Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Fantastiğim geldi... tavuk tutkunu anlayamıyorum ya! Şehrin ortasında, senden başka tavuk besleyen mi var?” (s.25). Bir süre sonra annesi Oğuz’dan şüphelenmeye başlar. “Yumurtaları çocuklar alıyor olabilir mi? Benim oğlum da aralarında mı yoksa? Elbette… Harçlığını az verirsen, olacağı budur işte! ‘Aç köpek fırın deler’ demişler. Sonunda kendi evimize hırsız ettik ya çocuğumuzu, aşk olsun bize! Şimdi bunu babasına nasıl söylerim”(s. 44). Bu kuşkuları nedeniyle annesi Salih’e soğuk davranmaya başlar. Salih babası tarafından sevilmediğini düşünürken artık annesinin de onu sevmediği fikri kafasını kurcalamaya başlamıştır. Annesi ise oğlunun kümesten yumurta hırsızlığı yaptığı kaygısıyla yanıp tutuşmaktadır. Bu arada mahallenin çocukları geceleri görünen karaltının peşine düşmeye karar verirler. Romanın düğümü nasıl çözülür, hayalet hırsız kimdir, niçin yumurtaları çalmıştır, bunu söylemeyeceğim. Aile içindeki duygusal şiddetin kitapta başarıyla işlendiğini vurgulayalım. Kitap fantastik olmadığı halde, yayınevi niçin kapağa “fantastik roman” önermesini yazmış, merak ettim. Garip bir karaltının hayalete benzetilmesi fantastik anlatı sınırları içinde kalmaz. Tuhaf olayların doğal nedenleri olduğunda o türe fantastik diyemeyiz. Söz yine Todorov’un kitabına geldi. Fantastik anlatılara fantastik niteliği kazandıran şey, T. Todorov’a göre metinden okura geçen bir tereddüt ya da kararsızlık deneyimidir. Anlatılan olaylar gerçekte olabilir mi, yoksa ancak düşsel alanda mıdır, buna karar veremiyorsak fantastik sınıfına sokabiliriz. Oysa Hayalet Peşinde adlı romanın sonunda okur bu kararı kolayca verebilir, her şey gerçek alanda yaşanabilecek niteliktedir. Yayınevi ve editörlerin tür konusundaki duyarlığı, kitapların akademik olarak hak ettiği biçimde değerlendirilmesi açısından da önemli. Fantastik metin okumalarına devam ediyorum. Bu kez konuğum Bayan Frisby ve Gizemli Kurtarma Ekibi. Robert C. O’Brien yazmış. Bayan Frisby iki kız, iki erkek annesi, cesur bir tarla faresi. Bahçesinde yaşadıkları çiftçi, toprağı sürmek için sabanıyla yakında çıkagelecek, çünkü bahar yaklaşmış. Bayan Frisby, saban kışlık evlerini parçalamadan önce, yazlık eve taşınmak zorunda. Bahçedeki diğer hayvanlar da işe karışıyor elbet. Laboratuvar ortamında üretilen kobay fareler, Ulusal Akıl Sağlığı Araştırma Merkezi çalışmaları, laboratuvardan kaçış, büyük gerçeğin açıklanması… Uygarlık ve teknoloji üzerine düşündüren bir kitap Bayan Frisby ve Gizemli Kurtarma Ekibi. Şiirsel Taş’ın “şiir gibi” çevirisi, yetkin Türkçesi, fantastik kitapları seven okurlara lezzetli bir okuma sunuyor. Şiirsel Taş, çocuklar için yazılmış kitaplardaki çeviri başarısının okuma uğraşı ve çocuğu anlama uğraşı ile koşutluk içinde olduğunu ortaya koyan bir çevirmen. Taş’ın çocuk yazınına yalnızca çeviri yapıtlarla değil özgün yapıtlarıyla da katkı vermesinin bu başarıda etkisi olduğunu düşünüyorum. Çocuk edebiyatında böylesi başarılı çevirilerle her zaman karşılaşmıyoruz, çeviri sorununu akademisyenlerin irdelemesine bırakıp bir başka kitaba yelken açıyorum. Nuran Turan’ın Uzaylı Çocuk Ulya dizisine yenisi eklenmiş. Bu kez Ulya Mardin’de. İlk kitapta Uzaylı Çocuk Ulya Topkapı Sarayı’ndaydı. Uzaylı Ulya’nın yılsonu ödevini tamamlayabilmek için, üç yüz yıl öncesinin dünyasına, Topkapı Sarayı’na gelişini ve burada yaşadığı bir dizi ilginç olayı konu alıyordu kitap. Bu kez, uzay kütüphanesinde okuduğu kitaplar Ulya’yı yolculuklara çıkarıyor. Babil Kulesi adlı kitabı okurken Babil Kulesi’nde kendini bulan Ulya, efsaneyi yaşarken öylesine şiddet görüntüleriyle karşılaşıyor ki dayanamayıp kendini bu kitaptan dışarı atıyor. Kütüphaneciden aldığı yeni kitabın adı: Neval’in Günlüğü. Ulya bu günlüklerde neler okumuş, günlükler onu hangi zaman dilimine, nereye savurmuş dersiniz? Dilleri ve dinleri ayrı olsa da bir arada, barış içinde yaşamayı başarabilen insanların bulunduğu Mardin, Ulya’ya neler sunacak, bunu da okuyunca göreceğiz… Kitabın resimlerini, alanında başarılı bir ressam çizmiş: Gökçe Akgül. Nuran Turan’ın gözleme dayalı betimlemelerle, tarihi bilgilerle süslediği dizide bakalım Ulya’nın yolu Mardin’den sonra nereye düşecek… “Fantastik” önermesiyle yayımlanmış bir başka kitap Çöplük Çocukları. Tayyar Özkan’ın “Caveman” adlı trajik çizgi öykülerini çok severim. Caveman, ilkçağ insanıyla modern insanı ortak durumlarda yan yana getirerek kıyaslar (Tayyar Özkan, Caveman, Parantez Yayınları, Şubat 2007). Çöplük Çocukları’nda 3001 yılındayız. Yedisekiz yaşlarında bir grup çocuk, zamanlarını teknoloji çöplüğünde geçirirler. Doğa hurdalığa dönmüştür, her yanda bilgisayar atıkları, robot parçaları, araba hurdaları vardır. Boraks, Zümrüt, Topaz, Çakıl, Lav, Mika, Garip ve Kaya oyunlarını teknoloji çöplüğünde oynarlar. Garip alet ve malzemelerle uğraşmak onları çok eğlendirir. Tür olarak fantastik sınıfına sokabileceğimiz bu kitabın çizimleri çocukların çok ilgisini çekecek. Tayyar Özkan’ın sevimli çizgileri çocukları çizgi roman dünyasına davet ediyor. Çöplük Çocukları’nın geniş zaman kipinde yazılmış olması epey yadırgatıcı, daha çok animasyon filmi sinopsisi havası veriyor. Yazarın hindistancevizi ağacına “Kokonat Ağacı” demesini hoş karşılayabilir miyiz, emin değilim. Özkan yıllarca yurtdışında kalmış, orada üretmiş bir sanatçımız. Ama kitabın editörünün Türkçenin gücünü kavramış olmasını dilerdim… Çocuklara Türkçemizin varsıllığını kitaplar gösteremeyecekse ne/kim gösterecek? Fantastik türden bir şeyler okuyasım gelmişti. Yaşamın katı gerçeklerinin git gide bizi daha çok umutsuzluğa ittiği şu günlerde, biraz olsun düşlere sığınmak iyi gelirdi belki. Belki de değişken bir evrene sığınasım gelmişti… Gözüm de gönlüm de doymadı doğrusu! ? www.maviselyener.com *Hayalet Peşinde, Ayşe Yamaç, Bu Yayınevi, 2010 * Bayan Frisby ve Gizemli Kurtarma Ekibi, Robert C. O’Brien, Türkçeleştiren: Şiirsel Taş, Hayy Kitap, 261 s, 2009 *Uzaylı Çocuk Ulya Mardin’de, Nuran Turan, Resimleyen: Gökçe Akgül, Erdem Yayınları, 65s., 2009 *Çöplük Çocukları, Tayyar Özkan, Bu Yayınevi, 48 s., 2009 Ë Mavisel YENER elirler bazen böyle… Bu kez de Fantastik’i yeniden okuyasım geldi. Metis Yayınevi’nden çıkan Nedret Öztokat’ın çevirisiyle yayımlanan, Todorov’un Fantastik (Introduction à la littérature fantastique) adlı yapıtıyla epey önce tanışmıştım. Tzvetan Todorov, bu kitapta fantastik türün sınırlarını çizmiş, fantastik anlatılarla bizi tanıştırmış, fantastiğin 19. yüzyılın önemli bir yazınsal türü olduğunu göstermiş. Nerval, Hoffmann, Mérimée, Gautier, Nodier, Balzac, Poe, Maupassant, Henry James ve Kafka gibi yazarların metinlerini çözümleyerek fantastik türün temel özelliklerini vurgulayan Fantastik’i okuduktan sonra, son yıllarda “fantastik edebiyat” başlığı altında yayımlanan çocuk kitaplarından birkaçını incelemek istedim. 2010Adana TÜYAP Kitap fuarında edindiğim, Ayşe Yamaç’ın yazdığı Hayalet Peşinde’nin kapağında “fantastik” yazıyor. İlk durağımız bu kitap olsun. On bir yaşındaki Salih ve ailesi Eskişehir’in Odunpazarı Mahallesi’nde otururlar. Salih evin tek çocuğudur; annesi üzerine titrer, fakat babası çok sert biridir. Sürekli bağırır, oğlunu korkutur. Salih zaman zaman onun öz babası olup olmadığını bile düşünür. Salih bir gece tıkırtılar duyar, pencereden bakar; kümesten çıkan bir karaltı görür. Epey korkup bunun bir hayalet olduğunu düşünür, annesi ona inanmaz. Olanları ertesi gün arkadaşına anlatır ama yaşadığı korkudan hiç söz etmez. Arkadaşı Oğuz’un ona inanması Salih’i sevindirir. Oğuz’un annesi kümesten yumurtaların çalındığını fark ettiğinde bunu eşine söyler. “…Senin bu G SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1044