Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ yonunu birleştirme umudunun simgesi olacak ilk melez çocuğu doğurmayı planlıyorlar. Bu sırada, Mary’nin dünyası, gezegenin manyetik alanının çöküşünü yaşarken, bir muamma olan patronu Jock Krieger, el değmemiş bir cennet olan Neanderthal dünyaya dikiyor kıskanç gözlerini. Vietnam Savaşı/ Vedat Gürbüz/ Yitik Hazine Yayınları/ 232 s. soruları yanıtlıyor. Kitabın her bölümü ise hastalığın kendini gösterebileceği bütün olası yelpazeyi; tanı aşamasından daha sonra hastalık ilerledikçe ortaya çıkabilecek daha karmaşık zorluklara kadar, kapsayacak şekilde planlanmış. Arî Miti/ Avrupa’da Irkçı ve Milliyetçi Fikirlerin Tarihi/ Léon Poliakov/ Çeviren: Yakup Kaya, Ahmet Yıldırım/ Epos Yayınları/ 412 s. Irkçılık ve milliyetçiliğin üzerine inşa olunduğu köken mitlerinin tarihyazımları ve felsefelerle birlikte yürüdüğünü söyleyen Léon Poliakov, tarihsel olguları inceleyerek mitlerin değişik ideolojik kılıflar karmaşası altında modern ekonomi, toplum ve devlette hâlâ nasıl işlediğini gösteriyor. Bu çalışma, adım adım kapitalist moderniteyi üreten ırkçımilliyetçi zihin yapısının modern Avrupa uygarlığının evrensel kazanımları ve armağanları olarak görülmeye alışılan, Hümanizm, Aydınlanma, akılcılık ve hatta bilimsel düşünce gibi öz niteliklerinin organik bir meyvesi olduğu tezini ileri sürüyor. Boğaziçi’ndeki Mücevher/ İskender Pala/ Kapı Yay./ 112 s. Dolmabahçe Sarayı Osmanlı İmparatorluğu’nun miras bıraktığı görkemli mimari yapılardan biri. İskender Pala, her sabah Boğaziçi’nin iki yakasından birinde Beylerbeyi’yle selamlaşan, İstanbul şiirinin en lirik mısrası gibi insanları yıllardır gözleyen bir saraydan, Dolmabahçe Sarayı’ndan sesleniyor bu kez okuyuculara. Dolmabahçe Sarayı’nın, yani “Boğaziçi’ndeki Mücevher”in eşyalarını konuşturarak, onların ağzından hikâye ediyor ve her gün önünden binlerce insanın geçip gittiği mekânın ruhuna ortak olmaya çağırıyor herkesi. Od/ İskender Pala/ Kapı Yayınları/ 360 s. Yazdığı her romanla çok okunan yazarlar arasına giren İskender Pala yeni romanı “Od”la okuyucularının karşısına tekrar çıkıyor. “Od” bir Yunus Emre romanı. Her zaman parlayan ve çok sevilen, şiirleri dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez bir roman kahramanı olarak çıkıyor karşımıza “Od”da. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor romanda. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatılıyor ve kalbe dokunarak yol alıyor. “Od” bir diğer yönüyle Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi şeklinde de okunabilir. Ayılar/ Bernd Brunner/ Çeviren: Servet Yeşilyurt/ E Yayınları/ 216 s. Elimizdeki kitap tarihte, bilimde, edebiyatta, dini inanışlarda, ritüellerde ve mitolojide daima yer bulan ayılarla ilgili son derece ilginç, kolay okunabilen ve neşeli bir çalışma. İnsanlar tarafından bir yandan korkulan, bir yandan saygı gören ama çokça da acı çektirilen bu hayvanları araştıran Bernd Brunner, yüzlerce yıllık arşivleri taramış, araştırmasını illüstrasyonlar ve fotoğraflarla zenginleştirmiş. “Ayılar”; Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya, Rusya, Güney ve Güneydoğu Asya kültürlerinde yeni ve az bilinen gerçekleri, hikâyeleri ve mitleri açığa çıkarıyor. Ethica – Geometrik Yöntemle Kanıtlanmış ve Beş Bölüme Ayrılmış Ahlak/ Spinoza/ Çeviren: Çiğdem Dürüşken/ Kabalcı Yayınevi/ 860 s. Türkçeye ilk kez Latince özgün metinden çevrilen Batı Felsefesi’nin sarsılmaz klasiği Spinoza’nın “Ethica”sı, ele aldığı Tanrı, insan, zihin, beden, akıl, duygular, özgürlük gibi derin felsefi konulara matematiksel bir düşünme yöntemiyle ve mantık kuralları çerçevesinde yanıt arayan, özgün bir üslupla kaleme alınmış, zorlu, çarpıcı ve kışkırtıcı bir yapıt. Tanımlarla, açıklamalarla, önermelerle, önerme sonuçlarıyla, kanıtlamalarla ve notlarla örülü içeriği, insanın bu eseri çoğu felsefe kitabından ayrı bir rafa yerleştirmesini, zihninin en açık ve en berrak anında o raftan alıp okumaya başlamasını, hatta bütün kitabı bitirdikten sonra tekrar başa dönüp bu kez daha ayrıntılı bir bakış açısıyla okumasını zorunlu kılıyor adeta. “Ethica”yı Latince aslından Çiğdem Dürüşken Türkçeye kazandırmış. Dünyayı Değiştiren 50 Savaş/ William Weir/ Çeviren: M. Mesut Usta, Emine Demirtaş/ Etkileşim Yayınları/ 432 s. Elimize yeni ulaşan “Dünyayı Değiştiren 50 Savaş”ta, yazarın dünya tarihinde çok büyük izler bıraktığına inandığı savaşlar belgesel tadında bir bakışla sunuluyor. Günümüzün modern dünyasıyla ilişkisine göre belli bir sıraya konulan bu savaşlar, geçmişten bugüne kadar uzanıyor ve savaşlar tarihi karış karış ele alınıyor. Kitapta Amerikan Devrimi’nin ölü doğmasının önüne geçen Bunker Hill ve dünyanın demokrasi deneyiminin yaşamasına imkân tanıyan Marathon gibi savaşların yanı sıra, Batı Medeniyeti’nin hâkim güç haline gelmesine kapı aralayan ve Amerika kıtasının keşfedilmesine zemin hazırlayan Hindistan’ın Diu Limanı’ndaki donanma savaşından İslamın Fas’tan Filipinler’e kadar yayılmasını mümkün kılan Yermuk Savaşı gibi savaşlardan da bahsediliyor. Yukarıda Ses Yok/ Gerbrand Bakker/ Çeviren: Türkay Yalnız/ Metis Yayınları/ 236 s. Hollandalı yazar Gerbrand Bakker’ın ilk romanı olan “Yukarıda Ses Yok”, aile çiftliğinde yatalak babasıyla birlikte yaşayan elli beş yaşındaki Helmer’ın hayatından bir kesit sunuyor. İlk bakışta son derece sakin ve olaysız görünen bu hayat aslında trajik bir geçmiş üzerine inşa edilmiştir, zira Helmer’ın ikiz kardeşi on dokuz yaşındayken bir araba kazasında ölmüş ve Helmer yoluna yarım bir adam olarak devam etmek zorunda kalmıştır. İşin içine, ölen ikizi her daim üstün tutan bir baba ve üstlenilmesi gereken çiftlik işleri de girince, Helmer’ın hayatı hiç istemediği bir istikamette ilerlemiştir. Ancak beklenmedik bir anda gelen mektup geçmiş hesapları tekrar açar... Bakker’ın usta işi romanlarından “Yukarıda Ses Yok”, geçmişe takılıp kalmış kırgın bir adamın bocalamalarla dolu iç dünyası üzerinden varoluşun temel meselelerini sorgulayan, gücünü yalınlığından alan bir roman. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1132 Türkiye’de Vietnam Savaşı üzerine yapılan ilk çalışma olan Vedat Gürbüz’ün bu kitabı, savaş öncesi ABD politikalarından başlayarak Vietnam’ın sömürülme sürecine, buna karşı yapılan direnişleri ve yapılan amansız savaşı anlatıyor. Kitabın son kısmı ise Vietnam filmlerine ayrılmış. Filmlerdeki Vietnam temasını masaya yatırıyor yazar bu sön bölümde. Gürbüz, sınırlarımızdan çok uzakta olsa da Türkiye’yi de etkilemiş bu savaşa çok yönlü bir bakış getiriyor kitabında. Muhaberat ve Muhaverat/ Ahmet Mithat, Muallim Naci/ Hazırlayan: Nazım Elmas/ Çizgi Kitabevi/ 160 s. Bu kitap, Türk edebiyatının çağdaş anlamda ilk ürünlerini verenler arasında olan Ahmet Mithat Efendi ile Muallim Naci arasındaki bilgi, kültür, sanat, dostluk, arkadaşlık üzerine kurulu bir dünyanın kapılarını açıyor meraklılarına. Haklarında pek çok kitap yazılmış olmasına rağmen, mektuplar okunduğunda her iki sanatçı üzerine yeni, güzel ve hoş bilgilere, tatlı ayrıntılara ulaşılıyor. Dikkat Yayındayız/ Neşe Bilginer/ Sokak Kitapları/ 284 s. TRT’de radyodan televizyona aralıksız her alanda bini aşkın programa yapımcı olarak imza atmış olan Neşe Bilginer’in anılarını kaleme aldığı “Dikkat Yayındayız” okuyucularla buluşuyor. Bilginer, biraz da özel yaşamına değinerek yazdığı bu kitapta topluma mal olmuş değerli kişilerle yaptığı program anılarının yanı sıra; geçmişin radyo yayıncılığının ayrıntılarını bugünle kıyaslayarak satırlarına döküyor, mikrofon gerisi ve kamera arkasında olmanın bilinmeyen zorluklarını anlatıyor. Ayrıca yazarın deneyimlerinin ışığında genç yayıncılara önerileri de yer alıyor. Multipl Skleroz Manifestosu/ Julie Stachowiak, PhD/ Çeviren: Gülşen Akmandemir/ Logos Tıp Yayınları/ 338 s. MS’liler, MS’li biriyle yaşamını paylaşanlar ve bu hastalığın tedavisi ile uğraşan bütün sağlık çalışanları için önemli bir kaynak elimizdeki. Oldukça geniş bir alanı kapsayan kitap, kolay ulaşılabilen sorucevap formatını taşıdığından kişilerin aradıkları bilgiyi kolayca bulmalarına da imkân sağlıyor. Her bölümde nörologlar, hemşireler, rehabilitasyon ve akıl sağlığı uzmanları, avukatlar ve sigorta ve iş uzmanlarından oluşan MS üzerine uzmanlaşmış yazarlar, iş yaşamları boyunca kendilerine en sık sorulan SAYFA 28 27 EKİM 2011 FA 27