04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

birer rımız ardı.” n temuzueleştivarma Halim Yazıcı’dan şiirler matik unun kuyunmelinenin a yılnnac, den çılu öğacağını Küçük Taşlar İklimi Halim Yazıcı yaşadıkları ve yaşamadıklarına dair, hesaplı bir şiir kitabıyla; Küçük Taşlar İklimi‘yle karşımızda. Akdeniz limon küflerini geride bırakmış, zeytin ve ceviz kokusuyla büyütülmüş bir Ege nişanesi. Duru gök dağlarını anlatıyor. İçinde istemeseniz de sizi geçirecek bir yol var zaten. Ë Hüseyin PEKER alim Yazıcı 1954’te Bergama’da doğduğundan beri Ege’de kalmış, barışık olduğu zeytinlerden, limonların dudak ekşiten buğusundan, defne tütsülerinden büyümüş bir kıyı ozanı. Çıkardığı sekiz şiir kitabıyla, o yapıtlara verilen Uğur Mumcu, Homeros, Adnan Yücel ve Sunullah Arısoy gibi ödüllere layık görülen şair, son kitabında kendi yarattığı farklı bir söyleyişe kavuşmuş, şiir koşusunun yolunu ortalamış, hatta geçmiş bir söylemle dikiliyor önümüze. Eski yapıtlarında gelişen Ege büyüsü, doğanın çılgın kıvrımları farklı bir olgunlukla anlatılıyor. Sakin iç konuşmaları bilgeliğin sınırlarından sesleniyor. Varın ki Sabahattin Kudret Aksal’ın düşün profilinde yeşeren içerik gelişmelerinden, içli söyleyişe uzanan bir usta artık Halim Yazıcı. “Durmaz akılları aşkları/ aklı beş karışları” dizesinde de görüleceği üzere, kelimeleri istifinde belli oynaklığa, sözcükleri yerinden hoplatan bir söyleme ulaşmış bir ozan. Anlamlar da keza. Hem uyak düzeninden hem yalınlık ölçüsünden yana tam bir not, yeni çıkan Küçük Taşlar İklimi adlı son yapıtına. Halim Yazıcı’nın bu ustalık sergisindeki ilk ölçütü, yalınlık çerçevesinden ayrılmamak. İlkeli biçimde kavramlar, düşünce gezintileri ve doğa kıpırdanışları, insana dair her çeşit duyum ve incelik bir arada geziniyor: “Kiraz çekirdeğinden/ çocuktuk/ patika kınından/ uçurum sözü.” İNCE GÖNDERMELER Kısa tutulan dizeler, sözlerin anlama yerleştiği sağlam profil. Sabahattin Kudret Aksal’ın bir boy büyüğü kurgu ve tasarımlar. İçten içe konuşan doğa, gökyüzü, ırmak ve dünya olayları. Onlara ince göndermeler. “İlk kez yeniden doğuruyor beni annem” dediği yerde bile kavuşulan ince sözler demeti, çığlıktan yere inen çarpıntılar. Halim Yazıcı, ağzında durduğunu söylediği yanardağın içinden önümüze gelen volkan tüflerini limon bahçesine, sonra da zeytin ağaçlarına döndüren ilkeli bir anlatıcı. Bir yürek serpintisi ile konuşan Ege yerlisi. Bazen haiku tadını anımsatan incelikte ikiüç dizeyle buluşan küçük yakınlaşmalar. 1968 kuşağından Arif Damar’a, caz bahsinden ayçekirdeğine uzanan bir gezinti. Daha önce Lorca’yı ve daha nice kıyı ozanlarını, Seferis’i andıran gelişmeler, şimdi ipek narinliğinde kelimeler yakasına dönüşmüş, imbikten süzülmüş, rahat yerde bilgileriylaşıini aşıe büan sevilfakat z genev kâbirimiz da an H mam nların da ırım, tleri oşa çınciliği ilmek, hmin ylarına k, otoribunlageldiği nı yaşa ş öğenin işigide konumasının tatüledaha da enci tlıyor: lsa, da oturak göradar m ha? Arulaşma Sanal ir hayat konuki?” kkat an birilgiyle klı denda Halim Yazıcı, sekiz şiir kitabıyla Uğur Mumcu, Homeros, Adnan Yücel ve Sunullah Arısoy gibi ödüllere layık görülen bir şair... maktan ğiştiğinbenzetği deıl etbaşta l ko’nı bu llik delerin .com.tr ot.com demlenmiş kelimelerin çağlamasını andırıyor: “Bu yüzden tek dize/ şiir halinde/ yanmalıydım.” Halim Yazıcı’da sık kullanılan kelime ve anlamlardaki uğrak yeri, sığınma limanı olarak şiir görünüyor. Başvuru alanı gibi şiire uğramadan, onu her şiirinde bir şekilde anmadan yapamıyor. Belki şiirinin kalkanıdır dizeler ve onların toplaşması: “Basit dizeler emzirmeli ömrüm.” “Tehlikeli şiirler emziren/ yeni köpekler beslemeliyim” dese de Yazıcı’da tehlike ve köpeğin, şiirine uzak duran kavramlar olduğunu eklemeliyim. Onun şiirini süsleyen şey; yarım kalmış şiirlerin tamamlanması, yaşadığı geçmişin bir yakasını cehennem saysa da, yine aynısını yaşamasıdır: “Yeni düşüşler yaşamalıyım, kafamı gözümü alçımı yeniden.” Burada kolunu, kanadını kıran şair; alçıya vurulan yazgısını küçük kelimeler eşliğinde seviyor. “Görmüyor musun/ her yer aşk sana” deyişindeki yalınlık ölçüsü, onu zorlamadan dünyayla başeder kılacaktır. Çünkü zeytin yaprağının ucunda yetiştiğine inanır. Su serinliğinden farkı kalmadığını hisseder. Ömrünün fincanı kadar küçülecek, kahve içiminin seyrinden sizi anlatacaktır. Halim Yazıcı sevginin şairi, doğanın bütünleyicisi olduğu kadar, birdirbir oynayacak kadar çocuksu kalmayı yeğler. Çünkü büyümek talebi hiç olmaz. En geniş dizeyi sona saklamış gibi konuşur: “Ben deniz olsam/ sen yorgan.” Küçük Taşlar İklimi/ Halim Yazıcı/ Kanguru Yayınları/ 80 s. 10 MART 2011 SAYFA 15 Çevinları/ 1099 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1099
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle