benden Haber Gelene Dek Bekle” başlıklı parçanın çalınmasını vasiyet etmişti./ Sinoplu Diyojen’e en çok hangi şarabı sevdiğini sormuşlar, “Başkasının ısmarladığı şarabı” buyurmuş. / W.H. Auden’e idam cezası hakkındaki düşüncesini sormuşlar, “Bertold Brecht’e uygulanacaksa itirazım yok” buyurmuş. / Isak Dinesen’e göre, “Üzüntüden kurtulmanın en iyi yolu onları bir öyküde toplamak”tır. / Charles Ives 30 yaşındayken yazdığı Üçüncü Senfoni için Pulitzer ödülü kazandığında 73 yaşındaydı. / Winston Churchill ve Napolyon Bonapart Latince’den bütünlemeye kalmışlardı. / Richard Wagner pembe iç çamaşırlarını yeğlerdi. / Leonardo da Vinci idam infazlarını kaçırmazdı; asılırken kasların nasıl gerildiğini gözlemlermiş. / Wallace Stevens’in eşi Elsie orta; James Joyce’un eşi Nora ilkokul mezunuydu… Gilbert A ? ad O 2693eleştirm zemli ed yımlanan tap’ını T mun ölç O, Ge geçmey hiç “e” g Void). YKY’d (Kapalı K mü, Şen 2694rükleyici 2003’te bir ilgi g Kapal kitlesinin tim. Leyla Erbil ile ‘amigo okuru’ Selçuk Altun. 2685 ‘Orkestra şefleri neden mi uzun yaşarlar? Çünkü biz sürekli terleriz.” Sir John Barbirolli (Sir John (18991970) 71 yıl yaşarken; eşi obuacı Lady Evelyn Barbirolli (19112008) 97 yaşında vefat etti.) 2686 İŞ KÜLTÜR 2011’de 345’i ilk, 360 yeniden baskı yaklaşık 1.6 milyon kitap satarken, ilköğretim okullarına 2 milyon kitap armağan etti. Kurmaca dışı ve 0714 yaş grubuna hitap eden kitaplara öncelik veren, Anadolu’da kitabevleri açan İŞ KÜLTÜR’ü takdir ediyor, önemsiyorum. İŞ KÜLTÜR Genel Müdürü Ahmet Salcan ile ekibini, onlara gerekli desteği sunan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ile Genel Müdürü Adnan Bali’yi içtenlikle alkışlamak amacıyla 07.12.11 akşamı, yayınevlerinin 55. kuruluş yıldönümüne katıldım. 2687 Bu yazılı uyarılar var! ABD’de bir sağlık ürünleri vitrininden: Hastalık nedeniyle kapalıyız. Bir kulüp kapısından: Özel bir açılış için kapalıyız. İspanyada bir mutfak fırını için: Çorba ile temizlemeyiniz. Katlanabilir çocuk arabası uyarısı: Katlamadan önce içinden çocuğunuzu çıkarınız. Kilise ilan tahtasından: Sabah vaazı İsa Su Üstünde Yürüyor; akşam vaazıİsa’yı Arıyoruz. 2688 Leyla Erbil’in KALAN’ı, bence yurtta 2011’in edebiyat olayıydı. Yapıtın şiir kesiti düzyazı rahatlığında okunurken düzyazısı şiirseldi. Lahzen’de, Leyla Hanım tüm romanlarındaki kadın anlatıcıları, geçmişleriyle hesaplaşmaya davet ediyordu. Klasiklerin ana özelliği yeniden, yeniden okunabilmeleridir. KALAN’ı iki solukta bitirir 2695Ahmet G “Diyar (dişi olan gün salo lik kafes hat durm bir olay, yüzünde gidip diz başladım bebekle nuşmay korktun leşip ben ritmik tık iletken o ilkel bir d ten tatild 2696Bizan Gürkan Batur, K Greene Halit – (H Karga ile Selçuk D gençlik d Özarma – Güneş ralar – O Denizli, Filiz Özd Venedik’in Küresel sahafı John Phillimore ile... 2697yıl ve faz riyle ünlü (Datça), (Karade Prusa (B Berga ni çekem sevkiyat maz Ber CUMHURİYET KİTAP SAYI 1146 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle