25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

V TR NDEK LER ¥ yaset hayatı boyunca dış politika konusunda yazdıklarından ve söylediklerinden oluşuyor. stanbul’da Bir Nihavent Tango/ lhan Eksen/ Everest Yayınları/ 214 s. “Benim sokaklarımda, her biri ayrı bir dünya olan evlerin dışarıya yansıyan yaşantısı, ilkbahar, ardından yaz gelince daha belirgin, daha ilginç olurdu. Yaşamda bir insanın karşısına çıkabilecek her cins insanla, her türlü hayat sahnesiyle daha küçük yaşlarımdan itibaren o sokaklarda karşılaştım ben...” İlhan Eksen, “İstanbul’da Bir Nihavent Tango” ile nitelikli İstanbul kitaplarına bir yenisini daha ekliyor. Anıların merkezinde, İstanbul yine başrolde yer alıyor bu kitapta da. Yazar, anlatısında okurlarını 40’lı, 50’li yılların İstanbulu’nda dolaştırır, her köşesini anılarıyla işaretlerken, Doğulu duyarlılıkların Batılı enstrümanlarla dile gelme uğraşını da incelikli bir dille kalemine akıtmış. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Taht Kavgaları/ Şerafettin Turan/ Kapı Yayınları/ 310 s. Şerafettin Turan, Osmanlı tarihinin enteresan bir dönemine odaklanıyor “Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Taht Kavgaları”nda. Bir döneme odaklanan ama konuyu derinlemesine ele alan bu kitap, aslında tarihin bütününe dair de önemli ipuçlarını içinde barındırıyor. ‘Muhteşem’ sıfatıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman’ın oğulları arasındaki taht kavgasının, izini kaynak metinlerle, araştırmalarla, yeri geldiğinde fetvalarla sürüyor Şerafettin Turan. Akademik metinlere ait, herkesin kafasındaki anlatım ezberlerini de akıcı dili ve duru Türkçesiyle yerle bir ediyor. Şehzade Mustafa, Bayezid ve Selim arasında yaşananlar; Hürrem Sultan, Mahidevran Hatun, Rüstem Paşa’nın rolleri ve yaptırımları; Osmanlı’nın en şatafatlı ve güçlü olduğu dönemin perde arkasında yaşananlar bu araştırmada gerçeklere dayalı bir biçimde anlatılıyor. Uzun süren saltanatı boyunca dışarıyla uğraştığı kadar içeriyle de uğraşan Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘padişah, baba ve şair’ olarak da bir portresi gözler önüne seriliyor ayrıca kitapta. Sen Ölünce Kim Ağlar?/ Robin Sharma/ Çeviren: Filiz Gülerkaya/ Pegasus Yayınları/ 256 s. “Çocukluk yıllarımda babam, bana asla unutmayacağım bir şey söylemişti: ‘Evlat, doğduğunda tüm dünya gülümserken sen ağlıyordun. Öyle bir yaşam sür ki öldüğünde tüm dünya ağlıyorken, senin yüzünde gülümseme olsun.’ Hayatın gerçekte ne olduğunu unuttuğumuz bir çağda yaşıyoruz. Bir insanı rahatlıkla Ay’a gönderebiliyoruz ama caddenin karşısına geçip komşumuzla buluşma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Dünyanın diğer tarafındaki bir hedefi bir füzeyle hatasız bir biçimde vurabiliyoruz ama çocuklarımızla kütüphaneye gitmek için zaman ayırma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İnsanlığımızla bağlarımızı yitirdik. Amaçlarımızı kaybettik. En önemli değerlerimizi göz ardı ettik.” “Ferrari’sini Satan Bilge”yle Türkiye’de de tanınan Robin Sharma’nın yeni kitabı “Sen Ölünce Kim Ağlar?”, okuyucularla buluşuyor. Sharma bu kitabında; ‘Bu gezegende dolaşma ayrıcalığına hâlâ sahipken, kaç yaşamı etkileme fırsatınız olacak?, Yaşamınızın sizden sonraki nesiller üzerinde ne gibi etkileri olacak?, Son nefe sinizin ardından bırakacağınız miras ne olacak?’ gibi soruların peşinden sürüklüyor okuyucuları. Sarı Yılan/ Edgar Wallace/ Çeviren: Orhan Veli Cansever/ Erko Yayıncılık/ 238 s. FingSu, namı diğer Sarı Yılan, heybetli ‘Neşeli Eller’ topluluğuna zehrini salan ölümcül bir yılandır. Neşeli Eller ise FingSu’nun şeytani liderliğinde, Çin’in yönetimini ele geçirip dünyanın hâkimi olmayı planlıyordur. Ancak yılanların da birçok düşmanı vardır ve FingSu ‘firavun faresi’ kılıklı düşmanı Clifford Lynne’nin müdahalesini hesaba katmamıştır. Hesaplayamadığı bir şey daha vardır: Lynne bir firavun faresi değildir ve ‘Sarı Yılan’ı alt etmeyi aklına koymuştur. 1900’lü yılların başlarında çok okunmuş, şimdilerde ise unutulmaya yüz tutmuş yazarlardan biri Edgar Wallace. İngiliz yazar ve senaristin birçok polisiye romanı ve başta “King Kong” olmak üzere çok sayıda film senaryosu var. “Sarı Yılan” da Wallace’ın bu polisiye romanlarından biri. Heyecan ve macera dolu bu roman Orhan Veli Cansever çevirisiyle okuyucuların karşısına çıkıyor. Mahir – On’ların Öyküsü/ Turhan Feyizoğlu/ Alfa Yayınları/ 810 s. Yakın dönem Türkiye tarihinin gözü pek, coşkulu, fırtınalı yılları 1960’lar. Üniversitelerden sokaklara akan, tarlalara, fabrikalara, dağlara yönelen bir yeraltı yangını yaşanıyor o yıllarda Türkiye’de. Altmışların sonu ve yetmişlerin başını etkileyen teorik sorunlara daha yirmili yaşlarda yanıt vermeye çalışan, dahası kendi yolunu çizmeye cüret eden genç bir teorisyen ve eylem adamı ise Mahir Çayan. Ve Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idamdan kurtarmak için eyleme geçen, Kızıldere’de kuşatıldıklarında teslim olmayı değil, ölmeyi seçen on devrimci genç... Onlar Türkiye siyasi atlasının önemli bir parçasını tarihe yazdılar. Turhan Feyizoğlu’nun bu kitabı da “On’ların Tarihi”ni anlatıyor. Pan slam veya slam mparatorluğu/ G. Wyman Bury/ Çeviren: Mert Akçanbaş/ Destek Yayınevi/ 120 s. Pan İslam veya İslam Birliği, Sultan II. Abdülhamit tarafından kurumsallaştırılmış, ancak Almanlar tarafından I. Dünya Savaşı’nda sahneye konmuş politik bir plandır. I. Dünya Savaşı sonrası ise İngilizler aynı planı kendi çıkarlarına göre uygulamaya koymak istemişlerdir. Bu plana göre; ‘Dicle ve Fırat nehirlerinden Kudüs’e, Hint Okyanusu’ndan Akdeniz’e kadar olan alanda Büyük Arap İmparatorluğu kurulacak, bu imparatorluğun başkenti Kahire olurken Mısır Hidivi de Halife unvanı taşıyacaktır. Bu imparatorluğun hâkimi ve koruyucusu ise İngiltere olacaktır.’ İşte, G. Wyman Bury’nin bu çalışması, arka planını çok iyi bildiği bu tarihsel olayı bugünün perspektifinde değerlendiyor. Bu siyasi perspektifi ise şöyle anlatıyor yazar: “Yukarıda verilen ve İslam coğrafyasını bir merkezden kontrol etmeyi öngören planda; İngiltere’nin yerine Amerika Birleşik Devletleri’ni, Arap İmparatorluğu yerine İslam İmparatorluğu’nu, Kahire’nin yerine de başkent olarak İstanbul’u koyarsanız bugün gündemdeki Büyük Orta Doğu Projesi’ni bulursunuz.” stanbul’un En Güzel Alkolsüz Lokantaları/ Salih Zengin/ Hayy Kitap/ 200 s. Kebapçılar, pideciler, dönerciler, pilavcılar, lahmacuncular, köfteciler, balıkçılar, kahvaltıcılar, pasta ve tatlıcılar, fasulyeciler... İsatnbul’daki en güzel içkisiz lezzet mekânlarını bir araya getiriyor ‘Sonradan Gurme’ Salih Zengin bu çalışmasında. Üstelik her biri tek tek gezilmiş ve test edilmiş bu lezzet duraklarının. Asya’dan Avrupa’ya uzanan lezzet köprüsü İstanbul’da yepyeni lokantalar keşfetmek ve mekânlarla ilgili her türlü ayrıntıyı yakalayabilmek adına, meraklısına önemli bir kitap “İstanbul’un En Güzel Alkolsüz Lokantaları”. Rothschild – Para mparatorluğu/ George Armstrong/ Çeviren: Mert Akcanbaş/ Destek Yayınevi/ 168 s. Kara para üzerine kurulu ‘Rothschild İmparatorluğu’ zaman içinde İngiliz ve Fransız Merkez bankaları ile Amerika’daki Federal Rezerv bankalarının sahibi olmuş. Serveti dünya servetinin yarısı olarak tahmin edilen bu ailenin 1940 yılındaki serveti ABD GSMH’sinin ise iki katına ulaşmış. Dünyada tek bir ‘Yahudi İmparatorluğu’ kurulması için çalışan aile, Waterloo Deniz Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I. ve II. Dünya Savaşlarından da büyük paralar kazanmış ve Rusya’da Bolşevik Devrimi’ni finanse etmiş. Elimizdeki kitap tarihçesi, serveti ve sahip olduğu kurumlar net olarak bilinmeyen bu ailenin başlangıcından, henüz Amerika’nın I. Dünya Savaşı’na katılmadığı 1940 yılına kadar olan olayları ele alıyor. Bu kitapta küreselleşme, AB, Birleşmiş Milletler, serbest pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşların kimlere ve nasıl hizmet ettiği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Denizler’in Şekibe Ablası – Şekibe Çelenk/ Hazırlayan: Serpil Güvenç, Sultan Özer/ Evrensel Basım Yayın/ 224 s. “Şekibe Abla o yiğitlere sadece evini açmakla kalmamış, yüreğini de açmış; kocaman yüreği olan bir anaydı. Bunu anlatımlarından, parlayan gözlerinden anlamamak mümkün değildi. Evin her tarafında Denizler’in bir izine rastlamak mümkündü ve zaten evin dört bir tarafı fotoğraflarıyla doluydu. Şekibe Abla’nın en sevdiği şeylerden biri de Denizler’le fotoğraf çektirmekti, sanki yanlarında, sanki canlılar gibi...” Serpil Güvenç ve Sultan Özer’in beraber yayıma hazırladıkları bu kitap, Türkiye’nin bir dönemine damgasını vurmuş insanları, Denizler’i, konu ediniyor. Onları her durumda evinde misafir eden ve çok seven biri olarak Şekibe Ablaları da kitabın merkezinde yer alıyor. Kutsal Rahibe/ Christian Jacq/ Çeviren: Yaşar lksavaş/ Doğan Kitap/ 296 s. MÖ 528 yılının Mısırı’nda heyecanlı bir macera okuyucuları bekliyor ‘Tanrıların İntikamı’ serisinin ikinci kitabı “Kutsal Rahibe”de. Yunanlar ile Perslerin tehdidi altındaki Mısır’da iktidar kavgası hüküm ¥ sürmektedir. Ölümcül komplolar ise birçok in1 EYLÜL 2011 SAYFA 27 ¥ sa nın k şey d yazıcı olduğ Kel b lenen arzus kader yımla mı ni şuyor ne dö tiğin eden yanın küyle dürüy on ik kalem sevim ler”d mede (!) pe devam sanla rın, s ğünü önün lar ve ilişkil ci köy Gertr kocas sında aralar sının kolde kend derek dır. P gözbe bedin hayat tüm v onu b CUMHURİYET KİTAP SAYI 1124 SAYF
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle