06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

...KISA KISA... Nâzım Hikmet’le 3.5 Yıl Ë Mazlum VESEK apishane arkadaşlığının hiçbir arkadaşlığa benzemediğini, farklı bir yeri olduğunu, duyduk dinledik hep. Türk edebiyatının iki büyük kaleminin hapishane arkadaşlığını merak edenler için, edebiyat, siyaset ve hayat dersleri ile dolu, Orhan Kemal’in Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl kitabı Everest Yayınları’ndan çıktı. Rus Yazar Radi Fiş, Nâzım Hikmet’le ilgili bir çalışma yapmak için Türkiye’ye geldiğinde Orhan Kemal’le de görüşür. Orhan Kemal, saatlerce kendinden geçercesine Nâzım Hikmet’le yaşadıklarını hatırladığı kadarıyla anlatır. Daha sonra Orhan Kemal, Nâzım Hikmet’le 3, 5 Yıl adıyla bir kitapta toplar anılarını. Kitap, 2000 yılına kadar farklı yayınevlerince basılır. 2000 yılındaki baskısına Orhan Kemal’in not defterinden Nâzım Hikmet’le ilgili notları ve Nâzım Hikmet’in Orhan Kemal’e yolladığı mektuplar eklenir. Everest Yayınları tarafından yeniden basılan kitap, Nâzım Hikmet’le ilgili kitaplar içinde önemli bir yere sahip. Kitapta, usta ile çırağın, iki edebiyat ustasının ve iki yol arkadaşının sanatsal yönlerinin yanı sıra insan hallerini göreceksiniz. Orhan Kemal, Niğde’de askerlik yaptığı sıralar “asker çantasında Nâzım Hikmet’in şiir kitaplarıyla gazetelerden kesil H “SİZ DÜZYAZI YAZIN DÜZYAZI” Orhan Kemal, büyük bir heyecanla şiirlerini Nâzım’la paylaşır. Fakat daha ilk şiirlerinde, “yeterler” ve “berbatlar”la Nâzım Hikmet Orhan Kemal karşılaşır. Ardından gelişen sohbette Nâzım, Orhan Kemal’le yakından ilgilenmiş birtakım kupürler” taşıdığını ve kimi hayranlarındandım. Herkes gibi, ‘Nedemek istediğini söyler. İleriki günlerde Oryerde siyasi tartışmalara girdiğini “Yaşam nini bilmeden’ ona kızıyordum, fakat ihhan Kemal’in bir roman çalışması Nâzım ve Sanat Serüvenim” başlıklı bir yazısıntimal, herkes gibi nedenini bilmeden, yaHikmet’in eline geçer: da anlatıyor. Kuvvetle ihtimaldir ki, Orhut pek az bilerek, seviyordum onu: (…) Adeta soluk soluğa sordu: han Kemal, çantasında şiir kitaplarını tamüthiş, muazzam, doyuran sanatını.” “Siz mi yazdınız bunu?” şıdığı şairin kitaplarının günün birinde Orhan Kemal, Nâzım Hikmet’in geleÇekinerek, “Evet…” dedim. tutuklanmasına büyük ölçüde etki edececeği haberini kendisi gibi şiir yazan arka“Birader,” dedi, “neden bahsetmediğini tahmin etmiyordu. Yine Orhan daşlarına ve ardından tüm hapishaneye niz bundan. Siz düzyazı yazın düzyazı!” Kemal, şiirlerini okuduğu için tutuklanyayar. Nâzım’ın geldiği gün de müdür Artık, Orhan Kemal, şiirden çok nesirdığı şairle günün birinde aynı hapishaneodasının önünde, “dümenin yanına bağle uğraşmaya başlar. Kitapta, Nâzım de yıllar geçireceğini de tahmin etmiyordaş kurup oturmuş”, “Türkmenistanlı Hikmet’in sanatı üzerine bir çok tanıklık du. İşte “940 yılının kışı”nda, “Hapishabir Buda heykeli”ni bekliyordur. bulunabileceği gibi, en büyük eseri olan ne kaleminde, sabıka defterlerinde” Nâzım Hikmet’in gelişinden hemen iki Memleketimden İnsan Manzaraları’nın çalışan Orhan Kemal, bir sabah Nâzım saat sonra, Orhan Kemal, beklenmedik oluşum sürecine ait birçok anekdotla karşılaşmak mümkün. Nâzım’ın büyük eserinde geçen şu söz, o dönemde “balkanlı bir ihtiyar”ın söylediği sözdür: “madenin tuncu İnsanın piçi İyisi de var” Yine Orhan Kemal, şu sözlerle satırlarda. Ë Fatma Nilgün MERAL Nâzım Hikmet’in eserlerindeki DARMADAĞIN HAYATLAR malzemeyi çok iyi özetlemektedir: itaplarında yaşanan Memleketimden İnsan ManzaraBelli ki yaşamak için yazmayı seçmiş yazar. Kelimeler ve yaşadıolayları iyi ya da ları’na kimler malzeme vermemişğı gerçeklik arasındaki akış bazen kekeme bir çocuğun mahcup kötü olmasının ötelerdir ki? Yayalar Köylü İbrahimutangaçlığında seyrediyor. Geçmişte yaşananlar, dünden bugüne sinde şans ve olasılık geçen zaman içinde sanki yarın olacakların habercisi gibi. Dün ler, Çorbacı Memet’ler, Laz Eyüp olarak değerlendiren İbrahim Ağa’lar, İlyas Kaptan’lar, Balkanlı sanıldığı kadar çabuk eskimiyor yazar için. Ve onlarca sanrının Altun, hiçbir olaya kesin olaMuhacir’ler, Azerbaycanlı Şükrü beraberinde getirdiği uykusuz geçen geceler, dipten, derinden rak yaklaşmadan, hep bir Bey’ler, Galip Usta’lar… romanın mihenk taşlarını oluşturuyor. Bir anda darmadağın olan başka yere, bir başka kahrabir yaşam. Bir gecede çöken bir adam. Güzel ötesi bir kadın. AYRILIK… “KABİL DEĞİL mana, neticede farklı bir soÖnce sanrı olarak gözüken, sonrası düşe dönüşen ucu başı açık UNUTMAM SENİ” nuç olgusuna sahip çıkarak bir hayat. Yanı başında kocaman gerçekler. Kira, borçlar, faturaOrhan Kemal, “beş senelik cezayazıyor. lar, bir o kadar dayatılan değerler. Bitip tükenmek bilmeyen yoksını yiyip” tahliye olacağı gün gelMimarın Odası, Romantik sulluk, art arda gelen başarısızlıklar bir roman yazma hayali ile diğinde Nâzım’a, onun için yazdığı Salgın, Günahsız ve Sıcak adlı yanıp tutuşan karakterimizi yıldırmıyor, aksine hayatına ve acılaşiirleri uzatır. romanları ile edebiyat dünyarına baktıkça kendinden güç alarak dört elle sarılıyor bu romana. Sen “Prometenin çığlıklarını sındaki sessiz ve derinden Sonra bir romanın olmazsa olmazları, aşk ve ihanet çalıyor yazakaba kıyım tütün gibi piposuna ilerleyişini sürdüren İbrahim Altun, bu rın kapısını. O kapı zaten ardına kadar açık, gelen giriyor pek dolduran adam” kez Sürtük ve Kalpazan ile okurun karşıçoğu da vermek yerine olanı da alıp götürüyor. Sonunda dayanılSen benim mavi gözlü arkadaşım sında. Yine sınırdakileri yazıyor, yine ‘anti maz olan acı ve yalnızlığın içinden haykıran şeytan, aklını çeliKabil değil unutmam seni” kahraman’ların kırık dökük hayatlarını yor... Ve tüm bunlara karşı tek umut. Çizginin öbür yanı. Peki (…) didik didik ediyor. Bu kez genç bir yazaama nasıl? Kolay mı o kadar? Ve önüne çıkan koca bir duvar. Diğer şiir, “Komik Hürriyet” rın ruhuna ve hayatına sızıyoruz. ‘En altHer şey bitti dediği anda karşısına çıkan bir yabancıyla birlikte adlı şiirdir. Nâzım Hikmet, o şiiri takilerin’ hayatları her edebiyatçı için cazip bir kodeğişiveren hayatın akışı ve yeniden şaha kalkan umut. İşte bu roçizdiği Orhan Kemal portresinin nudur. Hepimizin içinde aslında bir hayvan olduğu gerçeğinden manı okunabilir kılan ve diğerlerinden ayıran en büyük özellik. etrafında süs olarak kullanacaktır. yola çıkarsak, bu hayvanla yüzleşmenin çok da kolay olmadığını Her sayfasından fışkıran umut adeta okura yaşamak arzusu aşılıNâzım Hikmet, şiirleri okuduktan da biliyoruz demektir. Tam da böyle bir yüzleşme esnasında pek yor. Özetle yağmuru kızıl şehrin kahramanları, kan kırmızı bu hisonra arkadaşına sarılır ve, “Sağ çok soruya cevap vermek istemeyeceğimiz hakikatini de göz ardı kâyede. Romanda geçen ürkütücü bir o kadar üşütücü ‘an’ ar olun e mi? Beni bundan daha çok edemeyiz. Sürtük ve Kalpazan’da, kimin kime ne yaptığının ya da karşısında çok hızlı yaşanıp bir o kadar çabuk tükenen bir an memnun edemezdiniz!” der. Ve ne yapmak istediğinin peşine düşmeden, insana dair tüm karanlık içinde içinizdeki şeytanla apaçık yüz yüze geliyorsunuz. Orhan Kemal, “yüreğinin büyük değerler adına son derece cesur bir anlatımla karşı karşıya kalıyoTükenmiş, kırmızı gömlekli bir adam üstündeki giysinin rengibir parçasını” hapishanede bırakıp ruz. Romanda içten içe yaşanan bir iç hesaplaşmanın dışında ne sadık haykırıyor, “Daha dün bu saatlerde o sürtük evimdeydi. Adana’ya gider. Nâzım Hikmet’le kimseden hesap sorulmuyor sanki. Hatta, seçilmişlik neticesi yaBeraberdik bu evde, şu kanepenin üzerinde kendimizden geçi3,5 Yıl, düşünceleri ve sanatıyla yorduk. Şimdi aynı kanepede başka türlü şeyler oluyor bana.” şanmış seçimler adına, yazardan tüm kâinata bir ‘teşekkür’ hisseTürkiye ve dünyada önemli etkileri Evet, bu şehirde yağmur kızıl yağıyor. Küçücük bir beden, kocadiliyor. Bir yol hikâyesi anlatılıyor aslında romanda. Her insanın olan iki sanat adamının hayatının man bir yürek ya da tam tersi ve en geçerli üstelik en güçlü silah. her an çıkabileceği bir yolculuk. Ve çok uzakmış gibi görünse de bir dönemi üzerinde okunması gePara! Maddenin gerçeğine yakışır haliyle bir o kadar sahte berahemen yanı başımızda olup biten, tesadüfen bize değen ya da tereken soluksuz bir güzellemedir. ? berinde garip bir bulantı. ? ğet geçen bir roman. Romanda, yok olmaya yüz tutmuş ve bir yerinden hayata tutunmaya çalışan insanların hikâyeleri anlatılmış. Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl/ OrSürtük ve Kalpazan/ İbrahim Altun/ Doğan Kitap/ 250 s. Bir miktar kendine acıyan herkes kendiyle göz göze gelebilir bu han Kemal/ Everest Yay./ 128 s. Hikmet’in siyatiklerinden rahatsızlığından dolayı Bursa Cezaevine geleceğini kâtipten duyar. Orhan Kemal’in o anda aklından geçen şu düşünceler, Nâzım Hikmet’le ilgili geniş yığınların tutumunu ifade eder: “Herkes gibi onun uzaktan şekilde Nâzım Hikmet’le ne kadar yakın olunabileceğini görecektir. Ne hakkında anlatılan olağanüstü davranışlar, ne rahatsız edilmeye gelmeyip, “yataklarını topladığı gibi” gitmesi: “Aman birader,” dedi. “kapı kapı üstüne, kilit kilit üstüne… İdareye çıkmak da bir dert burada… Kaç kapı var üzerimizde Allah aşkına?” Bunu evvelden ben de merak etmiş, saymıştım. “Altı…” dedim. “Füüüüüüüyt!!!” Nâzım Hikmet’in hapishaneye gelişiyle, şu ıslığa kadarki zaman iki saatten çok değildi. (…) Orhan Kemal, iki saat içinde Nâzım’la “senlibenli” olmuştur. Ardından sanatında ve yaşamında büyük etkileri olan bir dostluk başlar. Sürtük ve Kalpazan K İbrahim Altun ¥ SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 969
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle