Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ olacaktır. Alçaklığın gördüğü himaye, erdemin çektiği aldırmazlık, hakikate ve büyük yeteneklere tahammülsüzlük hatta garazkârlık, bilim adamlarının kendi sahasındaki cehaleti, halis mamullerin neredeyse her zaman aşağılanması ve sadece sahtelerinin baş tacı edilmesi böyle bir şeydir sözgelimi. O yüzden gençler bu maskeli baloda elmaların balmumundan, çiçeklerin ipekten, balıkların mukavvadan yapılma ve istisnasız her şeyin oyun ve oyuncaktan ibaret olduğunu mutlaka öğrensinler. Schopenhauer, “Hukuk, Ahlak ve Siyaset Üzerine”de hayata, adalet ve siyasete dair sorgulamalara girişiyor. Tarihi”nde tüm bu mücadeleleri ve bugün neler yaşandığını anlatıyor. Havana’da Türk Tutkusu 1898/ Ernesto Gomez Abascal/ Çeviren: Mehmet Necati Kutlu, Ceren Karaca/ Everest Yayınları/ 218 s. 1898’de Sultan Abdülhamit bir memurunu Küba’ya gönderdi. Görevin amacı, Küba’nın İspanya’ya karşı verdiği mücadelenin, o günlerde karmaşa halindeki bir başka ada olan Girit’teki mücadeleyle benzerliklerini saptamaktı. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’dan Havana’ya uzanan bu yolculuğunda Yaver Ahmet Paşa, hem birbirinden çok uzaktaki iki farklı ülkeyi izliyor, hem de aşkın ve inancın dünyanın bütün coğrafyalarında nasıl aynı şekilde yaşandığına tanıklık ediyor. “Ernesto Gomez Abascal”ın Havana’da Türk Tutkusu 1898, kitabı tarihin tozlu sayfaları arasında kalmış önemli ve ilginç bir olayı konu alıyor. Yağmuru Kimse Durduramaz/ Karin Moorhouse, Wei Cheng/ Çeviren: Hüseyin Can, Halil Tuğlu, Mustafa Yıldırım/ Ulus Dağı Yayınları/ 348 s. Doktor Wei Cheng ve Karin Moorhouse insandılar. İnsan oldukları için sınırları aştılar. Rahat ve mutlu yaşamlarını bırakıp Angola’ya, mayınlı topraklara, açlığın, yokluğun, acının, ölümün ülkesine gittiler. Ülkelerinin zenginliğinden bile haberleri olmayan, savaşmaktan ve ölmekten yaşamaya fırsat bulamayan insanların diyarına. Doktor Wei Cheng, genç yaşta, yüzlerce ameliyat yaptı, çocukları, yoksulluk ve yoksunluk içindeki insanları tedavi etti. Karin Moorhouse, açlıktan ölmek üzere olan anneleri, çocukları yaşama döndürmek için çırpındı. İnsan olmanın erdemiyle çalıştılar. Angola’dan döndüklerinde eski Wei ve Karin değil, gerçekten insan ve gerçekten doktordular... Yaşanmamış Sosyalizm/ M. İnanç Turan/ Yordam Kitap/ 176 s. M. İnanç Turan, “Yaşanmamış Sosyalizm”de “yıkıntı” olarak tarif ettiği SSCB’nin çözülüşünü, solun hakkını vererek değerlendiremediğini düşünüyor ve “Yaşananları uzun boylu tartışmadan, gerekli sonuçları çıkarmadan sosyalizm umudu yaratmamız mümkün değildir“ saptamasından yola çıkarak Sovyet deneyimini çeşitli yönleriyle Hazar’ın KanıOrta Asya’nın Petrolle Yazılan Tarihi/ Yunus Şen/ Doğan Kitap/ 270 s. Petrol ve doğalgaz uğrunda savaşların çıktığı, sınırların ve yönetimlerin değiştiği, entrikaların sahnelendiği, ölümlerin ve trajedilerin yaşandığı yüzyılımızın vazgeçilmez iki enerji kaynağı olma özelliğine sahip. Bu önemi nedeniyle bu iki enerji kaynağı, özellikle XIX. yüzyılın sonundan itibaren ülkeler arasında sert rekabetlere, savaşlara ve çatışmalara yol açtı. Çarlık Rusyası ile Britanya İmpartorluğu arasında XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyıl başlarında yaşanan jeopolitik üstünlük mücadelesinde Orta Asya petrolünün belirleyici rolü vardı. Birinci Dünya Savaşı, dünya tarihinde petrolün yenilgiyi ve zaferi belirlediği ilk büyük savaş oldu.İkinci Dünya Savaşı’nda da Hitler’in ordularını Kafkasya üzerine gönderirken en büyük amacı Bakü petrolüne ulaşmaktı. Yunus Şen, “Hazar’ın KanıOrta Asya’nın Petrolle Yazılan değerlendiriyor. Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin hiçbir zaman kurulamadığını, bir geçiş toplumu olduğunu ve giderek yozlaştığını iddia eden yazar, sosyalizm denemesinin başarısızlığının temelinde, yanlış bir teori üzerine oturmuş politikanın yattığını öne sürüyor, başarısızlığa yol açan teoriyi ve politikayı tüm yönleriyle sorguluyor, Marx, Engels ve Lenin’in teoride öngördükleri ile fiilen yaşananları karşılaştırıyor. Mozaik Denizi/ Ayşegül Güvenir/ Arkeoloji ve Sanat Yayınları/ 168 s. Mozaik, herhangi bir sanata veya esere bakışımızı değiştiren bireysellik ve özgünlükten uzak bir noktada konumlandırılmış, sınırlı terimlerle tanımlanıp, kısıtlı bir ilgi görmüştür. Mozaiğe ilgi duyan, kendi mozaiğini yapmak isteyen veya endüstriyel anlamda mozaik üretenler için kesme ve yapıştırmanın ötesindeki mozaikle ve 7000 yaşında gizemli bir arketip olan “Usta Mozaikçi” ile tanışmak zamanı gelmiştir. “Mozaik Denizi”nde Ayşegül Güvenir, mozaiğin tarihini ve özelliklerini anlatıyor. Üstün Başarı/ Acar Baltaş/ Remzi Kitabevi/ 284 s. Acar Baltaş, “Üstün Başarı” adlı kitabıyla çalışmak isteyip de çalışamayanların yaşadığı sıkıntılara, dikkatin toplanamamasına, kendini sınav baskısı altında hissedenlere ve öğrendiklerini hatırlayamayanlara kimi önerilerde bulunmayı amaçlıyor. Baltaş, kitabında çalışma davranışlarını, sınav kaygısını ve stres düzeyini ölçmek için özel testleri; hızlı okuma ve bilgiyi özümleme tekniklerini, unutmayı önleme ve hafızayı geliştirme için özel yöntemleri, öğrenmenin bilimsel esaslarını ve üstün başarıya ulaşmanın anahtarlarını sunmaya çabalıyor. Damlada Gizli Duran/ Avram Ventura/ Şenocak Yayınları/ 136 s. Avram Ventura, “Damlada Gizli Duran” adlı kitabında klasik deneme yazarlığını bir anlamda aşmaya çalışıyor. Ventura, belirli bir konu üzerine yoğunlaşırken düşüncelerini destekleyen filozoflardan, şairlerden yazarlardan alıntılar yaparken bile okurlarını “kendi doğrusuna yolculuk” yapmaları için zorlamıyor. Bu konuda seçimi onlara bırakıyor. Toplu Şiirler (20081973)/ Erdal Alova/ Türkiye İş Bankası Kültür Yay./ 276 s. “Gömük bir tiyatroyum/ ne zaman güneşe çıksam/ içimde bir alkış kopar/ gezinir üstümde/ Tanrı ayaklı keçiler/ bilirim ölüyümdür/ ölüdür bütün seyirciler/ mask takmış/ bir masktır artık zaman/ üşüsem/ çıplak ayaklı bir prenses gezinir/ başlar tragadya/ ¥ SAYFA 28 CUMHURİYET KİTAP SAYI 995