Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER Son Kanadım Tek/ Elif Sorgun/ Artshop Yayınları/ 200 s. “Şurada.../ Yarım sevilerin anlatılmayan güzelliği/ Kampın sessizlii savrulan kumlarda/ Ortadan dalgın, yakına siz yazdım/ Doğaya işlemek gibi. Sana gibi, denize gibi ulaşmak ardından/ Afrodit’in bir yerde tanrıçalığı/ Yağmurlar griliği, kıyılara inik Bir şarkılar vardı eskidikçe yaşayan/ Hani, kuruluş gerçek üstü oluyor burada/ Oluyor da...” Asıl adı Zühal Tekkanat olan Elif Sorgun, “Yelken” ve “Papirüs” gibi birçok edebiyat dergisinde şiirleriyle kendini gösterdi. Dergilerde yayımlanan şiirlerinin yanında birçok kitabı da bulunan Sorgun’un seçme şiirlerinden oluşan kitabı “Sol Kanadım Tek”, şiirseverlerle buluşuyor. ktidardakiler/ Murat Aykaç Erginöz/ Arion Yayınevi/ 216 s. İktidarın, kendi sahibini nasıl şekillendirebileceğini, en önemli insani ilişkili biçimlerini bile; babaoğul ilişkisinin dahi önüne geçerek acımasız çarkları içersinde yok edebilecek bir yapısı olduğunu, entrika ve komplolarla örülmüş bu ağda hümanizma’dan uzak; bir anlamda makineleşmiş, duygulardan arındırılmış insan tipleri yaratabildiğini gözler önüne seren bir yapıt “İktidardakiler”. Diğer yandan ise bir çocuğun yalın, tüm bu karmaşık ilişkiler örgüsünden uzak, katıksız sevgi dolu hayata bakışını da gösterebilen bir roman. Belki de en önemlisi bireyin tek başına iktidarın en kapsamlı mekanizması olan ‘devlet’ karşısındaki güçsüzlüğünü vurgulaması ve bunu da bir hırsız karakteriyle işlemesi. Murat Aykaç Erginöz’ün romanı yeni baskısıyla tekrar okuyucuların karşısında. Ramazan Sohbetleri/ Ahmet Rasim/ Yayıma Hazırlayan: Muzaffer Gökman/ Kapı Yayınları/ 244 s. Edebiyatın ve gazeteciliğin önemli ismi Ahmet Rasim’in 1913 yılının Ramazan ayında yayımlanan ve bu kitapta “Ramazan Sohbetleri” adıyla derlenen bu yazıları, birbirinden güzel hikâyecikler ve tarihi anekdotlarla farklı bir okuma deneyimi sunuyor. Ahmet Rasim, tüm ülkenin Balkan Savaşı cephelerinden gelen haberlerle yatıp kalktığı bu dönemde yazılarıyla halka ve cephedeki askerlere moral vermeye çalışmıştı. Bunu yaparken Osmanlı tarihinden karşılaştırmalı örnekler vererek önemli tespitler yapmış, milletçe gelinen noktayı cesurca göstermiş. Muzaffer Gökman’ın 1967’de yeniyazıya çevirip dipnotlarla zenginleştirdiği “Ramazan Sohbetleri”, hem eski Ramazan kültürünü hem de o günlerin siyasi manzarasına önemli bir bakış. Beyaz Perdenin Din Algısı/ Mehmet Akif Enderun/ Işık Yayınları/ 208 s. Günümüzde kitleleri harekete geçiren en önemli iletişim araçlarından birisi de sinema. Sinemanın, hem insan psikolojisi hem de toplum üzerinde çok büyük bir etkisinin olduğu inkâr edilemez. Bu gücü sayesinde sinema, insanların duygu ve düşüncelerini etkileme ve böylece uzun bir süreç içeSAYFA 26 25 AĞUSTOS 2011 risinde de olsa toplumu değiştirebilme potansiyeline sahip. Bu kitapta sinema aracılığıyla toplumda oluşturulan tahribattan, sinemanın yıkım gücü oranında yapım gücü de olan bir iletişim aracı olduğundan bahsediliyor. Sinemanın din eğitiminde nasıl kullanılabileceği de gösterime giren filmler özelinde irdeleniyor. En Güzel Misafir Sofraları/ Elif Ayla/ Hayy Kitap/ 198 s. Elif Ayla’nı bu kitabında Türkiye’nin şehir şehir en sevilen yemeklerini bir araya geliyor. Gaziantep ve yuvalama, İzmir ve zeytinyağlılar, Balıkesir ve höşmerim gibi akla ilk gelen yemekler değil, her şehirde yapılan anne yemeklerinin az konuşulmuşları derlenmiş Ayla tarafından. Dolayısıyla her restoranda görülecek cinsten yemekler değil buradakiler. misafirlerinize pişireceğiniz yemekleri, restoranlarda, kebapçı dükkanlarında bulmak kolay değil. Ezber Mutsuzlukları/ Muzaffer Gürboğa/ Sokak Kitapları/ 190 s. “Mutsuzluklarımız da olacak, mutluluklarımız da. Önemli olan ikisini ayırdedebilmek ve dengeleyebilmek. İşin sırrı her şey de olduğu gibi dengede yatıyor. Hem neden mutlu olmayı önemseriz de, mutsuzluklarımız üzerinde çalışmak istemeyiz? Oysa mutluluklarımız, mutsuzluklarımızın içinden çıkacak.” Çeşitli gazete ve dergilerde genelede eğitim üzerine yazılar kaleme alan Muzaffer Gürboğa denemelerini “ Ezber Mutsuzlukları” adıyla okuyucularla paylaşıyor. Gürboğa bu denemelerinde uzun süreli eğitim yaşamının birikimlerini tartışıp paylaşıyor. Bebekle Doğmak/ Saba Deniz/ Maya Kitap/ 184 s. Çocuk sahibi olma sürecinin içtenlikle ve tüm detaylarıyla anlatıldığı Saba Deniz’in bu kitabı, sadece anne adaylarına değil, zorlu süreçleri kendini geliştirmek için fırsat bilen, kendini bulmak isteyen herkese yönelik. “Bebekle Doğmak”, hamilelik üzerine doktor bilgileriyle kişisel deneyimleri bir araya getirerek kendi alanında bir ilke de imza atıyor aynı zamanda. Deniz’in bir yaşam koçu olarak tespit ettiği önemli noktalarla zenginleştirdiği kitapta, okurlarına bir anlamda bir yeniden doğuş hikâyesi sunuyor aslında. Yaz Ortasında Ölüm/ Yukio Mişima/ Çeviren: H. Can Erkin/ Can Yayınları/ 250 s. Yukio Mişima, 20. yy. Japon edebiyatının hırçın çocuğu olarak bilinir. Nobel Ödülü adayları arasında sık sık adı geçtiği halde aşırı milliyetçi, narsist, antihümanist nitelemeleriyle suçlandı. Ancak bu eleştirilerin temelinde, yazarın gereğince anlaşılamamış olması yatar daha çok. Mişima, İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yaşadığı dramatik yıkım sırasında yitip giden bir kuşağın haykıran sesi olmak istemiş. Yazarın yaşamı da bu kayıp kuşağın kendini yeniden keşfetmesinin öyküsü olmuş. Mişima, Japon savaşçı sınıfının “hiçlik”e dayalı felsefesi ile yazarlığını ustalıkla birleştirir. 25 Kasım 1970 günü canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnını deşerek intihar etmesi de aynı za manda usta bir oyun yazarı olan Mişima’nın yaşamını canlı sahne performansı ile sonlandırdığı şeklinde değerlendirilebilir. Bu Japon ustanın öyküleri şimdi “Yaz Ortasında Ölüm” adıyla okuyucuların karşısına çıkıyor. Kahve Öyküleri/ Alexander McCall Smith/ Çeviren: Çiçek Eriş/ Türkiye ş Bankası Kültür Yay./ 518 s. İngiltere’nin en çok okunan yazarlarından Alexander McCall Smith, “Kahve Öyküleri”nde Edinburgh’un renkli simaları ve onların eğlenceli öykülerine geri dönüyor. Roman, “İskoçya Sokağı 44 Numara”nın ilginç karakterlerinin yeni maceralarını anlatıyor. Narsist ve yakışıklı Bruce emlakçilik kariyeri sona erince şarap tüccarlığına atılıyor. Uzun süredir Bruce’dan çeken ev arkadaşı Pat Macgregor gerçek aşkı ararken, komşusu Domenica Macdonald’ın çöpçatanlığı yüzünden kendisini bir nüdist pikniğinde buluveriyor... “İskoçya Sokağı 44 Numara”yla tanınan ilginç karakterlerin komik ve eğlenceli maceraları “Kahve Öyküleri”nde devam ediyor. Eleştirinin Eleşitrisi/ Tzvetan Todorov/ Çeviren: Mehmet Rifat, Sema Rifat/ Türkiye ş Bankası Kültür Yayınları/ 202 s. Eleştiri alanındaki çağdaş ideolojik tartışmayı özellikle klasik dogmatizm ile modern görecelik arasındaki çatışma çerçevesinde sunan Tzvetan Todorov’un “Eleştirinin Eleştirisi”, çözümleyici yaklaşımını dört eleştiri geleneğinin başlıca temsilcilerine yöneltiyor: Sovyetler Birliği döneminden Rus Biçimcileri Jakobson, Eyhenbaum, Şklovski, Tinyanov, Tomaşevski, Brik, Propp... ve Mihail Bahtin; Almanya’dan Alfred Döblin ve Bertolt Brecht; Fransa’dan JeanPaul Sartre, Maurice Blanchot, Roland Barthes ve Paul Bénichou; AngloAmerikan eleştirmenlerinden de Northrop Frye ile Ian Watt. Todorov söz konusu çatışmanın da ancak eleştirmenlerle yapıtları üzerinden sürdürülecek karşılıklı bir tartışmayla, eleştirinin eleştirisiyle aşılabileceğine inanıyor. Bu açıdan “Eleştirinin Eleştirisi” hem diyalojik eleştirinin bir kuramsal yaklaşımı olarak hem de Todorov’un eleştiri alanındaki tutkuları ile hayal kırıklıklarını dile getirdiği bir Bildungsroman olarak da okunabilir. Perdido Sokağı stasyonu/ China Miéville/ Çeviren: Güler Siper/ Yordam Kitap/ 736 s. Yeni Crobuzon, dünyanın merkezidir. İnsanlar, Tekraryapımlar ve esrarengiz ırklar, bu kentin kanatları altında yaşamlarını sürdürürler. Miskin miskin akan bir nehir, kenti ikiye böler. Fabrikalar, dökümhaneler, gecenin sessizliğini yırtar. Bin yıldan uzun zamandır, parlamento ve onun acımasız milisleri, bölge ekonomisine hâkim olmuş, işçilere, sanatçılara, casuslara, askerlere, sihirbazlara, esrarkeş ve fahişelere kök söktürmüştür. Günün birinde, kente bir yabancı gelir. Cebinde altın külçeleri, kalbinde, gerçekleşmesi imkânsız bir isteği vardır. Ama bu arada kimsenin aklına gelmeyecek bir şey olur ve tamamen tesadüf eseri, o şey serbest kalır. Korkunç bir yaratık, bütün kente dehşet saçmaktadır. “Perdido Sokağı İstasyonu”, Britanya bilim kurgu/fantastik edebiyatının yükselen genç sesi China Miéville’in en ünlü romanı. Beğeniyle karşılanan, pek çok dile çevrilen roman, ya ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1123