07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FEYZA HEPÇİLİNGİRLER merika’ya yalnız gezmek ya da okumak için gelinir sanan varsa yanılıyor. Ben çalışmak için geldim. İlk günler hep çalışmayla geçti; bir süre daha öyle geçecek. Eşya toplama, sarıp sarmalayıp paketleme, sonra taşınma; şimdi aynı eşyaları çıkarıp yeni yerlerine yerleştirme… Bundan önce ufak tefek tamir işleri, boya, temizlik… Yakınmıyorum. Zaten bunun için gelmiştim; taşınma işinde kızıma yardım etmek için. Yeni ev Amerikan taşrası denebilecek bir yerde, Atascadero’da. Kent dışında bir yerleşim yeri gibi burası. Tek katlı ya da iki katlı evler. Tümü ahşap. Kaliforniya deprem kuşağı üzerinde olduğu için bütün evler tahtadan yapılıyormuş. Bunun için fazla çaba harcamaları gerekmiyor; her yan ağaç dolu, tepeye doğru yükselen sırtlar tümüyle orman. Yolda geyiklere dikkat edilmesini isteyen trafik levhalarını ilk gördüğümde biraz abartılı bulmuştum; ama dün sabah evin önünden iki tane geyik geçti. Evlerin önünde arkasında kocaman bahçeler var. Bütün evlerin yanında garaj; önünde (yine de) üç dört araba. Yeni evin arka bahçesinde, üzerinde kuşların, sincapların cirit attığı beş tane dev meşe ağacı, çam türü ağaçlar, yaprakları döküldüğü için elma mı, şeftali mi olduğunu anlamadığım meyve ağaçları, zakkum, palmiye, başka bir sürü ağaçlar, ağaççıklar… Beni en az ağaçlar kadar ilgilendiren, bahçeyi bir baştan bir başa kaplamış otlar. Bahçe silme ot… Çimenlerin, yoncaların arasından fışkırmış diz boyu ebegümeçlerini görünce Giritli damarım kabardı; bahçede ot keşfine çıktım. Dün akşam Amerikalı damat, önüne konanın ıspanak yemeği olduğunu sandı önce; bahçesinden toplanmış şu gördüğü otlarla yapıldığını öğrenince şaşkınlığını gizleyemedi. Sevdi mi? Sevdi sevdi, şapır şupur yedi. Daha neler yiyeceğini şimdilik o bilmiyor; ama ben biliyorum. Sonraki günlerde ısırgan yahnisi ile radika salatasının tadına bakma mutluluğuna da ulaştıracağım onu. elih Anık’ın sorusu şuydu: “Tiyatro sanatını ülkemizin M en uzak köşesine ulaştırmak, Türk tiyatrosunun hak ettiği yerlere gelmesini sağlamak ve kültürümüzü yüceltmek…” cümlesinde kullanılan ‘Türk tiyatrosunun’ tamlamasının yazılışı hangi hallerde ‘Türk Tiyatrosu’nun’ olur? Bu konu ile ilgili yazım kuralı nedir?” Şöyle dedim: “Türk tiyatrosu”, varlığı tek olan bir kav A 2 ŞUBAT SALI rama ad olduğunda “tiyatro” sözcüğü de büyük harfle başlanarak yazılır. Bu adla yayımlanmış bir kitap, bu adla düzenlenmiş bir panel vb. söz konusu olduğunda... Başka bir deyişle özel ad olduğunda. Bunun dışında hep küçük harfle başlamalı. Doyurmadı bu yanıt Melih Anık’ı. “Ülkemizde son zamanlarda yapılan tartışmalarda ana dilde tiyatro yapılması konusu işleniyor. Buradan yola çıkılarak örneğin Ermeni yurttaşların yaptığı Ermenice yazılmış ve oynanan oyunları (yani özünü Ermeni edebiyat / kültüründen alan); Ermenileri ilgilendiren meseleleri (ülke içi ve dışı) anlatan oyunları; Türkçe yazılmış konusu genel; ama Ermeni yurttaşlar / dernekler tarafından sahnelenen oyunları nasıl adlandıracağız? Benzeri Kürt, Zaza, Laz vb. gruplar için de düşünmek olanaklı. Oysa temelde hepsi Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yapılan tiyatrolardır. Bu anlamda Türk Tiyatrosu ile Türk tiyatrosu arasında fark yok mudur? Bu anlamda yapılacak ‘vurgulamada’ büyük harf kullanımı anlamlı olmaz mı?” diye sordu. Son zamanlarda birçok yazıda görüyorum; ama bence “vurgulama” amacıyla büyük harf kullanımı yanlış. Vurgulamanın, hele bilgisayar ortamında pek çok olanağı var. Koyu yazarsınız, eğik yazarsınız, olmadı tırnak içine alırsınız. Büyük harfi, özel adları tür adlarından ayırmak için kullanıyoruz. Eğer vurgulamak istediğimiz her sözcüğü büyük harfle başlatmaya kalkarsak yazımda tam bir kargaşa çıkar. “Heykel” yerine “yontu” kullanılıyor da “yonut” tutmadı. u “makine makina” Ş karmaşası kolay kolay çözülmeyecek gibi 7 ŞUBAT PAZAR görünüyor. Rıdvan Sertlek sormuştu: “Tüm sözlüklerde ve yazım kılavuzlarında ‘makine’ biçiminde yazıldığı halde, ‘Makina Mühendisleri Odası’nın adında ve logosunda bu sözcüğün ‘makine’ biçiminde yazıldığını görüyoruz. Makina Mühendisleri Odası’nın bu sözcüğün yazılışı ile ilgili bir bildikleri mi var? ‘Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin mahallemizde son derece gösterişli bir hizmet binası var. Bu binanın tepesinde ve girişinde kocaman harflerle ‘makine’ yazıldığını gören öğrencilerimize sözcüğün doğrusunun ‘makine’ olduğunu nasıl anlatacağız?” Yazım birliğini işte bunun için sağlamaya çalışıyoruz. Özgürlüğü kısıtlamak falan değil bu; ortak bir yazımda buluşma isteği. Bütün yazım kılavuzları, sözlükler “makine” diyorsa “makina” demekte diretmenin ne anlamı var? Bu sayfada sözcüğün doğrusunun “makine” olduğunu kim bilir kaç kez yazdık. Başka ne yapabiliriz? alamgil, dayımgil, Veligil, Ayşegil’ benzeri sözcük“‘H ler nasıl yazılacak? 1 Burada yazdığım gibi mi, yoksa (gil) eki ayrı mı olacak? 2 (Ayşegilin, Ayşe gilin, Ayşegil’in) sözcüklerinde olduğu gibi, ek almış bu sözcüklerin hangisi doğru yazılmış?” T. Ali Çağlar’ın sorusuydu bu. Bu sözcüklerdeki “gil” eki, aile anlamı katıyor ve “Aliler, dayımlar…” derken “lar, ler” ekinin üstlendiği görevde kullanılıyor. Aile anlamı kattığında “lar, ler” ekini nasıl ayrı yazmıyorsak bunu da ayrı yazmamalıyız. Önce ya da sonra kesme de kullanılmadan “halamgilin evi”, “Haftaya Ayşegillere gideceğiz” biçiminde yazılmaları doğru olur. ? www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. M 3 ŞUBAT ÇARŞAMBA elih Cevdet Anday’ın “Akan Zaman Duran Zaman” kitabını oluşturan yazılarını Cumhuriyet gazetesinde yayımlandıkları zaman okumuştum. Pazartesi günleri gazetenin ilk sayfasına bile bakmadan Melih Cevdet’in köşesini okuduğum, dün gibi aklımda. Daha sonra Adam Yayınları tarafından basıldı. Yine en baştan büyük bir zevkle okudum. Yıl 1984’müş. Şimdi de Sevengül Sönmez’in titiz çalışmasıyla Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Ben de kızım okusun diye getirmiştim sözde. Dün akşam, o okumaya başlamadan, şöyle bir karıştırmak niyetiyle elime aldım. Yok, ben bu kitabı yeniden okurum. Sevengül Sönmez bir de küçük sözlük eklemiş başa. İyi de olmuş. Melih Cevdet’in kullandığı kimi sözcükler benimsenmedi çünkü. Sözgelimi “anımsamak” yerine “ansımak” diyor Melih Cevdet. “Benzetme” yerine “benzeti”, “bilgi” yerine “bili”, “düzyazı” yerine “düzsöz”. 5 ŞUBAT CUMA 8 ŞUBAT PAZARTESİ B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını; bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse şairin dizeleri ve şiir kitabının adı ortaya çıkacaktır. 1 B 2 I 3 L 4 J 5 A 6 C 7 K 8 G 9 C 10 B 11 J 12 J 13 C 14 L 15 A 16 C 17 B 18 B 19 B 20 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 68 41 35 I. Göğüs kafesini oluşturan kemiklerden her biri. 21 B 22 F 23 A 24 C 25 A 26 B 27 G 28 G 29 B 30 F 31 F 42 60 2 32 F 33 A 34 E 35 H 36 G 37 F 38 G 39 B 40 F 41 H J. Nargileyi kolayca içmeyi sağlayan ve nargileye takılan hortum biçiminde uzun ve bükülgen boru. 42 I 43 D 44 D 45 B 46 B 47 B 48 J 49 C 50 F 51 G 52 D 48 12 11 53 54 4 53 J 54 J 55 B 56 F 57 F 58 B 59 E 60 I 61 B 62 F K. Duman kiri. 63 B 64 F 65 L 66 G 67 E 68 H 69 D 70 E 71 A 72 F 73 E Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Müşfik ...” (tiyatro sanatçısı). 7 76 74 B 75 E 76 K 77 E 78 G 79 C 80 G 81 E 23 5 15 33 71 25 L. Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum. B. Osman Şahin’in bir öykü kitabı. D. Ağaç oymaya yarar kesici araç. 3 14 65 10 39 61 55 58 21 46 17 18 47 26 29 76 64 57 37 40 52 43 44 69 1043. sayının çözümü: A. ERÖZÇE 1 45 63 19 E. “Güzeldir öğle ... efendim” (Mehmed Kemal). 31 56 22 50 62 32 72 30 G. Pınar Kür’ün bir romanı. LİK, B. YOHİMBİN, C. ASUMANİ, D. YASA, E. ITIRLI BAHÇE, F. NAFİ, G. LOCA, H. ARGYROSOMUS, I. RÜMMMAN BULUNUR, J. İSPASA. C. Şehir dışı, ıssız yer. 75 77 70 59 73 34 67 81 F. Lev Tolstoy’un bir romanı. 80 38 78 36 8 51 66 20 27 28 Metin: “İçime bir saksafon ölüyor upuzun, olsun? acılarımı amortisman hesabına geçiyorum, iyi sabahlar!” 49 79 6 13 24 9 16 H. Eski başkanı şair olan siyasal parti. SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1044 Melih Cevdet Anday T ürkçe Günlükleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle