Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkçe Günlükleri kinlik düzenlemiş ECA Elginkan Anadolu Lisesi. “Medya”daki incilerden, sokak ve caddelerdeki örneklerden oluşan dosyalar, panolar hazırlanmış; Maltepe Belediyesi’ne gidilmiş; Maltepe gazetesinden yardım istenmiş. Bütün bu çalışmalar, Cumhuriyet okurlarının bu köşedeki soru ve katkılarından tanıdığı Ayşe Özyağcılar’ın sorumluluğunda yapılmış. Bu kadar uğraş yetmezmiş gibi, bana sunulmak üzere kocaman bir dosya hazırlamış Ayşe Hanım; okuldaki konuşmamdan sonra verdi. Pek çok şey öğrendim bu dosyadan; öğrendiklerimi elbette paylaşacağım. Örneğin, Türk aşçıların Türk yemeklerinin isimlerinin değişik dillere çevrilip yemek listelerinde yer almasına tepki gösterdiklerini duymamıştım. Türkiye Aşçılar Federasyonu, “Türk yemeklerinin isimlerinin İngilizceye çevrilmesine izin vermeyeceğiz. Türk yemeği Türkçe söylensin, Türkçe yazılsın.” diye açıklama yapmış. Akdeniz Profesyonel Aşçılar Birliği, bir ülkenin yemeğinin tıpkı dili ve kültürü gibi özel olduğunu belirterek yemeklerimizin kendi adlarıyla sunulmasını istemiş. Kültürün önemli bir yanını oluşturan yemekler özgün adlarıyla sunulmalı ki konuklar ülkelerine döndüklerinde bu yemekleri Türkçe adlarıyla anımsayıp anlatarak Türkiye’nin yemekleriyle de tanınmasını sağlasınlar. İtalyan, “spagetti”yi bütün dünyaya “spagetti” olarak; Japon, “suşi”yi, “suşi” olarak kabul ettiriyor. Bizse pidemizi “Turkish pizza”, mantımızı “Turkish ravioli”, simidimizi “Turkish bagel” diye sunuyoruz. Sonra da Türk mutfağının yurtdışında tanınmadığından yakınıyoruz. Bunları bu adla tanıttığımız turist, Türk mutfağından özgün yemekler yediğini niçin düşünsün? Olsa olsa Türklerin taklit ürünlerdeki başarılarını yemek konusunda da sürdürdüklerini; İtalyanlardan pizzayı ve mantıyı, Amerikalılardan “bagel”i (ç)alıp taklit ettiklerini düşünecektir. FEYZA HEPÇİLİNGİRLER “T lım” başlığıyla bir dizi etürkçemize Sahip Çıka 31 MART SALI neltti sanatçı konuğa. Konuk da, ‘Ermenistan’da da konserler yaptım,’ demez mi! ‘Konser verilir mi, yapılır mı?’ diye sordum kendi kendime. Hem sunucu hem konuk ‘konser yapmak’ kavramından söz edince ikilem içine düştüm. Arkadaşım Hikmet Ergun da, ‘Konser verilir, konserve yapılır!’ diye gülümseyip vurguladı. Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluğa çalması veya söylemesi ‘konser’, dinleyici topluluklarına, müzik eserlerini çalmak veya söylemek de ‘konser vermek’ demektir.” Rıza İvgen de “yapmak” konusunda bir notla İzmir opera salonundaki ışıklı panoda oyun başlamadan önce çıkan, “Cep telefonlarının kapalı tutulması ve fotoğraf çekimi yapılmaması…” biçimindeki uyarıyı bildirmiş. “Bu cümle trafik polisinin ‘Durma yapmayınız” diye bağırmasını hatırlatıyor.” demiş. “Durmayınız, beklemeyiniz” demek varken “Durma yapmayınız, bekleme yapmayınız” denince daha kibar olunacağı mı sanılıyor acaba? Bu eylemin kullanılması gereken yerde de anlamsız bir kaçınma isteği… Eylem neredeyse “müstehcen” sayılıyor o zaman. İki arkadaş, kaza yapmamış, trafik kazası “gerçekleştirmiş” oluyorlar. Gerekmediği yerde bol bol kullanıp “sinema yapmak”a, “müzik yapmak”a alıştıracaksınız kulaklarımızı; “yapmak” eylemini gerçekten kullanmanız gereken yerde de “gerçekleştirmek” diyeceksiniz. Pek anlamsız bir uygulama bu! kını birleştirdiği, “Saray Sofralarından Sokak Yemeklerine” alt başlığıyla çıkan kitabı, “İstanbul’un Tadı Tuzu” da okunması çok zevkli bir kitaptı. İstanbul’un ve İstanbul’da çeşitli dönemlerde yaşamış kişilerin fotoğrafları, şiirler, özlü sözler, anlamlı alıntılarla zenginleştirilmişti kitap ve yemek kültürümüzün yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini çok güzel anlatıyordu. Günümüzün gereksinimleri düşünülerek hazırlanmış yemek kitapları da var. “Sahrap Soysal’la Ekonomik Yemekler” bunlardan biriyse Gülhan Kara’nın yeni çıkan kitabı da ikincisi: “Kriz Mutfağı” (Alfa Yayınları). “Ekonomik yemeklerle ucuza sağlıklı beslenmek mümkün” iddiasıyla çıkan kitap, gerçekten ekonomik kriz içinde en ucuza mal edilecek, en lezzetli yemeklerin tariflerini veriyor. Fiyatı da iddiasını kanıtlar gibi, ucuz: 4,90. Tariflerden önce alışveriş önerilerini, tasarruf önlemlerini, saklama ve pişirme yöntemlerini de eklemiş kitabına Gülhan Kara. Patates, soğan, ıspanak, bulgur vb. kullanılarak mucizeler yaratılabileceğini gösteriyor. Ayrıca kitabın sonuna 30 günlük yemek mönüsü eklenmesi, kadınları ezeli dertleri, “Bugün ne pişirsem?” kaygısından kurtarıyor. ‘Hollanda’da konserler yaptınız…’la başlayan bir soru yö M hatta saatini bildirerek şu bilgiyi veriyor: “Sunucu, 2 NİSAN PERŞEMBE ehmet Ali Sulutaş, radyonun adını, yayının tarihini, kaymak gibi kâğıtlara, iştah açıcı fotoğraflarla basılmış, albenili kitapların yanında, özel zamanlar; örneğin ramazan için hazırlanmış, “İkbal Gürpınar’la Ramazan Sofrası” (Alfa Yayınları) gibi kitaplar da var; Musevi, Rum, Ermeni mutfağından seçilmiş yemekleri içeren “Bizanslı Yemekler” de (Sema Temizkan, Özgür Yayınları)… Hele mezeler… Alfa Yayınları’nın iki meze kitabı var ki insanı baştan çıkarır. Elif Adalı ve Arzu Karakılıç tarafından yazılmış, en lezzetli ve vazgeçilmez 140 denenmiş tarifi içeren “Türk Mezeleri” ve İlhan Eksen’in “dengeli beslenme” diye tutturanları ti’ye alan bir adla sunduğu rakı mezeleri: “Dengeli Demlenme”. İlhan Eksen’in İstanbul sevdasıyla yemek aş Y mandı, şiirdi derken onlara bir türlü sıra gelmiyor. Oysa emek kitaplarını ciddiye almıyor değilim; öyküydü, ro 4 NİSAN CUMARTESİ Nisan 2009 tarihli Cumhuriyet Kitap ekindeki yazınızla ilgili ben de bir şeyler eklemek istedim. Malamat etmek, malamat olmak şeklinde belirtilen fiiller özellikle benim de doğup büyüdüğüm Mersin’in Anamur ilçesi başta olmak üzere Mut, Gülnar ve Silifke gibi Yörük kültürünün yaşandığı bölgelerde çok kullanılan ve ilginçtir ki çok da sevilen bir fiildir. Bizde daha çok utandırmak, mahcup etmek, yüzünü kızartmak, yüzünün kızarmasına sebep olmak gibi anlamlarda kullanılır. Bütün bunlara ilaveten (Bugünlerde maalesef insanlar ARTI diyor.) özellikle Anamur’da vurguyu daha da sağlamlaştırmak maksadıyla fiil ‘Malamat maççarıs etmek’ olarak da kullanılır.” Lale Elmasulu da “Farşı malamat olasın” diye bir ilenmeden söz etmiş mektubunda. “‘Farş’ sanırım ‘arş’ın söylenişi. ‘Şu göğün altındaki herkese rezil olasın. Yaptıkların açığa çıka.’ gibi bir beddua.” dedikten sonra kendini tutamamış: “Hazır yazmışken malum yerlere de etmiş olayım hocam bedduamı” diye esprisini de yapmış. ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. A olmak, malamat etmek” hakkında ek bilgiler iletti: ”2 7 NİSAN SALI tılım Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ulvi Keser, “malamat B U L M A C A 1 A 2 H 3 D 4 H 5 F 6 A 7 E 8 C 9 D 10 F 11 J Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU B. “Vahşi ...” (Başrollerinde Mickey Rourke ve Carre Otis’in oynadıkları film). 12 B 13 H 14 E 15 A 16 H 17 A 18 B 19 H 20 C 74 80 12 32 21 18 21 B 22 A 23 H 24 H 25 I 26 F 27 E 28 C 29 D 30 J 31 A H. “Gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın / ... ... düşüyor aklıma / ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte / soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi” (Ahmet Telli’nin Belki Yine Gelirim’inden). C. Necati Cumalı’nın bir romanı. 32 B 33 J 34 G 35 G 36 G 37 H 38 D 39 F 40 F 41 E 70 59 60 49 57 58 2 55 53 28 8 50 20 77 42 I 43 D 44 G 45 D 46 A 47 I 48 A 49 A 50 C 51 H 52 H 53 H 54 D 55 H 56 F 57 H 58 H 59 H 60 H 61 D D. “Sofa ... gazı söndürelim.” (Hüseyin Rahmi Gürpınar). 69 4 24 16 71 51 57 19 72 52 76 75 13 23 54 3 63 46 38 51 9 29 43 62 A 62 D 63 D 64 A 65 71 H 72 H 73 A P 66 Ç 67 J 68 H 69 9 70 H I. “Ak ... kara gün içindir” (atasözü). 74 B 75 H 76 H 77 C 78 G 79 A 80 B 81 E. Tarafsız, yarısız. 25 47 42 66 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Zaman ve Maske adlı şiir kitabını yaratan şairin adını oluşturacak; bulmaca kare lerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. Dikkat: “P/65” ve “Ç/68” harfleri ipucu olarak yerlerine konmuştur. 41 27 7 14 F. “... Uçurum” (Refik Durbaş’ın bir şiir kitabı). J. Torunu olan kadın. 67 11 33 30 999. sayının çözümü: A. AÇLIK, B. ZERDÜŞT, C. EYLÜL, D. RENÇ, E. YÜKÜN, F. AG, G. RUM, H. ANISI, I. NDM, J. GÜVEN TURAN, K. İTÜ, L. BEN GÖNEN’DE DOĞDUM, M. İNİM İNİM İNLEME. Şiir: “gençliğim gitti, ben yürüdüm ve koştum üzünçlenmeden suyun görünen derininde kanımın damlaları” Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... ... Kız” (Jorge Amado’nun bir romanı) 5 10 56 39 26 40 G. Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun. 15 79 31 1 81 17 73 46 6 48 64 22 78 34 44 38 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1000 SAYFA 47