02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O ültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle ilgili olarak meslek birlikleriyle yaptığı toplantıda korsan yayınla mücadele ile ilgili olarak “Korsan nitelemesi işe masumiyet katıyor, bu hırsızlıktır. Belki bu sanat eseri, fikir ürünlerine daha kolay ulaşımı sağlayacak önlemlerin de alınması gerekiyor. Bir sanat eseri ortalamamızın alım gücüne göre pahalıysa onu makul fiyata indirmek de önemli bir çözüm yöntemi olabilir” dedi. kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Dan Brown, Adam Fawer, Yaşar Kemal, Murathan Mungan, Turgut Özakman gibi yazarların çok satan kitapları yer alıyor. YAYBİR avukatları Özel Demirkol ve Abdullah Egeli yaptığı açıklamaya göre Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırı olmasına rağmen korsan yayıncılık yoğun olarak belediyelerden alınan izinle cadde ve sokaklarda “kitap şenliği” gibi adlar altında ya da kitapçılarda yapılıyor. Korsan yayınlarda başka kitaplar için alınmış ya da çalıntı bandroller kullanılıyor. Avukatlar yaptıkları baskınlarda korsan yayıncılığın işsizlerin yaptığı basit bir işportacılık olmaktan çıktığını ciddi sermayesi, yöneticisi ve dağıtım ağı bulunan organize suç örgütü boyutuna ulaştığını gözlemlediklerini belirtiyorlar. ‘Organize suç’a çözüm makul fiyat mı? K “Sponsorluklar bulalım veya kamudan öyle teşvikler getirelim ki, kültür ürünlerini kolay ulaşılabilir hale getirelim. İnsan bir kitap almak istiyorsa gidip korsandan alma gereği hissetmesin. Arada makul bir fark olsun. Şu anda bazen 10 katın üzerinde çıkan fiyat farkları oluyor ki sizin o sektörle mücadele etmeniz bu fiyat farkıyla çok zor. Fikir ve sanat eserlerini halkın kolay ulaşabileceği mekânlara imkânlara kavuşturmamız da gerekiyor ve belki de, asıl üzerinde çalışmamız gereken de budur diye düşünüyorum” demiş. (9.8.2009, sondakika.com). Ertuğrul Günay’ın bu açıklaması Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın korsanla mücadeleye artık farklı bir perspektiften baktığını gösteriyor. Bakanlık şimdiye dek korsanı önlemenin yolu olarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (FSEK) yapılacak değişiklikleri görmüştü. FSEK’nin defalarca değiştirilmesi yetmeyince 3.3.2004’te “Korsan Yasası” diye de anılan çeşitli yasalarda ilgili maddeleri değiştiren özel bir yasa bile çıkartılmıştı. Ama bu yasal değişikliklerin hemen hiçbiri korsanı önlemedi. Çünkü yargıçlar korsan yayın üretmeyi de, satmayı da masum bir suç olarak gördüler. Korsan yayın satanları cezalandırmakta çekingen davrandılar, ya ceza vermediler ya da verdikleri cezaları ertelediler. Öte yandan, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle FSEK 81. maddede “yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların da yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışı yasaktır” hükmüne uymayanlara ağır para cezaları kaldırılıp Kabahatler Kanunu uyarınca 50 TL idari para cezası cezalandırılması öngörüldü. Ceza Muhakemeleri Usülü Kanunu ile korsan yayın takibi, özellikle kitapevlerinde satılan korsan yayını yakalamak güçleşti. Tüm bu korsanı önlemek amacıyla alınan “tedbirler”(!) sonucunda korsan yayın patladı. Yayıncılar eskiden cadde ve sokaklarda korsan yayın satışının önlenememesinden yakınırken kitapevlerinde de serbestçe korsan yayın satıldığını görüp şoke oldular. Üstelik, artık tüm korsan kitapların üzerinde yasal bandroller vardı. Bandrolsüz kitap satamayacaklarını anlayan korsanlar çözüm yolunu bulmuştu. “Yazarım, benim bir kitabım var, onu bastırıp satacağım” diye bakanlığa başvuruyor, gerçek yayıncıların onlarca belge verip zorla alabildikleri bandrolleri hemen hiçbir belge vermeden kolayca alıyor ve korsan yayınların üzerine yapıştırıveriyorlardı. Zabıta ya da emniyet kuvvetleri herhangi bir denetim yaptıklarında kitapların korsan oldukları açıkça belli olmasına rağmen bandrollü olduğunu görüp herhangi bir işlem yapamıyorlardı. Oysa, korsan kitapların üzerlerindeki bandrollerin numaralarını kontrol edebilselerdi bandrollerin o kitaplara ait olmadığını kolayca anlayabileceklerdi. Yazık ki bu olanak yoktu! Çünkü, daha önce de yazdığım gibi, FSEK’nin 2001’de öngördüğü fikri mülkiyeti korumak amacıyla veri tabanı oluşturulması görevini bakanlık sekiz yıldır yerine getirmedi. Avrupa Birliği’nden ‘veri tabanı kuracağız’ diyerek birkaç yıl önce alınan bir fon olmasına rağmen halen hangi bandrolün kime verildiğinin kaydının tutulduğu bir veri tabanı yok. Bu nedenle bir yazar ya da yayınevi internete girip kitabındaki bandrolün aslında hangi kitaba ait olduğunu öğrenemiyor, fikri haklarını takip edemiyor. Bakanlık görevlilerinin yapacağı iş tek tek dosyaları açıp bakmak. Sistemin yumuşak karnı burası. Aldığımız bilgilere göre bakanlık, 2010 başı itibarıyla veri tabanını eser sahiplerinin kullanımına açacak. Yine yılbaşı itibarıyla sektörü yakından tanıdıkları ve kimin korsan olduğunu da zaten bildikleri için bandrol satma görevini de FSEK uyarınca kurulmuş meslek birliklerine verecekler. Bandrol satışından elde edilecek gelirle de meslek birlikleri korsan takibi yapacak, suçluları hukuka teslim edecek. Yayıncılar korsan yayın satışının önlenememesinden yakınırken kitapevlerinde de serbestçe korsan yayın satıldığını görüp şoke oldular. Üstelik, artık tüm korsan kitapların üzerinde yasal bandroller vardı. KORSANLA MÜCADELE YAZ KAMPANYASI Yayıncılar Meslek Birliği (YAYBİR), “Korsan yayın üretimi, dağıtımı ve satışı, yaz sezonunun başlamasıyla birlikte tatil yörelerinde yaygınlaşarak, yayıncılarımızın, dağıtımcılarımızın ve kitapçılarımızın varlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Telif ödemeyen, vergi vermeyen, işletme giderleri bulunmayan ‘korsan yayın’ üretici ve satıcıları sahil kentlerinde ve tatil sitelerinde sergiler açarak, yeni çıkmış ve çok satan kültür kitaplarını yarı fiyatına veya daha ucuza satışa sunmaktadırlar. Bandrolsüz kitapların yanı sıra üzerlerine başka kitaplar için alınmış bandroller yapıştırılmış korsan kitaplar, kitap okurları nezdinde, yayıncıların ve kitapçıların fahiş fiyatla kitap sattıkları gibi gerçek dışı bir izlenim yaratmaktadır” diyerek yayıncılara bir çağrıda bulundu. Alfa, Altın Kitaplar, April, Beta, Bilgi, Doğan Egmond, Epsilon, İletişim, İnkılap Kitapevi, İş Kültür, Metis, NTV ve Yapı Kredi Yayınları çağrıya olumlu cevap verip, maddi katkıda bulundu, mücadele başladı. “Korsanla Mücadele Yaz Kampanyası”na katılan yayınevleri adına YAYBİR avukatlarının emniyet güçleri ile işbirliği ile tatil beldelerinde yaptığı baskınlarda on binlerce korsan kitaba el konuldu. İzmir Alsancak, Yeni Foça, Çeşme, Urla, Bursa, Ayvalık, Avşa Adası, Çanakkale, Silivri, Akçay, Didim, Akbük, Fethiye, Antalya, Anamur, Silifke, Kız Kalesi gibi tatil yörelerinde yapılan 75 baskında 110.000 adet korsan kitap yakalandı. Balıkesir Akçay’da yapılan baskında korsan yayıncıların depo olarak kullandıkları bir eve ulaşıldı. Evde yaklaşık 30.000 adet bandrollü korsan kitap bulundu. Yakalanan korsan yayınlar arasında Orhan Pamuk, Elif Şafak, KORSAN YAYIN ORGANİZE SUÇ Sayın bakan Günay, korsan yayıncılar için bir dil sürçmesi olduğunu umduğumuz “sektör” yakıştırmasını yapsa da gelişmeler korsan yayının artık organize bir suç olarak değerlendirilebileceğini gösteriyor. Organize suç, 4422 sayılı yasada “Çıkar amaçlı suç örgütü” başlığıyla tanımlanmış. “Suç işlemek üzere mensupları arasında gizli ve açık işbirliği bulunan”ların örgütlenmesi olarak tanımlanıyor. Korsan yayıncılar, bir örgüt mantığıyla çalışıyor. Bir korsan yayın üreticisi var. Genellikle kendilerine ait bir matbaada korsan yayınları üretiyorlar. Bakanlık görevlilerini aldatarak ya da diğer yollarla kitapların üzerine yapıştırılması zorunlu olan bandroller temin ediliyor. Korsan yayın üretildikten sonra belirli merkezlerde depolanıyor. Daha sonra korsanı üreten genel dağıtıcı yayınları her ilde bulunan dağıtıcılarına ulaştırıyor onlar da kitabevi ya da sergi adı altında korsan yayın yapanlara veriyor ve korsan yayının satışı gerçekleştiriliyor. Korsan yayın engellenmeye çalışıldığında ise ya önceden devlet görevlilerinden bilgi alınıp gerekli tedbirler alınıyor ya da geçtiğimiz yıllarda Kadıköy’de yaşandığı gibi silahlar çekiliyor. Aldığımız bilgilere göre korsan kitap yayını yapanlar isimleri sektörce bilinen birkaç kişi. YAYBİR avukatları, korsan yayıncılığın organize suç haline geldiği kabul edilirse zaten kimlerin yönettiği bilinen örgütlerin çok kolay çökertilebileceğini söylüyorlar. MAKUL FİYAT Sayın bakanın “Bir sanat eseri ortalamamızın alım gücüne göre pahalıysa onu makul fiyata indirmek de önemli bir çözüm yöntemi olabilir” önerisine gelince. Öncelikle korsan yayının neden ucuz olabildiğini düşünmek gerek! Yayıncılar korsanlar gibi yazara, çevirmene, editöre herhangi bir telif hakkı ödemezse, devlete hiçbir vergi vermezse kitap fiyatları makul düzeye iner hatta korsandan bile ucuz olur. Ertuğrul Günay bunun nasıl olacağını da belirtmiş; “Sponsorluklar bulalım veya kamudan öyle teşvikler getirelim ki, kültür ürünlerini kolay ulaşılabilir hale getirelim. İnsan bir kitap almak istiyorsa gidip korsandan alma gereği hissetmesin.” Yayıncılar bakanın sözlerinin ideal olduğunu ama kolay başarılacak bir şey olmadığını düşünüyor. Özellikle vergi indirimlerinin sağlanması gibi… Ama sayın bakan, yayıncılığın da devletin teşviklerinden yararlanmasını sağlayabilir, halk kütüphanelerine öncelikle korsanı yapılan kitapların satın alınmasını sağlayarak okurların korsana gitmeden, hiç para vermeden “bedava” popüler kitapları okumasını kolaylaştırabilir. Bu ve buna benzer birçok öneriyi zaten yıllardır yapıyoruz. Sevindirici olan bakanlığın da bu görüşleri paylaşmasıdır. Şimdi sıra bir yandan korsan yayıncıları organize suç örgütü olarak değerlendirip daha etkin mücadele ederken diğer yandan bakanlığın sektörle masaya oturup çözüm yollarını konuşmasındadır. ? SAYFA 12 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle