Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA elsefe, Toplum Bilimleri ve Tarihçi” Taner Timur Hoca’nın tarih, felsefe ve toplum bilimleri alanında ülkesi hakkında ve kuramsal düzeyde verdiği onca kıymetli eserden sonra edindiği muazzam birikimin üzerinden yazılmış bir kitap. Kitabı, Gökhan Atılgan değerlendirdi. “Vatan Olan Gurbet: Almanya’ya İşçi Göçünün 50. Yılı”, İktisatçı Prof. Dr. Kenan Mortan ile hukukçu Monelle Sarfati’nin birlikte kaleme aldıkları bir kitap. Kitabı pek çok amaçla okuyabilirsiniz. Öncelikle konu ile ilgili iseniz, size çok açık zengin bir kaynak sunuyor. Ayrıca hem Türkiye’deki hem Almanya’daki ortamın göç olayında ne denli etkili olduğunu, göç edenlerin buradaki sorunları kadar Almanya’daki gruplaşmalarının yapısını öğreniyorsunuz. “Misafir işçilik” diye başlayan bir olayın nasıl, niçin kalıcılığa dönüştüğünü, bütün güçlüklere rağmen vatandaşlığa kadar gidebildiğini anlayabiliyorsunuz. Kitabı, Değerli Hocamız Prof. Dr. Gülten Kazgan’ın kaleminden tanıyoruz. Özgün bir figür ressamı, figüratif anlatımcılığın yanı sıra simge, biçim, yorum anlatımcısı olan Mustafa Aslıer, idealist, titiz, keskin bir gözlemci. Olayları, yaşanmışlıkları, hayat içinde insanın serüvenini, iz düşümler halinde odaklaştırır. Yokluk, yoksulluğun hüküm sürdüğü bir ortamda Anadolu insanı yerel giysiler içinde doğanın zorluklarıyla baş başa. Levent Tosun, “Mustafa Aslıer Monografisi”nde ressamımızın bu yönlerini ve hayatından kesitleri sunuyor. Fatma ErkmanAkerson’un çalışması “Edebiyat ve Kuramlar”, edebiyat üzerine tarih boyunca farklı coğrafyalarda geliştirilen kuramları anlatıyor. Çalışmada temel olarak yapılmaya çalışılan ise bu kuramlar arasındaki sürekliliklere dikkat çekmek. Yazar tün bunları anlatırken, bir yandan da temel edebiyat terimlerini birer birer açıklıyor. Kitabı Nazan Aksoy değerlendirdi. Bol kitaplı günler... Quentin Bajac’tan ‘Fotoğraftan Sonra’ “F Şimdi gerçeği kim söyleyecek? Quentin Bajac, Fotoğraftan Sonra’da analog fotoğraftan dijital devrime kadar geçen sürede fotoğrafın nereden nereye geldiğini anlatıp gerçeklikle ilişkisinin hangi boyuta ulaştığını sorguluyor. ? Ali BULUNMAZ çekmesinin yanında yüklü yergileri de göğüslemek zorunda kalır. İşin bir başka boyutu, kültürel ve ticari yön yanında sanatsallıkla ilgili. Bajac’a göre bunun ağırlığını hissettirdiği dönem yirminci yüzyılın son çeyreği. Artık bu dönemde fotoğraf bianeller, sergiler ve ödüllerle beraber arzu nesnesi haline gelmeye başlar. “Hacim arttırma” biçiminde de tanımlanan fotoğrafta 1980’lerden itibaren “fotoğrafik tablo” adlı biçim gelişir. Tabii aynı günlerde kendini hissettiren deneyselliği atlamamak gerek. O deneysellik sırasında sanatçıların yaptığı en bilindik şey, foQuentin Bajac, sadece fotoğrafın gelişim sürecini incelemiyor, aynı zamanda bu sanatın gerçeklikle ilişkisinin hangi noktada olduğunu sorguluyor. TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr artierBresson’un fotoğrafçıyı “sokaklarda gezinen avcı” diye nitelemesinin üzerinden epey zaman geçti. O köprünün altından çok fazla su akmış olmasına rağmen bugün pek makineye benzemese de elindekiyle safariye çıkan hatırı sayılır bir kitle yine var. Dijital devrimin veya dünyanın olanaklarını sonuna kadar hatta biraz da abartılı kullanan bu kitle gerçekten çok simülasyona, estetikten ziyade görüntü evreninin cezbedici girdabına kapılıyor mu? Quentin Bajac Fotoğraftan Sonra’da biraz bu yoldan ilerliyor. Daha doğrusu ağırlıklı olarak bunu sorguluyor. Bajac’ın fotoğraf endüstrisi ve pazarının gelişimini anlatarak başladığı sorgulama, bize amatör fotoğrafçılığın evrilişini gösteren kimi veriler de sunuyor. Anlayacağınız, “avcı”ların ellerindeki amatör “silahlarla” sokağa nasıl düştüğünü aktarıyor. Bir bakıma bu, kitlenin fotoğrafla ve yakın geçmişte sadece profesyonel kullanıma açık olan renkli filmle tanışması demekti. Bajac’ın yorumuna göre 1950’lerden sonra amatör fotoğrafçılığın gelişimi aynı zamanda “fotoğrafın kurallarCartierBresson’un “avcı”ları (en üstte). Susan Sontag’ın “başdan sıyrılmasına” denk düşüyorkalarının acısına bakmak” dediği şey bu olsa gerek (yukarıdu. Beri yandan amatör fotoğraf, da). Panoromik makinelerle çekilen ve hacim kaplama tekniğini yansıtan bir fotoğraf (altta). fotoğraf sanatının son sığınağına dönüşüyordu. Ancak 1970’lere gelindiğinde fotoğrafın tahtı hareketli görüntü televizyon tarafından sarsılmaya başlasa da bu, foto muhabir sayısı ve fotoğraf miktarının katlanmasını engellemez. Fakat bu artış, röntgencilik suçlamalarını ve etik tartışmaları da beraberinde getirir. Özellikle basın fotoğrafçılığı ilgi C toğraf eylemini belirleyen parametreleri sorgulamaktı. Fotoğrafın “duraklatılmış sinema” haline gelişi de bu dönemin ürünü. Daha ileri gidilecek olursa fotoğraf, eleştirmenlerce “yalan üstüne kurulu” ve “nesnesine körü körüne inanmadığı” biçiminde nitelenir. 1980’lerden başlayarak “kurgulanmış gerçeklik” veya “mizansen” fotoğraf üretiminde başa geçer. Dijital devrime dek fotoğraf dünyasındaki çalkantı bu gitgeller eşiğinde sürerken 1990’lardaki sıçrama piksel piksel fotoğrafa yayılır. Fotoğraf ekonomisini canlandıran dijital, uygulama babında önemli tartışma ve sorunları beraberinde getirir. Özellikle analog fotoğrafın hızla yokuş aşağı yuvarlandığı dikkate değer bir belirlemedir. Amatör fotoğrafçı ya da dijital kullanıcısı, üretimde baştan sona söz sahibi olunca bunun paylaşımı ve yayılımı da kendisine bağlı hale gelir. “Şehirli gazetecilik” kavramının doğuşunu sağlayan da Bajac’a göre bu. Aynı zamanda gerçekliği teyit edilemeyen fotoğrafın doğuşunu tetikleyen de. Hepsinden öte fotoğrafı kurgulanmış görüntüye dönüştüren kapı açılır. Bajac’ın dediği gibi dijitalin doğası olayları “oldu”dan “belki oldu”ya çevirir. Gerçeklik algısının değişime uğraması demek gerçekliğin kendini silme eğiliminde olması demektir. Bajac, son soruyu dillendirmeden önce “fotoğrafın diğer teknikler karşısında var olmaya devam etmesi için gerçeklikle ilişkisini tekrar gözden geçirmeli” der. Sonunda da soruyu patlatır: “Bundan sonra gerçeği kim söyleyecek?” ? alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Fotoğraftan Sonra/ Quentin Bajac/ Çeviren: Marşa Franco/ Yapı Kredi Yayınları/ 160 s. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1144 19 OCAK 2012 ? SAYFA 3