27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 10 AĞUSTOS ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇ L NG RLER sokamayız. “Yargıtay başkanı”nın dilbilgisel tanımı ne? Belirtisiz ad tamlaması. Öyleyse onu da bölemeyiz, araya (eski, yeni vb.) başka sözcük sokamayız. 13 AĞUSTOS CUMARTESİ EGEV’in (Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı) düzenlediği M. Sunullah ARISOY ödülü, bu yıl şiir dalında verilecekmiş. “M. Sunullah ARISOY’un Türkçeye gösterdiği özen ve emek göz önüne alınarak, ödüle katılacak yapıtların değerlendirilmesinde Türkçeye özen, belirleyici ölçüt olacaktır” deniyor ödül duyurusunda. 31 Aralık 2011’e kadar, altı adet kitap ya da dosya ile katılınabilecek yarışmanın seçici kurulu, Burhan Günel, Arife Kalender, Hidayet Karakuş, Ayten Mutlu ve Ahmet Özer’den oluşmakta. Ayrıntılı bilgi, kegev.net@hotmail.com adresinden istenebilir. Ş. Avni Ölez Şiir Ödülü’nün katılım koşulları da böyle; yine kitap ya da dosya gönderilebiliyor. Yalnız başvurular 31 Ekim 2011 tarihinde sona erecek. Daha çok bilgi Burhan Günel’den (gunelburhan@gmail.com) alınabilir. 12 AĞUSTOS CUMA K Söze, “Onca kitap, dergi okudum ve okuyorum, ama, sadece zamanında GırGır dergisini alır almaz önce son sayfayı açar, rahmetli Oğuz Aral’ın tiplemesi ‘Avanak Avni’yi okurdum. ‘Cumhuriyet Kitap’ ekinde de aynı şey oluyor. Her sayısında önce sizi okuyorum” diye başlayıp gönlümü fetheden Samet Sabuncu, Fransızca bir şarkı için, “Bu şarkı Türkçeye de çevrildi.” diyen sunucuya, “O sizin dediğinize, Türkçe söz yazmak denir” diye anında tepki gösteren, Ataol Behramoğlu’nun “ne kadar” yerine “na kadar” dediğini duydukça kahrolan bir okurum. Karısının uyarısı doğrultusunda sorularını elemeden geçirmiş, bana göndermek üzere dört soru seçmiş. İlk ikisini bu hafta, ötekileri önümüzdeki hafta yanıtlamaya çalışacağım. “İcraatlar... Bu söyleyiş şekli doğru mudur? Ben, ‘icra’ sözcüğü tekil, ‘icraat’ olunca zaten çoğul oluyor diyorum. Doğrusu nedir acaba?” “1. Akıtma, akıtılma 2. yapma, yerine getirme, bir işi yürütme 2. bir müzik parçasını çalarak gösterme” gibi anlamların yanında hukuk terimi olarak “Alacaklıya karşı ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi, adli bir teşekkül vasıta sıyla temin etme” anlamına geliyor “icra” sözcüğü. Samet Bey haklı, çoğulu da “iş, işler, yapılan, tatbik edilen şeyler” anlamında “icraat”. Ancak tam bu noktada sorun başlıyor ve “Doğrusu nedir acaba?” sorusuna kolayca yanıt verilemiyor. Samet Sabuncu 58 yaşında olduğu için, bu Arapça sözcüklerin (asıllarında) taşıdıkları anlamları, bu anlamlar arasındaki ayrımı biliyor. Ya biz şimdi ne yapmalıyız? Yeni yetişen kuşaklara Arapça sözcükleri Arapçanın kurallarına göre kullanmaları için Arapça mı öğretmeliyiz? Bilene, göz yummak, kulak tıkamak zor gelir; ama bence gençlerin “icraatlar” demesini, daha genelleştirerek söylersek böylesi durumlarda Arapçanın kurallarına bağlı kalmamalarını anlayışla karşılamak zorundayız. İkinci sorusu da şu Samet Bey’in: “Geçen gün TV kanallarının birinde Sayın Uğur Dündar haberleri sunuyor ve bir yerde ‘eski Yargıtay başkanı’ dedi. Ben yine ayaklara kalktım. Bu şekilde kullanılınca sanki yegâne eski başkan, sözü edilen kişi imiş gibi bir ifade çıkmıyor mu? Oysa bu ve birçok makamda hep eski başkanlar oldu ve olacak. O halde eski başkanlar için “..... eski başkanı” ya da “eski ..... başkanlarından” demek gerekmez mi? Yanılıyor muyum acaba?” İşte bu, çok tartıştığımız, üzerinde, ayrı ayrı zamanlarda çok durduğumuz bir konu. “Eski Yargıtay başkanlarından” denir, “Yargıtayın eski başkanlarından” da denir; ama “Yargıtay eski başkanı” denmez. Neden denmez? Açıklamaya çalışayım: Belirtisiz ad tamlamasını, ad tamlaması yapan, sözcüklerin yan yana durmasıdır. Aralarında eklerle sağlanan bir bağ yoktur. Bu yüzden tamlamayı oluşturan sözcükleri birbirinden ayırırsak tamlama bozulur. Belirtisiz ad tamlaması denince herkesin aklına nedense “kapı kolu” gelir ya, biz başka örnekleri de düşünelim: “masa örtüsü, tıraş bıçağı, yemek kaşığı, su bidonu, yağ kandili…” Bunların tümü, belirtisiz ad tamlamasıdır. Bu tamlamaları oluşturan iki sözcüğün arasına başka bir sözcük koyabilir miyiz? Deneyelim: “Yağ eski kandili, su plastik bidonu, yemek gümüş kaşığı, tıraş yeni bıçağı, masa keten örtüsü…” Olmuyor değil mi? Olmaz, çünkü belirtisiz ad tamlamasını bölemeyiz, tamlayanla tamlananın arasına başka sözcük Doğan Almasulu’nun, dijital baskıyla 100 adet çoğalttığı şiir kitabının adı, önce bir duraksatıyor insanı. Yanlış mı okuyorum, Türkçe mi, başka bir dil mi, diye bakıp kalıyorsunuz kitabın kapağına: “Ahıyaaaak”. “Bu şiir kitabı Holoyır bildirgesinin somut karşılığı bir yapıttır” diye başlayan “Önsöz Yerine”de, bu sözcüğün açıklaması var mı diye baktım. Bu kez de aklım “Holoyır”a takıldı. “Çok boyutlu geçişken bütünlüğü gösteren yapıya işaretle yeni sanatın adı, HOLO (Holografik bütünlük) ve YIR (şiir, ezgi, söyleyiş) sözcüklerinin birleşimi olan HOLOYIR’dır” diye bir tanım… Sonraki sayfalardaki uygulamaya bakınca söylenmek isteneni anladım galiba. Dahası, dizgideki görsellik kastediliyorsa bana pek yabancı değil, “Tanrıkadın” adlı romanımda ben de kullanmıştım. Kitabın arkasındaki şiiri alıntılayayım: “dur / gelmekte erguvan belirsizlik / mahkuma yollanmamış mektup / daha unut kendini baltanın ağzında…” “Galata Kulesi” (Sone Yayınları) Aydın Meriç’in ilk şiir kitabı. En beğendiği odur diye, kitabın arkasına aldığı şiiri yazıyorum yine: “Halbuki / Mendili kolonya kokan bir kız / Okunaksız bir yazıyla / Açsaydı mühürlü kilitlerini / betimlenmezdi bu gelgeç ruhun / Mutlağı bulma tutkusu / Ve ben de ağaçlara kazımazdım / Bütün balinaların karaya vurduğunu”. Sone Yayınları’ndan bir başka şiir kitabı, Hakan Sürsal’dan: “ses, çorba ve taze ekmek”. Ondan da arka kapak şiiri: “‘gün çığlıklarla batıyor’ / bize mi? / ‘camda yakamoz demeti’ / olası / ‘sıcacık ekmek’ / en yakını.” “Istırancalar Sevdası” yine bir Sone Yayıncılık kitabı. Şairi: Sevim Hamdi Alp. Arka kapakta şiir yok. Ben de tadımlık olarak, “Gölgesinde” adlı şiirin ilk dörtlüğünü seçtim: “Karadeniz’in coşan rüzgârı, / Yıldız dağlarının belini sarar. / Horon teper kayınla meşe, / Bülbül ağlayarak yuvasın sorar.” Hasan Akarsu’dan bir şiir, bir de şiir ağırlıklı deneme kitabı; ikisi de Öğretmen Dünyası yayını: Şiir kitabının adı: “Taşı(n) Suyu Şiir”, deneme kitabının adı: “Şiir Göz(e)leri”. “Yaşamın İki Ucu” adlı kısa şiiri alıyorum buraya: “Bebeksiniz bebek bağında / Bebek arabasında / Sevinciniz Gözlerinizin yaşında // Yaşlısınız yaşlılık bağında / Ayrılığın yasında / Diliniz sevginizin karşılığında”. feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, Hera Şiir Kitaplığı’nca yayımlanan Tamer Öncül’ün şiir kitabının adını oluşturacak bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. 9 A 10 20 G 21 1 J 2 E 3 F 4 H 5 M 6 J 7 A 8 I Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU G 11 F 12 E 13 E 14 E 15 G 16 K 17 G 18 G 19 B I. Tarkan’ın söylediği bir şarkı. B 22 G 23 E 24 I 25 L 26 E 27 F 28 I 29 B 30 E 24 34 60 50 28 8 79 J. Bir tür erkek deve. 31 E 32 E 33 E 34 I 35 C 36 M 37 C 38 C 39 G 40 L 41 L 6 64 1 42 C 43 E 44 A 45 D 46 B 47 D 48 E 49 B 50 I K. Bağırsaklar. 51 A 52 E 53 L 54 K 55 M 56 D 57 G 58 G 59 B 60 I 61 E 73 16 76 62 D 63 D 64 J 65 B 66 E 67 A 68 H 69 D 70 A 71 E Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “William ...” (“Sineklerin Tanrısı” adlı romanı da yaratan İngiliz yazar). L. “Hüseyin ... Gürpınar” (yazar). 72 L 73 K 74 E 75 E 76 K 77 A 78 E 79 I 41 40 72 53 25 M. Yaratma, yoktan var etme. 51 70 67 7 44 77 9 B. Sylvia Plath’ın bir kitabı. 63 47 69 56 45 62 E. Halk ağzında yaşayan ermişler topluluğu. 11 27 3 G. İsviçre’de, Boznau nükleer santralının bulunduğu komün. 54 55 36 5 21 46 65 29 49 59 19 C. “... nişanı kalmamak”(yol olup unutulmamak). 66 61 31 13 74 1122. sayının çözümü: A. SONUN 17 10 58 57 15 22 20 18 39 H. “... Kızkardeş” (Anton Çehov’un bir oyunu). 75 52 26 2 12 23 33 38 37 35 42 D. Hızla, öfke ile ya da korkutmak için yaklaştırma, uzatma. 43 78 17 30 48 32 71 F. Optik kaydırma. CU KADEH, B. ERÖR, C. RONCO, D. AĞLA SEVGİLİ YURDUM, E. DOĞRU SORUNU, F. ACINDIRMAK, G. APRİORİ, H. ŞOGUN, I.KÖÇEKÇELER. Metin: “Her romancı çocuksudur. Onlara göre, oyun olduğu için, roman olduğu için gerçek vardır. Seks Aşkı Öper.” 68 4 25 AĞUSTOS 2011 SAYFA 31 CUMHURİYET K TAP SAYI 1123
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle