24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y Mark Twain Vladimir Nabokov eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Ekonomik bunalım, Amerikalı yayıncıları, ünlü yazarların yayımlanmamış kitaplarını keşfetmeye yöneltti Kayıp yapıt avcıları üresel ekonomik bunalımın özellikle ABD’deki yayıncılık kesimini de derinden etkilediği görülüyor. Bu yıl Frankfurt Kitap Fuarı’na gidenlerin en çarpıcı gözlemlerinden biri de, Amerikan yayınevlerine ayrılan salondaki standların görece yoksulluğu değil miydi? The Observer’dan Paul Harris’in haberine bakılırsa, bunalım döneminin en ilginç özelliklerinden biri, yayıncıların, modern edebiyatın büyük adlarının kaybolmuş ya da yayımlanmamış yapıtlarına sarılmaları. Kimi yapıtları yeni keşfedilen yazarlar arasında Mark Twain, Vladimir Nabokov, Graham Grene, JRR Tolkien, William Styron, Mary Shelley, Ernest Hemingway gibi yazarlar var. Greene’in, edebiyat dergisi Strand’de tefrika edilen bitmemiş novellası The Empty Chair (Boş Koltuk) tümüyle yeni bir keşif. Yeni keşifler arasında, Nabokov’un The Original of Laura adlı novellası da sayılabilir. Bu kitabı Playboy dergisinin satın almış olmasını, Nabokov’un en yaygın okuyucu kitlesine Lolita’yla ulaştığını düşünerek uygun bir seçim olarak görenler de yok değil. Yayıncılar ise, hazır bir hayran kitlesi bulunan ünlü adların, yayımladıkları kitaplar için güvenli ve parasız bir tanıtım olanağı sağladığını söylüyorlar. Yayıncılık alanında danışmanlık hizmetleri veren LJN Dawson şirketinin yürütme kurulu başkanı Laura Dawson, “Düşünün,” diyor, “çıkaracağınız kitabı almak için hazır bekleyen bir okur kitlesi. Yayıncılar buna bayılır!” Buna karşılık, sorunlu ya da sorun çıkartan kitaplar da yok değil. Örneğin, Hemingway’in, Paris’teki ilk dönemine ilişkin anılarını içeren kitabın gözden geçirilmiş yeni basımı. Bu kitabın ilk basımı, yazarın ölümünden sonra dördüncü karısı Mary tarafından hazırlanıp yayımlanmış. Pek çok bölümü elden geçirilen, değiştirilen ya da çıkartılan yeni basım ise, yazarın torunu Sean Hemingway tarafından yayına hazırlanmış. Hemingway meraklılarının, bu kitaptan yazarın yazarlığı konusunda değilse de, aile ilişkileri konusunda çok şey öğrenecekleri söyleniyor. Kimilerince “edebiyat mezarlığından bestseller çıkarma” diye nitelenen bu yeni eğilimin başını çekenlerden biri de, Greene’in yeni keşfedilen novellasını tefrika etmekle kalmayan, Mark Twain’in yeni ortaya çıkarılan öykülerini de yayımlayan Strand dergisi. Onat Kutlar Greene’in K J.R.R. Tolkien Graham Grene Mary Shelley William Styron Franz Kafka Ernest Hemingway Sait Faik Edip Cansever novellasının en büyük sorunu ise bitmemiş olması. Çünkü ünlü yazarın bu yapıtı bir cinayet romanı ve katilin kim olduğu ortaya çıkmıyor. Ne ki, Strand dergisinin yayın yönetmeni Andrew Gulli, bu eksikliğin bir “üstünlüğe” dönüştürülebileceği kanısında. “Okurlardan, öyküyü tamamlamak üzere bir son bölüm yazmaları istenebilir,” diyor Gulli. Ama eklemeden de edemiyor: “Gerçekten nitelikli bir yapıt olmasaydı, bu kitabı yayımlayamazdık…” Nabokov’un The Original of Laura’sı da, ayrı bir sorun. Ünlü yazar bu kitabının, ölümünden sonra yok edilmesini istemiş. Ailesi ise Nabokov’un bu isteğine uymamış. Şimdi tartışılan, cinsellik, ölüm ve ölümlülük gibi izlekleri işleyen ve tıpkı Greene’in kitabı gibi tamamlanmamış olan bu yapıtın, Nabokov’un ustalık düzeyini yansıtıp yansıtmadığı. The Observer’dan Robert McCrum’ın yazdıklarından, Nabokov’un, ölümünden kısa bir süre önce karısına bu son romanının elyazmalarını yok etmesini söylediğini öğreniyoruz. The Original of Laura’nın dilediği yetkinliğe erişmediği kanısındaymış Nabokov. Yazar 1977’de öldüğünde, karısı Vera Nabokov elyazmalarına kıyamamış, saklamış onları. Vera’nın 1991’deki ölümünden sonra, aile işlerini oğul Dmitri üstlenmiş. Bugün 75 yaşında olan Dmitri’nin yıllarca İsviçre ve ABD’de bir “playboy” yaşamı sürdüğü, son zamanlarda sağlığı yerinde olmadığından pahalı İsviçreli doktorlara göründüğü, paraya gereksinim duyduğu için babasının son kitabını yayımlatmak istediği de söylentiler arasında. Öte yandan, kimi uzmanlar da, büyük yazarların yayımlanmış yapıtlarını ya da yitik elyazmalarını keşfedip ortaya çıkaran yayıncıların bu metinlerden ustalık düzeyinden başka şeyler aradıklarını ileri sürüyor; böylesi keşiflerin, edebiyat dünyasının ünlü adları hakkında bilinenlere yepyeni katkılarda bulunabileceğini vurguluyorlar. Gulli, Greene’in Austin’deki Texas Üniversitesi’nin arşivinde bulunan kitabının bu konuda iyi bir örnek olduğu kanısında: “Kitabı okuduğunuzda, bence 20. yüzyılın ikinci yarısının en büyük yazarı olan Greene’i Greene yapan bütün özellikleri görebiliyorsunuz.” Amerikalı yayıncıların tüm bu girişimleri ister istemez, edebiyat dünyasının şu bildik sorununu taşıyor gündeme. Belki tüm yazarların ama en azından pek çok yazarın bilmediğimiz nedenlerle yarıda kalmış, tamamlanmamış ya da yayımlanmamış yapıtları olduğu gibi, yazdıklarının yayımlanmamasını vasiyet etmiş yazarlar da vardır. Çok eskilere uzanırsak, Eski Roma’nın en büyük ozanı Vergilius, ünlü destanı Aeneis üzerinde 11 yıl çalıştıktan sonra, yapıtı gözden geçirmek ve dilediği gibi tamamlamak için 3 yıl daha çalışmayı tasarlamıştı. Ne var ki, öykünün Yunan sularında geçen bölümüne renk katmak için çıktığı yolculukta ateşli bir hastalığa yakalanmış, ölümünden önce aralarında İmparator Augustus’un da bulunduğu dostlarına Aeneis’i yakmalarını vasiyet etmişti. Romanın efsanevi kurucusunun öyküsünü anlatan bu büyük destanın varlığını, Vergilius’un vasiyetini yerine getirmeye yanaşmayan Augustus’a borçluyuz belki de. En bilinen örneklerden biri de Kafka değil midir? Yakın dostu Max Brod’a yazdığı mektupta, “Sevgili Max, son isteğim: Geride bıraktığım her şey… günceler, elyazmaları, mektuplar (benimkiler ve başkalarınınkiler), taslaklar, ne varsa hepsi, okunmadan yakılsın…” diyen Kafka. Sağlığında yalnızca birkaç kısa öyküsü yayımlanan Kafka’yı, bugün 20. yüzyıl edebiyatının akışını değiştiren bu yazarı da, Brod’un, sevgili dostunun vasiyetini yerine getirmemesine borçlu değil miyiz? Nabokov’un da, Kafka üstüne bir konuşmasında, “Neyse ki, Brod dostunun isteğini yerine getirmemiş,” dediği biliniyor. Yazarın vârisleri de, onun bu sözlerini, The Original of Laura’yı yok etmemelerinin bir doğrulaması olarak görüyorlar. Belki biraz farklı bir örnek ama bir süre önce bizde de Sait Faik’in kitaplarına girmemiş öyküleri, Edip Cansever’in kitaplarına almadığı şiirleri, Onat Kutlar’ın İshak dışında kalmış öykü ve anlatıları yayımlandı. Bence, şu ya da bu nedenle yayımlanmamış, kitap dışı kalmış, kitaplaşmamış öykülerin, şiirlerin, anlatıların, metinlerin araştırılıp bulunmasında, yayımlanmasında bir sakınca olmadığı gibi, yalnızca edebiyat tarihçileri ve araştırmacıları açısından değil, okurların da sevdikleri yazarları, şairleri daha içeriden tanımaları açısından pek çok yarar var. Kaldı ki, iyi yazarların ortaya çıkarmaya değer bulmadıkları, “bitmemiş”, dahası “en kötü” yapıtları bile okunmaya değer değil midir? Böyle bakıldığında, Cansever için hazırlanan Öncesi de Kalır, Kutlar için hazırlanan Karameke gibi kitapları doğru örnekler olarak görebiliriz. Özellikle, sağlıklarında yayımlanmış yapıtlarının dışında tutularak, ayrı birer kitap olarak yayımlandıkları için. Ne ki, Sait Faik örneğinde, daha önce de yazmıştım, aynı şeyi söylemek zor. Niçin? Sonradan bulunan öyküler, ayrı bir kitapta toplanmadığı, sağlığında yayımlanmış olan kitabına teyellendiği, böylece özgün yapıt bulandırıldığı için. Öyle görünüyor ki, yazarların, dergilerde kalmış öyküleri, şiirleri dışında, yayımlanmasını istemedikleri yapıtlarını, vârislerinin, dostlarının ya da yayınevi editörlerinin seçimine bırakmadan, kendi elleriyle yok etmeleri gerekiyor. Yoksa, hangi nedenle olursa olsun, kimsenin eli onları ortadan kaldırmaya gitmiyor kolay kolay…? SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1031
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle