Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA ‘Alafranga Türk Sofrası’ adlı yemek kitabı gazeteciyazar Mine Kırıkkanat’ın Türkçe uyarlamasıyla raflardaki yerini aldı. Fransa doğumlu, İtalyan asıllı sanatçı Daniel Colagrossi, ülkemizde 1996’dan bu yana Mine G. Kırıkkanat’ın köşesinde yayımladığı siyah beyaz fotoğraflarıyla tanınıyor. Colagrossi, ‘Alafranga Türk Sofrası’nda unutulup gitmiş Osmanlı mutfağına, bir saygı duruşunda bulunuyor. Colagrossi’nin tarifleri harmanlama şekli, Fransız saray aşçılarının halka mal ettiği tekniklerle Türkler için bir saray mutfağı düzenliyor olması. Bu lezzet dünyasında, sıcak ve soğuk başlangıçlardan çorbalara, etli balıklı ana yemeklerden, çikolata ve tatlılara, prestijli bir mutfağın kusursuz zenginliğini sunuyor. Colagrossi’yle kitabını konuştuk. José Saramago’nun yayımlandığı ülkelerde tartışma yaratan romanı ‘Kabil’, Türkçede. Saramago ‘Kabil‘de, insanın kutsal kitaplardaki yaradılış hikâyelerine geri dönüyor ve bu kutsal metinleri kendi kaleminde tekrar kurarak çağdaş bir roman haline getiriyor. Kahramanı Kabil üzerinden insanlığın dünü ve bugününe dair derin sorgulamalara girişen yazar, Tanrı fikrinin de çok yönlü bir eleştirisini yapıyor. Mustafa Mutlu bir aile öyküsü etrafında koskocaman bir hayatın içindeki acıları ve sevinçleri; fırtınalar arasındaki küçük huzur anlarını ve huzurlu görünen hayatlardaki ‘Büyük fırtınaları’ harmanlayarak anlatıyor. Romanın başlarından minik bir alıntı da yapıtı niteliyor adeta: “Sıradan ama özel, günlük ama ömürlük, küçük ama büyük, basit ama zor, sığ gibi ama derin...” Küçük, sıradan kocaman dünyalar iç içe... Mustafa Mutlu ile yeni romanını ‘sonra hayat yeniden başlar’ı konuştuk. Bol kitaplı günler... Daniel Colagrossi’nin P ervasız Pertavsız ENİS BATUR Artun Ünsal B izim kültürümüzün en temel sıkıntılarından birinin envanter yoksulluğu/yoksunluğu olduğunu ileri sürmüştüm. Toplumsal Tarih alanındaki eksikler doğruluyor bu gözlemi: Eloğlu “Cellât Tarihi”nden “Ünlü Gemi Batıkları”na hemen her alanda bilânçosunu çıkarıp sunuyor, son yıllarda arayıp bulamadığım pek az konu başlığı oldu. Dallanıp budaklanan bir ağaç: Hemşirelik, Sabun, Fennî Sünnet, Olgunlaşma Enstitüsü, Gazoz tarih(ler)imizi yazamamışız. Yazılanlara hoyrat davrandığımız ortada: Asaf Tanrıkut’un kendi olanaklarıyla bastığı Türkiye Posta ve Telefon ve Telgraf Tarihi’ne neredeyse sahaflarda bile rastlanmıyor. O görkemli çalışmadan hareketle yazdığım bir denemede ipuçları sunmaya çabalamıştım: Her alan kendi kahramanlarını (ve kalleşlerini), dramlarını, hikâyelerini barındırıyor; onları bir araya getirip işlemek kültürün kuşatımı anlamını taşıyor. “Eloğlu”ndan yapısal bir farkımız mı var? Hayır: “Biz”i “onlar”dan ayıran zihniyet farkı. Toplumsal Tarih bağlamında önemli atılımlar yapılmasını sağlayan Tarih Vakfı’nın yayımladığı, Mete Çetik’in hazırladığı Üniversitede Cadı Kazanı’nı, DTCF’de yaşanan tasfiye kâbusunu yeniden elimize alalım, hiçbir iktidarın kalıbını sarsamadığı YÖK kâbusuna taşıyalım: Üniversite’nin bu ülkedeki bilimsel yetersizliğinin gerekçelerini bulmakta zorlanmayacağız. Zihniyet bunalımı, Türkiye’nin çağdaş, aydın kafalı akademisyenlerini kapsama alanına almakta gecikmedi. Unutmuyorum, bir gece, üniversite hocası üç arkadaşımla buluşmuştuk; bir noktada, son derece değerli, gelgelelim son derece verimsiz iki hocamız, salondaki “üçüncü”yü, yaptığı çalışmalar nedeniyle “dağılmak”la suçladıklarında dilim tutulmuştu. O iki arkadaşın isimleri bende mahfuz, “üçüncü”nünkini vermekte sakınca görmüyorum: Artun Ünsal. Hukuk eğitimi almış bir siyaset bilimci Ünsal; Siyaset ve Anayasa Mahkemesi (1980), Türkiye İşçi Partisi (2002), Tribün Cemaatının Öfkesi (2005) gibi çalışmaları, Kâmil ile Meryem’e Dair (1991) ve Anadolu’da Kan Davası (1995) türünden yazın tadı da taşıyan araştırmaları ona yetmemiş, Türkiye Peynirleri (1997), Zeytin ve Zeytinyağı (2000), Ekmek (2001), Yoğurt (2007) üstüne biribirinden değerli kitapları için bütün ülkeyi kat etmiş, bunları yemek kültürü ve deneme kitaplarıyla sırlamıştı buna ‘dağılma’ değil, renkli bir dallanıp budaklanma denilebilirdi ancak. Kaldı ki, Artun Ünsal’ın yaptığı çalışmaların özensiz oldukları yönünde bir eleştiri söz konusu edilseydi anlardım, tam tersine, işini ne denli titiz biçimde sürdürdüğü vurgulanıyor, farklı alanlara sıçramasına dikleniliyordu aydın dünyamızın bir başka açmazı. Kitaplığımda fizikçi Pierre Le Gennes’nin, biyolog Laborit’nin, hekim Pontalis’in, nörolog Luria’nın, daha nicesinin alanlarının dışına çıkarak yazdıkları raflar boyu sıralanıyor. Uzmanlık çalışmalarını donanımımın eksikliği nedeniyle okuyamayacağım o bilgeler, birikimlerini farklı bir dille benim gibi meraklılarla paylaşmanın yolunu bulmuşlardır. Böyle örnekler olmadı mı Türkiye’de, oldu. Biz onları unutmanın, unutturmanın yolunu bulmakta gecikmeyen bir “kültür” ortamı yaratmayı başardık: Seha Meray’ın denemelerini yeni kuşaklardan kaç kişi okumuş, tanımıştır? Abdülhak Adnan Adıvar’a, Kerim Sadi’ye, Orhan Burian’a, Ziya Somar’a kim sahip çıkacak? TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Turhan Günay Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 Yerel süreli yayın Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1131 20 EKİM 2011 SAYFA 3