Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ kârlığını gösteren haşin kısrak. Ve Rowan konuşmaya başlar. Oğlundaki gözle görülür değişimler karşısında şaşkına dönen Rupert’ın aklına çılgınca bir soru gelir: Acaba dünya üzerinde atlarla tedavinin mümkün olduğu bir yer var mıdır? Cevap evettir ve bu yer Moğolistan’dır. Altı bin yıl önce atların ilk olarak evcilleştirildiği yer. Şamanizm’in Budizm’le birlikte resmi din olduğu ülke. Oraya gidecek ve oğluyla birlikte at sırtında, bozkırların gizemli şifacılarını bulacaktır. Kim bilir belki de Rowan’ın otizmi, yaşamlarını karartmak yerine, büyük bir maceraya bir kapı açacaktır. Rupert Isaacson “At Çocuk”la okurların karşısına çıkıyor. ipek eteklerin fısıltısı, alelacele yazılan bir notun satırlarını aydınlatan mum ışığının sarı gölgesi, yeni inşa edilmiş darağacı sehpasının altındaki Yeşil Avlu’da toplanan kalabalığın sesleri... “Boleyn Mirası” Tudor Hanedanı serisinin 5. ve son kitabı. YaşamalanıOtorite İlişkisi Açısından Devrim/ Şener Aksu/ Umuttepe Yayınları/ 192 s. Birçok açıdan eksik, öznel ve güvenilmez olan tarih bilgisiyle, tarihsel süreç içinde çok ender görülen devrimlerin anlaşılamayacağını düşünen Şener Aksu, neyin bilinip neyin bilinemeyeceğinden başlayarak, tarihsel bilgiyle yüzleşerek, geçmişin anlaşılmasına yönelik bir tasarı oluşturmaya girişiyor. Böylece hem tarihi, hem de devrimcileri anlamanın olanaklarını bulmayı umuyor. “YaşamalanıOtorite İlişkisi Açısından Devrim” bu çabanın sonucu. Türkiye’de, düşün alanında daha çok çeviri eserler bulunması nedeniyle çeviriden kaynaklanan bir bilgi bulanıklığı yaşanmaktadır. Türkçe tarih felsefesine bir örnek oluşturmaya amaçlayan bu eser, tarihin ne olup olmadığına yönelik tartışmaları bize duyurmaya niyetlidir. Sadece tarihçilerin değil, tarih öğrenmeye niyetli olanların da kolaylıkla kavrayacakları duru bir metindir ve okuyucuyu kendi bilinciyle yüzleşmeye çağırmaktadır. Saçtaki Tuz/ Avi/ Çeviren: Bülent Doğan/ Hayy Kitap/ 264 s. Charlotte Doyle, on üç yaşında bir genç kız. 1832 yılında Amerika’daki ailesinin yanına gitmek için İngiltere’den kalkan Balık Kartalı adlı gemiye binen Charlotte, gemideki tek yolcu, uygar davranışlardan nasibini almamış tayfanın arasında bir hanımefendi. Kumandasındaki gemiyi gideceği yere en hızlı ve en kârlı şekilde ulaştırmasıyla nam salmış olan Kaptan Jaggery, yolculuğun başında ‘… şu güzelim saçınızda biraz tuz kalmasından başka zarar görmeyeceksiniz’ der Charlotte’a. Ne var ki, Charlotte Atlantik’i aşarken o güne dek karşılaşmadığı bir zulme tanık olur; öyle ki, ‘adalet’ ve ‘uygar insan’ kavramlarını sorgulamak zorunda kalır. Okyanusun ortasında yalan, ihanet, nefret ve intikam çemberiyle kuşatılmış bulur kendini. Ama zaman içinde, dostluk ve bağlılıkla örülü bir başka çember daha olduğunu keşfeder. Denizcilerin dilindeyse iç içe çizilen iki çemberin çok farklı bir anlamı vardır: İsyana hazırlanan tayfanın imzaladığı yuvarlak dilekçe... ? SAYFA 29 Joe Brico Masumdur/ Fikret Hakan/ Umuttepe Yay./ 264 s. Fikret Hakan’ın “Joe Brico Masumdur” adlı tüm öyküleri daha önce basılmış iki kitabında ve 1952’de İstanbul Ekspres gazetesinde yayımlanan öykülerinin bir araya getirildiği bir çalışma. Kitap, oyuncunun Fikret Hakan adı ile sinemada ünlenmeden önce Bumin Gaffar olarak Türk edebiyatındaki yerini tekrar ortaya koyuyor. Baylan toplantıları, Mavi Hareketi, İkinci Yeni ortasında kendi öykü ve şiir dilini oluşturan genç bir edebiyatçının ürünü olan “Tellâk Ali”, 1953, “Hamalın Uşakları” ise 1996 yılında basılan iki öykü kitabı ve yazarın diğer öyküleri “Joe Brico Masumdur”da toplanarak bir edebiyatçının dilinin gelişim serüvenini de ortaya koyuyor. Fikret Hakan, kitabı döneminin önemli Rusça çevirmenlerinden olan babası A.Gaffar Güney’e ithaf ediyor. Fikret Hakan’ı aktörlüğünün dışında iç dünyasını yansıtan öyküleri ile de keşfetmek isteyenler için, bu kitap iyi bir fırsat sunuyor ve sinemanın etkisinden sıyrılıp edebiyat ile tekrar buluşan oyuncuyu okuyucusu ile buluşturuyor. Boleyn Mirası/ Philippa Gregory/ Çev: Demet Altınyeleklioğlu/ Artemis Yayınları/ 648 s. Tudor Sarayı’nda hayat mücadelesi veren üç genç kadının hikâyesi... Cleves’li Anne, Katherine Howard, Jane Rochford. Boleyn Mirası, konumları, servet, beğeni ve gücün yanı sıra yalan, ihanet ve terör getiren üç kadına odaklanıyor. Darağaçları tarafından yönetilen bir sarayın etrafına gerilmiş ipekten bir ip gibi ince ince dokunmuş bir roman bu. Philippa Gregory, bir kez daha çoktan tarihe karışmış bir dünyaya hayat veriyor. Taş basamakların üzerinde hışırdayan CUMHURİYET KİTAP SAYI 1025