Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kazandırabilecek olan bu kitap, her sınıfta paylaşılmalı, üzerinde tartışılmalı. Ay’a Tırmanan Çocuk/ David Almond/ Resimleyen: Polly Dunbar/ Günışığı Kitaplığı/ 144 s./ 2011/ 8+ 2010 Hans Christian Andersen Ödülü sahibi usta yazar David Almond, küçük okurlarını yaşama ilişkin felsefi bir yolculuğa davet ediyor. Her şey Paul’ün, okula gitmek istemediği bir gün, gökyüzüne dokunmaya karar vermesiyle başlar. Yüksek bir apartmanın bodrum katında annesi ve babasıyla yaşayan Paul’ün en üst kata ulaşması hiç de kolay olmaz. Burada ressam Mabel yaşamaktadır. Ancak onun yerine, tıpkı ikizi olduğunu ileri süren tuhaf biri açar kapıyı. Son Başbelasışeyi Savaşı’na katılmış olan Benjamin’le ve ötekilerle tanışan Paul, gökyüzüne dokunabilmek için hayal gücünü kullanmalıdır. Ama nasıl? Kaktüs ile Kirpik/ Thorvald Steen/ Resimleyen: Vaqar Aqaei/ Çeviren: Deniz Canefe/ Can Çocuk/ 2011/ 31 s./ 6+ Çok hoş resimleriyle dikkati çeken, büyük boy bir kitap. İki minik kirpi kardeşin öyküsünü anlatıyor. Küçük kardeş Kaktüs çok acıkmıştır ama yiyecek bulmak için kocaman bir yolu geçmesi gerekir. Yol ise çok tehlikelidir. Arabalar, kamyonlar... Tam yola çıkarlar ki, bir kamyon daha gelir. Eyvah, geri dönmek için de çok geç... Kirpi kardeşler çok ağır ilerleyebilir, oysa kamyon çok hızlıdır. Karşıdan karşıya geçmek için ne yapacaklar? Kirpik, arabalardan çok, insanların onları önemsememesine kızgındır. “Bizi ekranda görünce ‘Ah ne şirin şeyler!’ diyorsunuz. Çok iyi kalplisiniz. Ama bizim sizden asıl istediğimiz bu değil. Bize tek gereken...” Acaba küçük kirpi yavrularının insanlardan beklediği nedir? Gerçekleştirmesi çok mu zor? Belalı Charlie ve Müthiş Kaçış/ Hilary McKay/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ Resimleyen: Sam Hearn/ 60 s./ 2011/ 8+ Yaramaz, ele avuca sığmayan, evdeki ve okul yaşamındaki düzene karşı çıkan, dayatmacı sisteme ayak uyduramayan çocuklara eskiden “yaramaz” denirdi, şimdilerde “hiperaktif” oldular. Bu iki kavram birbirinden çok uzak olsalar da böyle tanımlayıp işin içinden sıyrılıvermek yetişkinlerin (!) işine geliyor olmalı. Çocukları dinlemek, onları tanımak, gereksinimlerini bilmek ve onların önce birey olduklarını bilerek yaklaşmak kolay değil, “yaramaz” deyip çıkmak yetişkinlerin tembelliği... Son zamanlarda “yaramaz” roman, öykü kahramanlarına da çokça rastlıyoruz. Çocuklar da çok severek okuyor bu türü. Belki de kendilerine yakın bulduklarından. “Yaramaz” çocukların konu edildiği kitaplarda dayatmacı sisteme direnç olduğunu düşünürsek pek de haksız sayılmazlar aslında. Kendilerinin yapamadıkları pek çok şeyi yapan kahramanlarla özdeşim kurmakta haksız da sayılmazlar hani... Belalı Charlie de böyle bir çocuk, ilk okuduğunuzda gerçekten yaramaz ve hatta baş belası gibi geliyor ama az dikkat edince yaramazlıktan öte, az biraz yaratıcı bir çocuk Charlie. Kedisinin tırabzandan düşmesini önlemek için babasının tişörtünden kediye paraşüt yapması onun yaratıcılığının göstergesi olabilir. Evdeki herkes çok kızıyor tabii Charlie’ye, kıyamet kopuyor. Charlie, evdeki yaşamını çok sıkıcı buluyor. Kendi deyimiyle “tarih öncesi” dönemden kalma anne ve babası ve ağabeyi Max’le yaşayan Charlie’nin en yakın arkadaşı Henry’dir. Charlie’ye göre anne ve babası ağabeyi Max’ı ondan çok sevmektedir. Her konuda onu haklı bulup Charlie’yi eleştirmektedir. Charlie, bunlarla baş etmeye çalışırken evden kaçmasına neden olan o talihsiz kaza gerçekleşir. Babasının işyerinden getirdiği bilgisayarı açıp oyun CD’sini çalıştırmak ister. Ancak bilgisayar çalışmaz, daha da kötüsü gacur gucur sesler çıkarmaya başlar. Annesi çok kızar ama asıl kıyamet Charlie’nin CD’yi bilgisayara kaşıkla yerleştirdiğini söylediğinde kopar. Annesinin verdiği ceza Charlie’yi çok kız ? ları olan çocuklara duyarlılık ve farkındalık dırınca çareyi evden kaçmakta bulur. Ailesine de iyi bir ceza vermek istemektedir. Yanına ayısını, para kutusunu, kendi resimlerinden oluşan fotoğraf albümünü, buz küpü içindeki sineğini alır. Ama evden sessiz sedasız kaçmak pek ona uygun bir davranış değildir, o nedenle tam kapıdan çıkarken “Ben kaçıyorum!” diye bağırır ve kapıyı çarparak çıkar. Sırtındaki yükle çok uzağa gidebilmesi ise pek olası değildir... Gece Masalları/ Enid Blyton/ Resimleyen: Maggie Downer/ Çeviren: Cana Ulutaş/ Artemis Çocuk/ 2011/ 128 s./ 7+ Ülkemizde macera kitaplarıyla tanınan ve 700’den fazla eseri çeşitli dillere çevrilip milyonlarca satan İngiliz yazarın masallarıyla karşılaşmak okurlar için hoş bir sürpriz. Bu kitapta, üç masal var: Mavi Dağlar Ülkesi, Tılsımlı Pabuçlar ve Kahraman Jumbo... Klasik masal tadında, yepyeni masallar bunlar, zevkle okunuyor. Mavi Dağlar Ülkesi’nde yaşayanların kapleri soğuktur, bu nedenle sürekli üşürler. Annesine yapılan büyüyü bozmak için Mavi Dağlar Ülkesi’ne gelen Prenses Defne’nin ise kalbi sıcacıktır. Karlı, buzlu bir ülkede, paltosuz, eldivensiz, kalbinin sıcaklığıyla ısınabilir mi insan? Mavi Dağlar Ülkesinin soğuk kalpli insanları buna şaşar kalır. Prenses Defne annesini kurtaracak sihirli suya karşılık, sıcacık kalbini, soğuk bir kalple değiştirmeyi göze alacak mı? “Sıcak kalpler başa beladır. Sahiplerinin iyilik ve fedakârlık yapmalarına sebep olur. Soğuk ve bencil olmak çok daha iyidir,” diyor Buz Kadın. Sizce? Tılsımlı Pabuçlar masalı, botları çamurlanınca otların arasında gördüğü kırmızı ayakkabıları ayağına geçiriveren Rüzgâr’ın öyküsünü anlatıyor. Tahmin ettiğiniz gibi ayakkabılar büyülüdür ve Rüzgâr artık gitmek istediği yere değil, ayakkabıların onu götürdüğü yere gidecektir. Bu da, Cüce Kokarca’nın kölesi olmak demekti. Cüceler, elfler, periler, devler... Hepsi de bu masallarda. Renkli resimleri, sert kapaklı cildi, kaliteli kâğıdı, özenli tasarımıyla, her kitaplıkta yer alacak ve severek okunacak bir kitap. Soytarının Tuhaf Hikâyeleri/ Erich Kastner/ Can Çocuk Yayınları/ Türkçeleştiren: Süheyla Kaya/ 64 s./ 2011/ 9+ Çağdaş dünya edebiyatının bol ödüllü yazarı Erich Kastner, “Soytarının Tuhaf Hikâyeleri” isimli kitabıyla okurları serüven ve eğlence dolu bir yolculuğa çağırıyor. Aslında bu yolculukta yalnız olmayacaksınız, eskiden bir sirkte çalışan Till Eulegenspiegel’e eşlik edeceksiniz. Till, çalıştığı sirkten kaçar. Önünde uzun ve eğlenceli bir yolculuk vardır. Tüm ülkeyi baştanbaşa dolaşmak niyetindedir. Kuşkusuz bu yolculukta pek çok kasabaya uğrar. Başına gelmedik kalmaz. Heyecanlı ama daha çok eğlenceli bir yolculuk için en yakındaki kitapçıya uğramanız yeter. İyi okumalar! Büyük Ziyaret/ Sophie Smiley/ Resimleyen: Michael Foreman/ Çeviren: Egemen Demircioğlu/ Erdem Yayınları/ 2011/ 63 s./ 79 Futbolsever Ailenin Maceraları dizisinin ilk kitabında futbol delisi bir aileyle tanışıyoruz. Evlendikleri gün bile maça giden bu ailenin çocuklarının adlarının Rıdvan, Tanju, Rıza, Metin ve Oktay olduğuna şaşmamalı. Yaramazlık yapan çocuklara başka hangi anne baba düdük çalıp sarı kart gösterir ki? İki sarı kart göstermekse, “Doğru yatağa!” anlamına gelirmiş bu ailede. Derken bir gün, okula Cumhurbaşkanı’nın ziyaret edeceğini, üstelik Down sendromlu olan ağabey Metin’in ona çiçek vermekle görevlendirildiğini öğrenirler. Ama Metin’in forması yoktur, ayrıca babaları işsiz olduğundan, çiçek alacak parayı bulacakları da kuşkuludur. Ama Oktay’ın bir planı vardır... Bu arada, futbol delisi ailenin Oktay adını verdikleri çocuğun bir kız olduğunu da ekleyelim. Öyküler de onun ağzından aktarılıyor. Dizinin altı kitabının her birinde futbolla ilgili farklı bir macera bekliyor futbol delisi okurları... ? OCAK ığımız aya ideal ları eğşkiler, arı tart er/ Seurdon/ endiren: e Gohan/ / Desen / 5+ ocuğun larını aran bu şeklinde yaşta çoes gibi se farklı altı yannesinin , “Duydiyor. ıf içi etn duyonun Oysa, rpdaş ? 1144 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1144 19 2012 ? SAYFA 23