25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T en Konstantinopolis değil İstanbul diyen tek Yunanlıyım.” diyen Elias Petropulos’a göre “Fatih Sultan Mehmet Yunancayı çok iyi biliyordu. Hatta İstanbul’un fethinden sonraki ilk kararları Yunanca yayımladı.” (“Söyleşiler: Virgülüne Dokunmadan”, M. Şehmus Güzel, Kaldıraç Yayınevi) Güzel’in, “Yunancada karpuz, tas, kapak, fincan, çeşme, saka, yaka, pabuç, cebi, cacık, meze, at, dünya, ciğeri, gâvur, fetva, ferman vb. birçok Türkçe sözcük var.” anımsatması üzerine, “Türklerden Arapça veya Farsça kökenli olmaları nedeniyle bilimsel sözcükleri almadık. Ama günlük yaşamla, mutfak, yiyecek ve içecekle, giysiyle ilgili sözcükleri, basit şeylerin isimlerini aldık. Fetva, ferman vb. idari sözcükleri ve bu arada bol miktarda küfrü de benimsedik” diyor Petropulos ve şöyle sürdürüyor: “Bu arada Türkçede de birçok Yunanca sözcük var. Örneğin fasulye, levrek, ahtapot vb. Türkler bütün balık ve deniz ürünlerinin isimlerini Yunanlılardan aldılar.” Doğrudur, Orta Asya’da deniz yoktu ki! Aynı kitaptan, bir şiirinde “metro”ya “alttaşıt” diyen Halil Uysal’ın söylediklerinden de bir alıntı: “Zaman sözcüğü Türkçe değil. Ben Türk şairi olarak zaman sözcüğü yerine yeni bir sözcük bulmak istiyorum. Analoji (örnekseme) yapıyorum. Uzay diyorum da niye süre sözcüğünden sürey sözcüğünü üretmeyeyim? Zamana sürey deyince en küçük zaman birimi olarak “an”a da sürem diyorum. Yıllarca önce sav sözcüğünden savcayı ben üretmiştim ve bu sözcük şimdi bütün sözlüklerde. Sözcük yaratmak, dili zenginleştirmek sadece benim işim değil, herkesin işi olmalıdır.” lıntıda “Yunanlı” sözcüğünün geçmesini fırsat bilip Dr. Aynur Çıvga’nın aylar önce sorduğu soruya yer verebilirim burada: “Yunanistan’da yaşayan, Yunan ırkından olan insanlara ‘YUNAN’ denir benim bildiğim. Almanya’da yaşayan, Alman ırkına Alman (Almanlı denmesi olası mı!!), Rusya’daki Rus, Fransa’daki Fransız olduğu gibi... Ama nedendir bilmem Yunanistan vatandaşlarına Yunanlı diyorlar. Ama bir Bulgara hiç kimse Bulgarlı demiyor! Bu arada bir de Hint asıllı insanlar için de Hintli yerleşmiş dilimize. Bu karmaşa nasıl çözümlenir bilmiyorum. Bu konuyu köşenizde veya kısacık da olsa beni yanıtlayarak irde ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER lemenizi rica edebilir miyim?” “Yunanlı”ya benzeyen “Hintli” gibi bir de Finli” var galiba. Sözlüklerimizin kiminde sözcüğün halk dili olduğu söylenmiş, kimi “Yunan” sözcüğüne yönlendirmiş; ama tümü yer vermiş “Yunanlı” sözcüğüne. Aslında bana da pek yanlış gelmiyor “Yunanlı”. Kendim de arada bir ağzımdan kaçırıverdiğim için değil, başka nedenlerle. Bu kadar yaygın kullanılan sözcüğün yanlışlığı bağışlanabilirlik kazanıyor dilimizde. “Galatı meşhur” (ünlenmiş, yaygınlaşmış yanlış) kavramını başka pek çok sözcük için geçerli kılıyorsak “Yunanlı” için de kılabiliriz. Başka nedenler de var. “Yunan” sözcüğü “Yunan müziği” gibi kullanımlarda tamlayan olarak kullanıldığı gibi, doğrudan “Yunanistan” yerine de geçmekte. “Eski Yunan” derken olduğu gibi. Bu hesapça “Yunanlı”, “Yunanistanlı”; yani “Yunan” demek olmuyor mu? Bugünkü İzmir ve Aydın illerinin Antik Çağ’daki adı “İyonya“. Bugünkü Yunanistan, aynı kültürün devamı olduğu iddiasında. Kubbealtı Lügatı, “Yunan” sözcüğünün Grekçe karşılığının “iones iaones” olduğunu söylüyor. Vikipedi’de de şöyle yazıyor: “Eski Farsça ‘İonan’ adı, Perslerin İyonyalılara verdiği isimdi. Farsça ve Arapçadan Türkçeye “Yunan” biçiminde geçen bu ad, daha sonra Helen ulusunun tümü için İslam kültürel dairesindeki ulusların kullandığı ad oldu.” Öyleyse “İyonyalı” der gibi kullanıyor olmuyor muyuz “Yunanlı” sözcüğünü? Bir şey daha var; yanlışlar listemiz o kadar kalabalık ki bu listeye daha fazla şey eklemesek… Belki o zaman düzeltmek için daha az uğraşmamız yeterli olur. r. Aynur Çıvga’yı bu kadar beklettikten sonra ikinci soD rusuna da değinmeliyim; yoksa kendimi hiç affettiremem. “Allah aşkına ben mi yanlış biliyorum, ‘bayan’ hitap şekli değil midir? ‘Bayan sanatçı’ olur mu? (Bay sanatçı demeyiz değil mi?) kadın kelimesinin nesi var? ‘Kadın sanatçı, kadın yazar, kadın hasta’ doğru değil mi? Ben doktorum, kongrelere katılıyorum. Son iki senedir gencecik, pırıl pırıl hekimler, hem de İstanbul, İzmir yöresinden vaka takdimlerinde ‘bayan hasta’ diye sunum yaptılar. Gerçekten çok üzüldüm, oturum sonunda kendilerine söyledim; ama bu sene o kadar çok aynı hata yapıldı ki kendimden şüphelenmeye başladım. Hatta geçen aylarda değerli bir köşe yazarımız da ‘bayan piyanist’ diye yazmıştı. Bu konuda bana bir açıklama ulaştırırsanız çok sevinirim.” “Bayan”ın “kadın” sözcüğünün yerini iyiden iyiye alması konusuna bu sayfalarda çok değindik. (Yanıtı geciktirmemin nedeni buydu: Aynı konuları yinelemekten kaçındım.) “Kadın” nedense kaba bulunuyor; “bayan” kullanılarak kibarlaşılıyor. İngilizcenin Türkçe üzerindeki etkisi malum! Hatta “İngilizcede “’Miss (bekâr) Mrs (evli)” yerine, evli bekâr ayrımını ortadan kaldıran “Ms”in kullanılmaya başlanmasına benzer bir durum mu acaba bu?” diye sorduğumu anımsıyorum. O zaman da kimi okurlarım karşı çıkmıştı. Ama benim aklımda hâlâ aynı soru dönüp duruyor. Çünkü benzer bir ayrım Türkçede de “kadın kız” sözcükleri arasında var. “Kadın” denince evli olduğu, “kız” deyince bakire olduğu anlaşılmıyor mu sözü edilen kişinin? Bu ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik olarak bulunmuş bir yöntemdir, demeyeceğim. Bu nedenle başlamamıştır bu furya; ama sonuçta bu ayrımı ortadan kaldıran bir kullanım olduğu da ortada. “Bayan” denince kadın mı kız mı, evli mi bekâr mı olduğu anlaşılmıyor. Bu açıklama aklıma yatsa da “bayan” sözcüğünü her duyuşumda tüylerimin diken diken olmasını önlemiyor. Sözü edilen kişinin “kız” olup olmadığı kimseyi ilgilendirmez elbette; ama bu, bütün “kadın”ları “bayan” yapmayı da gerektirmez. “Kadın Severse”, “Yakılacak Kadın”, “Ve Allah Kadını Yarattı”, “Gazi Kadın” gibi filmlerin “Bayan Severse”, “Yakılacak Bayan”, “Ve Allah Bayanı Yarattı”, “Gazi Bayan” diye gösterildiğini düşünmek bile istemiyoruz; ama bir zamanlar “bayan pantolon”, “bayan eşarp” gibi lafların asla edilmeyeceği üzerine, gerekse bahse bile girmez miydik? u hafta Hüseyin Atabaş’ın, Hürriyet Yaşar’ın ve Adnan Algın’ın kitaplarından söz etmeyi planlıyordum. Üçü de B farklı nedenlerle bunu hak ediyor. Ama ne oldu? “Yunan”lar, “Yunanlı”lar ve “bayan”lar çok fazla yer kapladı, “Dilin Gizil Gücü”ne, “Anlam Kovalar Biz Kaçarız”a ve “Fax, Taxi & Sex”e yer kalmadı. ? www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. “B 7 AĞUSTOS CUMA 10 AĞUSTOS PAZARTESİ A 8 AĞUSTOS CUMARTESİ 11 AĞUSTOS SALI B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Tozan Alkan’ın “Ve Rüzgâr” adlı şiir kitabından bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiirden bir alıntı ve yayınevinin adı ortaya çıkacaktır. 1 L 2 A 3 H 4 I 5 I 6 A 7 M 8 A 9 O 10 K 11 G 12 C 13 G 14 H 15 O 16 A 17 H 18 A 19 O 20 B Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 62 61 44 21 A 22 K 23 L 24 L 25 A 26 C 27 B 28 M 29 C 30 G 31 M K. Mustafa Kemal Atatürk’ün, yurdumuzun işgalinden kurtuluşuna kadarki süreci anlattığı yapıtı. 22 59 75 10 38 32 N 33 A 34 M 35 O 36 E 37 D 38 K 39 A 40 B 41 E L. Antlaşmaya göre olan. 42 N 43 F 44 J 45 I 46 B 47 B 48 H 49 I 50 D 51 A 73 1 23 24 52 E 53 E 54 H 55 E 56 B 57 O 58 B 59 K 60 H M. Bir peygamber adı. Tanımlar ve sözcükleriniz: 31 28 34 64 7 61 J 62 J 63 H 64 M 65 N 66 H 67 C 68 D 69 D A. “Bu satırları hangimiz yazıyoruz, ben mi, o mu bilmiyorum” diye sonlanan Borges yapıtı. N. “... ve Hgades” (Enis Batur’un bir şiir kitabı). O 70 J 71 E 72 G 73 L 74 B 75 K 76 N 77 E 78 I 79 B 80 18 8 33 16 2 6 51 21 39 66 25 B. Yaşar Kemal’in bir romanı. 42 65 32 76 50 69 68 37 13 72 30 11 O. Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlanma. 79 74 27 56 46 40 58 47 20 E. James Joyce’un bir yapıtı. C. Molozla karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı. 71 41 55 77 36 52 53 H. “... Tramvayı” (Tennessee Williams’ın bir oyunu). 15 35 9 57 19 80 1017. sayının çözümü: A. HABABAM 54 60 48 17 3 14 63 29 26 12 67 F. “... Vitamini” (Cemal Süreya’nın bir şiiri). I.”... Anadol” (Cennetin Rotası’nın yazarı). D. “Mario ...” (Madam Floridis Dönmeyebilir ve İstanbul Bir Masaldı adlı yapıtları da olan yazar). 43 45 49 4 78 5 70 G. Nevale, gıda. J. “Rus ...” (John Le Carre’ın bir romanı). SINIFI BASKINDA, B. ENKİDU, C. RUZYNE, D. AKILANE VE, E. ŞEN DUL, F. İSLAMDA DEĞİŞİM, G. İNEK, H. RUMUZLU. Şiir: “Deprem saf uyku nerede kaldın / bu mavilik ne akşamdan / Bu hızlı buluşmanın uzağındaki sen misin” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle