Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Atatürkçülükle sosyalizmi birleştirme denemesi: YönDevrim Hareketi Gökhan Atılgan, 1960’ların etkili akımı Doğan Avcıoğlu liderliğindeki YönDevrim Hareketi’ni inceliyor. Kitabın temel amacı, YönDevrim Hareketi’nin geliştirdiği siyasal söylemi çözümlemek. Ë Cem EROĞUL ökhan Atılgan’ın YönDevrim Hareketi incelemesi, geçen yılın sonuna doğru Yordam Kitap tarafından yeniden yayımlandı. Bu ikinci baskıyı gözden geçireyim derken, dayanamadım bütün kitabı baştan sona yeniden okudum. Neden mi? Çünkü bu kitabı okumak, insanın kolay kolay geri çeviremeyeceği tam bir düşünsel şölen. Her düşüngüsel (ideolojik) söylem gibi, ister istemez karmaşık, düzensiz, çalkantılı, zaman zaman duygusal, yer yer çelişkili, üstelik de on yıllık bir sürece yayılmış; yayın, örgüt, eylem aracılığıyla kendini ortaya koymuş bir söylemi, bütünlüğünü bozmadan derleyip toparlamak, ana çizgilerini vurgulayan bir düzene sokmak, okurun zorlanmadan kavrayabileceği duru bir öğreti kalıbına dökmek, kolayca başarılabilecek bir iş değil. Gökhan Atılgan işte böyle bir iş yapmış. Onun için de yapıtı, şurup gibi okunuyor. meti’ne, CHP’de ortanın solu siyasetine karşı çıkan Turhan Feyzioğlu kanadına, TİP’te ise, milli demokratik devrim stratejisini reddeden AybarArenBoran üçlü yönetimine karşı çok sert bir savaşım yürütülüyor. Amaç, “cici demokrasi”ye bel bağlayanlarla köprüleri atıp zinde kuvvetleri harekete geçirecek kesin bir saflaşma yaratmak. Beşinci dönem ise, doğrudan doğruya askeri darbe hazırlığına yönelik. Yön’ü kapattıktan sonra, Doğan Avcıoğlu, bir buçuk yıllık bir süre içinde ünlü Türkiye’nin Düzeni kitabını yazıyor. Kitap, 1968 yılında zaten hareketlenmeye başlamış olan siyasal ortama bir bomba gibi düşüyor. Artık, devrimci bir askeri darbenin programı hazır durumda. 1969 seçimlerinin yarattığı yeni düş kırıklığından sonra yayımlanmaya başlayan Devrim gazetedergisi, bu darbe hazırlığının sözcüsü olarak çıkıyor. Beşinci dönem, ilerici darbe girişiminin 9 Mart 1971 günü çökmesiyle kapanıyor. Aynı gün, YönDevrim Hareketi de son buluyor. Dördüncü ve son soru öbeğinde, Gökhan Atılgan’ın amacı, YönDevrim Hareketi’nin beş dönemde incelediği strateji uygulamalarını, hangi araçlarla gerçekleştirmeye çalıştığını ortaya koymak. Bu bölümde, Yön dergisinin nasıl hazırlandığı, içeriğinin nasıl belirlendiği, başyazıları, para kaynakları (finansmanı), baskı sayısı (tirajı) vb. konularda bir yığın ayrıntılı bilgi verildikten sonra, Çalışanlar Partisi girişimi ile Sosyalist Kültür Derneği’nin kuruluşu ve çalışmaları anlatılıyor. Arkasından, düşüngüsel (ideolojik) bir yeğlemle (tercihle), az sayıda, ancak özenle seçilmiş konularda yayın yapan Yön Yayınları tanıtılıyor. Son olarak da, Devrim gazetedergisinin çıkışı, düzeni, içeriği, yayın siyaseti vb. konularda bilgi veriliyor. Ekler bölümünde, YönDevrim Hareketi’ne ilişkin belli başlı belgeler okura sunuluyor. Hareketin tarihi boyunca çıkarılmış üç bildirinin, Yön, Sosyalist Kültür Derneği kuruluş ve Devrim bildirilerinin tam metni burada. Ayrıca, Yön bildirisini imzalayanlarla Sosyalist Kültür Derneği’nin kurucularının dizelgeleri (listeleri) ekler arasında yer alıyor. Kitabın kaynakçası çok varsıl. Sonuna eklenen ad dizini de şu ya da bu kişiyi araştırmak isteyenlerin işini çok kolaylaştırıyor. Yapıtın başarısında, dizgesellik ile süreçlerin tanıtımı arasındaki duyarlı dengenin çok iyi kurulmuş olmasının temel bir payı var. Bir siyasal olguyu incelemek isteyen her yazar, kaçınılmaz olarak, zorlu bir ikilem karşısında kalır. Hem olayları olabildiğince kapsamlı ve ayrıntılı bir biçimde aktarmalıdır hem G de bunu, hiçbir açıklama gücü olmayan bir betimleyiciliğe düşmeden yapmalıdır. Betimleyicilik tuzağından kaçınmanın tek yolu ise dizgeli (sistemli) bir açıklama yapısı kurmaktır. Ne var ki, bunlar yan yana konamaz. Ustalık, somut bilgileri, betimlemeleri, dizgeli açıklamaların içine yedirerek, anlatımı, okuru hiç yormadan, kendiliğinden bir açıklamaya dönüştürmektir. Gökhan Atılgan, YönDevrim Hareketi’ni incelerken, yukarıda değinilen dört soru öbeğine dayanan bir yapı kurarak, betimlemeirdeleme ikilemini, okura neredeyse duyumsatmadan aşıyor. Öte yandan, hareketin içeriğini bu yöntemle çözümlemekle kalmıyor; Hareket’in bütününü anlamlandırabilmek için, bunu, Genç Osmanlılardan başlayan, Jön Türklerden, İttihatçılardan, Kemalistlerden, Kadroculardan geçen, tanımlayıcı özelliği, her dönemde kendini ülkeden baş sorumlu saymak olan geleneksel aydın hareketi içine yerleştiriyor. Böylece, YönDevrim Hareketi’nin, hangi yönlerden, bir geleneğin sürdürücüsü olduğunu, hangi yönleriyle özgün olduğunu ortaya koyabiliyor. Ulaştığı sonuç şu: YönDevrim Hareketi, Atatürk ilkelerinin Marksist bir yorumuna dayanmıştır. ‘MARKSİST’ NİTELEMESİ Yazar, Marksist değil de, sosyalist deseydi, hiçbir itirazım olmazdı. Marksist demesi, ister istemez yanlış anlamalara yol açabilir. Bu nitelemeyi görenler, YönDevrim Hareketi’nin öncülerinin Marksist olduğunu sanabilirler. Öyle olmadıklarını, her türlü devrimci ya da sosyalist kaynaktan yararlandıkları gibi, arada Marksist kaynaklardan da yararlandıklarını kendisi söylüyor. Durum böyle olduğuna göre, YönDevrim Hareketi’ni, Atatürkçülüğün Marksistçe yorumu olarak nitelemek doğru değil. Onun için ben de bu yazının üstbaşlığında, Marksist değil, sosyalist sözcüğünü kullanmayı yeğledim. Kaldı ki, Gökhan Atılgan’ın, genel olarak sözcük seçiminde, ne yazık ki, her zaman özenli davrandığını söylemek olanaklı değil. Örneğin, s. 23’teki “deşifrasyon” sözcüğü, hâlâ kulaklarımı tırmalıyor. Orada kastedilen şey, “açığa çıkarmak”, “ortaya koymak”. Öyle dense olmaz mıydı? Bir de Yordam Kitap’tan bir ricam var: Bu denli nitelikli yayın yapıyorsunuz; n’olur hiçbir yazım yanlışına geçit vermemenin yolunu bulun. Üstelik kaba yanlışlara: s. 179, satır 10’da: “Türkiye de” yerine “Türkiye’de”; s. 281, satır 16’da: “mektupta” yerine “mektup da”; s. 183, not 74’te: “Kirby” yerine “Kibry” (üstelik iki kez). En son, Behice Boran: Öğretim Üyesi, Siyasetçi, Kuramcı kitabıyla kanıtladığı gibi, Gökhan Atılgan, son derece değerli bir siyaset bilimi araştırmacısı. Yordam Kitap da, kısa zamanda gerçekleştirdiği yayınlarla, hem yıllarca biriken özlemlerimizi doyuran, hem de güncel meraklarımızı karşılayan, üstün nitelikle bir yayınevi. İkisinin işbirliğiyle ortaya çıkan YönDevrim Hareketi ise, Türkiye’nin siyaset bilimi kitaplığında hemen seçkin yerini almış olan gerçek bir soyyapıt. Bu güzel işe emek veren herkesi candan kutlarım. ? YönDevrim Hareketi: Kemalizm ile Marksizm Arasında Geleneksel Aydınlar/ Gökhan Atılgan/ Yordam Kitap, 2008/ 368 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 994 Gökhan Atılgan DÖRT SORU Konu, dört soru öbeği çevresinde incelenmiş. Birinci öbekte, YönDevrim Hareketi’ne öncülük edenlerin hangi tarihsel koşullarda ortaya çıktıkları araştırılmış. Bunun için, 1950’lerin ikinci yarısında Demokrat Parti’ye karşı yükselen aydın muhalefeti çözümlenmiş (tahlil edilmiş, analizi yapılmış), bu muhalefetin o dönemde el ele yürüyen sağ ve sol kanatlarının, nasıl bir çatışma gizilgücü (potansiyeli) taşıdıkları gözler önüne serilmiş. Böylece, 1961 Aralık’ında Yön Bildirisi’ne ulaşan sürecin, 27 Mayıs 1960’tan çok önce başlamış bir oluşum olduğu açıkça görülebiliyor. İkinci soru öbeği, YönDevrim Hareketi’nin öğretisini (doktrinini) tanımlamayı erek edinmiş. YönDevrim Hareketi, Atatürkçülüğün belli başlı ilkelerini yeniden yorumlayarak bunları sosyalizme dönük bir siyasal izlence (program) çerçevesinde birleştirmeyi denemişti. Burada, bu amaçla, özel girişimi kollayan bir devletçilik yerine her alanda kalkınmak için devlet gücünü kullanan bir “yenidevletçilik”; emperyalizme yamanmanın kılıfı olan sahte miliyetçilik yerine ulusal çıkarlar için emperyalizme açıkça kafa tutan bir “gerçekmilliyetçilik”; sınıf ayrımlarını örtmenin aracı olarak kullanılan bir halkçılık yerine, işçi ve köylünün çıkarlarını kollayan bir “sınıfhalkçılığı”; öykünmeci bir Batıcılık yerine sosyalizme yönelen devrimci bir “üçüncüdünyacılık”; esaslarına oturan bütünlüklü yeni bir öğretinin nasıl kurgulandığı ayrıntılı olarak gözler önüne seriliyor. Üçüncü soru öbeğinde, YönDevrim SAYFA 8 Hareketi’nin, yeniden tanımlanmış bu Atatürkçülüğü iktidara taşımak için hangi yolları denediği araştırılıyor. Gökhan Atılgan’ın buradaki çözümlemesi tam bir usta işi. On yıllık bir süre içinde, siyasal ortamdaki dönüşümlere koşut olarak hareketin kendi eylem biçimini nasıl uyarladığını titizlikle inceliyor. Bu amaçla, saptadığı beş ayrı dönemde yeğlenen savaşım yöntemlerini ortaya koyuyor. Yön dergisinin çıkmaya başladığı 1961 yılının sonundan devrimci plancıların çekilmeye zorlandığı 1962 güzüne uzanan birinci dönemde, hareket, başbakan İnönü’yü, tabi senatörleri ve devrimci bürokratları, köklü bir düzeltim (reform) dizisi uygulama yönünde iknaya çalışıyor. İnönü’nün sağın baskısına boyun eğip plancıları gözden çıkarmasından Yön dergisinin sıkıyönetimce kapatıldığı 1963 yazına uzanan ikinci dönemde, hareket, son aşamada sosyalizme yönelecek “kapitalist olmayan bir kalkınma yolu” için, devrimci asker ve siviller olarak tanımladığı “zinde kuvvetler”i kazanmaya çalışıyor. Talat Aydemir darbesinin bastırılması, Yön’ün, on dört ay gibi çok uzun bir süre için kapatılmasıyla sonuçlanıyor. 1965 seçimlerinin sonuçları açıklanıncaya dek süren üçüncü dönemde, hareket, ilk ve son kez TİP’i destekleyerek; CHP içinde de, Kıbrıs bunalımı dolayısıyla ABD’yle arası açılan İnönü’ye arka çıkarak, bu yolda fazla umut beslemese de, seçim sonrasında bir sol koalisyon hükümeti kurulması için çalışıyor. Dördüncü dönem, 1965 genel seçimlerinden Yön’ün yayın yaşamına son verdiği 1967 Haziran’ına dek sürüyor. Seçimlerin yarattığı düş kırıklığından sonra, artık hareket, var olan toplumsal güç dengesi tepeden indirilecek darbelerle yıkılmadıkça, kısacası, zinde kuvvetler eliyle bir “milli demokratik devrim” gerçekleştirilmedikçe, halkın onayının asla kazanılamayacağına kesin kanaat getiriyor. Bu dönemde, Süleyman Demirel Hükü