24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nın arkadaşlarıdır. Euro 7’yi, Deniz Feneri’ni destekleyen Yimpaş’ın yöneticileri boşu boşuna AKP iktidarında bakan, milletvekili, belediye başkanı olmadılar. Kitabımı okuyanlar ilişkiler zincirini yıl yıl, isim isim görecekler. Şaşıracaklar, belki de inanamayacaklar. Ancak Yüzyılın Yolsuzluk Oyunu’nda yazdığım her satır gerçek... Mehmet Gürhan’ın önsözüyle başlayan tanıtım broşüründe yardım paralarının sadece Türkiye ve Pakistan’a değil, Kaşmir, Aceh, Sudan, Habeşistan, Azerbaycan, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Yemen, Nijerya, Mali’ye de gönderildiğinin yazıldığını belirtiyorsun. En çarpıcı örnek neydi? Bu ülkeler, uluslararası inanç hortumculuğunun yapıldığının bir göstergesiydi. Düşünebiliyor musunuz, saf Müslümandan para topluyorsunuz ve ona sizin adınıza işte bu ülkelerde kurban keseceğim diyorsunuz. Alman makamları derneğin kayıtlarını, alındı makbuzlarını inceliyor. Ne görüyor biliyor musunuz? Bazı ülkelerde mizansen sahneler yaratılarak kurbanların yoksul insanlara dağıtılmış gibi gösterildiğini tespit ediyor. Siz zannediyor musunuz ki Mehmet Gürhan mahkemede boşu boşuna özür diledi. GELSİN PARALAR! Deniz Feneri e.V’ye akan paralarla kurulan şirketlerle ilgili ilk tespitler nelerdi? Ki bu şirketlerin bazılarının merkezleri ile Deniz Feneri’nin yerinin bile aynı olduğunu okuyoruz kitabında? Deniz Feneri e.V’ye yapılan bağışlarla 10’a yakın şirket kuruldu. Mehmet Gürhan, bu paraları borç verdim dese de o aslında Türkiye’den gelen emirleri uyguluyordu. Öyle ki, kurulan şirketlerin adresleri bir süre sonra Deniz Feneri e.V ile aynı binayı gösteriyordu. Zaten düzen çoktan kurulmuştu. Yatan para İstanbul’a gidiyor; oradan bildiğimiz isimler şirket sermayesine ortak oluyor, Almanya’da birbiri ardına bağış parasıyla yeni şirketler doğuyordu. Düşünebiliyor musunuz? Deniz Feneri’ne akan paralarla taksi şirketleri bile kuruluyordu. Sence Deniz Feneri davasının Türkiye ayağından mahkumiyet çıkabilir mi? Aylardır dosya gelmiyor. Bu gelişmeler Japonya’da yaşansaydı çoktan 45 isim harakiri yapmıştı. Türkiye’de bırakın harakiriyi insanlar koltuklarını bırakıp istifa bile etmiyorlar. Ben Tür kiye’nin şu haliyle ne Zekeriya Karaman’ı ne de Zahid Akman’ı yargılayabileceğine inanıyorum. Örülü bir duvardan bir tuğla çekmek gerekir. Erdoğan, bu tuğlayı çekemez. Çekerse zincirin halkası kopar. Bu zincir tarikat, siyaset, ticaret zinciridir. Ankara bu yüzden sus pus. Yimpaş’ın Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, Almanya tarafından İnterpol kanalıyla arandığında Türkiye onu bu ülkeye yargılanması için verdi mi? Peki Almanya’da yer yerinden oynarken, Türkiye’deki Deniz Feneri ile ilgili tek bir inceleme yapıldı mı? Almanya’daki Euro 7’nin ruhsatı iptal edilirken, Türkiye’deki Kanal 7’nin başındaki isme bir tek soru sorulabildi mi? Bu gelişmeler karşısında bu davadan Türkiye ayağında mahkumiyet çıkabilir mi? Bırakın Türkiye’yi, Ankara’yı yöneten iktidar Almanya’daki davayı bile etkilemeye çalışmıştır. Bu kriptolara bile yansımıştır. Yine söylüyorum, Türkiye’de Zekeriya Karaman’ı hâkim karşısına çıkaracak gücün olduğuna inanmıyorum. Şayet Karaman Türkiye’de hakim karşısına çıkar, yargılanırsa; AKP bugüne kadarki en büyük darbeyi alır. Ama Türkiye’de Deniz Feneri noteri olarak ünlenen isme dava açıldı. Karaman’a niye açılmasın? Soru güzel ama yanıtım yine aynı. Şimdi Deniz Feneri noterine neden dava açıldı? Mehmet Gürhan hapisteyken, onun adına Zekeriya Karaman’a (Başbakan’la 2007’de hısım oldular) vekâlet verdiği içindir. Resmi evrakta sahtecilik suçlamasıyla noter hakkında dava açıldı. Peki vekâlet hangi tarihte verildi? 21 Mayıs 2007... Eee bu vekaleti alan Zekeriya Karaman o gün ne yaptı? İstanbul’da kurulu Haliç Şirketi’nde hisse operasyonunu gerçekleştirdi. Ticaret sicili kayıtlarına göre Gürhan’ın 50 bin TL’lik hissesini Kanal 7’nin tepe yöneticilerinden İsmail Karahan’a devretti. O gün Gürhan hapisteyken, şirketin genel müdürlüğünden de istifa etti. Peki şimdi açık açık soruyorum. Tamam noter suçlu. Kardeşim sahte belgeyi eline alıp bu belgeyle işlemler yapan isme ne demeli? İşte bu yüzden notere dava açılır, notere o belgeyi hazırlattıran isme dava açılmaz. Bu da ancak Türkiye’de olur.n [email protected] Yüzyılın Yolsuzluk Oyunu/ Aykut Küçükkaya/ Cumhuriyet Kitapları/ 174 s. Aykut Küçükkaya ile Gamze Akdemir.... CUMHURİYET KİTAP SAYI 995 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle