28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ Rosa Luxemburg’un yaşamöyküsünü anlatıyor okuyucuya. Rosa Luxemburg’un toplu eserlerini ve mektuplarını yayına hazırlamasıyla tanınan, aynı zamanda Margaret von Trotta’nın “Rosa Luxemburg” filmlerine de danışmanlık yapmış olan Annelies Laschitza’nın kaleme aldığı bu biyografi, yeni arşiv belgeleriyle zenginleşen en kapsamlı Rosa Luxemburg biyografisi olma özelliğini de taşıyor. Yazar kitabında, dünya ve devrim tarihinin bu gelgitli dönemine Luxemburg’un penceresinden tanıklık ederken, okuyucuyu onun edebiyata, botaniğe, resme, müziğe derin ilgisi ve yeteneğiyle de tanıştırıyor. leri zindana atılır. Birçok seyahatname Osmanlı saray âdetlerini, İstanbul’daki günlük yaşamı anlatırken, bu yapıt Kasımpaşa’daki tersane zindanının âdetlerini ve günlük yaşamını anlatır. Ulya – Ege’nin Kıyısında/ Ahmet Yorulmaz/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 140 s. Roman mübadele zamanı Ege’de geçiyor. Yerinden yurdundan sökülüp bilinmeze doğru yola çıkanlar arasında Rum güzeli Ulya da vardır. Hayatın tüm acımasızlığını sınadığı biridir Ulya; kendisine böylesine hoyrat davranan, yaşama tutunmak için ne kadar çırpınmışsa o kadar dibe doğru gitmiştir: Dört evlilik ve iki çocuk sığdırmıştır yaşamına. “Ulya”, kocası Türk olduğu için Girit’ten Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan bir kadının hikâyesini anlatıyor okuyucuya. Kanun böyle emretmiştir. Gidenler, geride yalnızca mal mülk bırakmamışlardır, anılar da gerilerde kalmıştır artık. Ahmet Yorulmaz yeni kitabıyla okuyucuların karşısına çıkıyor. 130 Yıllık Zorlu Yürüyüş/ Namık Doymuş/ Doğan Kitap/ 292 s. 1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilali, Osmanlı İmparatorluğu’nda da büyük değişikliklerin başlangıcı olur. Fransa’da yeni bir düzen amacıyla ayaklanan halk, kralı tahtından indirir ve cumhuriyeti ilan eder. Avrupa’nın kral ve kraliçeleri kendi tahtlarının geleceğinden endişe ederken Osmanlı İmparatorluğu’nda durum tam tersidir; padişah bizzat toplumu ileri götürecek önemli değişikliklere öncülük etmeye hazırlanıyordur. Tarihi romanlarıyla ve tarih çalışmalarıyla tanınan Namık Doymuş, bu kez 17891919 yılları arasındaki Osmanlıların ekonomik, sosyal, siyasal, bilimsel, kültürel boyutunu okuyucuya anlatıyor. Hozandaki Kız/ Azimet Ceyhan/ Belge Yayınları/ 342 s. “Babasının bir türlü tükenmek bilmeyen üzgün hali nedendi acaba? Toprağını terk etmektense ölmeyi yeğleyen Ermenilerin atlayarak intihar ettiği Uçurum Kaya’sından babasının da atlaması bir tesadüf müydü acaba? Aslında o, kendisi olamamanın sıkıntısı ile öldürmüş olmalıydı kendisini.” Azimet Ceyhan’ı okuyucular çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından tanıyor. Ceyhan, “Savruluş” adlı romanından sonra ikinci romanı “Hozandaki Kız”la okuyucuların karşısına tekrar çıkıyor. Harp ve Sulh – Avrupa ve Osmanlılar/ Editör: Dejanirah Couto/ Çeviren: Şirin Tekeli/ Kitap Yayınevi/ 424 s. Fransa’daki “Türkiye Mevsimi” çerçevesinde Paris’teki Calauste Gulbenkian Kültür Merkezi ve ParisSorbonne Üniversitesi’ne bağlı Uygulamalı Yüksek Araştırmalar Okulu’nun birlikte düzenledikleri bir kolokyumun ürünlerine dayalı olan kitap, okuyucuya OsmanlıAvrupa ilişkileri hakkında iligi çekici bilgiler sunuyor. Avrupa’nın kendini birkaç yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun aynasında seyretmesi ve onunla rekabet halinde iken bile, siyasal ve askeri gücü, yönetiminin mükemmelliği, maddi kültürünün inceliği karşısında hayranlığını gizleyememesi, Osmanlı’nın, belirli bir yüzyıldan sonra Avrupa’ya yetişme çabası ve bu değişimin nedenleri kitabın temelini oluşturuyor. Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupalı güçler arasında yüzyıllar boyunca sürmüş ilişkileri ‘bağlı tarihler’ perspektifinden ele alan kitap; Avrupa ve Osmanlılar ile ilgili eski bilgilere nüanslı yaklaşımlar getirmekle kalmayıp yeni araştırmaların sonuçlarını da gün ışığına çıkarıyor. Che’nin Yasadışı Benliği/ Peter Carey/ Çeviren: Handan Saraç/ Ayrıntı Yayınları/ 286 s. New York’lu anneannesinin ayrıcalıklı bir ortamda yapayalnız büyüttüğü yedi yaşında bir çocuktur Che. Kanun kaçağı anne ve babasının izini kendi çocuksu hayal dünyasında sürmeye çalışırken, televizyon izlemesi yasaklandığından bütün umudunu uzun saçlı ergen komşusunun öngörülerine bağlamıştır. Bu arayışı onu kısa sürede bambaşka bir dünyaya sürükleyecektir. “Che’nin Yasadışı Benliği”, çifte ‘Man Booker’ ödüllü Peter Carey tarafından küçük bir çocuğun içinde yaşadığı dünyayı ve sıra dışı olayları anlama çabası olarak kaleme alınmış. Şiir Adımlı Bir Yolcu: Haydar Ergülen/ Sıddık Akbayır/ Ferfir Yayınları/ 426 s. Haydar Ergülen günümüz şairlerinin önde gelenlerinden. Aynı zamanda, dünya görüşü ve şiir anlayışı bağlamında uzlaşmaz çelişkileri yaşayanların da ortak şairi. Bir yanda Nâzım Hikmet’le Necip Fazıl’ı “yalnızlığın efsaneleri” içinde okuyan, diğer yanda Deniz Gezmiş’lerin idamını protesto için metinler yazıp sürgünlüğü lisedeyken yaşayan bir şair o. Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt gibi İslamcı şairleri de “okumayı yazmayı” ihmal etmeyen Haydar Ergülen, Türk edebiyatının, kitabı da hazırlayan Sıddık Akbayır’ın deyimiyle, “şiir adımlı bir yolcusu”. Elimizdeki kitap, Haydar Ergülen hakkında hazırlanmış kapsamlı ilk kitap olma özelliği taşıyor. Onun şiirlerini ve yaşamını her yönüyle ele alıyor. Hayalden Öte/ Faik Byrns/ Çeviren: Kemal Atakay/ İzgören Yayınları/ 286 s. “Hayalden Öte”, sıra dışı olduğu için ilgi çekici, yazarının yorumları açısından düşündürücü bir özyaşamöyküsünü anlatıyor. Bu öykü, büyüğü on bir yaşında iki erkek kardeşin, varsıl bir aile tarafından evlat edinilmelerinden sonra hayatlarında meydana gelen büyük değişimi anlatıyor. Çocuklar, İzmir’in en yoksul mahallelerinin birinde sefalet içinde yaşıyorlardır. Onları evlat edinenlerse İzmir’deki Amerikan Konsolosu ve eşidir. Canını dişine takarak hayata tutunmaya çalışan küçük Faik Özyeşil, bir anda varsıl ve şefkatli bir ailenin korunaklı yuvasında güven içinde yaşayan Faik Byrns’e dönüşmüş, küçük kardeşiyle bu dönüşüme kolayca ayak uydurmuştur. Bu ilginç yaşamöyküsü okuyucularla buluşuyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1087 Britanya Edebiyatından Öyküler/ Hazırlayanlar: Lâle Akalın, Esra Melikoğlu/ Notos Kitap/ 336 s. “Britanya Edebiyatından Öyküler”, 20. ve 21. yüzyılda yaşanan altüst oluşla dünyaya ve kendisine yabancılaşmış insanı anlatan modern ve postmodern öykülerden oluşuyor. Ayrıca bu antolojide yer alan her bir öykü, yazıldığı dönemin kültürel bağlamının ipuçlarını da veriyor okuyucuya: İki dünya savaşı, psikanaliz, kadın hareketi, sömürgelerin bağımsızlık mücadelesi, izafiyet ve kuantum teorileri... Bütün bu tarihsel gelişmelerin ışığında birbirinden farklı konuları kendilerine özgü biçemle kaleme alan on dokuz Britanyalı öykücü yer alıyor kitapta: D.H. Lawrence, Katherine Mansfield, Virginia Woolf, Jean Rhys, Frank O’Connor, Elizabeth Bowen, Doris Lessing, Dylan Thomas, Alan Sillitoe, Ian McEwan, Jane Gardam, Angela Carter, Kazuo Ishiguro, Beryl Bainbridge, Penelope Fitzgerald, John Fuller, Salman Rüşdi, Hanif Kureishi, A.S. Byatt. UykusuzlukInsomnia/ Henry Miller/ Çeviren: Haluk Erdemol/ Notos Yayınları/ 54 s. “Yazdıklarının gücünü, o günahtan arındırıcı, yıkıcı, gözüpek, korkunç gücünü seviyorum. Yaşama duyulan hayranlığın, coşkunun, her şeye olan tutkulu ilginin, enerjinin, taşkınlığın, gülüşün ve ansızın patlayan fırtınaların bu tuhaf karışımı aklımı başımdan alıyor.” Henry Miller yirminci yüzyılın başkaldırıcı yazarlarından. “Uykusuzluk, Insomnia”, okuyucuya ayrıksı bir yazardan ayrıksı bir metin vaat ediyor. Miller, kitapta kendi yaşamından, bunalımlarından evrilmiş bir metin sunuyor. Sultanın Zindanında/ Friedrich Seidel/ Çeviren: Türkis Noyan/ Kitap Yayınevi/ 130 s. “… Türklerin kölelerini kapattıkları hapishane hakkında şu bilgileri verebilirim: Galata veya Pera denen semtin bitiminde ve denizin tıpkı bir kese gibi karanın içine sokulduğu yerde Türk hükümdarının gemi tersanesi bulunmaktadır. Hemen yanında da şehir surlarına benzeyen ve üstünde nöbetçi kulübeleri bulunan yüksek duvarlarla çevrili geniş bir meydan vardır. Bu meydanın büyük kapısında gece gündüz Türk nöbetçilerle birlikte sakatlanmış ya da özürlü köleler nöbet tutarlar.” Friedrich Seidel, Kutsal RomaGermen İmparatoru II. Rudolf’un 1591’de Osmanlı İmparatorluğu’na gönderdiği elçi Friedrich von Kreckwitz’in maiyetinde eczacıdır. Fakat heyet şanssızdır. III. Murad, 1593’te Avusturya’ya savaş açınca elçi dahil heyetin tüm üyeSAYFA 28
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle