29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA ve çocuk edebiyatının ustalarından biri olan Muzaffer İzgü TÜYAP Adana Kitap Fuarı’nın Onur yazarıydı. Fuar süresince onunla ilgili birçok etkinlik yapıldı. İzgü’nün yaşam ve yazarlık serüveni; Muzaffer Uyguner’in “Muzaffer İzgü Yaşamı, Sanatı, Yapıtlarından Seçmeler” (Bilgi Yayınevi), Hikmet Çetinkaya’nın “Yılların Tanığı Üç Yazar” (Çağdaş Yayınları) ve Enver Ercan’ın Gülümseyen Usta: Muzaffer İzgü (TÜYAP Yayını, 2009) adlı çalışmalarında ayrıntılarıyla aktarıldı okurlara. Roman, öykü ve çocuk kitabı olarak yüzün üzerinde yapıta imza atan Muzaffer İzgü, gülmece fırtınası estirmeye devam ediyor. Öner Yağcı, İzgü’nün yapıtlarını ve yazarlığını değerlendiriyor sayfalarımızda yer alan yazısında. İsrailliler tarafından üç kez hapse atıldı Mahmud Derviş. Sonra yazdığı şiirlerle kendi topraklarında terörist ilan edildi. Uzun yıllar sürgünü yaşadı. Filistin’in sesiydi. Direniş şiirinin sesiydi. Ve barışın ve umudun sesiydi. Aşkı da muştuladı dizelerinde, sevgiyi de... Günümüzde çağdaş Filistin şiiri denilince akla gelen ilk isimdi. Kalbi 2008 yılında durdu, yola şiirleri devam ediyor. Kendisini yakından tanıyan ve yapıtlarını da Türkçeleştiren şair Metin Fındıkçı’nın da dikkat çektiği gibi, şiirinin temel kaynağı ilk önce Filistin halkıydı ancak beslendiği damar Nâzım, Ritsos, Neruda ve Lorca başta olmak üzere toplumcu, devrimci, Marksist gelenekten gelen şairlerdi. Yalnızlık Yenilemeden Kendini’de Derviş’in 7 şiir kitabından seçilip derlenen ve şiirleri yer alıyor. Fındıkçı ile Mahmud Derviş’i konuştuk. Bol kitaplı günler… Gülmece edebiyatımızın ENİS BATUR Pervasız Pertavsız Heidelberg İki Gezi Notu Katharina Detzel’in boyundan büyük kuklası. Costance SchwartzlinBerberat’nın bazan sımsıkışık, bazan dev bir yaylılar orkestrası için kâğıda düşülmüş çığlıksı partisyonunu çağrıştıran yazıçizileri. Philosophenweg’e, iki sabah öncesinde, birbaşıma, Alte Brücke’yi aşıp Neckar kıyısından girdim, ıslak güz yapraklarının yığıldığı, kayganlaştırdığı iri parke taşlarına basıp yukarı tırmandım, sonra döndüm, az ilerideki Hölderlinweg’e daldım. Şimdi şık, gösterişli kentli evlerinin peşpeşe sıralandığı, geniş bahçeli sessiz mekânların iki yanında beklediği yolda iki yüz elli yıl önce yürüyen dalgın genç adam, benim yaşıma geldiğinde, çoktan karşı kıyıya geçmiş durumdaydı. Frankfurt fuar alanında, yanyana oturduğumuzda, mikrofona eğildi Oruç Aruoba: “Enis BaLa Charente tur, bu sabah Heidelberg’de görülmüş”. Sonra, masada çekilmiş bir fotoğrafımız ulaştı elime: Otuz yıl öncesine, Oruç’la tanıştığımız Ankara günlerine sıçradım belleğimde: Hölderlin, Nietzsche, Heidegger üzerinden konuşarak geçirdiğimiz saatlar, mevsimler, yıllar. Mekik’in en dikkatli birkaç okurundan biri olacaktır. Her yazdığımız metin için, ama şiir ama düzyazı, arkamızda öyle bir Cognac çift göz dursun, bekleriz, isteriz: Yazma eylemine, anlarına, kopup uzaklaşma dönemlerine eşlik eder, düşecek olduğumuzda tutarlar bizi. Gene de hepten yalnız kaldığımız olur: O şiirleri, metinleri, yazıları ötekilerden ayırt etmek olanaksız değildir. da kıyısından geçtiği yerlerin gerginliğini düşürür. Yoksa, özünde, sert bir yavruşehir Cognac; iki gün iki gece kalmış olmakla ne anlaşılır ayrı, bir ön izlenim işte. Büyük markaların gölgesi düşüyor üstüne: Hennessy, RémyMartin, Martell gibi. Caddeleri, sokakları gece gündüz dolaşan bir koku, renk, tad alaşımı. I. François ihya etmiş burayı, kuruluşunda. O gün bugün, konyakla yaşıyor Cognac. Konyak belli ölçüde buharlaşır, mahzeninde fıçıların beklediği evlerin dış cephesinde bir mantar türünün peydahlanmasına neden olurmuş. Vergi denetimcileri, hemen teşhis ederlermiş o evleri. Gerçekten de gri siyah yüzlü duvarlarla dolu Cognac. Nehir, genişliyor şehrin yakınında, irili ufaklı adalar göze çarpıyor suyun ortasında. Bir tanesi yarımadaya dönüştürülmüş: Değirmen Adası’nın kıyısında yaban ördekleri cirit atıyordu. ‘Cognac Avrupa Edebiyatları Festivali’nde, Gérard Meudal’in bir sorusu üzerine, yazarlık serüvenimi bir akarsuya, güzergâhına benzettiğimi anlattım. Sanırım, bu benzetmeyi oturup açmam gerekecek.? HEIDELBERG eidelberg, beni bu sefer daha da sarıp sarmaladı. Şehir, Osmanlıların Söğüt’ü seçtikleri yıllarda kurulmaya başlamış: Neckar’ın iki tepenin arasına girdiği noktada, tepelerden birine kaleyi dikmişler. Düşündürücü olan, hemen, XIII. yüzyılda üniversitenin temelini atmış olmaları: Yedi yüz yıldır Heidelberg’in asal kimliğini belirleyen karar. Sıradışı bir doğa kesitine yerleşmişler ve o gün bugün dokuyu kesinkes bozmamışlar. Kale dışındaki yapıların en eskileri XVI. yüzyıldan; hümanizmanın, Rönesans’ın rüzgârları estetik notayı vermiş Heidelberg’de, sonrasında hepten uyumlu bir çizgi çekilmiş. Büyük talihi, şüphesiz, II. Dünya Savaşı’nın sonundaki amansız bomba yağmurunun dışında kalabilmesinden geliyor. Dünün Frankfurt’u, sanırım birkaç karat daha büyük bir mücevherdi kırıntıları olsun ulaşmamış bize. Kütüphane’yle ilgili okuma notunda, küt cahil Assouline ‘bilerek mi kütüphaneleri bombaladılar?’ diye soruyordu öyleleri, yokolanın acısını etlerinde hissetmezler. Başka acıları da: Heidelberg’de son sabah, pazar sabahı, Prinzhorn koleksiyonundaki Wölfli sergisine gidişte ve dönüşte, öğle sonrası anayoldan Bourgogne yönünde ilerlerken, aklım ve ruhum kaçıncı kez lime lime olmuş, Mekik’te çizdiğim çerçevenin dışına ikidebir hamleler yaptım. Beynimizin, sinir sisteminin, gövdenin bütününde tuhaf denklemler kurmaya davranan kimyasal organizasyonumuzun barındırdığı gizlere ulaşmanın bunca uzağında kalmamız tragedyamızı biçimlendiriyor. Kendisine erişmekten aciz akıl, nasıl oluyor da dışındaki dünyayı, hayatı anlama ve anlamlandırma uğraşı bağlamında alabildiğine girişken? Sloterdijk’in yeni kitabını gördüm vitrinlerde. Başkalarını da. Bütün altüst oluşların ortasında, yıkılan külliyelerin altında hâlâ çırpınıyoruz. Carlo’nun Sozialist gemisi. H TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] COGNAC La Charente, yumuşatmış Cognac’ı: Akarsunun bu tür bir etkisi vardır, içinden ya İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 994 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle