04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Oliver Rolin’den ‘Odalar’ Yirmi sekiz yazar, yirmi sekiz oda Olivier Rolin, Jorge Semprun’un ortaya attığı “Yazar arkadaşlarından her biri bir otel odasını yazabilir” şeklindeki fikirle, yirmi sekiz arkadaşını yanına alarak Odalar adlı derlemeyi oluşturmuş. Rolin ve yirmi sekiz arkadaşı, Odalar‘da, bazen kurgulanan bazen de gerçekten zaman geçirilen otel odalarını anlatırken, aynı zamanda, açtıkları kapılarla çeşitli gezginlikleri de okurun ilgisine sunuyor. manzara, kapı, yatak, odayı kaplayan eşyalar ve içeri girene dek görülen yüzler... Tamamı farklı anlatılarda. Otel odası kimi vakit Emmanuel Carére’in dediği gibi “her şeyin olup bittiği yer”e de dönüşür. Carére’in anlatımında, beraber yaşadığı sevgilisi Héléne’in kız kardeşi Juliette’in ölümüne dair notlardır aktarılan; bir geceyarısı, sayfalara ilişen karalamalar. Sinemacı kimliğini metne yansıtan Carére, ustalaştığı dram anlatımını bu kez kısa öykü biçimine getirmiş. Konuşmanın mümkün olmadığı, zihni zorlayan bir suskunluğun doldurduğu tasvirle birleşen ve sabahın dördünde kapıyı çalan ölüm gerçeği, “her şeyin olup bittiği” odanın nasıl bir havaya büründüğünü gözler önüne serer. Konakladığı otel odaları ve orada yaşadıkları, Carére’in filmlerini kurgulamasına yardım eder; anlattıkları bu yöndedir. Hayatın; hayatların olduğu gibi odaların da rengi var. Solgun, sararmış olanların ötesinde canlı renkler de dikiliyor karşımıza. Otel odaları yaşamları barındırıyor. Tatmini, doymamışlığı, özlemi ve kırgınlıkları. Soru sormuyor odalar, sorduruyor ve sonunda yazdırıyor. Hayata karışıyor; hayatla karışıyor. Michéle Deguy, otel odasına bir başka gözle bakıyor; onu içe dönüklük ve felsefilik açısından değerlendiriyor: “Otel odası koridor ve rüyanın ayrıcalıklı bir ilişkisi vardır (...) Koridor Thales teoreminin sezgisidir (...) Odanın içi labirent oluşturur, bir açmazdan ötekine gidilir (...) Oda felsefidir; olabilecek en iyinin yürek darlığını verir” (s. 6061). Sabit mekânların yanında bir gemi kamarası da otel odaları arasına sızıyor. Yolculuğun bir durağı değil, kendisi orası. Yolcuğun sonlanışıyla, kamara ve gemiden ayrılış ve karaya ayak basış yeni bir yollanmanın habercisi gibi. GEZİLEN KENT, UYUNAN KENT Kimi yazarlar salaş otellere götürüyor bizi. Donuk duvarlarla çevrili, havalandırmasız ve ışıksız bir ortam. Tam karşıtı da mevcut elbet: Her şeyiyle zenginlik kokan otel odaları. Mobilyalar pırıl pırıl, içerisi temiz ve her şey bakımlı. Yüzer oda da olabiliyor bu sözü geçen, ayakları yere basan da. Tiphaine Samoyault, otelleri “gezginliğin uğrağı” biçiminde tanımlarken, kısa süreliğine de olsa oraların “ev” haline geldiğini söyler. Oda dinlence ve uyku yeridir. Samoyoult’nun “uyumadığım kentleri görmemişimdir, çünkü insan sadece uyurken doğru dürüst görür kentleri; o kentlerin içinde uyurken” deyişi, aktarmak istediğini arı şekilde verir okura (s. 163). Pekin ve orada kaldığı otel, böyle bir anlam taşır onun için: Kalınan, uyunan ve adımlanan bir şehir. Onun ifadesi, kenti tam anlamıyla yaşamanın, orada tam bir gün geçirmekle eşdeğer oluşuna ilişkin. Kenti anlamak demek, orada kalmak demek; onunla soluk almak ve sonunda günü onunla bitirmek demek biraz da. Samoyault, bunu anlatmaya çabalıyor. Tek tek betimlemelerden bazı sonuçlar çıkarmak mümkün. Örneğin otelleri şehirlere benzetme gibi yollara giriyor kimi anlatıcı, kimisi de odaları kabuğuna çekilmiş insanlarla bir araya getiriyor. Suskunluğun ifadesi olabiliyor odalar, bazen de isyanın içten içe yanan ateşi. Her iki durumda da yaşamdan kopmaz bir parça. Odanın kapısı, terk edilmişlik duygularına da açılıyor arada bir. En azından Jorge Semprun için böyle; Hostal Don Diego’nun odalarından biri ona bunu çağrıştırıyor: Soğuk, küçük, ahşap eşyalarla döşeli mekân. Benzer odalar, geçmişe dönük hesaplaşmaları gündeme getirebiliyor; tarihsel ve kişisel hesaplaşmaları. YOLDAKİ YAZARLAR Odalar’da dikkati çeken en önemli öge, yoğun betimleme ve benzetmelerin bulunması. En ince ayrıntılara varıncaya değin gerçekleşen oda tasvirleri, kimi zaman yaşama kimi zaman da insan ve insanlık hallerine benzetiliyor. Örneğin anlatıcılardan Arlette Farge, odanın durumunu aşıklarla özdeşleştirmiş: “Sağda pembeye çalan, hareli kumaş yastıklı uzun bir kanepe. Buruşuk, uçucu ve ölgün beyaz çaputlarla, dantellerle, kıvrıntılı gipürlerle dolu üstü, bazısı yere serilmiş, atılmış gibi adeta. İster istemez âşıkların zaman zaman büründükleri o özensiz hava geliyor akla; aynı zamanda mutluluğun, son kertesinde hissettirmeden azalmaya başladığı anları da andırıyorlar” (s. 88). Gil Courtemonche ise girdiği odada gördüklerini betimlerken şu ifadeleri kullanır: “Hafif solmuş bu sefil sarıyı sevmiyorum, ışıltısız, parıltısız bir sarı bu. Mobilyalardan söz etmedim size, koltuklar gri, yalandan köylü tarzı biçiminde yapılmış çalışma masası ve masalar cilalı ahşap. İnsanları betimleyemezken, neden nesneler betimlensin ki?” (s. 55). Kitabın bir diğer özelliği, ardına kattığı rüzgârla okuyucuyu odadan odaya, kentten kente ve kıtadan kıtaya sürüklemesi. Olan ve yaşananların yanı sıra kurgular da göze çarpıyor metinlerde. Rolin’in deyişiyle “atlaslarda bulunmayan” yerlerle de yüzleştiriliyor okur kimi sayfalarda. Bulunmayan kent, otel ve odalar öyle tasvir edilmiştir ki, gerçekten var olmadığını sezmek neredeyse imkânsızdır. Olivier Rolin’in öncülüğünde kaleme alınan Odalar’ı yazan yirmi sekiz yazarın kimlik kartına bakıldığında, ilgi ve üretim alanının hayli geniş olduğu bir liste ile karşılaşıyoruz: Deneme yazarları, tarihçiler, sinemacılar, bilim kurgu yazarları, üniversite öğretim üyeleri, tiyatrocular, gizli ajanlar, psikanalistler, gazeteciler... Tüm bu meslek gruplarına dahil olan anlatıcılar dikkate alındığında şu sonuca ulaşmak mümkün: Yirmi sekiz farklı yazar, yirmi sekiz farklı odayı anlatıyor. Beri yandan yirmi sekiz göz, bir o kadar mesleki pencereden bakarak otel odalarını eşeliyor. Kısa, etkili ve hepsinden önemlisi ilginç ayrıntı ve yaşanmışlıklarla süslenen betimlemeler, ana uğraşı yazarlık olsun olmasın, bir araya kolay gelemeyecek isimleri tek kitapta buluşturuyor. ? Odalar/ Olivier Rolin/ Çeviren: Orçun Türkay/ Can Yayınları/ 212 s. Ë Ali BULUNMAZ tel odası seyahatin bir durağını veya yalnızlığı çağrıştırabilir. Yeni tanışıklıkları da. Önünde sonunda yeni bir mekân, dört duvar arasındaki düşlemlerin de tetikleyicisi olur kimi zaman. Olivier Rolin ve yirmi sekiz arkadaşı, yaşanan ya da kurgulanan otel odası veya imgesiyle okurları buluştururken, deneyim ve hayalleri katıyor işin içine. O “HER ŞEYİN OLUP BİTTİĞİ YER” Çocukluğu Senegal’de geçen, felsefe ve edebiyat öğrenimi gören; 1968’de sol kanadın önderlerinden olan, FortSudan adlı kitabıyla 1994’te Femina Ödülü’nü kazanan ve roman, gezi güncesi ile anlatı gibi türlerde eserler veren Rolin, hemen başta Odalar’ın ne anlama geldiğini; ne olup ne olmadığını duyurmakla koyuluyor yola: “Odalar’ın hiçbir iddiası yok, bir akımın manifestosu değil kesinlikle, saygıdan biraz öte bir şeylerin birbirine bağladığı yazarlar arasında oynanan bir oyun sadece” (s. 13). Bir bakıma dostların buluşması; yaratılan, gerçekten olmuş veya en azından olması istenenlerin kâğıda dökülmüş biçimi. Pek çok şehir ve bir dolu kentteki otel odası kazınıyor okurun zihnine. Tek tek sıralamak ne kadar anlamlı bilinmez ama birkaçı şöyle: Hong Kong, Berlin, Montevideo, Malabo, Saraybosna, Tromso, Sevilla, New York... Bunlara ek olarak bilinmeyen, hatta hiç kurulmamış şehirlerdeki oteller ve odaları da var. Yazarların yaptığı enikonu resim çizmek: Sözcüklerle resmedilen odalar var elde. Gezilen onca yerin sonunda bellekte iz bırakan odaların çizimi bu. Mekân üzerine düşünmek mi? Evet ama fazla oyalanmadan okurun zihninde bir imge uyandırmak aslında soyunulan. Bir an evvel sağlam adımlarla anlatılmak isteniyor olup biten. Çünkü malzeme yüklü. Nereden bakılırsa bakılsın yaşanmış; elde ve zihinde kalanlar söz konusu. Burada gün ışığına çıkan, benzerlikler mi yoksa ayrılıklar mı? Her odanın birbirine yakın yanları var ama yaşanmışlıklar onları farklılaştırıyor. Düzen üç aşağı beş yukarı aynı belki ancak olay ve anılar çok ayrı. Pencerenin bayrak açtığı SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1025
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle