Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Geleceğe Yazılmış Mektup’ Eşekten palan sökmek Derby eylemi Türkiye’deki hemen ilk fabrika işgaliydi ve aynı dönemdeki üniversite işgallerinin üzerine geldiğinde de kaçınılmaz olarak bir simgeye dönüştü ve onu birçok başka fabrika işgali izledi. Zafer Aydın, Kavel 1963‘ün ardından bu kez Derby işgalinin hikayesini anlatıyor. ? Ömer F. OYAL ikilmeyen sümsüklerin kocaları yüzünden bu yoksulluktan, bu çileden kurtulamıyoruz. Hakkını elbet aramalı insan. Varsın oraları da öğrensin.” Bu sözler Derby işgali sırasında tutuklanan dokuz işçiden biri olan Kazım Akyol’un eşi Azbiye Akyol’dan. Kazanılmış mücadelelerden de öğrenilir, yenilgilerden de. Derby işgali kazanılmış bir deneyimdi. Sadece yasaların değil, yasaları hayata geçiren devlet kurumlarının da emeğin karşısında olduğu yerde; her bir hak zerresi için, hem mevcut yasaların sonuna kadar kullanılması hem de direnişin gerekli olduğunu bir kere daha görüyoruz. Hukukun ve hukuku uygulayanların yolu tıkadığı yerde önü açan her zaman olduğu gibi mücadeledir. Zafer Aydın Kavel 1963’ün ardından bu kez Derby işgalinin hikâyesini anlatıyor. Ama Kavel’in aksine Derby eylemi deyim yerindeyse çok daha “verimli” bir iklimde boy attı. 1968 dalgasını kastediyoruz. Derby eylemi Türkiye’deki hemen ilk fabrika işgaliydi ve aynı dönemdeki üniversite işgallerinin üzerine geldiğinde de de kaçınılmaz olarak bir simgeye dönüştü ve onu birçok başka fabrika işgali izledi. Egemenleri gerçekten rahatsız eden mücadelelerin her zaman için sahici alanlardan neşet ettiği bir gerçek. Her ne kadar sahicilik kolayca hesaba vurulamayan, çelişik, içinde pek çok faktörün kol gezdiği bir alan olsa da. Yani hayat gibi bir alan. Ne var bu hesaba vurulamaz alanda? Bir “gaz tenekesi üzerinde” kurulan, toplantılarını yapabilmek için kahvehanelerin boş olduğu saatleri bekleyen sendikalar, sarı sendikaların manüpülasyonları, hukuk ve yargının işverenin yanında olmasına karşın yasaların boşlukları, işçinin adım adım öğrenmesinin çapraşık yolları, sendika önderlerinin ısrarı ve azmi, işçi ailelerinin mücadeleye desteğinin karmaşıklığı. Derby işgali esasen sendika yetkisi üzerine bir referandum talebiyle başladı. 4 SAYFA 18 ? 22 KASIM 2012 “D Temmuz 1968’de gece vardiyası işçilerinin idarenin adamlarını derdest edip kapıları kapatmasıyla başlayan eylem aynı zamanda bir hukuk karmaşasının da çözümü oluverdi. Karmaşık bir iştir sınıf mücadelesi. Bir yandan hukukun, yargının, bürokrasinin labirentinde kaybolmamak öbür yandan da ısrarlı ve azimli olmak gerekmektedir. Bir yanda Lastikİş karşısındaysa Derby işvereni, Türkİş, Çalışma Bakanlığı, Bölge Çalışma Müdürlüğü, Yargıtay ve Kauçukİş. Kitap tüm bu süreci tanıklıkları ve belgeleriyle önümüze seriyor. Bazen de çelişkileriyle. Örneğin bazı işçiler sendikanın başta işgale dahli olmadığını söylüyorlar ve kitapta anlatılan Samatya’daki ev toplantılarındandan habersizler. Yine aynı şekilde fabrika sahiplerinin Yahudi asıllı oluşlarının “çıfıt”, “mason” gibi dillendirmelerde ifadesini bulan işçi bilincindeki antisemitist önyargıları uyandırışını da görebiliyoruz. Tüm bunlara karşın eylemin öncesi hem de sonrasında tüm haklar Cenani Güngör’ün kullandığı deyimle “eşekten palan sökercesine” alınmış, “4 günde 4 yıllık bilinç” kazanılmıştır. İşgal sonrasına işçiler fabrikayı “Dağ başını duman almış” marşı eşliğinde boşalttılarsa da 27 Mayıs darbesinin mirası “Ordu gençlik el ele” sloganının aşılarak, “İşçi gençlik el ele” sloganına geçişte Derby İşgali bir dönüm noktasıydı. Kita bı aynı zamanda, yaşamını böbrek yetmezliğinin pençesinde geçiren ve 1981 karanlığında aynı nedenle yaşamını yitiren TİP kurucusu, milletvekili ve sendikacı Rıza Kuas’ın anısına bir saygı olarak da görmek gerekiyor. İşte, çelişkileriyle ve öğrettikleriyle bir mücadele. Yaşanmış deneyimin nefes alıp vermesi için. ? Geleceğe Yazılmış Mektup 1968 Derby İşgali/ Zafer Aydın/ Sosyal Tarih Yayınları/ 296 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1188