14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Halkın SavcısıMehmet Feyyat” Kayıpsız, firesiz bir yaşam Efsane Mehmet Feyyat’ın anlatıcı olduğu bu çalışmayı isterseniz bizde henüz akademik algının dışına çıkamamış sözlü tarih çalışması kataloğunun içine alın, isterseniz daha çok edebiyat alanında çoğalan ve karşılığını bulan nehir söyleşi başlığı altında okuyun her ikisi de Mehmet Feyyat’ın hayatına ve Çıracıoğlu’nun yayına hazırlarken çizdiği çerçeve bağlamına uygun düşecektir. kim hayat ritmi çok yüksek olan Feyyat’ın biriktirdiklerini, paylaştıklarını, anlattıklarını tasnif etmek kolay olmasa gerekti. Çıracıoğlu, bu müstesna hayatı okura sunarken 6 ana bölümde toparlamış çalışmasını. Yıl aralıkları burada dikkat çekiyor. 1. Bölüm 19241949 aralığını gösteriyor. Bu bölümün içinde yer alan ara bölümleri (metinleri) okuduğunuzda; Feyyat’ın hayata başlangıcındaki ilginç olaydan, Ahtamar (Akdamar) Kilisesini’nin bulunduğu adanın 1950’lerde adaya el koymuş bir ağaya hukuk yoluyla meydan okuyarak devlete kalmasını sağlamasına ve hukuk tahsili gören bir üniversiteli iken Musa Anter ile arkadaşlığına dayanan anekdotlara değin samimiyetle örülü bir anlatımla karşılaşıyor okur. Birinci bölümdeki yaşam eşiklerinin doğum, tahsil, askerlik olarak öne çıkışı 2. bölümde (19491966 yılları arasında) Süheyla Hanım ile evliliği ve savcı olarak göreve başlaması takip ediyor. Çıracıoğlu’nun sunuşta belirttiği “Çerkezköy” yılları ki hukuk yaşamımın en yoğun zaman aralığıdır, demektedir kendisi bu yıllar için ise 3. bölümde karşımıza çıkmakta. 19661973 yılları arasını kapsayan bu bölümde Feyyat’ın Çerkezköy’deki savcılık günlerine dair söyledikleri, aktif siyasetin içinde olacağı zamanlara gidişin de göstergelerini ele vermekte bir yandan. “Orada görev yaptığım süre çok hareketli geçti. İki Adalet Bakanı’na tazminat davası açıp kazanmam, arsa spekülasyonlarına karşı verdiğim mücadele, Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın Genel Kurulu’nun orada toplanmasını sağlamam, Adalet Partisi ile olan mücadelelerim orada oldu. Bu olaylarda verdiğim haklı mücadele beni Senatör olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar taşımıştır” Darbe dönemlerinin birbirinin tekrarı, özgürlüklerin ortadan kalktığı kıyım zamanları olduğu düşünüldüğünde; hak ihlallerinin en yoğun olduğu alanlardan birinin eğitim kanalı olduğunu biliyoruz. 27 Mayıs darbesinin sonrasında kurulan TÖS’ün (Türkiye Öğretmen Sendikası) içerisinde örgütlü olan öğretmenlerden çoğunun ceza alması, sürgün edilmesi ve hapse girmesi sonucunda, Feyyat ve onun gibi düşünen hukukçular bu cezaların anayasaya aykırılığı doğrultusunda davalar açtırıp savunmalarını yaparlar. Fakir Baykurt’un başkanlığı sırasında 12 Mart askeri darbesinin sıkıyönetimi tarafından izin verilmeyen Devrimci Eğitim Şurası’nın Çerkezköy’de gerçekleşmesine kolaylık sağlamış olması, Mehmet Feyyat’ın “yılın hukukçusu” seçilmesine vesile olan olaylardan ilkidir. Diğer sebep ise Savcılar Kanunu’nu Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettirmiş olmasıdır. 19731979 yıllarını kapsayan bölüm ise bir anlamıyla siyaset zamanlarını ve Feyyat’ın Cumhuriyet Halk Partisi ile organik bağlarının bulunduğu yılları kayıt altına almakta. Bu süre zarfında hukuk bilgisinin desteklediği ilkele ? ? Betül DÜNDER u kitabın sadece bir anlatı/söyleşi kitabı olmadığını özellikle belirtmek gerek. Çıracıoğlu, Feyyat’ın anlattıklarına birer alınlık olarak o günün belgelerini, metinlerini, görsellerini de ekleyerek yukarıda vurguladığım ikili alanı oluşturmuş. Bir hukukçu ve siyasetçi olarak nevi şahsına münhasır bir insan olan Feyyat’ın kurduğu şu uzun cümle, hayatını prensipleri üzerine inşa eden ve en başından sonuna kadar “devlet halkın altındadır” şiarını benimseyen bir mücadele insanının anlatısının özetini de vermektedir kanımca: “Hayatım kamu görevlileri, asker postalı yalayanlar, dincilerin çarığını yalayanlar, politikacılara alet olan sahtekârlar ve devleti temsil etmeyen insanlarla hukuksal mücadele vererek alay etmekle geçti.” Bazı insanlar vardır, onlar resmi tarihin içinde başka bir tarihin de yazıcılarıdırlar aslında. Çıracıoğlu, bu insanlardan biri olan Mehmet Feyyat ile kitabı birlikte yaptıklarından bahsediyor sunuş metninde. Çıracıoğlu’nun kastettiği “birlikte yapmak”; hem kolektivizme vurgu yaparken diğer yandan 88 yaşındaki anlatıcının konuşma eyleminin sarihliğini de işaretlemekte. Ülke tarihinin son 70 yılına ışık tutan bu çalışmada okur başka bir ışığın da takipçisi olacaktır çünkü. 88 yıllık bir zihnin bellek odalarında çoğalan bilginin ve yaşantının kayıpsız, firesiz ve hatta “kronolojik” anlatımı… Çıracıoğlu bunu özellikle belirtiyor: “Yaşamı sosyal ve hukuksal mücadelelerle geçen, bir dönemin “Çerkezköy Savcısı” Mehmet Feyyat, 1924 yılında Van’ın Vatsan ilçesinde bugünkü adıyla Gevaş başlayan 88 yıllık yaşam yolculuğunu anlatırken her anını sanki yeniden yaşadı. Belleği o kadar berrak, enerjisi o kadar yüksek, anlatımı öylesine yalın ve akıcıydı ki…” Vecdi Çıracıoğlu, “Halkın Savcısı”nın hayatını kendi anlatımı bağlamında hazırlayıp sunarken bunu okurun zorlanmadan yorumlayabileceği bir bölümleme ve sıralamayı gözeterek yapmış. NiteSAYFA 22 ? 22 KASIM 2012 B CUMHURİYET KİTAP SAYI 1188
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle