Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Femi FATOBA/ Şiirler/ Çeviren: İlyas TUNÇ ‘Ama kaçamazlar bazı kuşlar, tutunmak isterler özgürlüğün kanatlarına’ Kilise sıralarının üzerinde Asılmış sallanıyorsa haç! Vaftiz sularına mı tapınayım Gözlerim kapalı, sidikli, Erkenci sabah sisi gibi Biçimsiz doğduğum? Sunak odalarına mı katedrallerin Belki de Elmas düğmeli piskopos cübbelerine? İnsan terinin hendekleriyle çevrili Misyoner kalelerine mi tapınsam? Kanla ve altın suyuyla beslenmiş Boyalı kadın heykellerine mi? Çürüyen bir tanrının Kemiklerini koruyan Etyemez aslanlara mı yoksa? Tapınmalıyım belki de Yaldızlı boy aynalarına Benimle gökkuşağı arasındaki Ya da gücü sınırsız ticarete Emprime kumaşların ışık halkalarıyla Her nasılsa tanrıların Müjdelediği! Önemli değil tapındığım şey Hiç önemli değil Çünkü hâlâ içimdedir şarkı… Ah, tanrılar, eski zamanlardaki ölülerimiz, Yıllarca sürecek felaketimiz, Fırtına patlamalarındaki sağanaklarımız Ve ölümsüz uyuşturucumuz! Bağış çanağınızı uzatın lütfen. KONTROL NOKTASI İnsanlar altlarındaki toprağı duyumsayamazlar; Zamanı yoktur ılgımların Su gibi görünmek için Ve nice gök kuşağı Boğazlayıp öldürür bulutları. ŞANSLI BİRKAÇ KİŞİ Şanslı birkaç kişiden biriyim ben Koku duyusu olmayan Patron hak iddia eder de Karımla düşüp kalkmak isterse Karışmam karımın banyoya girmesine, Karışmam en güzel elbiselerini giymesine, Kokusu duyulmaz özendirme partisinin; Onur Bakanı çelerse kızımın aklını Ve susturursa beni bir ihale vererek Babalık ücreti olur bu Salmaz kokusunu; Para ayinleri nedeniyle büyücü doktora Götürürsem eğer annemi Beklemeyin hatırlamamı Yıllar önce kesilmiş Göbek bağı kokumu Ya da kokusunu birleşen kanın Atarsam kardeşimin kellesini Awure** çorbasına? Almıyorum ufacık çocukların Açlık geğirtileri kokusunu Köpeğime yedirmek amacıyla Ekmeklerinden kopardığımda; Şanslı birkaç kişiden biriyim ben Koku duyusunu yitirmiş. FAHİŞE Ne kadar çok tanrı var Seks kaldırımlarında yürürken Fahişelerin adımlarına yol gösteren: Utangaçlığın iktidarsız kıldığı Ergenlerin tanrısı, Hep aynı tarafa yatmaktan usanmış Evli adamların tanrısı, Başkalarının arzularına bel bağlayan Pezevenklerin tanrısı, Yardımcıları devriye arabalarının Koltuklarının altına gizlenen Polislerin tanrısı, Yirmi santimlik tokmağıyla Ortak erdemi elinde tutan Yargıçların tanrısı, Kahrolası zeytin dalıyla birlikte sağa sola saldıran Papazların katolik tanrısı, Kocaları uykularında konuşmayan, Ve artçı etkiler duymayan Ev kadınlarının tanrısı. air, oyun yazarı, aktör, müzisyen, ressam Edward Oluwafemi Oladepo Ojo Fatoba, 18 Haziran 1939’da o zamanki Batı Nijerya Bölgesi’nde yer alan AdoEkiti’de doğdu. Ailesi çiftçilik ve ticaretle geçiniyordu. Babası aynı zamanda müzisyendi. EdoEkiti Emmanuel School’da başladığı ilköğrenimini Lagos’taki Saint Jude’s School’da tamamladı. Henüz, ilkokul yıllarında tiyatroyla ilgilendi. Ortaöğrenimini CMS Grammar School’da yaptı. Polis teşkilatında muhasebe memuru olarak çalıştı. Bu görevi sırasında Wole Soyinka, Jimmy Johnson, Lari Williams, Tunji Oyelana gibi sanatçılarla tanıştı. OriOlokun ve Mbari tiyatro gruplarının kurulmasında önemli rol oynadı. İngiltere’de drama eğitimi aldı. Bir gün iki İngiliz polisi yolunu keserek ona kimliğini sordu. Siyah bir insana Edward isminin verilmesinden şüphelenen polisler, onun İngiltere’ye kaçak girdiğini düşündü. Femi, üniversite öğrencisi olduğuna onları inandıramadı. Polislerin kendisini okula kadar izlediklerini görünce ertesi gün vaftiz adı Edward’ı resmen kayıtlardan düşürdü. İlk kitabı Petals of Thought ABD’de yayımlandı.1999’da Nijerya Yazarlar Derneği şiir ödülünü aldı. 2000’de aynı dernek tarafından Yoruba dilinde yazdığı şiirler nedeniyle bir kez daha ödüllendirildi. Bu şiirlerin beş cilt halinde yayımladı. Toplumsal sorunları ironik bir biçemle dizelerine taşıdı. Femi Fatoba, sanatın para karşılığı yapılmayacağına inanıyordu. Üç yüzden fazla resim yaptı. Yüksek ücretler teklif edilmesine rağmen hiçbirini satmadı. 2004 yılında Ibadan Üniversitesi’nden emekli oldu. Emeklilikten sonra da Abraka’daki Delta State ve Wilberforce Adası’ndaki Nijer Delta üniversitelerinde dersler verdi. 20 Aralık 2008’de bir otomobil kazası sonucu vefat etti. Başlıca eserleri: My Older Father and Other Stories, They Said I Abused the Goverment, Lagos, Iyan Lonje (müzikal drama). DİKTATÖRÜN GAZABINDAN KAÇANLARA Hangi şeytanlıklarla dokuruz Yuvalarından kaçan kuşları Suçlamanın sözcüklerini Keskin nişancılar Hedef alınca onları? Ama kaçamazlar bazı kuşlar, tutunmak İsterler özgürlüğün kanatlarına. Hangi geçici önlemlerle Konuşuruz bağıra çağıra Höyüklerini terk eden karıncalarla Kasları gerilmiş baltalı savaşçılar Üzerlerine basınca? Ama kaçamazlar bazıları, Kusarlar yergi salyalarını. Hangi lambalarla yakabiliriz Karartılmış öğle vaktimizi; Hangi uykularla kurarız Gecelerimizin düşlerini Çizmelerin, bombaların, topların içinde Patlıyorken umutlarımız Ve kahvaltılarda Kurşunlar yiyorken çocuklar? Hangi küçümseme sıfatlarıyla Cesaret ederiz koçlara tos vurmaya Geleceğimizi, düşlerimizi kurtarmak için kaçan Biz ki acı dilliyizdir daima! VAİZE ÖVGÜ ŞİİRİ Neye tapınayım? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1123 Dele Udoh’a ve tanımadığımız, * tanımayacağımız diğerlerine* Yasal olan bir şey vardır hep Tek gözlü soğukluğuyla Sizi konuşmaya zorlayan Bir silahın namlusu konusunda Dua ederken cana yakın polisiniz Onun kabalığını sorgulamanıza. Koruyucu askeriniz sizin Yeniden düzenliyorken dişlerinizi Dilinizi ağzınıza tıkıyorken Susmanızı gerektiren bir şey vardır hep Bir silahın kabzasıyla ilgili. Yasal olan bir şey vardır hep Bir silahın namlusu hakkında Dikkatli, uzun, çelik tetiği onun Hafifçe dokunmanızı öğütlediği an Yollarda ölümü denetleyen memura. Yasal olan bir şey vardır hep Bir silahın namlusu konusunda Ağzında kızgın kurşunla öksürdüğünde Cüret etmeyin diye Polisle tartışmaya. Son bir şey vardır hep Bir silahın tetiğiyle ilgili. AMERİKA’DA Amerika’da O kadar hızlı akar ki otobanlar * Dele Udoh: Nijerya’da bir kontrol noktasında polis tarafından öldürülen bir şahıs. Ülkede polis noktaları ‘polise ve askere küstahça karşı koyan’ siviller ve ticari motor sürücüleri için çoğu kez ölüm noktalarına dönüşüyor. ** Ç.N: AWURE, Nijerya kültüründe iyi şans dilemek amacıyla söylenen bir şarkı. 25 AĞUSTOS 2011 SAYFA 23