Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
a fa. Akaetmiyoenan nursal Çevileri bir ne biçine le ilgili a, Külürk et DöemeleHayal Çeviciltlik ye dek mli bir liriz. ndaki r panociltte var. Kiistler ortre ri yer bın ştirdiği geçirangi bir önr veririlkeleri izgilerikatüralan gi, bieşitlilik süreli ikatürmhuri946)”, Parti s ve ¥ hiç övgüye yaklaşmıyor. Övgüye yaklaşır yaklaşmaz ölüyor. Yaşamın bütün kıvrımlarında dolaşarak acıtatlı gülmeler yaratabildiği gibi en çok politika alanında acımasızlığını gösteriyor, yönetimlerin baş belası oluyor. Marksizm, tarihi daha önceki bütün idealist tanımlamaların dışına çıkarak, üretim güçleriyle üretim ilişkileri arasındaki çelişkiden doğan olaylar dizisi; politikayı ise “ sınıflı toplumlarda, sınıf çıkarlarını devlet aracılığıyla gerçekleştirme çabası” olarak tanımlıyor. Bu son derece nesnel tanımlamaların ışığında Karikatürkiye’yi “Karikatürlerle Cumhuriyet Tarihi”nden çok, “karikatürlerle Cumhuriyetin siyasal tarihi” olarak ele almak daha doğru olur kanısındayım. Bir küçükburjuva devrimi olan Cumhuriyet Devrimi, tek parti öncülüğünde, kazanılan zaferlerin rüzgârını arkasına alarak ilerlerken toplumun çok büyük bir bölümünün desteğini hep yanında bulmuş, öyle ki, en saldırgan huylu “karikatür” bile, karikatürlüğünü bir yana bırakıp ona yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu dönemde, hepsi değilse de, pek çok karikatürist, yönetimin bir “propagandacısı” gibi çizmiş, kim bilir belki de, Kurtuluş Savaşı gibi tarihsel bir tansığa duyduğu hayranlıktan, belki de yasa korkusundan karikatürü övgüye feda edebilmiştir. Ama yine de, Ahmet Rıfkı, Cemil Cem, dahası, yeni doğan Cumhuriyet yönetimini sürekli olarak destekleyen Ramiz Gökçe ve Cemal Nadir Güler bile zaman zaman eleştirel bir tavır takınabilmiştir (Örnek: Ahmet Rıfkıs. 73; Cemil Cem s. 101; Ramizs. 67; Cemal Nadir s. 77). Övücülüğünün dışında, ayırt edici özelliklerinden biri de “söz” bolluğu olan tek parti dönemi karikatürünün iki yetkin temsilcisi, kitapta Çeviker’in de geniş yer vermesinden anlaşılacağı gibi Ramiz’le Cemal Nadir’dir. (Yazar bu döneme 19231946ilişkin olarak, Ramiz’in 58, Cemal Nadir’in 71 karikatürüne yer vermiş). Emre Senan, Vatan, 8.8. 1976, s. 45 partili dönemin başlangıç yıllarında da, ölene dek (Cemal Nadir 1947, Ramiz 1952) bir karikatürist olarak etkinliklerini sürdürmüş. “Söz” ün gitgide azaldığı, çizginin yetkinleştiği, Türk karikatürünün daha çağdaş bir nitelik kazandığı bu dönemde, sonradan Türk karikatürünün önemli adları olacak olan karikatüristler çıkar ortaya; Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy, Ferruh Doğan, Semih Balcıoğlu, Mim Uykusuz, Yalçın Çetin, Ferit Öngören, Nehar Tüblek. Karikatürkiye’nin ikinci cildi, 19601991 arasındaki yıllara üç evre içinde ışık tutuyor. Düşünsel alanda ortalık çi simgeleyen karikatürü (s. 370). Sözünü ettiğim öbür iki karikatür, Cemil Cem’le Ali Ulvi’nin karikatürleri. Cem’in “20. Asırda Çektiklerimiz” adlı karikatüründe (s. 248) faytona beygirler gibi koşulmuş insanlar, politikacıları taşıyor. Ali Ulvi’nin siyasal ortamı yansıtan karikatüründe (s. 42) “alt kattaki”, “üst kattaki” “Düşünen Adam” yontusunu tavana vurduğu değnekle uyarmaya çalışıyor. Kitapta önceki dönemin karikatüristleri yine büyük oranda yer alırken bu arada, Tan Oral, Haslet Soyöz, Ercan Akyol, Seydali Gündüz gibi karikatüristlerle karşılaşıyoruz ilk olarak. Bunların içinde en göze çarpan Tan Oral bence. Yıllar sonra adeta karşıtkarikatür diyebileceğimiz karikatürler çizecek olan Tan Oral’ın Türk karikatürünü yetkin bir çizgiye taşıdığı yadsınamaz; içe işleyen bir çizgisi, “söz”ü öteleyerek espriyi çizgide diri tutmaya çalışan bir karikatür anlayışı var. “Turgut Özal ve Liberalizm (19831991)” dönemi Türkiye’nin Atatürk Cumhuriyeti ekseninden çıktığı, Ameri , erdalet ve r De ileriyle et Kuokuıp e, Çeeri ayncü ün Seikatüan e, gianlı ün sosdüşünladıke oluşni”ni ARİHİ” prime” kariSöz” olarak yaymez eleştiriolubir türün ami ¥ 1124 KAPİTALİST SİSTEME GİRİŞ İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle savaşa girmediği için savaşan ülkelerce tu kaka edilen Türkiye ne yapacağını şaşırmış, 1946’da, Milli Şef İnönü’nün öncülüğünde, “kapitalist olmayan” bir sistemden çıkıp kapitalist sisteme, yani emperyalizmin ayağına kuzu kuzu gitmiş ve ona adeta “Ye beni!” demiştir! Türkiye’nin Amerika’nın “sandık demokrasisi”ni kabul ediş tarihi 1946’dan ama özellikle de 1950’den sonra dört gözle beklediği gerçek demokrasi bir türlü gelmemiş, 19501960 arasındaki Demokrat Parti dönemi evrensel özgürlükler açısından faşist bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Günlük basına, yazaraçizere yoğun baskıların yapıldığı Milli Şef dönemini anımsatan bir dönem bu. Gazetelerin, dergilerin toplatıldığı, yazarların, karikatüristlerin ikide bir tutuklandığı yıllar. Çeviker’in yönetimin bu baskıcı tutumunu sergilemek için seçtiği karikatürlerden özellikle ikisi, o karanlık günleri en iyi özetleyen karikatürler bence Ali Ulvi’nin “Bir basın mensubunun gardrobu” altyazılı karikatüründe, gardrobun içinde iki giysi görülüyor; simokin ve zincirli bir mahpus giysisi. Ratip Tahir Burak’ın, on altı ay hapis cezası aldığı,“Oldu da bitti maşallah” yazılı karikatüründe, Menderes, çevresinde, çengi ve hokkabaz kılığında bakanlar fır dönerken giysisinin üstünde “Basın” yazılı bir çocuğu sünnet ediyor. Çeviker’in verdiği örneklemelerden anlıyoruz ki, Ramiz’le Cemal Nadir, çok Abidin Dino, S.E.S., Ağustos 1939, S. 2, s. 3 çekleniyor birden. 1923’le başlayan Aydınlanma coşkusu büyük bir devinim kazanıyor. Yıllarca yasaklanmış kitapların yayımlanışı, büyük kentlerde adım başı tiyatroların açılışı, kitap okuyucusunun alabildiğine çoğalışı, gazetelerin ve gülmece dergilerinin karikatüre geniş ölçüde yer vermesi kültürel bir çalkantının göstergeleri doğal olarak. 19601971 yılları arası dönemin siyasal karikatür alanında en önemli iki adı, Ali Ulvi Ersoy ve Bedri Koraman. Çeviker’in bu döneme ilişkin olarak kitapta çokça yer verdiği öbür karikatüristler ise Turhan Selçuk, Altan Erbulak, Cafer Zorlu, Ferruh Doğan ve Nehar Tüblek. 19711983 döneminin bence Karikatürkiye’nin en ilginç ve yetkin dört siyasal karikatüründen ikisiyle başlatıyor Çeviker: Bedri’nin “darbe” yapan askerin “darbe” yiyen politikacıya selama durup “darbe”yi haber vermesini simgeleyen karikatürü (s. 367), Tan Oral’ın, karanlıklardan geçen bir ülkede, katran gibi bir karanlığın kapalı camlardan bile oda içlerine sızdığını ka’nın “sipariş” yöneticilerle ülke içinde iyiden iyiye at oynattığı, her türlü yasağın alıp başını gittiği bir dönem. Tan Oral, yara bezi sarılı parmaklarıyla daktilo yazan bir yazarla (s.452) Ercan Akyol, üstünde “Demokrasi” yazılı olan ve “Tanrım beni yeniden yarat” diye çığlık atan çıplak bir kadınla (s.453) karikatürleştiriyor bu dönemi. Gırgır, Limon, Hıbır gibi karikatür dergileriyle alabildiğine popülerleşiyor bu yıllarda Türk karikatürü. Devinimi adeta somutlaştıran bir çizgi tekniği, argo sözcüklerle yapılan sıradan espriler, belaltı şakaları, lumpenlik, birden çoğalan karikatür dergilerinin satışlarını artırsa da, özellikle gençlerin karikatüre karşı ilgisini inanılmaz ölçüde çoğaltsa da, sanatsal bir evrimleşmeye dönüşmüyor doğal olarak bu. Kim bilir, geriletiyor belki de Türk karikatürünü. İsmail Gülgeç, Behiç Ak, Musa Kart, Piyale Madra, Semih Poroy gibi bant karikatürü ustalarının yetiştiği bu dönemde, yeni adlar olarak, Latif Demirci, Kemal Gökhan Gürses, Ergün Gündüz, Sarkis Paçacıyan’i görüyoruz. Karikatürkiye’nin üçüncü cildi “Merkezin Çöküşü” ve “Adalet ve Kalkınma Partisi ve Muhafazakâr Demokrasi” bölümlerinden oluşuyor. Bence, birinci bölümün başlığı “Merkez Sağın Çöküşü”, ikinci bölümün başlığıysa, “1923 Cumhuriyeti’ nin Çöküşü” olmalıydı. Nasıl “dinsel demokrasi” denilemezse, “muhafazakâr demokrasi” de denilemez doğal olarak. “Muhafazakarlık”, içinde çokça dinsel öğeler taşıyan bir kavram çünkü. Gerçekte, 19232oo8 yılları arasında Türkiye’ nin başına gelenleri en iyi anlatan, üçüncü cildin kapağındaki o “nefis” karikatür (Tan Oral). 20032008 arasını kapsayan son dönemde, yine önceki yılların ünlü karikatüristlerine, özellikle de, Turhan Selçuk’ la Tan Oral’a yer veriyor Çeviker. Türk karikatürünün iyiden iyiye popülerleştiği, bant karikatürlerinin çoğaldığı, çizgiden çok “söz”ün öne çıktığı bir dönem bu. Günceli çiziyor karikatüristler genellikle: Ergün Gündüz, Emre Ulaş, Salih Memecan, Metin Üstündağ, Zafer Timuçin, İzak Rozenthal, Latif Demirci, Derya Sayın, Osman Turan, Kemal Ataman, Musa Kart, Haslet Soyöz ve Semih Poroy, Piyale Marda. Turgut Çeviker, on binlerce gazetenin, derginin ve kitabın yıllanmış tozları arasında bir arkeolog gibi yıllarca çalışarak Türk Karikatür Tarihi’ni tek başına ortaya çıkarıyor. Karikatürkiye, Türk karikatür tarihinin en temel yapıtlarından biri; karikatür ve tarih meraklıları için bir baş ucu kitabı, karikatüre gönül veren genç çizerler için gür bir kaynak niteliğinde. Karikatürkiye/ Turgut Çeviker/ NTV Yayınları/ III Cilt, 900 s. Ali Ulvi Ersoy, Yön, 4.7. 1962, S. 29, s. 1 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1124 1 EYLÜL 2011 SAYFA 17