Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Fazıl Say’ın sansürlenen oratoryosu: Metin Altıok Ağıtı Fazıl Say’ın Metin Altıok Ağıtı adlı oratoryosu, daha ilk kez seslendirilişinde, 30 Temmuz 2003’te iki Açıkhava Tiyatrosu gösteriminde sansürlenmişti. Kitap, Say’ın “Metin Altıok” başlıklı yapıtının neden ve nasıl sansürlendiğini açıklığa kavuşturuyor. Ë Refik Sıla GÜVENÇ ürkiye’de sansürün kaldırılışının 100. yılında bir sansür öyküsü var elimizde. Kitap bir oratoryonun nasıl oluyor da sansürlenebildiğini anlatıyor. Fazıl Say’ın “Metin Altıok” başlıklı yapıtının neden ve nasıl sansürlendiğini açıklığa kavuşturmak için yayımlanan bir kitap “Metin Altıok Ağıtı”. Fazıl Say, Sıvas katliamından ağır yaralı olarak kurtulan ancak komadan çıkamayarak yaşama veda eden Metin Altıok için bir oratoryo bestelemişti. Ve bu oratoryo ilk kez İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenleyeceği bir gecede Kültür Bakanlığı’nın 70 kişilik çoksesli korosu eşliğinde seslendirilecekti. Böylelikle devlet de ağır ihmalinin olduğu bu konuda bir adım atmış olacaktı. Fazıl Say, Metin Altıok gibi büyük bir ozanın sadece Sıvas katliamıyla anılmasına üzülüyordu. O nedenle eserini katliam üzerine değil, Altıok üzerine kurdu. Metin Altıok’un yalnızca orada can veren aydınlarımızın bir simgesi olarak kalmaması gerektiğini, onun şiir geleneğimizin de bir simgesi olduğunu belirten Fazıl Say, “Kökleri bin yıl öncelerine uzanan yazılı ve sözlü edebiyatımızın 20. yüzyıldaki en parlak temsilcilerinden biridir. Metin Altıok hayatı ölümle birlikte tartmaktan söz açıyordu. Oratoryoda hayata onun gözüyle bakmaya çalıştım” diye konuşuyor ve konserin sonunda 3 dakikalık bir bölümde Altıok’un bir şiiriyle Sıvas’a atıfta bulunuyor: T Heybesinde yılan işaretleri, Baldıran zehiri Yüzüğünün içinde Ve yanında Kav taşıyan ben; Tekinsizim size göre İbret için Yakılması gereken Metin Altıok’un bu şiiri konserin sonunda fonda Madımak Oteli yangını ve şairin görüntüleri eşliğinde sahnelenecekti... Ama “Metin Altıok Ağıtı” adlı eser, daha ilk kez seslendirildiği 30 Temmuz 2003 günü Açıkhava Tiyatrosu’nda iktidarın hışmına uğradı ve eserin final bölümünde yer alan görüntüler eşliğindeki müzik sansürlendi. Dünyada final bölümü sansürlenerek kopartılıp atılan bir müzik eseri görülmüş müdür? İktidarın önde gelenleri hangi nedenlerle sansür silahını kullanmaya yönelmişlerdi? Sansürün altında yatan gerekçe neydi? Sansür o günlerde pek çok kesimden tepki aldı. “Metin Altıok Ağıtı” adlı kitapta yaşanan bu sansürle ilgili olarak, Can Dündar’ın iki ayrı yazısına, Zeynep Oral ve Ali Sirmen’in 2003 Temmuz’unda Cumhuriyet gazetesinde konuyu ele aldıkları yazılarına, Derya Sazak’ın yine aynı günlerde Milliyet’te yayımlanan Fazıl Say röportajına ve Ahmet Say’ın kaleme aldığı yazılara yer veriliyor. Kitapta ayrıca, 2003 yılının Haziran ayında hazırlanan eserin ilk seslendirilmesinde, Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduran 5000 müziksevere dağıtılmak üzere hazırlanan ve oratoryo ile ilgili bilgiler içeren kitapçığın tıpkıbasımı da yer alıyor. 3 dakika 20 saniyelik sansür, 37 aydınımızı unutturabildi mi?.. Sıvas katliamını unutturabildi mi?.. Sözü yine şaire bırakalım... Yalnızlık kale kapısında Fındık kabuğunda Atılmış bir ayakkabıda çöpler arasında, Kozasında ipekböceğinin Gergin bir örümcek ağında, Ama daha çok oteldedir Küçük bir taşra kasabasında. Bu çalışma, sanatın bir sanatçıaydın kıyımına duyarlılığıyla sansürün trajikomikliğinin çatıştığı noktanın altını çizişiyle de önemli. ? Fazıl Say Metin Altıok Ağıtı/ Belgesel/Fazıl Say/ Evrensel Basım Yayın/ 95 s. SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 995