04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T zmir Kitap Fuarı’na hemen her yıl gidiyorum; her gidişimde İzmirliler artık benden bıkmışlardır; bu yıl kimse gelmez, diye bir korku oluyor içimde; ama İzmirliler beni her seferinde yanıltıyorlar. Öğretmen arkadaşlarım, eski öğrencilerim, dostlarım, arkadaşlarım, okurlarım, herkes gelmişti. Söyleşi çok iyi geçti. Dinleyicilerimden biri, hakkında hiç yazmadığım bir konuyu anımsattı. Yalnızca Beşiktaş’ın (BJK) takımla ilgili eşyalar satan dükkânlarının adı Türkçeymiş: “Kartal Yuvası”. Galatasaray’ın “Galatasaray Store” diye mağazaları var, Fenerbahçe’nin “Fenerium” diye; Trabzonspor’un “TS Club” diye… Demek ki Beşiktaş’a teşekkür etmemiz gerekiyor. Hiçbir konuşmamı kaçırmayan bir dinleyicim, geçen yıl çeşitli yerlerden çekilmiş fotoğraflar getirmişti bana. Türkçenin içine düşürüldüğü acıklı durumu gösteren fotoğraflar… Neler yoktu ki! “ŞEYİT AHMET ERSOY SOKAK”, “Sahibinden satılık dayre”, bir inşaat firmasının, “Çevreye verdiğ’imiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” diyen duyurusu, başındaki Türkçe ada karşın “hastane” olamayan “HOSPITAL”lar. Ev arkadaşı arayan gençlerin yazdığı, “APARTMANDA 3+1 EVİMİZE EV ARKADAŞI ARIYORUZ EVİMİZDE ÇAMAŞIR, BULAŞIK MAK. KABLO TV, ADSL V.S. DURAK VE MEVKİ HAKKINDA SOLEMEYE GEREK YOK KİRA KİŞİ BAŞINA 215…” diye bir ilan, “Mc TEMEL’s” diye bir tabela, “BAKIRKÖY’E KADIN ELİ DEYECEK” diyen bir bez pankart, bir “Bujuteri” mağazasının duyurusu, Hac kıyafetleri ile birlikte “pardüse” satan bir dükkânın ilanı, bir “Dizayn & Tasarım” reklamı, “T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı” adıyla birlikte sözde İngilizce çevirisi: “TURKISH MINISTRY OF CULTURE AND TURIZM”… Bu yıl verdiği notlar da ilginç. Nereden alındığı gününe, saatine kadar belirtilmiş televizyon incileri: “İstanbul Fashion Week”ini duyuran kanal mı istersiniz, “Şimdi evin en eski kısmı olan bölümüne gidiyorum.” diyen sunucu mu, “sosyal ve toplumsal” konulardan söz eden milletvekili mi, “Eveeet, bu işe ne zamandan beri başladınız?” diye soran sunucu mu? Bir de “16 yıl 12 aya hükümlü” birinin firarını haber veren gazete kesiği vardı içlerinde. Hangi gazete olduğunu söylemeyim. Dr. A. Hakan Karadoğan’a Türkçe Günlükleri’nde veremediğim yanıtı orada ayaküstü verdim. “Sınıfın en uzun boylularından biri”, “ülkenin en zenginlerinden olan Ahmet Bey” ya da “kentin en ucuz lokantalarından biri” gibi söyleyişler ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER İ 22 NİSAN PERŞEMBE de, “…sıfatın başına ‘en’ eklenirse o sıfatın tanımladığı sözcüğün tekil olması gerekmiyor mu?” diye sormuştu Karadoğan. “Türkiye tarihinin ikinci en ağır trafik kazası”, Cumhuriyet tarihinin ikinci en kötü faciası” gibi söyleyişleri çok eleştirdim; eleştirmeyi de sürdüreceğim. Türkçe mantığını ciddi biçimde tehdit eden söyleyişler bunlar. “Gecenin en yüksek oyunu alan beşinci finalistimiz…” gibi tümceler, o “Pop Star”, “Alaturka Star” vb. yarışmalarda o kadar çok yinelendi ki kulağımız alıştı; “Gecenin en yüksek oyunu alan, beşinci olmaz; birinci olur.” diyemedik. Duya duya yadırgamaz olduk. Ancak Karadoğan’ın örneklerini aynı kapsamda düşünmüyorum. Sınıftaki uzun boylular seçilmişse onların içinden biri kastedildiğinde “sınıfın en uzun boylularından biri” denebilir. Bu söyleyiş yanlış değil. rnekleri çoğaltmak mümkün; Fransa’da ürünler “Hakiki Ö Fransız malı”, Almanya’da “gerçek Alman malı” diye satılır. Bizde yerli üretim bile, dışalımmış gibi pazarlanmakta; o olmazsa en azından, “Amerikan malzemesi kullanılmıştır” vb. duyurularla satışa sunulmakta. İşte bir firma, “Fransız Limoge porseleni / İtalyan dizaynı” diye yapıyor reklamını. “Siz ne yapıyorsunuz o zaman? Sadece işçiliği mi size ait?” diye sorulmaz mı? “KRC”yi de “Karaca” diye okuyacakmışız. Niye okuyalım? akıltaşları” hakkında yazacağım kaç zamandır, bir türlü “Ç olmadı. Seviye Merih’in öykü kitabı, Kanguru Yayınları’ndan çıktı. Nasıl hareketli bir anlatımı var Seviye Merih’in! Elimde kalem, notlar almak üzere okudum sözde; ama bakıyorum da not almak için bile duramamışım. “Anlıyorduysan” diye bir sözcüğün altını çizmişim. Niye olmasın? Şimdiki zamanın hikâyesinin koşulu, üçlü bileşik zaman. Türkçenin bir olanağı… Bulutları anlatıyor sözgelimi. “Sabahın yağmur habercisi bulutları geçiyor. Hızlı hızlı. Yaz yağmuru değiller de yüklü yuklüler, yağacak bir yer bulmaya koşuyorlar sanki, aceleleri ne… Bir yerlerde bir yangın var da gidip söndüreceklermiş gibi… Üstelik temmuz işte. Bal gibi temmuz, yazın ortası.” Konuşturduğu kişiyi birkaç sözcükle canlandırıveriyor kafanızda: “Sanki erkek! Kaba saba konuşur, hiçbir şeyden utanmaz, laftan da anlamazdı. Kahvelerin önünden bile kikirdeyerek geçermiş. Kız başıyla… Tövbe tövbee! Sana da çok kızardım, çok. Laf söyletmezdin elin bilmemnesine ‘Arkadaşım o benim’ deyip… Arkadaşmış! Pöhh! Ama n’oldu? Gördün ve dahi anladın sen de sonunda, değil mi?” eçen gün bir filmi seyrederken keşfettiğimde müthiş bir “G heyecana kapıldığım dilbilimsel ve hatta antropolojik bir olayı paylaşmak istiyorum sizinle.” diyen Seyhan Kurt’un bana ilettiği gözlemi okurlarıma aktarmazsam olmaz. Üstelik, anlatılan konuda benden daha bilgili okurlarım vardır; katkıda bulunurlar. “Öteden beri Mayaların diliyle Türkçe arasında bir bağlantı kurulagelmiştir. Fakat genellikle bu çabalar sağlam temellere oturtulamamıştır.” diyor Seyhan Kurt. Atatürk’ün Amerika’ya oradaki eski ve yerli dillerinin Türkçeyle ilişkisini saptamak amacıyla özel görevli gönderdiğini duymuşluğum var; ama bütün bildiğim bu kadarcık bir şey. Seyhan Kurt’un anlattıklarına geçelim: “Geçen gün arkadaşımla bir film seyrettim. Mel Gibson’un yönettiği ‘Apocalypto’ isimli, Maya uygarlığını anlatan bir film. Mel Gibson oyuncuları Maya asıllılardan seçmiş ve film orijinal Maya diliyle çevrilmiş (dolayısıyla İngilizce altyazı kullanılmış). Bazı sahnelerde kullanılan kelimelerin eski Türkçeye ve halen taşrada kullanılan yerel kelimelere benzediğini fark ettim. Ancak bir sahne vardı ki çok açık biçimde dilimize ait kelimeler kullanılmış olduğunu gördüm. Filmin 52. dakikasındaki sahnede kabileye düşman bir yağmacı topluluğun reisi gece, ateşin başında yaralanan oğluna belinden çekip çıkardığı bıçağı armağan etmek ister ve bıçağı uzatırken kendi boğazını işaret ederek şunu der: ‘Çoh kenzi yarmak’. Türkçe altyazıda ‘Bu bıçak çok adam öldürdü.’ şeklinde çevirmişler. Oysaki ben bu cümleyi şu şekilde yorumladım: ‘Çok genzi yardı.’ yani ‘Çok boğaz kesti.’ veya ‘Çok gırtlak kesti.’ Bunun bir tesadüf olamayacağını düşündüm. Film boyunca sıklıkla benzer kelimeler kullanılmıştır. Bunun araştırılmaya değer olduğunu düşünüyorum.” Herhangi bir üniversitemizde bu yolda bir araştırma yapılmış mıdır, bilmiyorum; ama doğrusu ben de araştırılmaya değer olduğunu düşünüyorum. ? www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. 27 NİSAN SALI 24 NİSAN CUMARTESİ 25 NİSAN PAZARTESİ B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını; bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ve yayımlandığı derginin adı ortaya çıkacaktır. 1 G 2 I 3 F 4 E 5 E 6 B 7 K 8 B 9 K 10 R 11 C 12 D 13 A 14 F 15 F 16 G 17 C 18 E 19 C 20 F 21 I Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 50 40 61 73 75 I. Bir Rus savaş uçağı. 22 C 23 G 24 L 25 E 26 H 27 C 28 E 29 E 30 E 31 A 32 I 70 2 79 33 A 34 E 35 C 36 B 37 C 38 K 39 C 40 H 41 J 42 K 43 H J. Monarşist eğilimli, günlük İspanyol haber gazetesi. 78 41 77 44 H 45 B 46 C 47 A 48 G 49 L 50 H 51 L 52 C 53 H 54 E 55 B 56 H 57 H 58 K 59 E 60 M 61 H 62 E 63 F 64 A Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Alkaya” (anarşist şair). 31 69 47 33 13 K. Edebiyat tarihimize 1631’de IV. Murad’a ve 1640’tan önce I. İbrahim’e sunduğu birer risale ile geçen, bu risalelerde Osmanlı devletinin gerileme nedenlerini açıklayan, ünlü devlet adamı. 65 E 66 K 67 F 68 E 69 A 70 I 71 E 72 M 73 A 74 B 58 42 9 10 75 H 76 H 77 J 78 J 79 I 80 F 81 L 82 C 83 I 84 I 7 66 88 L. Aziz Nesin’in bir oyunu. B. Ünlü bir çizgi roman. 81 51 49 24 E. İkinci Yeni’nin papazı Ece Ayhan’ın kült şiirlerinden biri. 36 8 55 6 45 C. “Ne olurdu bir kadın elleri avucumda / Bahsetse yaşamanın tadından başucumda / ... ... “ (Necip Fazıl Kısakürek). G. İskendername ve Cemşid ü Hurşid adlı mesnevileri de yaratan, XIV. yüzyıl divan şairi. M. İffet, namus. 76 60 72 18 5 65 28 25 68 34 59 29 30 62 4 54 74 32 71 64 1 16 82 23 48 1054. sayının çözümü: A. BÜST, B. ANNA KARENINA, C. HUDUDU, D. ÇDM, E. EKŞİMİK, F. DOR, G. EŞLEM, H. RED KIT, I. GÜZEL IRMAK, J. İZZET, K. SYYL, L. IGUANANIN GECESİ. 11 37 46 17 22 27 35 52 19 39 D. Finlandiya’daki Turku kentinin İsveççe adı. F. Paul Bowles’ın, sinemaya da uyarlanan bir romanı. H. Başucumda Müzik ve Konuştuğumuz Gibi Uzaklara adlı yapıtları da yaratan yazar. 12 83 21 3 80 14 20 84 67 15 63 53 57 56 43 26 44 Şiir: “aşk henüz gidilmemiş bir ülkedir diyorsun/ ne kadar uzak gitsen çıkamazsın geceden Ayten Mutlu” SAYFA 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1055
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle